üstü kapalı - Turkish English Dictionary
History

üstü kapalı



Meanings of "üstü kapalı" in English Turkish Dictionary : 26 result(s)

Turkish English
General
üstü kapalı covert adj.
üstü kapalı veiled adj.
üstü kapalı obscure adj.
üstü kapalı implicit adj.
üstü kapalı insinuating adj.
üstü kapalı vague adj.
üstü kapalı allusive adj.
üstü kapalı subtle adj.
üstü kapalı tacit adj.
üstü kapalı top adj.
üstü kapalı allusory adj.
üstü kapalı quidditative adj.
üstü kapalı implicate adj.
üstü kapalı insinuant [obsolete] adj.
üstü kapalı insinuative adj.
üstü kapalı insinuatory adj.
üstü kapalı closed adj.
üstü kapalı coded adj.
üstü kapalı sidelong adj.
üstü kapalı sideways adj.
üstü kapalı sidewise adj.
üstü kapalı snide adj.
üstü kapalı euphemistic adj.
Idioms
üstü kapalı in soaped-pig fashion [out-dated] expr.
üstü kapalı in a minor key expr.
Trade/Economic
üstü kapalı tacit adj.

Meanings of "üstü kapalı" with other terms in English Turkish Dictionary : 152 result(s)

Turkish English
General
üstü kapalı söz hint n.
üstü kapalı ifade inexplicit expression n.
üstü kapalı anlatma intimation n.
üstü kapalı balkon piazza n.
üstü kapalı söyleme insinuation n.
üstü kapalı söz ya da imalarla etki altına alma earwigging n.
üstü kapalı söz insinuation n.
üstü kapalı yüzme havuzu natatorium n.
üstü kapalı söz ya da imalarla etki altına alınmış earwigged n.
üstü kapalı söz innuendo n.
üstü kapalı, üç yanı açık ve evin bir cephesinde boydan boya uzanan balkon veranda n.
üstü kapalı söyleme intimation n.
açık havada çalan müzik topluluklarına özgü ve çoğu zaman üstü kapalı platform bandstand n.
üstü kapalı tekerlekli sandalye bath chair n.
üstü kapalı (kötü) söz insinuation n.
üstü kapalı yolcu veya yük arabası caravan n.
eski üstü kapalı hafif gezinti arabası shandrydan n.
üstü kapalı konuşan hinter n.
bina dışında birkaç basamakla çıkılan üstü kapalı sahanlık stoop n.
üstü kapalı tavsiye implicit recommendation n.
üstü kapalı/dile getirilmemiş itham unspoken accusation n.
üstü kapalı/dile getirilmemiş suçlama veiled accusation n.
üstü kapalı/dile getirilmemiş itham veiled accusation n.
üstü kapalı/dile getirilmemiş suçlama unspoken accusation n.
üstü kapalı şekilde böbürlenme humblebrag n.
kenarları açık üstü kapalı barınak ramada [southwestern us] n.
üstü kapalı büyük yolcu veya yük arabası, taşıt/araç katarı caravan n.
iki tekerlekli, üstü kapalı hafif bir gezinti arabası chariotee n.
üstü kapalı koru undergrove n.
üstü kapalı bahçe undergrove n.
üstü kapalı kavaklık undergrove n.
üstü kapalı söyleme undernote n.
üstü kapalı anlatma undernote n.
üstü kapalı ifade equivocation n.
üstü kapalı tartışma jesuitry n.
üstü kapalı söyleme wind n.
özellikle on sekizinci yüzyılda kullanılan, üstü kapalı bir at arabası booby hutch n.
ölçülü şekilde veya üstü kapalı konuşan kimse mincer n.
üstü kapalı, küçümseyici yorumlar veiled snide comments n.
tomrukçu kampında yemek pişirme ve uyuma alanları arasında yer alan ve genellikle depo olarak kullanılan üstü kapalı koridor dingle n.
gereksiz yere üstü kapalı konuşma gibberish n.
evler arasındaki üstü kapalı dar geçit ope [dialect] [uk] n.
geminin kapalı kısmının üstü overhead n.
üstü kapalı öne sürülen şey implicate n.
üstü kapalı söylenen şey implication n.
üstü kapalı söz imputation n.
üç tekerlekli üstü kapalı motosiklet auto rickshaw n.
çanların yerleştirildiği üstü kapalı korunaklı alan bell cot n.
çanların yerleştirildiği üstü kapalı korunaklı alan bell cote n.
çanların yerleştirildiği üstü kapalı korunaklı alan bellcote n.
(abd'de) genellikle taşlarla kaplı, üstü kapalı depolama çukuru cist n.
(hipodrom, stadyum) üstü kapalı seyirci bölümü covered stand n.
üstü kapalı söz inuendo n.
üstü kapalı olumsuz söz inuendo n.
üstü kapalı söyleme scent n.
üstü kapalı hafif gezinti arabası shandry n.
üstü kapalı sığınak shroud [obsolete] n.
üstü kapalı barınak shroud [obsolete] n.
üstü kapalı ihmal silence n.
üstü kapalı şekilde gösterme subindication n.
üstü kapalı söz subinsinuation n.
üstü kapalı söz subintellection n.
üstü kapalı söz subintelligence n.
üstü kapalı söz subintelligitur n.
üstü kapalı konuşmak riddle v.
üstü kapalı söylemek hint at v.
üstü kapalı bir şekilde bahsetmek allude to v.
üstü kapalı söylemek allude v.
üstü kapalı bir şekilde eleştirmek snipe v.
üstü kapalı anlatmak intimate v.
üstü kapalı söylemek intimate v.
üstü kapalı söylemek hint v.
üstü kapalı söylemek (kötü bir şeyi) insinuate v.
üstü kapalı söylemek insinuate v.
üstü kapalı şekilde böbürlenmek humblebrag v.
üstü kapalı söylemek enounce v.
(üstü kapalı söyleneni) açıklamak unpack v.
üstü kapalı söylemek worm v.
üstü kapalı söylemek mint [scotland] v.
üstü kapalı bir şekilde bahsetmek glance [obsolete] v.
üstü kapalı söylemek incle [rare] v.
üstü kapalı söylemek infer v.
üstü kapalı söylemek signify v.
üstü kapalı şekilde göstermek subindicate v.
üstü kapalı söylemek subinduce v.
üstü kapalı söylenmiş alluded adj.
üstü kapalı olan equivocatory adj.
üstü kapalı öne sürülen implicated adj.
üstü kapalı söylenen inferred adj.
üstü kapalı olasılıklar taşıyan pregnant adj.
üstü kapalı olarak tacitely adv.
üstü kapalı olarak tacitly adv.
üstü kapalı olarak implicitly adv.
üstü kapalı olarak insinuatingly adv.
üstü kapalı bir şekilde impliedly adv.
Phrasals
üstü kapalı söylemek hint at v.
kinayeli/üstü kapalı konuşmak mean (something) by (something) v.
kinayeli/üstü kapalı konuşmak mean by something v.
birinden/bir şeyden üstü kapalı bir şekilde bahsetmek allude to someone or something v.
birinden/bir şeyden üstü kapalı bir şekilde bahsetmek allude to someone or something v.
üstü kapalı bir şey söylemek hint at something v.
Colloquial
üstü kapalı ima etmek drop a hint v.
üstü kapalı olmak be above one's head v.
cehennem (ingilizce "hell" kelimesinin ilk iki harfi ve hokey sopalarının "l" harfine benzemesinden yola çıkarak üstü kapalı şekilde/dolaylı yoldan söylenmesi) h-h-double-hockey-sticks expr.
cehennem (ingilizce "hell" kelimesinin ilk iki harfi ve çift "l" harfi şeklinde üstü kapalı/dolaylı olarak söylenmesi) h-h-double-l expr.
cehennem (ingilizce "hell" kelimesinin ilk iki harfi ve kürdanın "l" harfi şekline benzemesinden yola çıkarak üstü kapalı/dolaylı olarak söylenmesi) h-e-double-toothpicks expr.
hell kelimesinin üstü kapalı bir söyleniş biçimi h-e-double-hockey-sticks expr.
hell kelimesinin üstü kapalı bir söyleniş biçimi h-e-double-l expr.
Idioms
üstü kapalı konuşma a nudge and a wink n.
üstü kapalı teşvik a nudge and a wink n.
üstü kapalı cevaplar vermek play a straight bat v.
üstü kapalı bırakmak stay under wraps v.
üstü kapalı bırakmak keep something under wraps v.
üstü kapalı bırakmak stay under wraps v.
üstü kapalı bir yerde durmak/kalmak keep under cover v.
üstü kapalı bir yere sığınmak keep under cover v.
üstü kapalı şekilde konuşmak mince the matter v.
üstü kapalı bir şekilde in a minor key expr.
kelimesi kelimesine/üstü kapalı bir şekilde not in so/as many words expr.
üstü örtülü/kapalı bir şekilde in an undertone expr.
Trade/Economic
üstü kapalı yük aracı boxcar n.
Law
zina suçu işleyen eşini üstü kapalı bir şekilde destekleme lenocinium [scotland] n.
Politics
hükümet ve diplomasi gibi alanlarda bilgiyi aktarmanın gayri resmi ya da üstü kapalı yolu backchannel n.
gizli, gayri resmi veya üstü kapalı yollarla iletişim kurmak backchannel v.
gizli, gayri resmi veya üstü kapalı yollarla iletişim kurmak back-channel [usa] v.
gizli, gayri resmi veya üstü kapalı yollarla yapılan (diplomasi) back-channel adj.
Technical
eşya ya da insan taşıyan üstü kapalı geniş araç van n.
Architecture
bina girişindeki araba yoluna uzanan, araçlardan gelenler için sığınak olması amaçlanan üstü kapalı cephe çıkıntısı carriage porch n.
iki binayı birbirine bağlayan üstü kapalı köprü bridge of sighs n.
iki binayı birbirine bağlayan üstü kapalı bir köprü bridgeway n.
üstü kapalı köprü covered bridge n.
(yunan tapınağı) üstü çatıyla kapalı cleithral adj.
Automotive
dorseye monte edilen genellikle pencereleri olan üstü kapalı kabin truck cap n.
dorseye monte edilen genellikle pencereleri olan üstü kapalı kabin topper n.
üstü kapalı araç hardtop n.
on sekizinci yüzyılda popüler olan iki koltuklu, üstü kapalı bir at arabası berlin n.
iki koltuklu üstü kapalı at arabası berline n.
sürücü koltuğunun arkasında açılır kapanır pencere olan üstü kapalı otomobil gövdesi berline n.
Transportation
altı tekerli üstü kapalı at arabası trek wagon n.
üstü kapalı kızaklı araba kibitka [russian] n.
üstü kapalı vagon kibitka [russian] n.
Marine
hollanda ve flaman kanallarında kullanılan mal ve yolcu taşımakta kullanılan üstü kapalı tekne treckschuyt n.
üstü kapalı yelkensiz bir yük teknesi keel boat n.
Agriculture
(üstü kapalı) saman balyası rick n.
Breeding
sürünün bir bölümünü çekmek için kullanılan üstü kapalı alan yard [australia/new zealand] n.
içinde hayvan beslenebilen ve kapısı olan üstü kapalı ahır loosebox n.
Sport
üstü kapalı stadyum dome n.
üstü kapalı stadyum domed stadium n.
Theatre
sahne kenarında yer alan üstü kapalı oturma alanı side box n.
sahne kenarında yer alan üstü kapalı oturma alanı side-box n.
Archaic
üstü kapalı bir şekilde gösteren subindicative adj.
Modern Slang
küfürlü bir kelimeyi direkt söylememek/üstü kapalı söylemek için kullanılan alternatif kelimeler alternative swearwords n.