| 1 |
slap |
tokat atmak |
v. |
|
- I was so angry that I wanted to slap him.
- O kadar sinirlendim ki ona tokat atmak istedim.
- Esmaeel called me and slapped me again twice, like this.
- Esmaeel beni aradı ve iki kere daha tokat attı, bu şekilde.
- In the heat of the moment, Tom slapped Mary.
- O anın sıcaklığıyla Tom, Mary'e tokat attı.
- Tom would slap Mary for just any reason.
- Tom Mary'ye herhangi bir sebepten dolayı tokat atabilirdi.
- If I slap you, the whole city will suffocate from face powder.
- Eğer sana tokat atarsam, bütün şehir yüz tozundan boğulur.
- In the heat of the moment, Tom slapped Mary.
- O anın sıcağında, Tom Mary'ye tokat attı.
- If Mary slapped Tom, I'm sure he deserved it.
- Mary Tom'a tokat attıysa, eminim o hak etmiştir.
- Tom knew why Mary slapped John.
- Tom, Mary'nin John'a neden tokat attığını biliyordu.
- If slapped on one cheek, turn the other cheek.
- Bir yanağına tokat atana öbür yanağını çevir.
- If I slap you, the whole city will suffocate from face powder.
- Sana tokat atsam bütün şehir makyaj pudrasından boğulacak.
- She slapped his face.
- Yüzüne tokat attı.
- I slapped his face.
- Suratına tokat attım.
- I gave him a slap.
- Ona tokat attım.
- She gave him a slap in the face.
- Yüzüne bir tokat attı.
- He slapped her.
- Ona tokat attı.
- She slapped me on the chin.
- O çeneme tokat attı.
- You slapped me.
- Bana tokat attın.
- Mary slapped me.
- Mary bana tokat attı.
- She slapped me on the chin.
- Çeneme bir tokat attı.
- He kissed me and then I slapped him.
- Beni öptü ve ben de ona tokat attım.
- Instead of slapping him in the face, she spit in it, and walked contemptuously away.
- Kız ona tokat atmak yerine yüzüne tükürdü ve aşağılayarak uzaklaştı.
- I almost slapped Tom.
- Tom'a neredeyse tokat atıyordum.
- Tom knew why Mary slapped John.
- Tom Mary'nin John'a neden tokat attığını biliyordu.
- You slapped Tom, didn't you?
- Tom'a tokat attın, değil mi?
- I slapped his face.
- Onun yüzüne tokat attım.
- Tom blocked Mary's punch, then slapped her with his right hand.
- Tom Mary'nin yumruğunu bloke etti, sonra sağ eliyle ona tokat attı.
- She gave him a slap in the face.
- Onun yüzüne bir tokat attı.
- Tom wondered if Mary would slap him if he tried to kiss her.
- Tom, Mary'yi öpmeye kalkarsa Mary'nin ona tokat atıp atmayacağını merak etti.
- Emily would never slap me in the face.
- Emily asla yüzüme tokat atmaz.
- Because of his impolite reply, she got angry and slapped his face.
- Kaba cevabı yüzünden sinirlendi ve yüzüne tokat attı.
- And then she slapped him.
- Sonra ona tokat attı.
- Mary slapped Tom.
- Mary Tom'a tokat attı.
- Tom said Mary slapped him.
- Tom Mary'nin ona tokat attığını söyledi.
- Who slapped you?
- Sana kim tokat attı?
- I slapped him.
- Ona tokat attım.
- He slapped her.
- Ona tokat atmış.
- Tom said Mary slapped him.
- Tom, Mary'nin ona tokat attığını söyledi.
- She slapped him in the face.
- Yüzüne tokat attı.
- I gave him a slap.
- Ona bir tokat attım.
- His rude reply provoked her to slap his face.
- Kaba cevabı, kadının onun yüzüne tokat atmasına neden oldu.
- Tom tried to kiss Mary and she slapped him.
- Tom Mary'yi öpmeye çalıştı ve Mary ona tokat attı.
- Tom kissed Mary and then she slapped him.
- Tom, Mary'yi öptü ve Mary ona tokat attı.
- When Tom tried to kiss Mary, she slapped him.
- Tom Mary'yi öpmeye çalıştığında Mary ona tokat attı.
- Tom said that Mary slapped him.
- Tom, Mary'nin ona tokat attığını söyledi.
- Tom blocked Mary's punch, then slapped her with his right hand.
- Tom Mary'nin yumruğunu engelledi, sonra sağ eliyle ona tokat attı.
- When I made my move she slapped me and told me to take a cold shower.
- Ben hamlemi yaptığımda, o bana tokat attı ve soğuk bir duş almamı söyledi.
- Tom blocked Mary's punch, then slapped her with his right hand.
- Tom, Mary'nin yumruğunu engelledi, sonra sağ eliyle ona tokat attı.
- Tom and Mary slapped each other.
- Tom ve Mary birbirine tokat attı.
- Tom slapped me.
- Tom bana tokat attı.
- When Tom kissed Mary, she slapped him.
- Tom Mary'yi öptüğünde, Mary ona tokat attı.
- His rude reply provoked her to slap his face.
- Onun kaba cevabı onun yüzüne tokat atması için onu kışkırttı.
- She slapped him.
- Ona tokat attı.
Show More (49)
|
| 2 |
slap |
tokatlamak |
v. |
|
- Tom knew why Mary slapped John.
- Tom, Mary'nin John'u neden tokatladığını biliyordu.
- Who slapped you?
- Seni kim tokatladı?
- If Mary slapped Tom, I'm sure he deserved it.
- Mary Tom'u tokatladıysa, eminim hak etmiştir.
- Don't make me slap you.
- Seni tokatlamak zorunda bırakma beni.
- Tom slapped Mary.
- Tom Mary'yi tokatladı.
- Mary slapped Tom.
- Mary Tom'u tokatladı.
- She slapped him silly.
- Onu aptalca tokatladı.
- I almost slapped Tom.
- Neredeyse Tom'u tokatladım.
- And then she slapped him.
- Ve sonra onu tokatladı.
- You slapped Tom, didn't you?
- Tom'u tokatladın, değil mi?
- You slapped me.
- Sen beni tokatladın.
- Sami slapped Layla.
- Sami, Layla'yı tokatladı.
- Tom slapped me.
- Tom beni tokatladı.
- Would you like to get slapped?
- Tokatlanmak ister misin?
- Where did you slap them?
- Onları nerede tokatladın?
- Tom and Mary slapped each other.
- Tom ve Mary birbirlerini tokatladılar.
- If Mary slapped Tom, I'm sure he deserved it.
- Eğer Mary Tom'u tokatladıysa, onu hakettiğine eminim.
- Tom slapped Mary.
- Tom, Mary'i tokatladı.
- The two clowns slapped each other.
- İki palyaço birbirini tokatladı.
- When Tom kissed Mary, she slapped him.
- Tom, Mary'yi öptüğünde Mary onu tokatladı.
- After slapping Tom, Mary ran out of the room.
- Tom'u tokatladıktan sonra, Mary odadan dışarıya doğru koştu.
- He slapped my ass.
- Kıçımı tokatladı.
- Mary slapped me.
- Mary beni tokatladı.
- After slapping Tom, Mary ran out of the room.
- Tom'u tokatladıktan sonra Mary odadan dışarı koştu.
- When I made my move she slapped me and told me to take a cold shower.
- Hamlemi yaptığımda beni tokatladı ve soğuk bir duş almamı söyledi.
- After slapping Tom's right cheek, Mary stomped on his left foot.
- Tom'un sağ yanağını tokatladıktan sonra Mary onun sol ayağına bastı.
- Who slapped you?
- Kim tokatladı seni?
- Tom knew why Mary slapped John.
- Tom Mary'nin neden John'u tokatladığını biliyordu.
Show More (25)
|
| 3 |
slap |
tokat |
n. |
|
- I experience this as a slap in the face of the Commission and Parliament.
- Bunu Komisyon ve Parlamento'nun suratına atılmış bir tokat olarak görüyorum.
- Surely that is a slap in the face for those EU partners?
- Şüphesiz bu AB'li ortaklarımız için adeta bir tokattır.
- What a slap in the face of the European Union!
- Avrupa Birliği'nin yüzüne inen bir tokat!
- That girl wants a good slap!
- Şu kız iyi bir tokat istiyor!
- All she received was a slap on the wrist.
- Sadece bileğine bir tokat yedi.
- This is a slap in the face for us.
- Bu yüzümüze bir tokat gibi çarpıyor.
- This is a slap in the face for us.
- Bu bizim için bir tokat.
- That girl wants a good slap!
- Bu kız iyi bir tokat istiyor!
- That kid got a slap from his mother for being rude.
- O çocuk kaba davrandığı için annesinden bir tokat yedi.
- Dan didn't even slap Linda.
- Dan, Linda'ya tokat bile atmadı.
Show More (7)
|
| 4 |
slap |
vurmak |
v. |
|
- He slapped my back, saying he was just kidding.
- Şaka yaptığını söyleyerek sırtıma vurdu.
- Tom slapped the ball out of Mary's hand.
- Tom Mary'nin elindeki topa vurdu.
Show More (-1)
|
| 5 |
slap |
çarpmak |
v. |
|
- The open shutters slapped against the windows.
- Açık panjurlar pencerelere çarpıyordu.
Show More (-2)
|
| 6 |
slap |
çarpmak |
n. |
|
- Her answer was a slap in the face.
- Cevabı yüzüne tokat gibi çarptı.
Show More (-2)
|
| 7 |
slap |
şaplak atmak |
n. |
|
- Jimmy slapped John across the face.
- Jimmy, John'un suratına bir şaplak attı.
Show More (-2)
|
| 8 |
slap |
şamar |
n. |
|
- That kid got a slap from his mother for being rude.
- O velet kabalık ettiği için annesinden bir şamar yedi.
Show More (-2)
|
