(bir iş) yapmak - Turkish English Dictionary
History

(bir iş) yapmak



Meanings of "(bir iş) yapmak" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

Turkish English
Phrasals
(bir iş) yapmak engage (one) in (something) v.

Meanings of "(bir iş) yapmak" with other terms in English Turkish Dictionary : 54 result(s)

Turkish English
General
(avukat stajyeri vb gibi) zor/angarya dolu bir iş yapmak devil v.
sıkıcı bir iş yapmak slog v.
ağır ve sıkıcı bir iş yapmak drudge v.
fiziki bir iş yapmak turn one's hand v.
bir iş için ön hazırlık yapmak lay the groundwork for v.
kar getiren bir iş yapmak monetize v.
kar getiren bir iş yapmak monetise v.
bir yan kesici ile iş birliği yapmak stall v.
Phrasals
(başvurulan) bir iş için birisiyle mülakat yapmak interview someone for something v.
(bir şeyi yapmak) tam (birine) göre bir iş olmak trust (one) to (do something) v.
(bir şeyi yapmak) tam (birinin) yapacağı iş olmak trust (one) to (do something) v.
(bir şeyi yapmak) tam senlik/onluk vs. bir iş olmak trust (one) to (do something) v.
başka bir platforma, servise, iş modeline, işletim sistemine geçmek/geçiş yapmak migrate from (some place or sth) to (some place or sth else) v.
(biriyle/bir şeyle) iş birliği yapmak partner up (with someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) iş birliği yapmak collaborate with (someone or something) v.
(biriyle bir iş) planı yapmak cook up v.
(biriyle) bir iş/bir şey planı yapmak cook something up (with someone) v.
(bir şey) üzerinden iş yapmak deal in (something) v.
(biriyle/bir şeyle) iş yapmak deal with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) iş birliği yapmak go along with (someone or something) v.
(bir iş) için iş görüşmesi yapmak interview for (something) v.
(bir iş) için mülakat yapmak interview for (something) v.
(biriyle/bir şeyle) iş birliği yapmak involve with (someone or something) v.
Colloquial
çok iyi bir iş yapmak do a hell of a job v.
(bir şeyi yapmak) tam (birine) göre bir iş olmak leave (something) to (one) (to do something) v.
(bir şeyi yapmak) tam (birinin) yapacağı iş olmak leave (something) to (one) (to do something) v.
(bir şeyi yapmak) tam senlik/onluk bir iş olmak leave (something) to (one) (to do something) v.
Idioms
beyin ameliyatı yapmak gibi bir iş brain surgery n.
çok karlı bir iş yapmak do a roaring trade v.
çok karlı bir iş yapmak do a roaring business v.
sürekli seyahat halinde olmak veya bunu gerektiren bir iş yapmak live out of a suitcase v.
riskli bir iş yapmak skate on thin ice v.
riskli bir iş yapmak be (skating/walking) on thin ice v.
kalitesiz (bir iş) yapmak make a poor fist of (something) v.
iyi (bir iş) yapmak make a good fist of (something) [uk] v.
iş yeri dışında mesleği ile ilgili bir şey yapmak/görüş bildirmek wear (one's particular profession's) hat v.
(birine veya bir yere) el altından iş yapmak be in the pay of (someone or something) v.
(biri veya bir yer için) gizliden iş yapmak be in the pay of (someone or something) v.
(birine veya bir yere) el altından iş yapmak be in somebody’s/something’s pay v.
(biri veya bir yer için) gizliden iş yapmak be in somebody’s/something’s pay v.
riskli bir iş yapmak be (walking) on thin ice v.
biriyle/bir şeyle iş birliği yapmak (uygunsuz şekilde) be in bed with somebody/something v.
biri/bir şey için gizliden iş yapmak be in the pay of somebody/something v.
biri/bir şey için gizliden iş yapmak be in somebody's/something's pay v.
faydasız/gereksiz bir iş yapmak be like rearranging (the) deckchairs on the titanic v.
riskli bir iş yapmak be skating on thin ice v.
(bir şeyde) iyi iş yapmak do a roaring trade (in something) v.
(bir şeyde) çok karlı bir iş yapmak do a roaring trade (in something) v.
(bir iş için) ön hazırlık yapmak lay the groundwork (for something) v.
(biriyle/bir şeyle) iş birliği yapmak make common cause with (someone or something) v.
faydasız/gereksiz bir iş yapmak rearrange (the) deckchairs on the titanic [uk/australia] v.
Politics
bir zamanlar kgb'nin iş adamlarına veya siyasetçilere şantaj yapmak için kullandığı bir casusluk yöntemi honey trap n.
bir zamanlar kgb'nin iş adamlarına veya siyasetçilere şantaj yapmak için kullandığı bir casusluk yöntemi honey trapping n.
Industry
bir plana ve iş bölümüne göre üretim yapmak manufacture v.