|
- A little boy died when an olive stone went down his throat the wrong way.
- Küçük bir çocuk boğazına yanlış şekilde zeytin tanesi kaçınca öldü.
- Because of its acidic nature, it can help break down mucus in the throat and stop bacteria from spreading.
- Asidik yapısı nedeniyle boğazdaki mukusun parçalanmasına yardımcı olabilir ve bakterilerin yayılmasını önleyebilir.
- She'll come down, strangle us with a garrote, and then slash our throats.
- Aşağı inip bizi iple boğacak, sonra da boğazımızı kesecek.
- Tom slashed Mary's throat.
- Tom Mary'nin boğazını kesti.
- Do you have temperature and your throat hurts?
- Ateşin var mı ve boğazın ağrıyor mu?
- I've got a frog in my throat.
- Boğazımda gıcık var.
- Do you have temperature and your throat hurts?
- Ateşiniz var ve boğazınız mı ağrıyor?
- I'm sick of Tom jamming his opinions down my throat.
- Tom'un fikirlerini boğazımdan aşağı tıkmasından bıktım.
- The doctor examined my throat.
- Doktor boğazımı muayene etti.
- The police think that Tom was stabbed before his throat was slit.
- Polis Tom'un boğazı kesilmeden önce bıçaklandığını düşünüyor.
- I am clearing my throat.
- Boğazımı temizliyorum.
- You have an infection in your throat.
- Boğazınızda enfeksiyon var.
- I have a fish bone stuck in my throat.
- Boğazıma batmış bir balık kılçığı var.
- Do you have a sore throat and a headache?
- Boğazın ve başın mı ağrıyor?
- Tom slashed Mary's throat.
- Tom, Mary'nin boğazını kesti.
- Does your throat hurt?
- Boğazın mı ağrıyor?
- How long has your throat been hurting?
- Ne kadar süredir boğazın ağrıyor?
- When air dries, the throat dries, and cough comes out.
- Hava kuruduğunda boğaz kurur ve öksürük ortaya çıkar.
- I want to try and get a fish bone stuck in my throat.
- Boğazımda takılmış bir balık kılçığını çıkarmayı denemek istiyorum.
- Sami tried to cut his own throat.
- Sami kendi boğazını kesmeye çalışmış.
- They were at each other's throats.
- Onlar birbirlerinin boğazına sarılmıştı.
- I use a flashlight to inspect my throat.
- Boğazımı incelemek için bir el feneri kullanıyorum.
- Like a thorn stuck in your throat.
- Boğazında sıkışmış bir diken gibi.
- Does your throat hurt?
- Boğazın acıyor mu?
- If you eat too much of this food, you may get a sore throat.
- Bu yiyeceği çok fazla yersen boğazın ağlayabilir.
- Tom grabbed Mary by the throat and choked her.
- Tom Mary'yi boğazından yakaladı ve onu boğdu.
- Tom held a knife to Mary's throat.
- Tom, Mary'nin boğazına bir bıçak dayadı.
- How long has your throat been hurting?
- Boğazın ne zamandır ağrıyor?
- My throat is dry.
- Boğazım kurudu.
- Fadil slashed his own throat.
- Fadıl kendi boğazını kesti.
- She got a piece of bread stuck in her throat.
- Boğazına bir parça ekmek takıldı.
- Tom held a knife to Mary's throat.
- Tom Mary'nin boğazına bir bıçak dayadı.
- The opera singer tested her voice gingerly after recovering from throat surgery.
- Opera sanatçısı boğaz ameliyatından sonra sesini nazikçe test etti.
- They are always at each other's throats.
- Onlar her zaman birbirlerinin boğazına sarılırlar.
- My throat is a little dry.
- Boğazım biraz kurudu.
- Tom grabbed Mary by the throat and started choking her.
- Tom Mary'yi boğazından yakaladı ve onu boğmaya başladı.
- My throat burns.
- Boğazım yanıyor.
- Tom and Mary are at each other's throats.
- Tom ve Mary birbirlerinin boğazına sarılmış.
- I've had a runny nose for two days and I've been feeling an uncomfortable sensation in my throat.
- İki gündür burnum akıyor ve boğazımda rahatsız edici bir his var.
- My throat's a little dry.
- Boğazım biraz kurudu.
- Do you have a headache and a sore throat?
- Başınız ve boğazınız mı ağrıyor?
- They put a knife to my throat and robbed me.
- Boğazıma bir bıçak dayadılar ve beni soydular.
- I got a fish bone stuck in my throat.
- Boğazımda yapışmış bir balık kılçığı var.
- He put a knife to my throat.
- Boğazıma bir bıçak dayadı.
- He put a knife to my throat.
- Boğazıma bıçak dayadı.
- I got tired of Tom cramming his opinions down my throat.
- Tom'un fikirlerini boğazımdan aşağı tıkmasından bıktım.
- I use a flashlight to inspect my throat.
- Boğazımı incelemek için bir el feneri kullanırım.
- My throat feels dry.
- Boğazım kurudu.
- Put your finger in your throat.
- Parmağınızı boğazınıza sokun.
- If you do that to me, I will cut your throat.
- Bunu bana yaparsan, boğazını keserim.
- Do you have a headache and a sore throat?
- Başın ağrıyor mu ve boğazın acıyor mu?
- If you do that to me, I will cut your throat.
- Eğer bana böyle yaparsan boğazını keserim.
- My throat really hurts when I swallow.
- Yutkunurken boğazım çok acıyor.
- Sami grabbed Layla by the throat.
- Sami, Layla'yı boğazından yakaladı.
- I have a frog in my throat.
- Boğazım gıcık oldu.
- Tom and his buddies slit the throats of eleven men and women.
- Tom ve arkadaşları on bir kadın ve erkeğin boğazını kesti.
- My throat is a bit dry.
- Boğazım biraz kuru.
- I'm tired of Tom shoving his opinions down my throat.
- Tom'un fikirlerini boğazımdan aşağı tıkmasından bıktım.
- His throat was cut.
- Boğazı kesilmişti.
- Like a thorn stuck in your throat.
- Boğazına takılan bir diken gibi.
- I want to try and get a fish bone stuck in my throat.
- Boğazıma bir balık kılçığı kaçsın istiyorum.
- Tom put a knife to my throat.
- Tom boğazıma bıçak dayadı.
- Our throats are eager to drink something.
- Boğazlarımız bir şeyler içmek için can atıyor.
- Tom and Mary are always at each other's throats.
- Tom ve Mary her zaman birbirlerinin boğazına sarılırlar.
- They put a knife to my throat and robbed me.
- Boğazıma bıçak dayayıp beni soydular.
- Why am I smoking with this sore throat?
- Neden bu ağrılı boğazla sigara içiyorum?
- A bone stuck in my throat.
- Boğazıma bir kemik takıldı.
- My throat is a bit dry.
- Boğazım biraz kurudu.
- I'm tired of Tom ramming his ideas down my throat.
- Tom'un fikirlerini boğazımdan aşağı tıkmasından bıktım.
- A bone stuck in my throat.
- Boğazımda bir kemik kaldı.
- You have an infection in your throat.
- Boğazınızda bir enfeksiyon var.
- I cleared my throat and started speaking.
- Boğazımı temizledim ve konuşmaya başladım.
- My throat is dry.
- Boğazım kuru.
- I got a fish bone stuck in my throat.
- Boğazıma bir balık kılçığı takıldı.
- I cleared my throat.
- Boğazımı temizledim.
- The opera singer tested her voice gingerly after recovering from throat surgery.
- Opera şarkıcısı boğaz ameliyatıyla iyileştikten sonra sesini dikkatle test etti.
- Tom slit Mary's throat.
- Tom Mary'nin boğazını kesti.
- My throat has dried up.
- Boğazım kurudu.
- My throat really hurts when I swallow.
- Yutkunduğum zaman boğazım gerçekten acıtıyor.
- I have a fish bone stuck in my throat.
- Boğazıma bir balık kılçığı takıldı.
- My throat is a little dry.
- Boğazım biraz kuru.
- I cleared my throat, but no words came.
- Boğazımı temizledim, ama ağzımdan hiçbir kelime çıkmadı.
- Do you have a sore throat and a headache?
- Boğaz ve baş ağrın var mı?
- She got a piece of bread stuck in her throat.
- O, boğazına bir parça ekmek sıkıştırdı.
- If you do that again, I'll come and cut your throat when you're asleep.
- Bunu bir daha yaparsan, sen uyurken gelip boğazını keserim.
- My throat's a little dry.
- Benim boğazım biraz kuru.
- Tom felt a lump in his throat.
- Tom boğazında bir yumru hissetti.
- Dan's throat was cut almost from ear to ear.
- Dan'in boğazı neredeyse kulaktan kulağa kesilmişti.
- Tom slit his own throat.
- Tom kendi boğazını kesti.
- Sami tried to cut his own throat.
- Sami kendi boğazını kesmeye çalıştı.
- Dan's throat was cut almost from ear to ear.
- Dan'in boğazı neredeyse kulaktan kulağa kesildi.
Show More (88)
|