ötesinde - Turkish English Dictionary
History

ötesinde



Meanings of "ötesinde" in English Turkish Dictionary : 24 result(s)

Turkish English
Common Usage
ötesinde beyond prep.
General
ötesinde about adv.
ötesinde ayont [scottish] adv.
ötesinde behind adv.
ötesinde by adv.
ötesinde overmore [obsolete] adv.
ötesinde overplus [obsolete] adv.
ötesinde below prep.
ötesinde past prep.
ötesinde ayond prep.
ötesinde without prep.
ötesinde by [scotland] prep.
ötesinde outgate [dialect] prep.
ötesinde praeter- pref.
ötesinde supra- pref.
ötesinde preter- pref.
ötesinde para- pref.
ötesinde sur- pref.
ötesinde peri- pref.
ötesinde trans- pref.
ötesinde trans pref.
Colloquial
ötesinde above and beyond expr.
Technical
ötesinde beyond adv.
Archaic
ötesinde within prep.

Meanings of "ötesinde" with other terms in English Turkish Dictionary : 252 result(s)

Turkish English
Common Usage
-in ötesinde beyond prep.
General
gözlemlerin ötesinde tahmin extrapolation n.
denizlerin ötesinde bulunan ülke vb overseas n.
alp dağlarının ötesinde cisalpine n.
ötesinde hiçbir ağacın yetişmediği rakım treeline n.
beklentilerin ötesinde hizmet service beyond expectations n.
beklentinin ötesinde hizmet service beyond expectations n.
kuzey dağlarının ötesinde ebedi ışık ve bereket ülkesinde yaşadığı düşünülen (kimse) hyperborean n.
kuzey dağlarının ötesinde ebedi ışık ve bereket ülkesinde yaşadığı düşünülen (kimse) hyperboreios n.
dağların ötesinde yaşayan kimse tramontane n.
insan algısının ötesinde olan dünya the beyond n.
gerekenin ötesinde mümkün olan miktar margent n.
ötesinde veya altındayken bir şeyin yok olduğu veya mümkün olmadığı sınır margent n.
ötesinde veya altındayken bir şeyin istenen şekilde olmadığı sınır margent n.
ötesinde veya altındayken bir şeyin yok olduğu veya mümkün olmadığı sınır margin n.
normalin ötesinde olan kimse meta n.
olay veya durumun gerçekleştiği konumun çok ötesinde hissedilen yankıları ripples n.
aklın ötesinde yer alan organizma superorganism n.
ötesinde olmak be turned of v.
(bir şeyi) olağan standartların ötesinde tasarlamak overdesign v.
sınırlarının ötesinde büyümek overgrow v.
gerçek değerinin ötesinde değer biçmek outprize v.
dağların ötesinde tramontane adj.
dağların ötesinde ultramontane adj.
alplerin ötesinde yaşayan transalpine adj.
aklın ötesinde beyond reason adj.
alplerin ötesinde olan transalpine adj.
dünyanın ötesinde ultramundane adj.
evrenin ötesinde ultramundane adj.
doğanın ötesinde transnatural adj.
harikuladenin ötesinde olan transphenomenal adj.
görünür olanın ötesinde var olan transphenomenal adj.
mantığın ötesinde olan transrational adj.
duyuların ötesinde ultrasensual adj.
fiziksel olanın ötesinde olan hyperphysical adj.
aklın tamamen ötesinde obscene adj.
güvenli olanın ötesinde sorumluluk taşıyan overextended adj.
güvenli olanın ötesinde risk taşıyan overextended adj.
hak edilenin ötesinde nazik overkind adj.
fiziksel açıklamanın ötesinde parapsychological adj.
(hükümet) asayişi sürdürenlerin ötesinde faaliyet kontrolü sağlayan positive adj.
(hükümet) asayişi sürdürenlerin ötesinde faaliyet düzenlemesi sağlayan positive adj.
mükemmelin ötesinde pluperfect adj.
kusursuzun ötesinde pluperfect adj.
zamanının ötesinde olan forward-looking adj.
çağının ötesinde olan forward-looking adj.
duyuların ötesinde subsensible adj.
duyusal algılamanın ötesinde subsensible adj.
kimyanın ötesinde superchemical adj.
etiğin ötesinde superethical adj.
aklın ötesinde olan superintellectual adj.
madde ötesinde yer alan supermaterial adj.
materyalin ötesinde olan supermundane adj.
materyalin ötesinde olan supermundial adj.
normalin ötesinde olan supernormal adj.
sıradanlığın ötesinde superordinary adj.
organik ötesinde superorganic adj.
hususiyetin ötesinde superpersonal adj.
gerçeğin ötesinde superreal adj.
krallığın ötesinde superregal adj.
dünyanın ötesinde supersecular adj.
seküler ötesinde supersecular adj.
dünyeviliğin ötesinde supersecular adj.
maddiyatın ötesinde supersubstantial adj.
materyalin ötesinde supersubstantial adj.
zamanın ötesinde supertemporal adj.
ayın ötesinde yer alan supralunar adj.
normalin ötesinde supranormal adj.
segmentin ötesinde suprasegmental adj.
kesitlerin ötesinde suprasegmental adj.
parçaların ötesinde suprasegmental adj.
zamanın ötesinde supratemporal adj.
ötesinde berisinde passim adv.
her şeyin ötesinde on top of that adv.
bunun ötesinde further to that adv.
denizlerin ötesinde beyond the sea adv.
bunların ötesinde beyond these adv.
ötesinde berisinde about adv.
aklın ötesinde immemorially adv.
bitiş çizgisinin hayli ötesinde well beyond the finish line adv.
denizlerin ötesinde beyond seas adv.
hayallerin ötesinde beyond imagination adv.
az ötesinde a little beyond adv.
oyunun ötesinde beyond the game adv.
şüphenin ötesinde in conscience adv.
hepsinin ötesinde foremost adv.
-in ötesinde past prep.
'-in ötesinde without prep.
-in ötesinde by [scotland] prep.
sınırlarının ötesinde outside prep.
kapsamının ötesinde anlamını veren bir ön ek preter- pref.
kapsamının ötesinde anlamını veren bir ön ek praeter- pref.
beklentilerin ötesinde beyond expectation expr.
aklın ötesinde out of all cry expr.
her şeyin ötesinde out of all cry expr.
Phrasals
(bir şeyin) dışında/kapsamının ötesinde olanları görmek/algılamak see beyond (something) v.
Phrases
olmanın ötesinde far from being just expr.
olmasının ötesinde beyond being just expr.
olmasının ötesinde far from being just expr.
olmanın ötesinde beyond being just expr.
zamanının ötesinde ahead of its time expr.
her şeyin ötesinde as if that were not enough expr.
anlayacağının ötesinde beyond understanding expr.
(birinin/bir şeyin) ötesinde/ilerisinde in advance of (someone or something) expr.
Colloquial
hayatın baharının ötesinde hill n.
hayatın en parlak evresinin ötesinde hill n.
kendi olanaklarının ötesinde yaşamak live beyond one's limits v.
birinin hayal edebileceğinin ötesinde olmak be beyond somebody v.
birinin anlayabileceğinin/kavrayabileceğinin/yapabileceğinin ötesinde olmak be beyond somebody v.
makul sınırın ötesinde too-too adj.
(birinin) anlayabileceğinin üstünde/ötesinde beyond (one) adj.
(bir şeyin) ötesinde beyond (something) adj.
hepsinin ötesinde above all else expr.
(bir şeyin) ötesinde over and above (something) expr.
Idioms
çözüm için sınırların ötesinde düşünme thinking way out of the box n.
yapabileceklerinin ötesinde huckleberry above (one's) persimmon [dated] [us] n.
ötesinde/ilerisinde/ardında/arkasında olmak be beyond (someone or something) v.
beklentilerin ötesinde başarılı olmak pull through with flying colors v.
fersah fersah ötesinde olmak be light years away from something v.
ötesinde yatmak lie beyond v.
beklentinin/hayal edilenin ötesinde olmak beat the dutch [obsolete] [us/south arica] v.
(birinin) becerisinin/kabiliyetlerinin ötesinde olmak be a huckleberry over (one's) persimmon v.
yapabileceklerinin ötesinde olmak be a huckleberry above (one's) persimmon [dated] v.
becerilerinin ötesinde davranmak hit above (one's) weight v.
kabul edilebilir sınırların dışında/ötesinde olmak be off the reservation v.
(birinin/bir şeyin) çağının/zamanının ötesinde olmak be ahead of (someone's or something's) time v.
çağının/zamanının ötesinde olmak be ahead of your time v.
çağının/zamanının ötesinde olmak be before your time v.
çağının/zamanının ötesinde olmak be in advance of your time v.
(birinin) anlayabileceğinin/kavrayabileceğinin ötesinde olmak be beyond (one's) ken v.
fersah fersah ötesinde olmak be light years away from v.
beklenenin/umulanın ötesinde bir performans göstermek hit (something) out of the ballpark v.
beklenenin/umulanın ötesinde bir performans göstermek hit (something) out of the park v.
hepsinin ötesinde olmak take the rag off the bush [old-fashioned] v.
kabul edilebilir sınırların dışında/ötesinde off the reservation adj.
(birinin) yapabileceklerinin ötesinde above (one's) bend adj.
(birinin) yapabileceklerinin ötesinde above (one's) head adj.
(birinin) yapabileceklerinin ötesinde above (one's) huckleberry adj.
(birinin) yapabileceğinin ötesinde above (one's) pay grade adj.
bir şeyin ötesinde above and beyond something adj.
gerekenin/beklenenin üzerinde ve ötesinde above and beyond something adj.
gerekenin/beklenenin üzerinde ve ötesinde above and beyond the call of duty adj.
işinin/görevinin gerektirdiğinin üzerinde ve ötesinde above and beyond the call of duty adj.
idrakinin ötesinde bir şekilde over the head of adv.
algılayışının ötesinde bir şekilde over the head of adv.
(birinin/bir şeyin) çağının/zamanının ötesinde ahead of (someone's or something's) time prep.
(birinin/bir şeyin) çağının/zamanının ötesinde ahead of (someone's or something's) time prep.
beklenenin/umulanın ötesinde out of the ballpark expr.
bir adım ötesinde one jump ahead (of someone or something) expr.
bir adım ötesinde one move ahead (of someone or something) expr.
bir adım ötesinde one jump ahead (of someone) expr.
bir adım ötesinde one move ahead (of someone) expr.
çağının/zamanının ötesinde before one's time expr.
çağının/zamanının ötesinde ahead one's your time expr.
çağının ötesinde ahead of the curve expr.
çağının/zamanının ötesinde ahead of your time expr.
en gerçek dışı rüyaların bile ötesinde beyond one's wildest dreams expr.
her şeyin ötesinde above all expr.
en gerçek dışı rüyaların bile ötesinde beyond your wildest dreams expr.
imkanlarının ötesinde beyond one's means expr.
imkanlarının ötesinde beyond the means of somebody expr.
makul/kabul edilebilir ölçülerin (sınırın) dışında/ötesinde out of the ballpark expr.
kelimelerin ötesinde beyond words expr.
standartların ötesinde off the scale expr.
anlayabileceğinin ötesinde outside (one's) ken expr.
çağının/zamanının ötesinde ahead of your (or its) time expr.
çağının ötesinde/gerisinde ahead of/behind the curve [us] expr.
zamanının ötesinde/gerisinde ahead of/behind time expr.
çağının/zamanının ötesinde ahead of your (or its) time expr.
çağının ötesinde/gerisinde ahead of/behind the curve [us] expr.
zamanının ötesinde/gerisinde ahead of/behind time expr.
(birinin) anlayabileceğinin üstünde/ötesinde beyond (one's) ken expr.
(birinin) maddi olanaklarının ötesinde/üstünde beyond (one's) means expr.
birinin/bir şeyin ötesinde/ötesine beyond someone or something expr.
beklenenin/umulanın ötesinde beyond belief expr.
beklentinin ötesinde beyond belief expr.
tahmin edilenin ötesinde beyond belief expr.
beklenenin/umulanın ötesinde beyond imagination expr.
beklentinin ötesinde beyond imagination expr.
tahmin edilenin ötesinde beyond imagination expr.
anlayabileceğinin/kavrayabileceğinin ötesinde beyond ken expr.
anlayabileceğimin/kavrayabileceğimin ötesinde beyond me expr.
imkanlarının ötesinde beyond means expr.
maddi olanaklarının ötesinde/üstünde beyond means expr.
anlayabileceğinin/yapabileceğinin ötesinde beyond reach expr.
işin gerektirdiğinin ötesinde beyond the call of duty expr.
ufkun ardında/ötesinde beyond the horizon expr.
şu an tahmin edebileceğinin/öngörebileceğinin ötesinde beyond the horizon expr.
şu an bilebileceğinin ötesinde beyond the horizon expr.
Speaking
bunun da ötesinde what is more expr.
yeteneklerimin ötesinde it's beyond my capabilities expr.
Trade/Economic
imkanlarının ötesinde yaşama living beyond the means n.
tahminlerin çok ötesinde far beyond the expectations expr.
tahminlerin çok ötesinde far beyond the estimations expr.
Law
makul şüphenin ötesinde kanıt proof beyond reasonable doubt n.
makul şüphenin ötesinde beyond a reasonable doubt expr.
Politics
makul şüphelerin ötesinde beyond reasonable doubt expr.
Technical
güneş sistemimizin sınırları ötesinde olan ultramundane n.
Aeronautic
dünya atmosferinin ötesinde navigasyon yapabilen roketli araç rocket ship n.
atmosfer ötesinde uçabilen roket motorlu uçak rocket ship n.
Medical
uzvun veya vücut parçasının normal aralığının ötesinde esnemesi hyperflexion n.
Anatomy
damak kemiğinin ötesinde yer alan transpalatine adj.
Psychology
ego ve kişiliğin olağan sınırlarının ötesinde ezoterik zihinsel deneyim yaratan (terapi) transpersonal adj.
Optics
parlak veya görünür olmayıp spektrumda görünür kısmın sınırları ötesinde kalan ışınlar obscure rays n.
Logic
mantık kapsamının ötesinde olan metalogical adj.
Chemistry
organik olanın ötesinde hyperorganic adj.
Biology
gen seviyesinin ötesinde bulunan supragenic adj.
Education
(sınav gibi durumlarda) yaş veya yeteneğinin ötesinde başarı göstermek overachieve v.
Literature
edebiyatta mitsel anlam veya imgelem arayarak metni zaman ve mekanın ötesinde inceleyen eleştirel bir yaklaşım mythic criticism n.
History
po nehri'nin ötesinde transpadane adj.
Religious
zamanın ötesinde olma timeless existence n.
tanrının maddi evrenin ötesinde ve evrenden bağımsız olması transcendence n.
tanrının maddi evrenin ötesinde ve evrenden bağımsız olması transcendency n.
algılanan dünyanın ötesinde olan manevi gerçeklik truth n.
azizlerin tanrı'nın isteklerinin ötesinde yaptığına inanılan iyilikler works of supererogation n.
insanların tanrı'nın isteklerinin ötesinde yapabileceğine inanılan iyilikler works of supererogation n.
hazreti isa'nın ruhunun cismanilik ötesinde varoluşu preexistence n.
(roma katolik kilisesi) farz olanın ötesinde yapılan hayır işi veya ibadet supererogation n.
farz olanın ötesinde yapılan (hayır işi, dua) supererogant adj.
farz olanın ötesinde yapılan (hayır işi, dua) supererogative adj.
farz olanın ötesinde yapılan (hayır işi, dua) supererogatory adj.
Philosophy
bilinçten bağımsız ve deneyin ötesinde olan şey thing-in-itself n.
kant'ın bilgi teorisinde, deneyim sınırlarının ötesinde olup dolayısıyla bilinemez olmak transcendence n.
deneysel varlığın ve maddenin ötesinde sezgisel ve manevi bir varlığın olduğunu vurgulayan felsefi akım transcendental philosophy n.
deneysel varlığın ve maddenin ötesinde sezgisel ve manevi bir varlığın olduğunu vurgulayan felsefi akım transcendentalism n.
(kant felsefesinde) deneyim ve bilgi sınırlarının ötesinde olan şey transcendent n.
aklın tanrı ile olan bağı dışında kendisinin ötesinde hiçbir şeye dair bilgisinin olamayacağı öğretisine dayanan, fransız metafizikçi malebranche'ın felsefi sistemi malebranchism n.
empirik olarak elde edilen bilginin ötesinde olup onunla ilgili olduğu düşünülen kavramlar ve ilişkiler bilimi metempiric n.
zaman ve mekanın ötesinde var olan nihai gerçeklik god n.
(maddi dünyanın) ötesinde var olmak transcend v.
dünyanın ötesinde transmundane adj.
evrenin veya güneş sisteminin ötesinde olan ultramundane adj.
empirik olarak edinilen bilgi ile ilişkili olmasına karşın bu bilginin ötesinde olduğu kabul edilen metempirical adj.
rasyonelin ötesinde suprarational adj.
mantığın ötesinde suprarational adj.
akılcılığın ötesinde suprarational adj.
duyuların ötesinde suprasensible adj.
Geography
metropolit kültür merkezlerinin ötesinde bulunan bölge hinterland n.
alplerin ötesinde olan tramontane adj.
alplerin ötesinde yaşayan tramontane adj.
and dağlarının ötesinde olan transandine adj.
and dağlarının ötesinde olan transandean adj.
leitha nehrinin ötesinde transleithan adj.
Hunting
avcı silahlarının menzili ötesinde sürülen hayvan topluluğu drive n.
Art
realizmin ötesinde superreal adj.
Theatre
asıl angajmanın ötesinde devam eden oyuncu holdover n.
asıl angajmanın ötesinde devam eden performans holdover n.
Abbreviation
neptün'ün ötesinde bir gök cismi tno (trans-neptunian object) n.
Latin
güç ya da yetkisinin ötesinde ultra vires adv.
Slang
lisans derecesini tamamlamak için dört yılın ötesinde alınan bir veya daha fazla yıllık eğitim victory lap [us] n.
Modern Slang
mükemmelin ötesinde acellent adj.
gerekenin/beklenenin üzerinde ve ötesinde a and b the c of d (above and beyond the call of duty) expr.