1 |
wary |
dikkatli |
adj. |
|
- We must be wary of the sorcerer's apprentice.
- Büyücünün çırağına karşı dikkatli olmalıyız.
- We certainly need to be a little wary here.
- Burada kesinlikle biraz dikkatli olmamız gerekiyor.
- Where right-wingers are, racism and xenophobia are not far behind and we have to be very wary of that.
- Sağcıların olduğu yerde ırkçılık ve yabancı düşmanlığı da çok geride değildir ve buna karşı çok dikkatli olmalıyız.
- Where right-wingers are, racism and xenophobia are not far behind and we have to be very wary of that.
- Sağcıların olduğu yerde ırkçılık ve yabancı düşmanlığı da çok uzakta değildir ve buna karşı çok dikkatli olmalıyız.
- We need to be wary of creating precedents.
- Emsal yaratma konusunda dikkatli olmalıyız.
- People should be extremely wary of political promises.
- İnsanlar siyasi vaatlere karşı son derece dikkatli olmalıdır.
- Everyone should be wary.
- Herkes dikkatli olmalı.
Show More (4)
|
2 |
wary |
temkinli |
adj. |
|
- I am well aware that the sector will at first be wary of some aspects of this approach.
- Sektörün ilk başta bu yaklaşımın bazı yönlerine temkinli yaklaşacağının farkındayım.
- I was right to be wary.
- Temkinli olmakta haklıydım.
- Mary is wary of strangers.
- Mary yabancılara karşı temkinli.
- Tom is wary.
- Tom temkinli.
- Tom is getting wary.
- Tom temkinli davranıyor.
- Still, many investors remained wary.
- Yine de birçok yatırımcı temkinli davranmaya devam etti.
Show More (3)
|
3 |
wary |
tedbirli |
adj. |
|
- Mary is wary of strangers.
- Mary yabancılara karşı tedbirli.
- I was right to be wary.
- Tedbirli olmakta haklıydım.
Show More (-1)
|