1 |
revival |
canlanma |
n. |
|
- An industrial revival is expected to happen under the new government.
- Yeni hükümet döneminde sanayide bir canlanma yaşanması bekleniyor.
- This is already causing revival.
- Bu durum şimdiden canlanmaya neden oluyor.
- The Old Prussian language revival began in the early 80's.
- Eski Prusya dilinin canlanması 80'lerin başında başladı.
- The Old Prussian language revival began in the early 80's.
- Eski Prusya dilinin canlanması seksenlerin başında başladı.
Show More (1)
|
2 |
revival |
yeniden canlanma |
n. |
|
- The revival of metal music seems impossible to me.
- Metal müziğin yeniden canlanması bana imkansız görünüyor.
Show More (-2)
|
3 |
revival |
dinsel uyanış toplantısı |
n. |
|
- All of the town folk will attend the revival on this night.
- Tüm kasaba halkı bu geceki dinsel uyanış toplantısına katılacak.
Show More (-2)
|
4 |
revival |
yeniden sahnelenme |
n. |
|
- James will also play at the revival of 'Hamlet.'
- Hamlet'in yeniden sahnelenmesinde James de rol alacak.
Show More (-2)
|
5 |
revival |
ekonomik canlanma |
n. |
|
- In order to achieve economic revival, we must favour public spending and credit as opposed to tax cuts.
- Ekonomik canlanmayı sağlamak için vergi kesintileri yerine kamu harcamalarını ve kredileri tercih etmeliyiz.
Show More (-2)
|
6 |
revival |
yeniden canlandırma |
n. |
|
- Are your people interested in the revival of your language?
- Halkınız dilinizin yeniden canlandırılmasıyla ilgileniyor mu?
Show More (-2)
|