1 |
scar |
yara izi |
n. |
|
- There are scars and wounds that have not healed.
- İyileşmemiş yara izleri ve yaralar var.
- And from the scars on him, he might be telling the truth.
- Ve üzerindeki yara izlerine bakılırsa, doğruyu söylüyor olabilir.
- And from the scars on him, he might be telling the truth.
- Ve üzerindeki yara izlerine bakılırsa doğru söylüyor olabilir.
- And from the scars on him, he might be telling the truth.
- Üstelik yara izlerine bakılırsa doğru da söylüyor olabilir.
- Tom had a new scar on his forehead since the last time Mary had seen him.
- Tom'un alnında Mary'nin onu son gördüğü zamandan beri yeni bir yara izi vardı.
- Do you know how Tom got that scar on his chin?
- Tom çenesindeki o yara izini nasıl aldı biliyor musun?
- Have you ever shown your scar to someone?
- Hiç birine yara izini gösterdin mi?
- Tom has a scar just below his left eye.
- Tom'un sol gözünün hemen altında bir yara izi var.
- I have a scar on my arm.
- Kolumda bir yara izi var.
- What's that scar from?
- O yara izi nereden?
- There may be some scars.
- Bazı yara izleri olabilir.
- The scar on his forehead really stands out.
- Alnındaki yara izi gerçekten göze çarpıyor.
- Tom has a scar on his cheek.
- Tom'un yanağında bir yara izi var.
- I still have a scar on my left leg from a car accident I was in when I was thirteen years old.
- On üç yaşındayken geçirdiğim bir araba kazasından dolayı sol bacağımda hâlâ bir yara izi var.
- Please show me the scar.
- Lütfen yara izini gösterin.
- Tom has a scar on his stomach.
- Tom'un karnında bir yara izi var.
- Tom has several scars on his arms.
- Tom'un kollarında birçok yara izi var.
- Tom has several scars on his arms.
- Tom'un kollarında birkaç yara izi var.
- Where did you get that scar?
- O yara izini nerede aldın?
- Tom has scars on his legs.
- Tom'un bacaklarında yara izleri var.
- He has a large scar on his face.
- Onun yüzünde büyük bir yara izi var.
- The scar on his forehead really stands out.
- Alnındaki yara izi çok göze batıyor.
- There's a small scar on Tom's face just under his left eye.
- Tom'un yüzünde, sol gözünün hemen altında küçük bir yara izi var.
- How did you get that scar?
- O yara izi nasıl oldu?
- Will I have a scar?
- Bir yara izim olacak mı?
- There may be some scars.
- Bazı yara izleri kalabilir.
- When did you see my scar?
- Yara izimi ne zaman gördün?
- Do you want to see my scar?
- Yara izimi görmek ister misin?
- Have you ever shown your scar to someone?
- Yara izini herhangi birine hiç gösterdin mi?
- Tom has a scar on his forehead.
- Tom'un alnında bir yara izi var.
- The scar isn't really visible.
- Yara izi pek görünmüyor.
- The soldier never got scars from battles.
- Askerin savaşlardan kalan hiç yara izi yoktu.
- Tom showed Mary the scar on his leg.
- Tom Mary'ye bacağındaki yara izini gösterdi.
- Tom has a scar on his arm.
- Tom'un kolunda bir yara izi var.
- The scars are barely visible.
- Yara izleri zar zor görünüyor.
- The scar on his forehead is conspicuous.
- Alnındaki yara izi dikkat çekici.
- He has a scar on his arm.
- Kolunda bir yara izi var.
- Tom has a scar on his face.
- Tom'un yüzünde bir yara izi vardır.
- What's that scar from?
- Bu yara izi neden?
- The scar on his cheek hardly shows now.
- Yanağındaki yara izi artık zor görünüyor.
- Tom has a scar on his face.
- Tom'un yüzünde bir yara izi var.
- Do you know how Tom got that scar on his chin?
- Tom'un çenesindeki yara izinin nasıl olduğunu biliyor musun?
- He has a scar on his arm.
- Onun kolunda bir yara izi var.
- Tom has a scar on his chin.
- Tom'un çenesinde bir yara izi var.
- Tom has a scar on his right leg.
- Tom'un sağ bacağında bir yara izi var.
- The soldier never got scars from battles.
- Askerin savaşlarda hiç yara izi olmazdı.
- Will I have a scar?
- Yara izim kalacak mı?
- Tom has several scars on his arms.
- Tom'un kollarında birkaç yara izi mevcut.
- I'll still have a scar from that accident.
- O kazadan sonra hala bir yara izim olacak.
- He has a large scar on his face.
- Yüzünde büyük bir yara izi var.
- Tom had a new scar on his forehead since the last time Mary had seen him.
- Tom'un alnında Mary'nin onu son gördüğü zamandan beri yeni bir yara izi çıkmıştı.
- The scar on his cheek hardly shows now.
- Yanağındaki yara izi artık neredeyse görünmüyor.
Show More (49)
|
2 |
scar |
yara |
n. |
|
- The fact remains, however, that this scar, this wound, on Europe's body has now healed.
- Ancak gerçek şu ki, Avrupa'nın vücudundaki bu yara artık iyileşmiştir.
- The scar on his forehead is conspicuous.
- Onun alnındaki yara bariz.
- Tom has a scar on his right leg.
- Tom'un sağ bacağında bir yarası var.
- The scar is healing.
- Yara iyileşiyor.
- Please show me the scar.
- Lütfen bana yarayı göster.
- That scar will never heal.
- O yara asla iyileşmeyecek.
- How did you get that scar?
- O yarayı nasıl aldın?
- There's a small scar on Tom's face just under his left eye.
- Tom'un yüzünde tam sol gözünün altında küçük bir yara var.
- How did you get that scar on your chin?
- Çenendeki o yarayı nasıl aldın?
- How did you get that scar on your chin?
- Çenendeki yara nasıl oldu?
- Tom has a scar on his stomach.
- Tom'un midesinde bir yara var.
- The scar isn't really visible.
- Yara gerçekten görünür değil.
Show More (9)
|
3 |
scar |
iz |
n. |
|
- My grandparents have smallpox vaccination scars on their arms.
- Büyük ebeveynlerimin kollarında çiçek aşısı izleri var.
- Wounds heal, scars remain.
- Yaralar iyileşir, izleri kalır.
- My grandparents have smallpox vaccination scars on their arms.
- Büyükannem ve büyükbabamın kollarında çiçek aşısı izleri var.
Show More (0)
|
4 |
scar |
yer |
n. |
|
- The tragedy left a scar on my mind.
- Bu trajedi zihnimde yer etti.
Show More (-2)
|