Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
çok güzel
Meanings of
"çok güzel"
in English Turkish Dictionary : 49 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
çok güzel
very good
adj.
2
General
çok güzel
superb
adj.
3
General
çok güzel
spiffing
adj.
4
General
çok güzel
adorable
adj.
5
General
çok güzel
slashing
adj.
6
General
çok güzel
scrumptious
adj.
7
General
çok güzel
gorgeous
adj.
8
General
çok güzel
terrific
adj.
9
General
çok güzel
peachy
adj.
10
General
çok güzel
fabulous
adj.
11
General
çok güzel
heavenly
adj.
12
General
çok güzel
ethel
adj.
13
General
çok güzel
divine
adj.
14
General
çok güzel
inspired
adj.
15
General
çok güzel
magical
adj.
16
General
çok güzel
admirable
adj.
17
General
çok güzel
very beautiful
adj.
18
General
çok güzel
spiffy
adj.
19
General
çok güzel
fine as a fiddle
adj.
20
General
çok güzel
super
adj.
21
General
çok güzel
exquisite
adj.
22
General
çok güzel
neat
adj.
23
General
çok güzel
tophole [brit]
adj.
24
General
çok güzel
much
adj.
Colloquial
25
Colloquial
çok güzel
super dooper
adj.
26
Colloquial
çok güzel
real gone
adj.
27
Colloquial
çok güzel
blazing
adj.
28
Colloquial
çok güzel
super-dooper
adj.
29
Colloquial
çok güzel
super-duper
adj.
30
Colloquial
çok güzel
five-by-five
adj.
31
Colloquial
çok güzel
superchic
adj.
Idioms
32
Idioms
çok güzel
a heaven on earth
n.
33
Idioms
çok güzel
pretty as a picture
adj.
34
Idioms
çok güzel
as pretty as a picture
expr.
Speaking
35
Speaking
çok güzel
that's great
expr.
Mythology
36
Mythology
çok güzel
junoesque
adj.
Archaic
37
Archaic
çok güzel
surprising
adj.
Slang
38
Slang
çok güzel
drop-dead gorgeous
adj.
39
Slang
çok güzel
bool
adj.
40
Slang
çok güzel
shafty
adj.
41
Slang
çok güzel
funky-fresh
adj.
42
Slang
çok güzel
ripping
adj.
43
Slang
çok güzel
fully sick
adj.
44
Slang
çok güzel
sick
adj.
45
Slang
çok güzel
it rocks
expr.
46
Slang
çok güzel
going off
expr.
47
Slang
çok güzel
(as) fine as dick's hatband
expr.
48
Slang
çok güzel
that's rad
expr.
Modern Slang
49
Modern Slang
çok güzel
adorb (adorable)
adj.
Meanings of
"çok güzel"
with other terms in English Turkish Dictionary : 145 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
çok güzel kız
peach
n.
2
General
çok güzel kız
a peach of a girl
n.
3
General
çok güzel kimse
vision
n.
4
General
çok güzel kız
very beautiful girl
n.
5
General
çok güzel ve rahat bir yer
shangri-la
n.
6
General
çok güzel olan yer/nokta
beauty spot
n.
7
General
çok güzel kadın
peri
n.
8
General
çok büyük veya güzel olan şey
smasher
n.
9
General
çok hoşlanmak (güzel bir şeyden)
be smitten with
v.
10
General
çok hoşlanmak (güzel bir şeyden)
be smitten by
v.
11
General
çok güzel olmak
be very beautiful
v.
12
General
çok güzel olmak
be very pretty
v.
13
General
çok güzel bir çift olmak
make such a beautiful couple
v.
14
General
çok güzel bir biçimde
in fine style
adj.
15
General
çok güzel ve sevimli
adorable
adj.
16
General
çok daha güzel
much more beautiful
adj.
17
General
alkıştan oyunun (örn. bir piyesin) birkaç saniyeliğine durmasına neden olan (çok güzel bir hareket ya da söz)
show-stopping
adj.
18
General
çok çok güzel
supercalifragilisticexpialidocious
adj.
19
General
(insan) çok güzel
built
adj.
20
General
çok güzel bir şekilde
devastatingly
adv.
Phrases
21
Phrases
çok hoş/güzel (bir gün/bir gece/vakit) geçirdik
It’s been
expr.
22
Phrases
çok hoş/güzel oldu
It’s been
expr.
23
Phrases
çok iyi/güzel
the berries
expr.
24
Phrases
çok iyi/güzel
it's the berries
expr.
Colloquial
25
Colloquial
çok güzel gülüş
killer smile
n.
26
Colloquial
çok güzel kadın
eye-popper
n.
27
Colloquial
çok güzel/yakışıklı
slamming
adj.
28
Colloquial
zararlı ama çok güzel/dayanılmaz/lezzetli
naughty but nice
adj.
29
Colloquial
her şey çok güzel olacak
she'll be right, mate [australia]
expr.
30
Colloquial
her şey çok güzel olacak
she’ll be right [australia]
expr.
31
Colloquial
çok güzel kadın
a bit of all right
expr.
32
Colloquial
çok güzel (valla)
howdy-do [us]
expr.
33
Colloquial
çok güzel (valla)
how-d'ye-do
expr.
34
Colloquial
seni burada/aramızda görmek çok güzel
delighted to have you
expr.
35
Colloquial
seni burada/aramızda görmek çok güzel
delighted to have you here
expr.
36
Colloquial
çok güzel dedin
I couldn't have said it better myself
expr.
37
Colloquial
seninle vakit geçirmek çok güzel ama gitmeliyim
love you and leave you
expr.
Idioms
38
Idioms
çok güzel/eğlenceli zaman
rare old time [old-fashioned]
n.
39
Idioms
çok güzel bir ses
the voice of an angel
n.
40
Idioms
çok yakışıklı/güzel olmak
be all that
v.
41
Idioms
çok güzel bir yer haline getirmek
put something on the map
v.
42
Idioms
çok mutlu/başarılı/güzel olmak
be in all somebody's glory
v.
43
Idioms
çok güzel ağırlamak
do someone handsome
v.
44
Idioms
çok güzel/eğlenceli zaman geçirmek
have a rare old time
v.
45
Idioms
(genelde erkek için) çok güzel görünmek
cut a fine figure
v.
46
Idioms
eğlenceli/çok güzel vakit geçirmek
have a high old time
v.
47
Idioms
çok güzel olmak/görünmek
be a picture
v.
48
Idioms
çok güzel olmak/görünmek
look a picture
v.
49
Idioms
çok güzel olmak
be a picture
v.
50
Idioms
çok güzel olmak/görünmek
be/look a picture
v.
51
Idioms
çok güzel bir ilişkileri olmak
make beautiful music together
v.
52
Idioms
çok çok güzel
out of this world
expr.
53
Idioms
(mecazi anlamda) her şey çok güzel
everything in the garden is lovely [uk]
expr.
54
Idioms
her şey çok güzel
everything in the garden is rosy
expr.
55
Idioms
her şey çok güzel (olacak)
the goose hangs high [old-fashioned]
expr.
56
Idioms
(mecazi anlamda) her şey çok güzel
everything in the garden is lovely [uk]
expr.
57
Idioms
(mecazi anlamda) her şey çok güzel
everything in the garden is rosy [uk]
expr.
Speaking
58
Speaking
bugün hava çok güzel
the weather is so nice today
expr.
59
Speaking
burası çok güzel
this place is beautiful
expr.
60
Speaking
bugün hava çok güzel
the weather is very nice today
expr.
61
Speaking
bunu duymak çok güzel
that's music to my ears
expr.
62
Speaking
buralar çok güzel
this place is beautiful
expr.
63
Speaking
bu çok güzel bir fikir!
that's a terrific idea!
expr.
64
Speaking
çok güzel görünüyorsun
you look very beautiful
expr.
65
Speaking
çok güzel vakit geçirdik
we've had a lovely time
expr.
66
Speaking
çok güzel zaman geçirdim
I had a lovely time
expr.
67
Speaking
çok güzel vakit geçirdim
I had a lovely time
expr.
68
Speaking
çok güzel görünüyorsun
you look gorgeous
expr.
69
Speaking
çok güzel bir çiftsiniz
you make a nice couple
expr.
70
Speaking
çok güzel zaman geçirdik
we had a lovely time
expr.
71
Speaking
çok güzel vakit geçirdim
I've had a lovely time
expr.
72
Speaking
çok güzel görünüyorsun
you look so beautiful
expr.
73
Speaking
çok güzel gülüyorsun
you have a nice smile
expr.
74
Speaking
çok güzel görünüyorsun
you look lovely
expr.
75
Speaking
çok güzel gülüyorsun
you have a beautiful smile
expr.
76
Speaking
çok güzel vakit geçirdik
we had a lovely time
expr.
77
Speaking
her şey çok güzel olacak
everything will be great
expr.
78
Speaking
gözlerin çok güzel
your eyes are so beautiful
expr.
79
Speaking
gülüşün çok güzel
you have a nice smile
expr.
80
Speaking
evin çok güzel
your home is very nice
expr.
81
Speaking
hiç kimse size çok güzel bir gülüşünüz olduğunu söyledi mi?
has anyone ever told you that you have a beautiful smile?
expr.
82
Speaking
herkesi burada görmek çok güzel
it's nice to see everyone here
expr.
83
Speaking
gözlerin çok güzel
your eyes are very beautiful
expr.
84
Speaking
gözleriniz çok güzel
your eyes are so beautiful
expr.
85
Speaking
evde olmak çok güzel
it's good to be home
expr.
86
Speaking
gözleriniz çok güzel
your eyes are very beautiful
expr.
87
Speaking
gülüşün çok güzel
you have a beautiful smile
expr.
88
Speaking
içerisi çok güzel
it's beautiful inside
expr.
89
Speaking
ne çok/güzel/biçim (oynadık/yedik/yürüdük) ama!
that was a (game/meal/walk etc.) and a half!
expr.
90
Speaking
seni aramızda görmek çok güzel
we're delighted to have you here
expr.
91
Speaking
size çok güzel olduğunuzu söyleyen oldu mu hiç?
did anyone ever tell you’re so beautiful?
expr.
92
Speaking
resim gerçekten çok güzel
your pic is really adorable
expr.
93
Speaking
sizi görmek çok güzel
it's great to see you
expr.
94
Speaking
seni görmek çok güzel
it is very nice to see you
expr.
95
Speaking
senden tekrar haber alma çok güzel
it's nice to hear from you again
expr.
96
Speaking
sen çok güzel ingilizce konuşuyorsun
you speak english very well
expr.
97
Speaking
seni tekrar aramızda görmek çok güzel
I am pleased to see you back here with us
expr.
98
Speaking
seni görmek çok güzel
it is good to see you
expr.
99
Speaking
seni yeniden buralarda takılırken görmek çok güzel
it's so nice to see you hanging around again
expr.
100
Speaking
seni aramızda görmek çok güzel
I'm delighted to have you here
expr.
101
Speaking
sizi görmek çok güzel
it is very nice to see you
expr.
102
Speaking
tadı çok güzel gelirdi
it tasted really nice
expr.
103
Speaking
her şeyin çok güzel
your everything is beautiful
expr.
Chat Usage
104
Chat Usage
çok güzel fotoğraf
very nice photo
n.
Medical
105
Medical
çok güzel sanat eserleriyle veya doğal güzelliklerle yoğun bir şekilde karşılaşıldığında (kalp çarpıntısı veya baş dönmesi gibi durumlar ile) duyulan psikosomatik rahatsızlık
stendhal's syndrome
n.
106
Medical
çok güzel sanat eserleriyle veya doğal güzelliklerle yoğun bir şekilde karşılaşıldığında (kalp çarpıntısı veya baş dönmesi gibi durumlar ile) duyulan psikosomatik rahatsızlık
stendhal syndrome
n.
107
Medical
çok güzel sanat eserleriyle veya doğal güzelliklerle yoğun bir şekilde karşılaşıldığında (kalp çarpıntısı veya baş dönmesi gibi durumlar ile) duyulan psikosomatik rahatsızlık
hyperkulturemia
n.
108
Medical
çok güzel sanat eserleriyle veya doğal güzelliklerle yoğun bir şekilde karşılaşıldığında (kalp çarpıntısı veya baş dönmesi gibi durumlar ile) duyulan psikosomatik rahatsızlık
florence syndrome
n.
Marine Biology
109
Marine Biology
çok güzel desenleri olan konik biçimli bir deniz kabuğu
textile cone (conus textilis)
n.
110
Marine Biology
çok güzel desenleri olan konik biçimli bir deniz kabuğu
darioconus textile
n.
111
Marine Biology
çok güzel desenleri olan konik biçimli bir deniz kabuğu
cloth-of-gold cone
n.
Botanic
112
Botanic
güzel ve büyük bazal yaprakları olan çok yıllık bir süs bitkisi cinsi
aspidistra
n.
113
Botanic
turuncu-kırmızı çanakları ve güzel aromalı meyvesi olan, eski dünya'ya özgü çok yıllık otsu bir bitki
winter cherry (physalis alkekengi)
n.
114
Botanic
turuncu-kırmızı çanakları ve güzel aromalı meyvesi olan, eski dünya'ya özgü çok yıllık otsu bir bitki
bladder cherry (physalis alkekengi)
n.
115
Botanic
turuncu-kırmızı çanakları ve güzel aromalı meyvesi olan, eski dünya'ya özgü çok yıllık otsu bir bitki
chinese lantern plant (physalis alkekengi)
n.
Slang
116
Slang
çok kıyak/güzel ayakkabılar
nice-ass shoes
n.
117
Slang
çok güzel kadın
dimepiece (rap slang)
n.
118
Slang
çok güzel kimse
a real dish
n.
119
Slang
yüzü çok güzel
face (that) would stop a clock
n.
120
Slang
çok güzel şarkı/parça
bop
n.
121
Slang
çok güzel bir şeye bakınca gelen his
eyegasm
n.
122
Slang
kafası çok güzel olmak
be potty
v.
123
Slang
kafası çok güzel olmak
get high
v.
124
Slang
kafası çok güzel olmak
be mellow
v.
125
Slang
kafası çok güzel olmak
be boozed up
v.
126
Slang
kafası çok güzel olmak
get tipsy
v.
127
Slang
kafası çok güzel olmak
feel stoned
v.
128
Slang
kafası çok güzel olmak
be tiddly
v.
129
Slang
kafası çok güzel olmak
be tanked
v.
130
Slang
kafası çok güzel olmak
be heady
v.
131
Slang
kafası çok güzel olmak
be crocked
v.
132
Slang
kafası çok güzel olmak
be pissed
v.
133
Slang
kafası çok güzel olmak
feel buzzed
v.
134
Slang
kafası çok güzel olmak
be tipsy
v.
135
Slang
çok güzel olmak
be off the hook
v.
136
Slang
kafası çok iyi/güzel olmuş
petrified
adj.
137
Slang
kafası çok iyi/güzel
phumfed [dated]
adj.
138
Slang
kafası çok iyi/güzel
rolling high
adj.
139
Slang
çok güzel batırdın
smooth move, ex-lax [us]
expr.
British Slang
140
British Slang
çok güzel/alımlı kadın
fit bird
n.
141
British Slang
vücudu güzel yüzü çok çirkin kız
bobfoc
n.
Modern Slang
142
Modern Slang
çok güzel kadın
a dime piece
n.
143
Modern Slang
vücudu çok güzel olup yüzü çirkin olan kadın
abf (all but face)
n.
144
Modern Slang
çok güzel, rahatlatıcı ses
angelic voice
n.
145
Modern Slang
çok güzel ve sevimli
adorb (adorable)
adj.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of çok güzel
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy