|
- Tom also likes swimming.
- Tom da yüzmeyi seviyor.
- They're interested in swimming.
- Onlar yüzme ile ilgililer.
- I never knew swimming could be so much fun.
- Yüzmenin bu kadar eğlenceli olabileceğini hiç bilmezdim.
- Swimming is fun.
- Yüzmek eğlencelidir.
- She grew up near the sea, yet she hates swimming.
- Deniz kenarında büyüdü ama yüzmekten nefret ediyor.
- Swimming develops our muscles.
- Yüzme kaslarımızı geliştirir.
- He has built up his health through swimming.
- Yüzme sayesinde sağlığını geliştirdi.
- Tom likes swimming, too.
- Tom yüzmeyi de seviyor.
- Are you fond of swimming?
- Yüzmeyi sever misin?
- I'll go swimming with you.
- Seninle yüzmeye geleceğim.
- I thought Tom was swimming.
- Tom'un yüzmekte olduğunu düşündüm.
- Why don't we take the children swimming tomorrow?
- Neden yarın çocukları yüzmeye götürmüyoruz?
- You love swimming.
- Yüzmeyi seviyorsun.
- I really like swimming.
- Yüzmeyi gerçekten seviyorum.
- Layla kept swimming.
- Layla yüzmeye devam etti.
- You love swimming.
- Sen yüzmeyi seviyorsun.
- Swimming is a form of exercise.
- Yüzmek bir egzersiz biçimidir.
- I thought you enjoyed swimming.
- Yüzmekten zevk aldığını sanıyordum.
- She takes singing and dancing lessons, not to mention swimming and tennis lessons.
- Yüzme ve tenis derslerinin yanı sıra şarkı söyleme ve dans dersleri de alıyor.
- Layla just kept swimming.
- Layla öylece yüzmeye devam etti.
- Is Mike a member of the swimming club?
- Mike yüzme kulübüne üye mi?
- Swimming at night is dangerous.
- Gece yüzmek tehlikelidir.
- Swimming is not allowed in this river.
- Bu nehirde yüzmek yasak.
- You like swimming.
- Yüzmeyi seviyorsun.
- Tom goes swimming almost every day.
- Tom neredeyse her gün yüzmeye gider.
- Do you want to go swimming with us?
- Bizimle yüzmeye gelmek ister misin?
- I couldn't prevent Tom from swimming.
- Tom'un yüzmesine engel olamadım.
- He is sure to win the swimming championship.
- O yüzme şampiyonluğunu kazanacağından emin.
- Tom wondered whether Mary liked swimming.
- Tom, Mary'nin yüzmeyi sevip sevmediğini merak etti.
- He holds a record in swimming.
- O, yüzmede rekoru elinde tutuyor.
- Where do you usually go swimming?
- Genellikle yüzmeye nereye gidiyorsun?
- I couldn't go swimming much last summer.
- Geçen yaz yüzmeye pek gidemedim.
- One of the things Tom enjoys doing is swimming.
- Tom'un yapmaktan hoşlandığı şeylerden biri de yüzmek.
- Tom and Mary are planning to go swimming together this afternoon.
- Tom ve Mary bu öğleden sonra beraber yüzmeyi planlıyorlar.
- You should tell Tom that you aren't planning on swimming.
- Tom'a yüzmeyi planlamadığını söylemelisin.
- When I was a kid, I often went to the beach to go swimming.
- Ben bir çocukken yüzmek için sık sık plaja gittim.
- He is fond of swimming.
- Yüzmeyi çok sever.
- He likes swimming above all.
- Yüzmeyi her şeyden çok seviyor.
- Is Tom better at swimming or skiing?
- Tom yüzmede mi yoksa kayak yapmada mı daha iyidir?
- Tom said he likes swimming.
- Tom yüzmeyi sevdiğini söyledi.
- Tom also likes swimming.
- Tom, yüzmeyi de seviyor.
- Tom likes swimming a lot.
- Tom yüzmeyi çok seviyor.
- John represented his class in the swimming match.
- John, yüzme yarışmasında sınıfını temsil etti.
- Swimming is a lot of fun.
- Yüzmek çok eğlenceli.
- Tom has gotten better at swimming.
- Tom yüzmede daha iyi oldu.
- Tom's father is a swimming teacher.
- Tom'un babası yüzme öğretmeni.
- Both Tom and Mary like swimming.
- Hem Tom hem de Mary yüzmeyi seviyor.
- Would Tom go swimming by himself?
- Tom kendi başına yüzmeye gider mi?
- She excels them all at swimming.
- Yüzmede hepsinden üstündür.
- I hear Tom is very good at swimming.
- Tom'un yüzmede çok iyi olduğunu duyuyorum.
- I've never been very good at swimming.
- Yüzmede çok iyi değildim.
- Maybe Tom likes swimming.
- Belki de Tom yüzmeyi seviyor.
- I enjoy swimming.
- Ben yüzmekten zevk alırım.
- Tom is really good at swimming.
- Tom yüzmede gerçekten iyidir.
- Don't you like swimming?
- Sen yüzmeyi sevmiyor musun?
- I like swimming and playing soccer.
- Yüzmeyi ve futbol oynamayı seviyorum.
- Do you like swimming?
- Yüzmeyi sever misin?
- I find swimming fun.
- Yüzmeyi eğlenceli bulurum.
- Tom wasn't very good at swimming.
- Tom yüzmede çok iyi değildi.
- I have no idea why Tom enjoys swimming so much.
- Tom'un yüzmeyi neden bu kadar sevdiği hakkında hiçbir fikrim yok.
- Tom said he thought that Mary enjoyed swimming.
- Tom, Mary'nin yüzmekten hoşlandığını düşündüğünü söyledi.
- He is sure to win the swimming championship.
- Yüzme şampiyonasını kazanacağından eminim.
- Tom watched the boys swimming.
- Tom oğlanların yüzmelerini izledi.
- The swimming event was called off.
- Yüzme etkinliği iptal edildi.
- I used to love swimming when I was a kid.
- Çocukken yüzmeyi çok severdim.
- I like swimming and playing basketball.
- Yüzmeyi ve basketbol oynamayı seviyorum.
- Is Tom a member of the swimming club?
- Tom yüzme kulübünün bir üyesi mi?
- I'm good at swimming.
- Yüzmede iyiyimdir.
- I'm not good at swimming.
- Yüzmede iyi değilim.
- Are you fond of swimming?
- Yüzmeye düşkün müsün?
- Tom likes swimming more than I do.
- Tom benden daha çok yüzmeyi sever.
- He is afraid of swimming.
- Yüzmekten korkuyor.
- Swimming is good exercise for the whole body.
- Yüzme tüm vücut için iyi bir egzersizdir.
- Tom doesn't like swimming.
- Tom yüzmeyi sevmez.
- Ken is good at swimming.
- Ken yüzmede iyidir.
- I prefer swimming to skiing.
- Yüzmeyi kayağa tercih ediyorum.
- Which are you better at, swimming or skiing?
- Hangisinde daha iyisin, yüzmede mi yoksa kayak yapmada mı?
- Tom likes swimming.
- Tom yüzmeyi seviyor.
- Which are you better at, swimming or skiing?
- Hangisinde daha iyisin, yüzmede mi kayakta mı?
- I belong to a swimming club.
- Bir yüzme kulübüne üyeyim.
- Tom told Mary why he enjoyed swimming.
- Tom, Mary'e neden yüzmeyi sevdiğini söyledi.
- Swimming is one thing I can do fairly well.
- Yüzme oldukça iyi yapabildiğim bir şey.
- Do you still want to go swimming with us next weekend?
- Gelecek hafta sonu hala bizimle yüzmeye gelmek istiyor musun?
- I like swimming and playing basketball.
- Yüzmeyi ve basketbol oynamayı severim.
- I also like swimming.
- Yüzmeyi de severim.
- Mary wished she were better at swimming.
- Mary yüzmede daha iyi olmayı diledi.
- The old quarry is now a popular swimming hole.
- Eski taş ocağı şimdi popüler bir yüzme yeridir.
- Tom, too, likes swimming.
- Tom da yüzmeyi seviyor.
- I like swimming and playing football.
- Yüzmeyi ve futbol oynamayı severim.
- Tom really likes swimming.
- Tom gerçekten yüzmeyi seviyor.
- Tom likes swimming and Mary does, too.
- Tom yüzmeyi seviyor ve Mary de öyle.
- In summer, the girls usually go swimming either at the river or at the park.
- Yazın, kızlar genellikle ya nehirde ya da parkta yüzmeye gider.
- Why is swimming not allowed in this river?
- Bu nehirde yüzmek neden yasak?
- Tom told me he didn't like swimming.
- Tom bana yüzmeyi sevmediğini söyledi.
- Which would you rather do, go swimming or play tennis?
- Hangisini tercih edersin, yüzmeyi mi tenis oynamayı mı?
- Swimming is fun for me.
- Yüzmek benim için eğlenceli.
- He watched the boys swimming.
- Çocukların yüzmesini izlerdi.
- But my older sister is good at swimming.
- Ama ablam yüzmede iyidir.
- Tom doesn't like swimming.
- Tom yüzmeyi sevmiyor.
- Swimming strengthens the legs.
- Yüzmek bacakları güçlendirir.
- Tom is better at swimming than me.
- Tom yüzmede benden daha iyi.
- Is it hot enough to go swimming?
- Yüzmek için yeterince sıcak mı?
- Tom doesn't like swimming, but Mary does.
- Tom yüzmeyi sevmiyor, fakat Mary seviyor.
- Swimming is good for one's health.
- Yüzmek birinin sağlığı için iyidir.
- I have no idea why Tom enjoys swimming so much.
- Tom'un yüzmeyi neden çok sevdiği hakkında hiç bir fikrim yok.
- Tom hates swimming.
- Tom yüzmekten nefret eder.
- You're very good at swimming.
- Yüzmede çok iyisin.
- I'm very good at swimming.
- Yüzmede çok iyiyimdir.
- The place is convenient for swimming.
- Orası yüzmek için uygun bir yer.
- I don't like swimming in this river.
- Bu nehirde yüzmeyi sevmiyorum.
- I'm in a swimming club.
- Ben bir yüzme kulübündeyim.
- Tom kept swimming.
- Tom yüzmeye devam etti.
- Tom just kept swimming.
- Tom öylece yüzmeye devam etti.
- Swimming is healthy.
- Yüzmek sağlıklıdır.
- The old quarry is now a popular swimming hole.
- Eski taş ocağı şimdi popüler bir yüzme yeri.
- She was having a hard time swimming.
- Yüzmekte zorlanıyordu.
- Swimming is not allowed in this river.
- Bu nehirde yüzmeye izin verilmiyor.
- Swimming is one thing I can do fairly well.
- Yüzmek benim oldukça iyi yapabildiğim bir şey.
- Why is Tom so good at swimming?
- Tom neden yüzmede bu kadar iyi?
- As I'm not good at swimming, I avoid swimming out of my depth.
- Yüzmede iyi olmadığımdan dolayı, boyumu aşan yerlerde yüzmekten kaçınırım.
- Swimming is one thing I'm good at.
- Yüzme iyi olduğum bir şey.
- How much is the monthly fee of this swimming school?
- Bu yüzme okulunun aylık ücreti ne kadar?
- He likes swimming.
- Yüzmeyi sever.
- Swimming is my hobby.
- Yüzme benim hobim.
- He took Bill swimming.
- O, Bill'i yüzmeye götürdü.
- She is good at swimming.
- O, yüzmede iyidir.
- Swimming is one thing I enjoy.
- Yüzmek hoşlandığım bir şey.
- He didn't care for swimming.
- Yüzmeyi pek sevmezdi.
- Did the doctor say it was OK for you to go swimming?
- Doktor yüzmende bir sakınca olmadığını söyledi mi?
- I'm not very good at swimming.
- Ben yüzmede çok iyi değilim.
- Swimming develops our muscles.
- Yüzmek kaslarımızı geliştirir.
- I don't think Tom wants to go swimming with me.
- Tom'un yüzmeye benimle birlikte gitmek istediğini düşünmüyorum.
- Does Tom like swimming?
- Tom yüzmeyi sever mi?
- I used to love swimming.
- Yüzmeyi severdim.
- Tom told me he liked swimming.
- Tom bana yüzmeyi sevdiğini söyledi.
- You ought to tell Tom you aren't planning on swimming.
- Tom'a yüzmeyi planlamadığını söylemelisin.
- Tom wished he were better at swimming.
- Tom yüzmede daha iyi olmayı diliyordu.
- Swimming should help you lose weight.
- Yüzmek kilo vermene yardımcı olur.
- Swimming strengthens the legs.
- Yüzme bacakları güçlendirir.
- He likes swimming in summer.
- Yazın yüzmeyi sever.
- Tom likes swimming a lot.
- Tom yüzmekten çok hoşlanır.
- I hear Tom is very good at swimming.
- Tom'un yüzmede çok iyi olduğunu duydum.
- In my opinion, the children are tired of swimming.
- Bence çocuklar yüzmekten yoruldu.
- Swimming in this river is dangerous.
- Bu nehirde yüzmek tehlikelidir.
- Tom likes swimming.
- Tom, yüzmeyi sever.
- Tom likes swimming as well.
- Tom da yüzmeyi seviyor.
- I didn't know Tom was good at swimming.
- Tom'un yüzmede iyi olduğunu bilmiyordum.
- Swimming in this lake is not permitted.
- Bu gölde yüzmek yasaktır.
- Is Tom good at swimming?
- Tom yüzmede iyi midir?
- I don't enjoy swimming.
- Yüzmekten zevk almam.
- I should've never let Tom go swimming by himself.
- Tom'un tek başına yüzmesine asla izin vermemeliydim.
- She takes singing and dancing lessons, not to mention swimming and tennis lessons.
- Şan ve dans dersleri alıyor, yüzme ve tenis derslerinden bahsetmiyorum bile.
- You should tell Tom you aren't planning on swimming.
- Tom'a yüzmeyi planlamadığını söylemelisin.
- You used to love swimming.
- Yüzmeyi severdin.
- Swimming here is very dangerous.
- Burada yüzmek çok tehlikelidir.
- Please go swimming with me.
- Lütfen benimle yüzmeye gel.
- John is a member of the swimming club.
- John yüzme kulübünün bir üyesidir.
- Tom wondered why Mary didn't enjoy swimming.
- Tom Mary'nin neden yüzmeyi sevmediğini merak ediyordu.
- We enjoyed swimming.
- Yüzmekten hoşlandık.
- Swimming is my hobby.
- Yüzmek benim hobimdir.
- I like swimming better than jogging.
- Yüzmeyi koşmaktan daha çok severim.
- Do you think Tom will go swimming with us tomorrow?
- Sence Tom yarın bizimle yüzmeye gelir mi?
- Tom is better at swimming than I am.
- Tom yüzmede benden daha iyidir.
- In her leisure time, she enjoys swimming and tennis.
- Boş zamanlarında yüzmekten ve tenisten hoşlanmaktadır.
- She excels them all at swimming.
- Yüzmede onların hepsini geçiyor.
- Swimming isn't allowed here.
- Burada yüzmeye izin verilmiyor.
- Swimming is fun for me.
- Yüzme benim için eğlenceli.
- Tom used to enjoy swimming.
- Tom yüzmekten hoşlanırdı.
- I dislike swimming.
- Yüzmeyi sevmiyorum.
- Is Tom better at swimming or skiing?
- Tom yüzmede mi yoksa kayakta mı daha iyi?
- Why is Tom so good at swimming?
- Tom yüzmede neden bu kadar iyi?
- I used to enjoy swimming.
- Yüzmekten hoşlanırdım.
- They're interested in swimming.
- Yüzmeyle ilgileniyorlar.
- He holds a record in swimming.
- Yüzmede bir rekoru var.
- Tom likes swimming as well.
- Tom, yüzmeyi de seviyor.
- Swimming is not permitted in this river.
- Bu nehirde yüzmeye izin verilmiyor.
- John is in the swimming club.
- John yüzme kulübündedir.
- Tom is really good at swimming.
- Tom yüzmede gerçekten çok iyi.
- Tom didn't really feel like swimming.
- Tom'un canı gerçekten yüzmek istemiyordu.
- Did you know Tom didn't like swimming?
- Tom'un yüzmeyi sevmediğini biliyor muydun?
- Tom liked swimming when he was a kid.
- Tom çocukken yüzmeyi severdi.
- I used to love swimming.
- Eskiden yüzmeyi severdim.
- Tom is better at swimming than I am.
- Tom yüzmede benden daha iyi.
- As I'm not good at swimming, I avoid swimming out of my depth.
- Ben yüzmeyi iyi bilmediğim için, boyumu aşan yerde yüzmekten sakınırım.
- I never knew swimming could be this much fun.
- Yüzmenin bu kadar eğlenceli olabileceğini hiç bilmezdim.
- I don't enjoy swimming.
- Yüzmekten hoşlanmıyorum.
- You may go swimming or fishing.
- Yüzmeye ya da balık tutmaya gidebilirsin.
- Tom goes swimming every day.
- Tom her gün yüzmeye gider.
- I like swimming and playing football.
- Yüzmeyi ve futbol oynamayı seviyorum.
- The place is convenient for swimming.
- Mekan, yüzmek için elverişli.
- You're very good at swimming, aren't you?
- Yüzmede çok iyisin, değil mi?
- I'm tired of swimming.
- Yüzmekten yoruldum.
- Your first swimming class will be tomorrow, isn't?
- İlk yüzme dersin yarın, değil mi?
- I don't care much for swimming.
- Yüzmeyle pek işim olmaz.
- Tom wasn't very good at swimming.
- Tom yüzmede pek iyi değildi.
- Tom, too, likes swimming.
- Tom da yüzmeyi sever.
- I prefer swimming to skiing.
- Yüzmeyi kayak yapmaya tercih ederim.
- Tom doesn't care much for swimming.
- Tom yüzmeyi pek sevmez.
- Swimming is good for your health.
- Yüzmek sağlığınız için iyidir.
- Tom told Mary why he enjoyed swimming.
- Tom, Mary'ye yüzmeyi neden sevdiğini anlattı.
- Is Tom good at swimming?
- Tom yüzmede iyi mi?
- I didn't want to spend any more time swimming laps.
- Yüzme turları atarak daha fazla zaman geçirmek istemedim.
- Swimming is a lot of fun.
- Yüzmek çok eğlencelidir.
- I'd forgotten how much fun swimming was.
- Yüzmenin ne kadar eğlenceli olduğunu unutmuşum.
- I couldn't prevent Tom from swimming.
- Tom'un yüzmesini engelleyemedim.
- He is a great swimming champion.
- O büyük bir yüzme şampiyonu.
- Swimming is good exercise for the whole body.
- Yüzme vücudun bütünü için iyi bir egzersizdir.
- Swimming is good for your health.
- Yüzme sağlığınız için iyidir.
- He likes swimming above all.
- O, yüzmeyi her şeyden çok sever.
- Naoko is good at swimming.
- Naoko yüzmede iyidir.
- Swimming is easy.
- Yüzmek kolay.
- Swimming is one thing I enjoy.
- Yüzme hoşlandığım bir şeydir.
- Tom likes swimming as well.
- Tom da yüzmeyi sever.
- Do you remember the first time you and I went swimming together?
- Sen ve ben birlikte ilk kez yüzmeye ilk gittiğimiz seferi hatırlıyor musun?
- Tom also likes swimming.
- Tom da yüzmeyi sever.
- Swimming is a very useful skill.
- Yüzme, çok faydalı bir beceridir.
- Tom wished he were better at swimming.
- Tom yüzmede daha iyi olmayı diledi.
- Swimming is prohibited here.
- Burada yüzmek yasak.
- I don't think that Tom likes swimming.
- Tom'un yüzmeyi sevdiğini sanmıyorum.
- Tom is getting a lot better at swimming.
- Tom yüzmede çok daha iyi oluyor.
- Would Tom go swimming by himself?
- Tom tek başına yüzmeye gider mi?
- I find swimming fun.
- Ben yüzmeyi eğlenceli buluyorum.
- I'm already pretty good at swimming.
- Ben zaten yüzmede oldukça iyiydim.
- Winter swimming isn't dangerous for healthy people.
- Kışın yüzmek sağlıklı insanlar için tehlikeli değildir.
- He especially likes swimming.
- O özellikle yüzmeyi seviyor.
- He has set up three world records in swimming this year.
- O bu yıl yüzmede üç dünya rekoru kırdı.
- Tom really likes swimming a lot.
- Tom gerçekten yüzmeyi çok sever.
- Tom liked swimming.
- Tom yüzmeyi severdi.
- Tom is very good at swimming.
- Tom yüzmede çok iyidir.
- He likes swimming in the summer.
- Yazın yüzmeyi seviyor.
- He especially likes swimming.
- Özellikle yüzmeyi seviyor.
- Swimming makes the legs stronger.
- Yüzmek bacakları güçlendirir.
- He likes swimming.
- Yüzmeyi seviyor.
- Layla kept swimming.
- Leyla yüzmeye devam etti.
- Both Tom and Mary like swimming.
- Hem Tom hem de Mary yüzmeyi severler.
- I really don't like swimming.
- Gerçekten yüzmeyi sevmiyorum.
- Tom goes swimming about once a week.
- Tom haftada bir kez yüzmeye gider.
- The last time I tried swimming, I almost drowned.
- En son yüzmeyi denediğimde neredeyse boğuluyordum.
- Is Mike a member of the swimming club?
- Mike yüzme kulübünün bir üyesi midir?
- You're very good at swimming.
- Sen yüzmede çok iyisin.
- Swimming makes your legs stronger.
- Yüzmek bacaklarınızı güçlendirir.
- I really like swimming.
- Gerçekten yüzmeyi seviyorum.
- No swimming allowed here!
- Burada yüzmeye izin verilmez!
- Do you ever go swimming?
- Hiç yüzmeye gider misin?
- When I was a kid, I often went to the beach to go swimming.
- Çocukken yüzmek için sık sık sahile giderdim.
- I'm bad at swimming.
- Yüzmede kötüyüm.
- Swimming will develop many different muscles.
- Yüzmek birçok farklı kası geliştirir.
- I want to become better at swimming.
- Yüzmede daha iyi olmak istiyorum.
- I prefer swimming to skiing.
- Yüzmeyi kayak yapmaya yeğlerim.
- You ought to tell Tom that you aren't planning on swimming.
- Tom'a yüzmeyi planlamadığını söylemelisin.
- Tom hardly ever goes swimming anymore.
- Tom artık yüzmeye çok nadiren gidiyor.
- Swimming makes your legs strong.
- Yüzmek bacaklarınızı güçlendirir.
- How many people want to go swimming with us?
- Kaç kişi bizimle yüzmeye gelmek ister?
- Swimming in this lake is not permitted.
- Bu gölde yüzmeye izin verilmez.
- Swimming is good exercise.
- Yüzme iyi bir egzersizdir.
- He took Bill swimming.
- Bill'i yüzmeye götürdü.
- He went there swimming only to be drowned.
- Oraya yüzmeye gitti ama boğuldu.
- Some people don't like swimming at all.
- Bazı insanlar yüzmeyi hiç sevmezler.
- Tom likes swimming, too.
- Tom da yüzmeyi seviyor.
- You used to love swimming.
- Eskiden yüzmeyi severdin.
- Tom didn't really feel like swimming.
- Tom gerçekten yüzmek istemiyordu.
- Swimming is good exercise for the whole body.
- Yüzmek, tüm vücut için iyi bir egzersizdir.
- He's good at swimming.
- O yüzmede iyidir.
- I'm not very good at swimming.
- Yüzmede pek iyi değilim.
- He went there swimming only to be drowned.
- Oraya yüzmeye gitmişti ama boğuldu.
- Does Tom like swimming?
- Tom yüzmeyi seviyor mu?
- I thought you loved swimming.
- Ben yüzmeyi sevdiğini sanıyordum.
- I prefer swimming to skiing.
- Yüzmeyi kaymaya tercih ederim.
- Tom really likes swimming, doesn't he?
- Tom gerçekten yüzmeyi seviyor, değil mi?
- I thought you enjoyed swimming.
- Yüzmeyi sevdiğini sanıyordum.
- Do you remember the first time you and I went swimming together?
- Sen ve ben birlikte ilk kez yüzmeye ilk gidişimizi hatırlıyor musun?
- Swimming isn't allowed here.
- Burada yüzmeye izin yok.
- Tom liked swimming when he was a kid.
- Tom bir çocukken yüzmeyi severdi.
- Tom doesn't really enjoy swimming laps.
- Tom yüzme turlarından gerçekten hoşlanmaz.
- Tom took Mary swimming.
- Tom, Mary'yi yüzmeye götürdü.
- I like swimming better than jogging.
- Yüzmeyi koşudan daha çok seviyorum.
- I thought you loved swimming.
- Yüzmeyi sevdiğini sanıyordum.
- She went to a swimming class.
- Yüzme kursuna gitmiş.
- He is fond of swimming.
- O yüzmeyi seviyor.
- I know Tom doesn't like swimming.
- Tom'un yüzmeyi sevmediğini biliyorum.
- John is a member of the swimming club.
- John yüzme kulübünün bir üyesi.
- Why is swimming not permitted here?
- Neden burada yüzmeye izin verilmiyor?
- Do you go swimming in the winter?
- Kışın yüzmeye gider misin?
- I really enjoy swimming.
- Gerçekten yüzmekten hoşlanıyorum.
- Luke said that he likes swimming.
- Luke yüzmeyi sevdiğini söyledi.
- Swimming is one thing I'm good at.
- Yüzme iyi olduğum tek şey.
- I'm still not very good at swimming.
- Yüzmede hâlâ çok iyi değilim.
- I also like swimming.
- Ben de yüzmeyi seviyorum.
- Tom likes swimming and Mary does, too.
- Tom yüzmeyi sever ve Mary de.
- Swimming is a pastime for me.
- Yüzmek benim için bir eğlence.
- I heard that Tom wanted to go swimming with us next weekend.
- Tom'un önümüzdeki hafta sonu bizimle yüzmeye gelmek istediğini duydum.
- Tom likes swimming, too.
- Tom da yüzmeyi sever.
- Tom likes swimming more than I do.
- Tom yüzmeyi benden daha çok seviyor.
- In her leisure time, she enjoys swimming and tennis.
- Boş zamanlarında yüzmekten ve tenisten keyif alır.
- I don't think Tom enjoys swimming.
- Tom'un yüzmekten hoşlandığını sanmıyorum.
- Tom really likes swimming.
- Tom yüzmeyi gerçekten seviyor.
- I really don't like swimming.
- Yüzmeyi gerçekten sevmiyorum.
- Tom wondered whether Mary liked swimming.
- Tom, Mary'nin yüzmeyi sevip sevmediğini merak ediyordu.
- He's good at swimming.
- Yüzmede iyidir.
- Tom likes swimming in the summer.
- Tom yazın yüzmeyi sever.
- You don't even like swimming.
- Yüzmeyi sevmiyorsun bile.
- I love playing tennis more than swimming.
- Tenis oynamayı yüzmekten daha çok severim.
- I really enjoy swimming.
- Yüzmeyi gerçekten seviyorum.
- Maybe Tom likes swimming.
- Belki Tom yüzmeyi seviyordur.
- I don't think Tom enjoys swimming.
- Tom'un yüzmeyi sevdiğini sanmıyorum.
- I don't like swimming in the winter.
- Kışın yüzmeyi sevmem.
- Your first swimming class will be tomorrow, isn't?
- İlk yüzme dersin yarın olacak, değil mi?
- This place is suitable for swimming.
- Burası yüzmek için uygun.
- She grew up near the sea, yet she hates swimming.
- Denize yakın yerde büyüdü fakat yüzmekten nefret eder.
- I don't like swimming in the winter.
- Kışın yüzmeyi sevmiyorum.
- He has set up three world records in swimming this year.
- Bu yıl yüzmede üç dünya rekoru kırdı.
- Tom is really into swimming.
- Tom gerçekten yüzmeye meraklı.
- He likes swimming in the summer.
- O, yaz mevsiminde yüzmeyi sever.
- Do you go swimming in the winter?
- Kışın yüzmeye mi gidiyorsun?
- Tom goes swimming every Monday.
- Tom her pazartesi yüzmeye gider.
- I've never been very good at swimming.
- Yüzmede hiç iyi olmadım.
- Swimming is easy for me.
- Yüzmek benim için kolay.
- Don't you like swimming?
- Yüzmeyi sevmiyor musun?
- Have you tried swimming?
- Yüzmeyi denedin mi?
- As I'm not good at swimming, I avoid swimming out of my depth.
- Yüzmede iyi olmadığım için, derinliğimin dışında yüzmekten kaçınırım.
- I don't care much for swimming.
- Yüzmeyi pek sevmem.
- Tom is good at swimming.
- Tom yüzmede iyidir.
- Swimming is a sport that is practised in water.
- Yüzme suda yapılan bir spordur.
- She is good at swimming.
- Yüzmede iyidir.
- Tom is really into swimming.
- Tom gerçekten yüzmeyle ilgileniyor.
- John is in the swimming club.
- John yüzme kulübünde.
- I don't like swimming.
- Yüzmeyi sevmiyorum.
- I belong to the swimming club.
- Ben yüzme kulübüne üyeyim.
- I'm very good at swimming.
- Yüzme konusunda çok iyiyim.
- I don't like swimming very much.
- Yüzmeyi pek sevmiyorum.
- I like swimming and playing soccer.
- Yüzmeyi ve futbol oynamayı severim.
- The pond is too shallow for swimming.
- Gölet yüzmek için çok sığ.
- I find swimming fun.
- Yüzmeyi eğlenceli buluyorum.
- Swimming is a form of exercise.
- Yüzme bir egzersiz şeklidir.
- We enjoyed swimming.
- Yüzmenin tadını çıkardık.
- Would you like to go swimming with us?
- Bizimle yüzmeye gelmek ister misin?
- Tom's father is a swimming teacher.
- Tom'un babası bir yüzme öğretmeni.
- I'm already pretty good at swimming.
- Yüzmede zaten epey iyiyim.
- Are you sure you don't want to go swimming with us?
- Bizimle yüzmek istemediğine emin misin?
- Swimming is not permitted in this river.
- Bu nehirde yüzmeye izin verilmez.
- Tom doesn't like swimming, but Mary does.
- Tom yüzmeyi sevmiyor ama Mary seviyor.
- I'm bad at swimming.
- Yüzmede kötüyümdür.
- Tom wondered why Mary didn't enjoy swimming.
- Tom, Mary'nin neden yüzmekten hoşlanmadığını merak etti.
- Tom enjoys swimming almost as much as he enjoys skiing.
- Tom yüzmekten neredeyse kayak yapmaktan hoşlandığı kadar hoşlanıyor.
- I used to love swimming when I was a kid.
- Çocukken yüzmeyi severdim.
- Tom really likes swimming a lot.
- Tom yüzmeyi gerçekten çok seviyor.
- Why is swimming not allowed in this river?
- Neden bu nehirde yüzmeye izin verilmez?
- I'm still not very good at swimming.
- Hâlâ yüzmede pek iyi değilim.
- Lorry is good at swimming.
- Lorry yüzmede iyidir.
- Swimming makes your legs strong.
- Yüzme bacaklarını güçlendirir.
- I love swimming.
- Yüzmeyi seviyorum.
- I love playing tennis more than swimming.
- Tenis oynamayı yüzmekten daha çok seviyorum.
- Tom isn't very good at swimming.
- Tom yüzmede çok iyi değil.
- Swimming is good exercise.
- Yüzme iyi egzersizdir.
- John belongs to the swimming club.
- John, yüzme kulübünün bir üyesidir.
- We enjoyed swimming.
- Yüzmekten keyif aldık.
- Tom likes swimming in the summer.
- Tom yaz mevsiminde yüzmeyi sever.
- I don't like swimming very much.
- Yüzmekten çok hoşlanmıyorum.
- I enjoy swimming.
- Yüzmeyi severim.
- Swimming is a very useful skill.
- Yüzme çok faydalı bir beceridir.
- He is afraid of swimming.
- O, yüzmekten korkuyor.
- John belongs to the swimming club.
- John yüzme kulübüne üye.
- I like swimming.
- Yüzmeyi severim.
- We enjoyed the swimming.
- Yüzmekten keyif aldık.
- She is good at swimming.
- O yüzmede iyidir.
- The little children looked tired from swimming.
- Küçük çocuklar yüzmekten yorgun görünüyorlardı.
- You like swimming.
- Yüzmeyi seversin.
- I used to enjoy swimming.
- Eskiden yüzmeyi severdim.
- Some people don't like swimming at all.
- Bazıları yüzmeyi hiç sevmez.
- Swimming is a pastime for me.
- Yüzmek benim için bir eğlencedir.
- Swimming is good for one's health.
- Yüzmek sağlığa iyi gelir.
Show More (369)
|
