slander - English Turkish Sentences
English Turkish
slander iftira n.
  • Her slander won't work this time.
  • Belli ki attığı iftira bu kez işe yaramayacak.
  • Dan sued Linda for slander.
  • Dan iftira nedeniyle Linda'ya dava açtı.
  • Isn't that considered slander?
  • Bu iftira olarak değerlendirilmiyor mu?
Show More (3)
slander iftira atmak v.
  • These men had all been accused of slandering the president during the electoral campaign last year.
  • Bu kişilerin hepsi geçen yılki seçim kampanyası sırasında cumhurbaşkanına iftira atmakla suçlanmıştı.
  • These men had all been accused of slandering the president during the electoral campaign last year.
  • Bu adamların hepsi geçen yılki seçim kampanyası sırasında başkana iftira atmakla suçlanmıştı.
  • You have the right to free speech, but not the right to slander.
  • Özgürce konuşma hakkına sahipsin ama iftira atma hakkına değil.
Show More (1)
slander arkasından konuşmak v.
  • She kept slandering behind Abby's back.
  • Abby'nin arkasından konuşup durdu.
Show More (-2)
slander kara çalma n.
  • Mr. Myer said the latest gossip is just slander.
  • Bay Myer son dedikoduların kara çalmadan ibaret olduğunu söyledi.
Show More (-2)
slander iftira etmek v.
  • You have the right to free speech, but not the right to slander.
  • Serbest konuşma özgürlüğün var ama iftira etme hakkın yok.
Show More (-2)