unity - English Turkish Sentences
English Turkish
unity birlik n.
  • We want unity rather than polyphony.
  • Biz çok seslilik yerine birlik istiyoruz.
  • I would urge you not to let a reunified Europe become divided over Atlantic unity.
  • Yeniden birleşmiş bir Avrupa'nın Atlantik birliği konusunda bölünmesine izin vermemenizi tavsiye ederim.
  • American action was decisive in the reconstruction of our country and the recovery of our unity.
  • Amerikan eylemi ülkemizin yeniden inşasında ve birliğimizin yeniden sağlanmasında belirleyici olmuştur.
Show More (54)
unity bütünlük n.
  • The challenge now is to preserve the unity of the whole territory of Côte d'Ivoire whilst respecting constitutional law.
  • Şimdi yapılması gereken, anayasal hukuka saygı göstererek Fildişi Sahili'nin bütünlüğünün korunmasıdır.
  • Our unity as a European Union should be deployed in support of their efforts.
  • Avrupa Birliği olarak bizim bütünlüğümüz, onların çabalarını desteklemek üzere kullanılmalıdır.
  • Besides its unity, Europe is also characterised by its cultural diversity.
  • Avrupa, bütünlüğünün yanı sıra kültürel çeşitliliğiyle de öne çıkmaktadır.
Show More (3)
unity vahdet n.
  • Unity in diversity.
  • Kesrette vahdet.
Show More (-2)
unity teklik n.
  • Unity in diversity.
  • Çoklukta teklik.
Show More (-2)