çalışarak - Turkish English Dictionary
History

çalışarak



Meanings of "çalışarak" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

Turkish English
General
çalışarak laboriously adv.

Meanings of "çalışarak" with other terms in English Turkish Dictionary : 83 result(s)

Turkish English
General
efendisine borcunu çalışarak ödeyen kimse peon n.
(bir şeyler satmaya çalışarak) turistleri rahatsız etme tourist hustling n.
(çalışarak) servet elde eden kimse wealth creator n.
gece saatlerinde çok yoğun çalışarak üretilen edebi eser elucubration n.
çalışarak öğrenilmeme unlearnedness n.
çalışarak ücretlerini karşılamak (öğrenci okul/üniversite) work one's way v.
gece gündüz demeden çalışarak kendini helak etmek burn the candle at both ends v.
çalışarak elde etmek workout v.
çalışarak ilerletmek polish up v.
sıkı çalışarak yorulmak toil v.
çalışarak para kazanmak make v.
çalışarak tanımak verse v.
çok çalışarak ilerlemek wrestle v.
kusur bulmaya çalışarak eleştirmek hypercriticize v.
kusur bulmaya çalışarak eleştirmek hypercriticise v.
çok çalışarak para kazanmak scratch v.
çok çalışarak kazanmak squeeze v.
çalışarak öğrenilmeyen unlearned adj.
çok çalışarak labouredly adv.
çok çalışarak laboredly adv.
kusur bulmaya çalışarak captiously adv.
kusur bulmaya çalışarak hypercritically adv.
yaranmaya çalışarak fawningly adv.
göze girmeye çalışarak fawningly adv.
dikkat çekmeye çalışarak prankingly adv.
Phrasals
canla başla çalışarak ilerlemek forge away at (something) v.
çok çalışarak bir şeyi kovalamak gun for (someone or something) v.
işin üzerinde sürekli çalışarak azaltmak hack away v.
sürekli çalışarak işi eritmek hack away v.
işin üzerinde sürekli çalışarak azaltmak hack away at v.
sürekli çalışarak işi eritmek hack away at v.
işin üzerinde sürekli çalışarak azaltmak hack out v.
sürekli çalışarak işi eritmek hack out v.
(borcu) çalışarak ödemek work off v.
(tazminat veya borcu) para yerine çalışarak ödemek work out v.
(bir şeye) çalışarak hazırlanmak bone up (on something) v.
(bir şeydeki bir şeyi) uğraşarak/üzerinde çalışarak yok etmek work (something) out of (something else) v.
(bir şeyin) üzerine giderek/üzerinde çalışarak uzmanlaşmak work on (something) v.
uğraşarak/üzerinde çalışarak yok etmek work out of v.
çalışarak (bir şey) haline getirmek work up to (something) v.
çalışarak bir noktaya gelmek/ulaşmak work up to (something) v.
çalışarak bir sonuca varmak work up to (something) v.
Colloquial
çok çalışarak herkesin maddi başarı elde edebileceği düşüncesi/inancı the american dream n.
yolculuğun karşılığını çalışarak ödemek work (one's) passage v.
yolculuğun karşılığını çalışarak ödemek work your passage v.
Idioms
çok çalışarak herkesin maddi başarı elde edebileceği düşüncesi/inancı the american dream n.
çok çalışarak herkesin maddi başarı elde edebileceği düşüncesi/inancı the american dream n.
(her gerektiğinde) çok çalışarak iyi iş çıkarmak answer the bell v.
çalışarak okumak work (one's) way through (school) v.
çalışarak kilo vermek work some fat off v.
çalışarak kilo vermek work some weight off to v.
(çalışarak) sabahlamak burn the midnight oil v.
çalışarak okul masraflarını karşılamak work (one's) way through (school) v.
çalışarak okul masraflarını karşılamak work (one's) way through (school) v.
tecrübeli birinin yanında çalışarak/tecrübeli birini izleyerek işi öğrenmek sit next to nellie [old-fashioned] v.
gece gündüz demeden çalışarak kendini helak etmek burn one's candle at both ends v.
ekmeğini çalışarak kazanmak sing for (one's) supper v.
ekmeğini çalışarak kazanmak sing for your supper [old-fashioned] v.
çalışarak okumak work (one's) way through (something) v.
çalışarak okul masraflarını karşılamak work (one's) way through (something) v.
çalışarak okumak work your way through college v.
çalışarak okul masraflarını karşılamak work your way through college v.
çalışarak daha iyi mevkilere ulaşmak work your way up v.
çalışarak yükselmek work your way up v.
bulunduğu yere çalışarak/emeğiyle gelmiş risen from the ranks adj.
bulunduğu yere çalışarak/emeğiyle gelmiş risen through the ranks adj.
rasgele çalışarak by fits and starts expr.
Trade/Economic
bir organizasyonda bir departmanın diğer departmanlardan kopuk çalışarak adeta görünmez bir duvar örmesi ve etkileşime izin vermemesi olarak açıklanabilecek sendrom vertical silo syndrome n.
bir işi çalışarak öğrenen kimse learner n.
çalışarak kazanılan gelirler earned income n.
teklif sahibini kazanmaya çalışarak karşı tarafın hisseleri devralmasını engelleme taktiği pac-man defense n.
çalışarak kazanılmamış unearned adj.
Industry
özel sektör tecrübesi bulunan çalışanların devlet kademesinde kendi alanlarında çalışarak ve özel sektör ile kamu arasında iş akışı sağlayarak sektörü kamuda geliştirmeye çalıştığı durum revolving door n.
Technical
su ile çalışarak basınçlı hava üreten pompa tromp n.
saat mekanizmasına benzer şekilde çalışarak atmosferin nemini sürekli olarak kayıt eden bir cihaz hygrograph n.
saatte bir beygir gücü hızında çalışarak tüketilen enerji veya yapılan iş horsepower-hour n.
Mechanic
su ile çalışarak basınçlı hava üreten pompadaki delik trompil n.
Medical
çalışarak tedavi görme occupational therapy n.
farklı branştan doktorların birlikte çalışarak hizmet vermesi group practice n.
farklı branştan doktorların birlikte çalışarak hizmet vermesi group medicine n.
Psychology
mevcut olan veya olduğu düşünülen bir kusuru, tam tersi durum söz konusuymuş gibi göstermeye çalışarak telafi etme çabası overcompensation n.
Social Sciences
mevcut olan veya olduğu düşünülen bir kusuru, tam tersi durum söz konusuymuş gibi göstermeye çalışarak telafi etme çabası overcompensating n.
Slang
(çalışarak) sabahlamak oil it v.