1 |
unprotected |
korumasız |
adj. |
|
- In a free, unprotected market, they are doomed to disappear.
- Serbest, korumasız bir pazarda yok olmaya mahkumdurlar.
- I pointed out to him that the European shipbuilding industry is unprotected.
- Kendisine Avrupa gemi inşa sanayinin korumasız olduğunu belirttim.
- Your computer is completely unprotected.
- Bilgisayarınız tamamen korumasız.
- He left the box unprotected.
- Kutuyu korumasız bıraktı.
- Don't leave the entrance unprotected.
- Girişi korumasız bırakma.
- The female warrior's armor seemed to leave many parts of her body unprotected.
- Kadın savaşçının zırhı vücudunun birçok kısmını korumasız bırakmış gibi görünüyordu.
- Your computer is completely unprotected.
- Senin bilgisayarın tamamen korumasız.
- The female warrior's armor seemed to leave many parts of her body unprotected.
- Kadın savaşçının zırhı vücudunun birçok yerini korumasız bırakıyor gibiydi.
- Tom left the box unprotected.
- Tom kutuyu korumasız bıraktı.
- He left the box unprotected.
- O kutuyu korumasız bıraktı.
Show More (7)
|
2 |
unprotected |
korunmasız |
adj. |
|
- How, then, must cars be designed so that they cause as little harm as possible to unprotected road users?
- O halde, otomobiller korunmasız yol kullanıcılarına mümkün olduğunca az zarar verecek şekilde nasıl tasarlanmalıdır?
- Don't leave the entrance unprotected.
- Girişi korunmasız bırakmayın.
- Tom left the box unprotected.
- Tom kutuyu korunmasız bıraktı.
Show More (0)
|
3 |
unprotected |
açık |
adj. |
|
- Tom left the box unprotected.
- Tom kutuyu açık bıraktı.
Show More (-2)
|