| 1 |
scatter |
saçmak |
v. |
|
- Clothes were scattered across the room.
- Giysiler odanın her tarafına saçılmıştı.
- Where did you scatter them?
- Nereye saçtınız?
- Where did you scatter them?
- Onları nereye saçtın?
- We scattered seeds all over the field.
- Tohumları tarlanın her tarafına saçtık.
- The farmer scattered the wheat seeds in the field.
- Çiftçi buğday tohumlarını tarlaya saçtı.
Show More (2)
|
| 2 |
scatter |
dağıtmak |
v. |
|
- The sudden noise scattered the birds.
- Ani ses kuşları dağıttı.
- Sami scattered Layla's body parts around the city.
- Sami, Layla'nın ceset parçalarını şehrin dört bir yanına dağıttı.
- The hungry cat scattered the trash all over the kitchen.
- Aç kedi çöpleri mutfağın her yerine dağıttı.
- The sudden noise scattered the birds.
- Ani gürültü kuşları dağıttı.
Show More (1)
|
| 3 |
scatter |
serpmek |
v. |
|
- We scattered seeds all over the field.
- Tohumları tüm tarlaya serptik.
- The farmer is scattering seeds over the field.
- Çiftçi tarlaya tohumları serpiyor.
Show More (-1)
|
| 4 |
scatter |
(kalabalığı vb.) dağıtmak |
v. |
|
- Police used tear gas and rubber bullets to scatter the crowd.
- Polis kalabalığı dağıtmak için biber gazı ve plastik mermi kullandı.
Show More (-2)
|
