|
- You know the real miracle, nothing happened to the Bosnian stew.
- Asıl mucizeyi biliyorsunuz, Bosna güvecine hiçbir şey olmadı.
- I don't know how to make stew.
- Güveç nasıl yapılır bilmiyorum.
- I started to make stew.
- Ben güveç yapmaya başladım.
- Tom and I ate stew for dinner.
- Tom ve ben akşam yemeği için güveç yedik.
- The stew isn't ready to eat yet.
- Güveç henüz yemek için hazır değil.
- I tasted the stew.
- Güvecin tadına baktım.
- Mary's stew was so delicious that Tom had a second helping.
- Mary'nin güveci o kadar lezzetliydi ki Tom ikinci bir porsiyon aldı.
- What's in this stew?
- Bu güveçte ne var?
- Aren't you going to eat the rest of your stew?
- Güvecinin geri kalan kısmını yemeyecek misin?
- Tom told us he wouldn't eat the stew that Mary had made.
- Tom, Mary'nin yaptığı güveci yemediğini söyledi.
- Mary is cooking stew and Tom is making a salad.
- Mary güveç pişiriyor ve Tom bir salata yapıyor.
- Are you going to eat the rest of your stew?
- Güvecinin geri kalanını yiyecek misin?
- I've made stew.
- Güveç yaptım.
- Tom doesn't like the way Mary makes stew.
- Tom, Mary'nin güveç yapma şeklini sevmiyor.
- The stew isn't ready to eat yet.
- Güveç henüz yenmeye hazır değil.
- Tom made stew for dinner.
- Tom akşam yemeği için güveç yaptı.
- This stew is a little too salty.
- Bu güveç biraz fazla tuzlu.
- I think I'll make stew for dinner.
- Akşam yemeği için güveç yapmayı düşünüyorum.
- Something went wrong with the stew.
- Güveçte bir şey ters gitti.
- Mary is cooking stew and Tom is making a salad.
- Mary güveç pişiriyor ve Tom salata yapıyor.
- Don't forget to stir the stew.
- Güveci karıştırmayı unutma.
- I don't know how to make stew.
- Güveç yapmayı bilmiyorum.
- How do you like your beef stew?
- Sığır güvecini nasıl seversin?
- I thought I might add a little more salt to the stew.
- Güvece biraz daha tuz ekleyebileceğimi düşündüm.
- Tom and I ate stew for dinner.
- Tom ve ben akşam yemeğinde güveç yedik.
- Tom doesn't like the way Mary makes stew.
- Tom Mary'nin güveç yapma tarzından hoşlanmıyor.
- I've been eating the stew that we made a few days ago.
- Birkaç gün önce yaptığımız güveci yiyoruz.
- Which is easier for you to make, spaghetti or stew?
- Sizin için daha kolay olan spagetti yapmak mı yoksa güveç yapmak mı?
- Tom added some interesting spices to the stew.
- Tom, güvece bazı ilginç baharatlar ekledi.
- I just added some potatoes to the stew.
- Güvece biraz patates ekledim.
- Tom might have eaten the stew if it had been less salty.
- Daha az tuzlu olsaydı Tom güveci yiyebilirdi.
- I think I'll make stew for dinner.
- Sanırım akşam yemeği için güveç yapacağım.
- Which is easier for you to make, spaghetti or stew?
- Hangisini yapmak senin için daha kolay, spagetti mi yoksa güveç mi?
- The stew was not half bad.
- Güveç fena değildi.
- I know that Tom won't like the stew that Mary made.
- Tom'un Mary'nin yaptığı güveçten hoşlanmayacağını biliyorum.
- The stew must have disagreed with me.
- Güveç bana yaramamış olmalı.
- I started to make stew.
- Güveç yapmaya başladım.
- You put too many carrots in the stew.
- Güvece çok fazla havuç koymuşsun.
- The stew was not half bad.
- Güveç hiç fena değildi.
- The stew is still warm.
- Güveç hâlâ sıcak.
- Did Tom eat all the stew?
- Tom bütün güveci yedi mi?
- The stew that Tom made last night tasted horrible.
- Tom'un dün gece yaptığı güveç iğrençti.
- Tom put the stew in the refrigerator.
- Tom güveci buzdolabına koydu.
- I will go to buy the meat for the stew.
- Güveç için et almaya gideceğim.
- Tom is making stew for us.
- Tom bizim için güveç yapıyor.
Show More (42)
|
