Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Synonyms
Sentences
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Turkish - English
Hide
Details
Clear
History :
avcılık yapmak
legal assessment
bombe başlı vida
literature review
kollarla kapanmak
ceza tebligatı ile ilgili
(bir şeye) çıkmak
History
Sentences
Meanings of
"(bir şeye) çıkmak"
in English Turkish Dictionary : 1 result(s)
Category
Turkish
English
Phrasals
1
Phrasals
(bir şeye) çıkmak
climb up (something)
v.
Tom
climbed up
three flights of stairs.
Tom üç kat merdiven
çıktı.
More Sentences
Meanings of
"(bir şeye) çıkmak"
with other terms in English Turkish Dictionary : 88 result(s)
Category
Turkish
English
Phrasals
1
Phrasals
(birine/bir şeye) karşı çıkmak
rail against (someone or something)
v.
However, Europe is right to
rail against
Russian repression and governmental meddling in the lives of its neighbours.
Bununla birlikte Avrupa, Rusya'nın baskılarına ve komşularının yaşamlarına karışmasına
karşı çıkmakta
haklıdır.
More Sentences
2
Phrasals
(bir şeye) söz ve eylemleriyle karşı çıkmak
clamor against (something)
v.
3
Phrasals
(birine veya bir şeye) karşı çıkmak
protest about (someone or something)
v.
4
Phrasals
(birine veya bir şeye) karşı çıkmak
and protest against (someone or something)
v.
5
Phrasals
(bir şeye) sahip çıkmak
adopt (someone or something) as (something)
v.
6
Phrasals
nedenlerini sıralayarak/söyleyerek bir şeye karşı çıkmak
reason against something
v.
7
Phrasals
(birine/bir şeye bir şeyle) sırt çıkmak
put (something) behind (someone or something)
v.
8
Phrasals
(birine/bir şeye bir şeyle) arka çıkmak
put (something) behind (someone or something)
v.
9
Phrasals
birine/bir şeye bir şeyde baskın çıkmak
surpass someone or something in something
v.
10
Phrasals
hızlıca (birine/bir şeye) bakıp çıkmak
peek in on (someone or something)
v.
11
Phrasals
bir anda (birine/bir şeye) doğru yoldan çıkmak
veer into (someone or something)
v.
12
Phrasals
(birine/bir şeye biri/bir şey) için sahip çıkmak
keep (someone or something) for (someone or something)
v.
13
Phrasals
bir şeye istediği gibi girip çıkmak
stray onto something
v.
14
Phrasals
bir şeye elini kolunu sallayarak girip çıkmak
stray onto something
v.
15
Phrasals
bir şeye kafasına göre girip çıkmak
stray onto something
v.
16
Phrasals
bir şeye karşı çıkmak
argue with something
v.
17
Phrasals
(birine/bir şeye) arka çıkmak
back (someone or something) up
v.
18
Phrasals
bir şeye arka çıkmak
back something up
v.
19
Phrasals
bir şeye karşı çıkmak
balk at something
v.
20
Phrasals
bir şeye çıkmak
climb on something
v.
21
Phrasals
bir şeye çıkmak
climb onto something
v.
22
Phrasals
(birine/bir şeye) tamamen karşı olmak/çıkmak
come down on (someone or something)
v.
23
Phrasals
(birine/bir şeye) karşı çıkmak
come out against (someone or something)
v.
24
Phrasals
(birine/bir şeye) şiddetle karşı çıkmak
crusade against (someone or something)
v.
25
Phrasals
(bir şeyden birine/bir şeye doğru) hızla çıkmak/fırlamak
dart out (of something) (at someone or something)
v.
26
Phrasals
(bir şeyden birine/bir şeye doğru) ok gibi fırlamak/çıkmak
dart out (of something) (at someone or something)
v.
27
Phrasals
(birine/bir şeye) karşı çıkmak
frown at (someone or something)
v.
28
Phrasals
birine/bir şeye karşı çıkmak
frown on someone or something
v.
29
Phrasals
birine/bir şeye arka çıkmak
get behind someone/something
v.
30
Phrasals
bir şeyi/şeye çıkmak
get up something
v.
31
Phrasals
(bir şeye) kadar çıkmak
get up to (something)
v.
32
Phrasals
(birine/bir şeye) karşı çıkmak
go up against (someone or something)
v.
33
Phrasals
(bir şeye doğru) yola çıkmak/koyulmak
head out (for something)
v.
34
Phrasals
(bir şeye) sahip çıkmak
hold onto (something)
v.
35
Phrasals
yüksek bir (yere/bölgeye/şeye) çıkmak
move up into (something or some place)
v.
36
Phrasals
(birine/bir şeye) karşı çıkmak
object to (someone or something)
v.
37
Phrasals
sonu (bir şeye/yere) çıkmak
open into (something)
v.
38
Phrasals
(birine/bir şeye) arka çıkmak
plump for (someone or something)
v.
39
Phrasals
(bir şeye) karşı çıkmak
quarrel with (something)
v.
40
Phrasals
(birine/bir şeye) karşı çıkmak
rage against (someone or something)
v.
41
Phrasals
(birine/bir şeye) destek çıkmak
rally to (someone or something)
v.
42
Phrasals
(birine/bir şeye) karşı çıkmak
rise against (someone or something)
v.
43
Phrasals
(birine/bir şeye) karşı çıkmak
rise up against (someone or something)
v.
44
Phrasals
(birine/bir şeye) karşı çıkmak
stand against (someone or something)
v.
45
Phrasals
(birine/bir şeye) karşı çıkmak
stand up against (someone or something)
v.
46
Phrasals
(birine/bir şeye) karşı çıkmak
stand up to (someone or something)
v.
47
Phrasals
(bir şeye/bir yere) doğru gitmek/yola çıkmak
strike out for (something or some place)
v.
48
Phrasals
(birine/bir şeye) arka çıkmak
take up for (someone or something)
v.
Colloquial
49
Colloquial
bir şeye çıkmak
be out
v.
Idioms
50
Idioms
bir şeye karşı çıkmak
have one's heart dead set against something
v.
51
Idioms
bir şeye karşı çıkmak
have one's heart set against something
v.
52
Idioms
(birine/bir şeye) baskın çıkmak
steal a march over (someone or something)
v.
53
Idioms
(birine/bir şeye) baskın çıkmak
steal a march upon (someone or something)
v.
54
Idioms
(birine/bir şeye) baskın çıkmak
steal the march over (someone or something)
v.
55
Idioms
(birine/bir şeye) baskın çıkmak
steal the march upon (someone or something)
v.
56
Idioms
birine/bir şeye karşı çıkmak
take somebody/something to the mat [us]
v.
57
Idioms
(birine/bir şeye) karşı çıkmak
be against (someone or something)
v.
58
Idioms
birinin yaptığı/söylediği bir şeye karşı çıkmak/muhalefet etmek
cast something in someone's teeth
v.
59
Idioms
(birine/bir şeye) arka çıkmak
come down on the side of (someone or something)
v.
60
Idioms
birine/bir şeye şiddetle karşı çıkmak
fly in the face of someone or something
v.
61
Idioms
birine/bir şeye şiddetle karşı çıkmak
fly in the teeth of someone or something
v.
62
Idioms
(bir şeye) şiddetle karşı çıkmak
fly in the face of (something)
v.
63
Idioms
bir şeye şiddetle karşı çıkmak
fly in the face of something
v.
64
Idioms
(birine/bir şeye karşı) üstün çıkmak/üstünlük sağlamak
get the upper hand on (someone or something)
v.
65
Idioms
(bir şeye) girip girip çıkmak
go in and out (of something)
v.
66
Idioms
(bir şeye) girip çıkmak
go in and out (of something)
v.
67
Idioms
(birine/bir şeye) arka çıkmak
go to the mat for (someone or something)
v.
68
Idioms
(biriyle beraber birine/bir şeye) arka çıkmak
go to the mat (with somebody) (for somebody/something) [us]
v.
69
Idioms
(birine/bir şeye) karşı çıkmak
make a dead set at (someone or something) [obsolete]
v.
70
Idioms
(birine/bir şeye) var güçle/gücüyle arka çıkmak
put (one's) weight behind (someone or something)
v.
71
Idioms
(birine/bir şeye) karşı koymak/çıkmak
raise a voice against (someone or something)
v.
72
Idioms
(birine/bir şeye) karşı koymak/çıkmak
raise one's voice against (someone or something)
v.
73
Idioms
(birine/bir şeye) karşı çıkmak
aise an objection (to someone or something)
v.
74
Idioms
(bir şeye) ısrarlı biçimde karşı çıkmak
set (one's) face against (something)
v.
75
Idioms
(bir şeye) şiddetle karşı çıkmak
set (one's) face against (something)
v.
76
Idioms
bir şeye ısrarlı biçimde karşı çıkmak
set your face against something [uk]
v.
77
Idioms
bir şeye şiddetle karşı çıkmak
set your face against something [uk]
v.
78
Idioms
birine/bir şeye sahip çıkmak
stake (out) a claim to somebody/something
v.
79
Idioms
birine/bir şeye sahip çıkmak
stake (out) your claim to somebody/something
v.
80
Idioms
birine/bir şeye sahip çıkmak
stake a claim to someone or something
v.
81
Idioms
(bir şeye) sahip çıkmak
stake out (one's) claim on (something)
v.
82
Idioms
(bir şeye) sahip çıkmak
stake out (one's) claim to (something)
v.
83
Idioms
(bir şeye) karşı çıkmak
stare (something) in the face
v.
84
Idioms
(birine/bir şeye) arka çıkmak
take up the cudgels for (someone or something)
v.
85
Idioms
(birine/bir şeye) arka çıkmak
take up the cudgel for (someone or something)
v.
86
Idioms
(birine/bir şeye) arka çıkmak
take up the cudgels on behalf of (someone or something)
v.
87
Idioms
(birine/bir şeye) arka çıkmak
take up the cudgel on behalf of (someone or something)
v.
88
Idioms
(birine/bir şeye) var güçle/gücüyle arka çıkmak
throw (one's) weight behind (someone or something)
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of (bir şeye) çıkmak
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy