transform - English Turkish Sentences
English Turkish
transform dönüştürmek v.
  • I have been involved in drawing up reports which have gradually transformed the notion of centres of excellence.
  • Mükemmeliyet merkezleri kavramını kademeli olarak dönüştüren raporların hazırlanmasında yer aldım.
  • The right to employment was transformed into the right to work.
  • İstihdam hakkı, çalışma hakkına dönüştürülmüştür.
  • The entire cohesion policy has to be transformed and restructured.
  • Uyum politikasının tamamının dönüştürülmesi ve yeniden yapılandırılması gerekmektedir.
Show More (17)
transform dönüşmek v.
  • We want to help transform Europol into a more efficient organisation for fighting against organised crime.
  • Europol'ün organize suçlarla mücadelede daha etkin bir kuruma dönüşmesine yardımcı olmak istiyoruz.
  • When companies focus on changing habits, whole organizations can transform.
  • Şirketler alışkanlıkları değiştirmeye odaklandığında organizasyonlar tamamen dönüşebilir.
  • When companies focus on changing habits, whole organizations can transform.
  • Şirketler alışkanlıkları değiştirmeye odaklandıklarında, koskoca organizasyonlar dönüşebilir.
Show More (1)
transform değiştirmek (dönüştürmek vb) v.
  • Social media has completely transformed the connection and communication we have with one another.
  • Sosyal medya, birbirimizle kurduğumuz ilişkiyi ve iletişimi tümüyle değiştirdi.
  • This book will transform your life.
  • Bu kitap yaşamınızı değiştirecek.
  • This book will transform your life.
  • Bu kitap hayatınızı değiştirecek.
Show More (0)
transform dönüşüm geçirmek v.
  • Turkey's industrial policy has been transformed by the entry into force of the customs union.
  • Gümrük birliğinin yürürlüğe girmesiyle Türkiye'nin sanayi politikası dönüşüm geçirmiştir.
Show More (-2)