wooden - English Turkish Sentences
English Turkish
wooden ahşap adj.
  • The shelves have wooden and plastic models available.
  • Rafların ahşap ve plastik modelleri mevcuttur.
  • Flooring and wooden floor covering are popular in every season as natural and healthy building materials.
  • Doğal ve sağlıklı yapı malzemeleri olarak döşeme ve ahşap zemin kaplamaları her sezon popülerdir.
  • Flooring and wooden floor covering are popular in every season as natural and healthy building materials.
  • Parke ve ahşap zemin kaplamaları doğal ve sağlıklı yapı malzemeleri olarak her dönem popülerdir.
Show More (41)
wooden tahtadan adj.
  • Use the left and right keys to tilt up and down, maintain balance, and overcome obstacles like wooden blocks.
  • Yukarı ve aşağı eğilmek, dengeyi sağlamak ve tahta bloklar gibi engelleri aşmak için sol ve sağ tuşları kullanın.
  • I have a wooden comb that I bought in Brazil.
  • Brezilya'dan aldığım tahta bir tarağım var.
  • The hermit lived in a wooden hut.
  • Keşiş tahta bir kulübede yaşıyordu.
Show More (29)
wooden ifadesiz adj.
  • The politician kept his wooden face during his TV show appearance.
  • Siyasetçi, televizyon programında göründüğü süre boyunca ifadesiz bir surat takındı.
Show More (-2)