| 1 |
subtle |
ince |
adj. |
|
- That also applies to the subtle attitude to legal persons.
- Bu aynı zamanda tüzel kişilere yönelik ince tutum için de geçerlidir.
- However, new technology is also having more subtle effects on the way that we interact with one another.
- Bununla birlikte, yeni teknolojinin birbirimizle etkileşim kurma biçimimiz üzerinde daha ince etkileri de var.
- There's a subtle difference in meaning between the two words.
- İki kelime arasında ince bir anlam farkı var.
- Am I being too subtle?
- Çok mu ince davranıyorum?
- There is a subtle difference between the two words.
- İki kelime arasında ince bir fark var.
- There was a subtle difference between their views.
- Onların görüşleri arasında ince bir fark vardı.
- Mary was a woman of subtle beauty.
- Mary ince bir güzelliği olan bir kadındı.
- We need something a bit more subtle.
- Biraz daha ince bir şeye ihtiyacımız var.
- There were subtle differences.
- İnce farklılıklar vardı.
- Subtle differences in tone discriminate the original from the copy.
- Tonlamadaki ince farklılıklar orijinali kopyadan ayırır.
- This word has a subtle nuance to it.
- Bu kelimenin ince bir nüansı var.
- There was a subtle difference between their views.
- Görüşleri arasında ince bir fark vardı.
- I like Tom's subtle humor.
- Tom'un ince mizahını seviyorum.
- This word has a subtle nuance to it.
- Bu sözcüğün ince bir nüansı var.
Show More (11)
|
| 2 |
subtle |
hafif |
adj. |
|
- The signs of food allergies might be subtle; you might not notice them.
- Gıda alerjilerinin belirtileri hafif olabilir; onları fark etmeyebilirsiniz.
- Her exotic perfume has a subtle scent.
- Egzotik parfümünün hafif bir kokusu var.
Show More (-1)
|
| 3 |
subtle |
kurnazca |
adj. |
|
- I've been dropping subtle hints about what I want for Christmas.
- Noel için ne istediğime dair kurnazca ipuçları veriyordum.
Show More (-2)
|
| 4 |
subtle |
hoş |
adj. |
|
- Her exotic perfume has a subtle scent.
- Onun egzotik parfümünün hoş bir kokusu var.
Show More (-2)
|
| 5 |
subtle |
kurnaz |
adj. |
|
- Now the serpent was more subtle than any of the beasts of the earth which the Lord God had made.
- Yılan, Rab Tanrı'nın yeryüzünde yarattığı bütün hayvanlardan daha kurnazdı.
Show More (-2)
|
