ölümden - Turkish English Dictionary
History

ölümden



Meanings of "ölümden" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

Turkish English
Idioms
ölümden from the dead expr.

Meanings of "ölümden" with other terms in English Turkish Dictionary : 94 result(s)

Turkish English
General
ölümden sonra olma posthumousness n.
ölümden sonra ruhun bir bedenden başka bir bedene göç etmesi transmigration of the soul n.
ölümden sonra hayat life after death n.
ölümden dönen kimse survivor n.
ölümden başka her şey everything but death n.
ölümden sonraki sabah the morning after death n.
ölümden sonra cezalandırma öğretisine (özellikle günahkarlar için ebedi ceza) inanan kişi retributionist n.
ölümden sonraki hayat afterlife n.
ölümden bir ay sonraki anma töreni a month mind n.
ölümden bir yıl sonraki anma töreni a year's mind n.
ölümden sonraki hayat everlasting life n.
ölümden sonraki mesken home n.
ölümden dönen kimse overliver n.
ölümden kıl payı kaçış short shrift n.
geçmek (ruh ölümden sonra bir bedenden başka bir bedene) transmigrate v.
ölümden dönmek escape death v.
ölümden dönmek back from death's door v.
ölümden kaçamamak can not escape from death v.
göç etmek (ruh ölümden sonra bir bedenden başka bir bedene) transmigrate v.
ölümden kurtulmak escape death v.
ölümden kurtarmak save somebody from death v.
ölümden dönmek return from the dead v.
ölümden dönmek be back from the dead v.
ölümden korkmak be scared of death v.
ölümden şans eseri kurtulmak narrowly escape death v.
ölümden kıl payı kurtulmak narrowly escape death v.
ölümden dönmek come back from the dead v.
ölümden sonra var olmak postexist v.
ölümden kötü worse than death adj.
ölümden beter worse than death adj.
ölümden geriye kalan relicted [obsolete] adj.
ölümden hemen önce söylenen dying adj.
ölümden sonra yapılan posthume adj.
ölümden önce gelişen predeath adj.
ölümden sonra posthumously adv.
ölümden sonra post mortem adv.
ölümden sonraki hayatta hereafter adv.
ölümden sonra post-mortem adv.
Phrases
bu ölümden çok daha beter bir kader it is a fate much worse than death expr.
Proverb
gençler ölebilir ancak yaşlılar ölümden kaçamazlar young men may die but old men must die
ölümden başka her şeyin bir çaresi vardır there is a remedy for everything except death
gençler ölebilir ancak yaşlılar ölümden kaçamazlar the young may die, but the old must die
Colloquial
ölümden beter bir yaşam a living death n.
Idioms
ölümden sonra yaşam the life to come n.
ölümden sonraki yaşam life beyond n.
ölümden önceki yıllar twilight years n.
ölümden beter bir şey a fate worse than death n.
homeros'un tanımıyla, ölümden sonra kutsal/huzurlu ruhların yaşadığı mutlu diyar the elysian fields n.
ölümden dönme brush with death n.
ölümden beter şey fate worse than death n.
ölümden kurtulmak cheat the worms v.
ölümden dönmek cheat the worms v.
birisini son anda ölümden kurtarmak snatch someone out of the jaws of death v.
birisini son anda ölümden kurtarmak snatch someone from the jaws of death v.
ölümden dönmek have a close brush with death v.
ölümden dönmek arise from the dead v.
ölümden beter bir durumda olmak be better off dead v.
ölümden beter bir şey/durum olmak be a fate worse than death v.
son anda ölümden/ölmekten kurtarılmak be snatched from the jaws of death v.
ölümden döndürülmek be snatched from the jaws of death v.
son anda ölümden/ölmekten kurtarılmak be snatched out of the jaws of death v.
ölümden döndürülmek be snatched out of the jaws of death v.
son anda ölümden kurtarmak snatch out of the jaws of death v.
ölümden dönmüş back from the dead adj.
ölümden ve vergilerden başkası yalan nothing is certain but death and taxes expr.
son anda ölümden/ölmekten kurtarılmış out of the jaws of death expr.
ölümden döndürülmüş out of the jaws of death expr.
Speaking
ölümden döndüm I almost died expr.
Trade/Economic
ölümden doğan intikal transmission on death n.
ölümden sonra ortaya çıkan posthumous adj.
ölümden sonra yapılan posthumous adj.
Law
vatan hainliği gibi ağır bir suç işlemiş bir zanlının ölümden daha hafif bir cezaya çarptırılması için düzenlenmiş özel kanun bill of pains and penalties n.
ölümden sonra bağlanan maaş reversion n.
Medical
erken ölümden dolayı kaybedilen potansiyel yaşam yılı ile maluliyetten dolayı kaybedilen verimli yılları birleştirerek bir hastalığın yarattığı toplam yük disability-adjusted life year n.
hemen ölümden sonra vücudun katılaşması rigor mortis n.
ölümden önce ante mortem n.
Psychology
ölümden korkma thanatophobia n.
ölümden korkma thantophobia n.
Literature
bir karakterin hikayenin olay örgüsündeki önemi nedeniyle zarar görmekten veya ölümden korunması plot armor n.
Religious
ölümden sonraki hayat varsayımı perhaps n.
kötüler için ölümden sonra yaşam olmadığını savunan teolojik doktrin annihilationism n.
kötüler için ölümden sonra yaşam olmadığını savunan teolojik doktrini savunan kimse annihilationist n.
(katoliklerde) ölümden bir ay sonraki anma töreni month's mind n.
(yeni ahit'te) kötülerin ölümden sonra cezalandırıldığı yer gehenna n.
(musevilik) ölümden sonraki bir hafta boyunca yas tutan kimse ovel n.
ölümden dönen risen adj.
ölümden kurtararak savingly adv.
Art
bir roman ya da tiyatro oyununda kahramanın tepeden inme ve doğaya aykırı şekilde son anda tehlikeden veya ölümden kurtulması deus ex machina n.
Mythology
yunan mitolojisinde kahramanın ölümden sonra yıldıza veya takımyıldızlara dönüşmesi catasterism n.
Latin
eğer şöhret ölümden sonra gelecekse hiç acelem yok si post fata venit gloria, non propero expr.
Archaic
ölümden sonra gerçekleşen postumous adj.
ölümden sonra yapılan postumous adj.
Modern Slang
ölümden sonra yaşamı reddetme afterlife denial n.
eski askerlerin/gazilerin savaş esnasında ölümden döndükleri günün yıl dönümü alive day n.