throat - English Turkish Sentences
English Turkish
throat boğaz n.
  • A little boy died when an olive stone went down his throat the wrong way.
  • Küçük bir çocuk boğazına yanlış şekilde zeytin tanesi kaçınca öldü.
  • Because of its acidic nature, it can help break down mucus in the throat and stop bacteria from spreading.
  • Asidik yapısı nedeniyle boğazdaki mukusun parçalanmasına yardımcı olabilir ve bakterilerin yayılmasını önleyebilir.
  • She'll come down, strangle us with a garrote, and then slash our throats.
  • Aşağı inip bizi iple boğacak, sonra da boğazımızı kesecek.
Show More (88)
throat gırtlak n.
  • Tom cleared his throat nervously.
  • Tom gergin biçimde gırtlağını temizledi.
Show More (-2)