Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | çukurluk | hollowness n. |
General | çukurluk | concavity n. |
General | çukurluk | hollow shape n. |
General | çukurluk | lap n. |
General | çukurluk | valley n. |
General | çukurluk | dish n. |
General | çukurluk | incurvation n. |
General | çukurluk | incurvature n. |
Technical | ||
Technical | çukurluk | concavity n. |
Geography | ||
Geography | çukurluk | depression n. |
Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | bir vadinin başında veya dağın yukarı kısımlarında derin, kase biçimli çukurluk | cirque n. | ||
General | vadi gibi çukurluk bir alan üzerinden kara veya demiryolunu geçiren ayaklı köprü | viaduct n. | ||
General | çukurluk bölge | lap n. | ||
General | çukurluk derecesi | dish n. | ||
General | bir yerde (genellikle istemeyerek) çukurluk oluşturmak | divot v. | ||
Technical | ||||
Technical | diğer kütüklerin oturması için çukurluk bırakılmış enine uzanan bir kütük | saddle n. | ||
Technical | çukurluk oluşturmak veya gidermek için metal saca basınç uygulamak | bump v. | ||
Marine | ||||
Marine | iki kumsal tepeciğin arasındaki çukurluk | swale n. | ||
Marine | ortasında hafif bir çukurluk bulunan (gemi) | shallow-waisted adj. | ||
Medical | ||||
Medical | dirsek eklemi önündeki çukurluk | cubital fossa n. | ||
Anatomy | ||||
Anatomy | (kemikte) geniş ve sığ çukurluk | venter n. | ||
Optics | ||||
Optics | optik çukurluk | optic cup n. | ||
Geography | ||||
Geography | kuzeybatı çin'de sulak bir çukurluk | lop nur n. | ||
Geography | sırtlar arasında yağmur suyunun toplandığı çukurluk | gilgai [australia] n. |