Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
acting
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Meanings of
"acting"
in Turkish English Dictionary : 30 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
acting
n.
temsil
2
General
acting
n.
oyun
3
General
acting
n.
oynama
4
General
acting
n.
aktörlük
5
General
acting
n.
oyunculuk
6
General
acting
n.
rol yapma
7
General
acting
n.
yapmacık tavır
8
General
acting
n.
yapmacık davranış
9
General
acting
n.
yapmacık hareket
10
General
acting
adj.
temsil eden
11
General
acting
adj.
vekalet eden
12
General
acting
adj.
yapan
13
General
acting
adj.
vekil
14
General
acting
adj.
davranan
15
General
acting
adj.
hareket eden
16
General
acting
adj.
sahneye uygun
17
General
acting
adj.
sahneye konulmuş
18
General
acting
adv.
rol yaparak
Trade/Economic
19
Trade/Economic
acting
n.
başkası yerine görev yapan
20
Trade/Economic
acting
adj.
geçici olarak temsil eden
21
Trade/Economic
acting
adj.
fiilen vazife gören
22
Trade/Economic
acting
adj.
işleyen
23
Trade/Economic
acting
adj.
temsilci
24
Trade/Economic
acting
adj.
yapan
25
Trade/Economic
acting
adj.
vekil
Law
26
Law
acting
adj.
geçici olarak vekalet eden
27
Law
acting
adj.
fiilen çalışan
28
Law
acting
adj.
muvakkaten vekalet eden
29
Law
acting
adj.
vekil
Theatre
30
Theatre
acting
n.
sahneleme
Meanings of
"acting"
with other terms in English Turkish Dictionary : 233 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
acting ambassador
n.
maslahatgüzar
2
General
acting in
n.
eyleme dönüştürme
3
General
acting on
n.
bir şeye uygun olarak hareket etme
4
General
acting director
n.
müdür vekili
5
General
acting director
n.
müdüre vekalet eden
6
General
motion picture acting
n.
sinema oyunculuğu
7
General
acting president
n.
başkan vekili
8
General
acting out
n.
rol yapma
9
General
acting partner
n.
katılımcı ortak
10
General
acting contrary to the provisions of the contract
n.
sözleşme hükümlerine aykırılık
11
General
acting career
n.
oyunculuk kariyeri
12
General
acting training
n.
oyunculuk eğitimi
13
General
voice acting
n.
seslendirme sanatçılığı
14
General
on-camera acting
n.
kamera önü oyunculuğu
15
General
acting out
n.
eyleme dökme
16
General
acting manager
n.
vekil müdür
17
General
acting out
n.
taşkınlık yapma
18
General
play-acting
n.
yapmacıklık
19
General
study acting
v.
oyunculuk eğitimi almak
20
General
give acting a second thought
v.
oyunculuk işini bir kez daha gözden geçirmek
21
General
long acting
adj.
uzun süren
22
General
self acting
adj.
kendi kendine işler
23
General
double-acting
adj.
çift etkili
24
General
single-acting
adj.
tek taraflı
25
General
self-acting
adj.
otomatik
26
General
slow-acting
adj.
yavaş etki eden
27
General
slow-acting
adj.
yavaş çalışan
28
General
slow-acting
adj.
hızlı olmayan
Phrases
29
Phrases
acting under the auspices of
expr.
adı ile hareket eden
30
Phrases
acting on behalf of
expr.
adı ile hareket eden
31
Phrases
acting as principal
expr.
asaleten
32
Phrases
(acting as) principal or agent
expr.
asaleten veya vekaleten
33
Phrases
(acting as) principal or as representative
expr.
asaleten veya vekaleten
34
Phrases
(acting as) principal or for and on behalf of
expr.
asaleten veya vekaleten
35
Phrases
acting in the capacity of
expr.
imzalayanın sıfatı
36
Phrases
acting in the capacity of
expr.
... sıfatıyla hareket ederek
37
Phrases
acting in its capacity as
expr.
... sıfatıyla hareket eden
38
Phrases
acting in the capacity of
expr.
... sıfatıyla hareket eden
39
Phrases
acting in its capacity as
expr.
... sıfatıyla hareket ederek
Speaking
40
Speaking
you can´t get anywhere by doing/acting like that
expr.
böyle yaparak bir yere varamazsın
41
Speaking
you can´t achieve anything by doing/acting like that
expr.
böyle yaparak bir yere varamazsın
42
Speaking
I don't like the way you're acting
expr.
bu şekilde davranman hiç hoşuma gitmiyor
43
Speaking
stop acting like a fool
expr.
salak gibi davranmayı bırak
44
Speaking
it is forbidden to sell or serve alcoholic beverages to persons under 18; those acting otherwise shall be subject to legal actions
expr.
18 yaşını doldurmayanlara alkollü içkilerin satışı veya sunumu yapılamaz; yapanlar hakkında yasal işlem uygulanır
Trade/Economic
45
Trade/Economic
acting as principal or agent
n.
asaleten veya vekaleten
46
Trade/Economic
acting chair
n.
başkan vekili
47
Trade/Economic
acting partner
n.
faal şerik
48
Trade/Economic
acting partner
n.
faal ortak
49
Trade/Economic
corporation acting as trustee
n.
kayyum görevi gören şirket
50
Trade/Economic
person acting for and on behalf of participant
n.
katılımcı nam ve hesabına hareket eden kişi
51
Trade/Economic
acting partner
n.
komandite ortak
52
Trade/Economic
acting partner
n.
şirket müdürü
53
Trade/Economic
acting chairman
n.
vekil başkan
54
Trade/Economic
acting on its own behalf
adj.
kendi adına hareket eden
Law
55
Law
acting judge
n.
geçici bir süre için (bir başka hakimin) yerine bakan hakim
56
Law
acting partner
n.
komandite ortak
57
Law
acting without authority
n.
vekaletsiz iş yapma
58
Law
acting without authority
n.
vekaletsiz iş görme
59
Law
acting judge
n.
yargıcın yokluğunda geçici olarak yargıçlık görevini devralan kişi
60
Law
acting judge
n.
yedek/yerine bakan yargıç/hakim
61
Law
acting on behalf of
expr.
adına hareket eden
Politics
62
Politics
acting minister
n.
bakana vekalet eden
63
Politics
acting minister
n.
bakan yardımcısı
64
Politics
acting minister
n.
bakan vekili
65
Politics
persons acting in concert
n.
birlikte hareket eden kişiler
66
Politics
acting head of department
n.
daire başkan vekili
67
Politics
acting chief of mission
n.
maslahatgüzar
68
Politics
acting deputy undersecretary
n.
müsteşar yardımcısı vekili
69
Politics
acting in accordance with the procedure laid down in article 252 of the treaty
expr.
antlaşmanın 252. maddesinde öngörülen usule uygun şekilde hareket ederek
Insurance
70
Insurance
acting company
n.
jeran şirket
71
Insurance
person acting for and on behalf of participant
n.
katılımcı nam ve hesabına hareket eden kişi
72
Insurance
acting company
n.
poliçeyi düzenleyen şirket
Technical
73
Technical
double-acting pump
n.
çift etkili pompa
74
Technical
double-acting hydraulic cylinder
n.
çift etkili hidrolik silindir
75
Technical
double-acting hammer
n.
çift etkili çekiç
76
Technical
double acting pump
n.
çift etkili pompa
77
Technical
double acting steam hammer
n.
çift vuruşlu buharlı şahmerdan
78
Technical
double-acting compressor
n.
çift tesirli kompresör
79
Technical
double-acting cutting machine
n.
çift etkili kesme makinesi
80
Technical
double-acting hammer
n.
çift vuruşlu çekiç
81
Technical
double acting engine
n.
çift pistonlu makine
82
Technical
double-acting piling hammer
n.
çift etkili şahmerdan
83
Technical
direct acting instrument
n.
doğrudan eylemli alet
84
Technical
direct acting indicating analogue electrical measuring instrument
n.
doğrudan harekete geçen analog göstergeli elektriksel ölçü aleti
85
Technical
direct acting pressure-regulating valve
n.
direkt etkili basınç ayar vanası
86
Technical
direct acting
n.
doğrudan harekete geçen
87
Technical
direct acting recording electrical measuring instruments
n.
doğrudan etkili elektriksel yazıcı ölçme cihazları
88
Technical
direct acting pump
n.
direkt bağlantılı tulumba
89
Technical
direct acting load
n.
direkt yük
90
Technical
direct-acting pump
n.
doğrudan etkili pompa
91
Technical
indirect acting element
n.
dolaylı eylemli element
92
Technical
double-acting pump
n.
emme-boşaltma tulumba
93
Technical
slow-acting relay
n.
geciktirme rölesi
94
Technical
self-acting gas seal support system
n.
kendiliğinden harekete geçen gaz sızdırmazlık destek sistemi
95
Technical
direct-acting governor
n.
mekanik regülatör
96
Technical
direct-acting pump
n.
pistonlu pompa
97
Technical
quick acting regulator
n.
seri regülatör
98
Technical
single-acting telescopic hydraulic cylinder
n.
tek etkili teleskopik hidrolik silindir
99
Technical
single acting compressor
n.
tek etkili kompresör
100
Technical
single-acting pump
n.
tek yönlü tulumba
101
Technical
direct acting
adj.
doğrudan tesirli
102
Technical
double-acting
adj.
çift etkili
103
Technical
fast acting
adj.
çabuk tepkili
104
Technical
quadruple-acting
adj.
dört etkili
105
Technical
fast acting
adj.
hızlı tepkili
106
Technical
pneumatic double acting
adj.
havalı çift etkili
107
Technical
double-acting
adj.
iki yönlü çalışan
108
Technical
self-acting
adj.
otomatik
109
Technical
self acting
adj.
kendi kendine işleyen
110
Technical
self-acting
adj.
otomatik ayarlı
111
Technical
single-acting
adj.
tek etkili
112
Technical
single-acting
adj.
tek yönlü
113
Technical
quick-acting
adj.
çabuk etki eden (ilaç, kimyasal madde)
Computer
114
Computer
direct acting instrument
n.
dolaysız eylemli alet
115
Computer
direct acting instrument
n.
doğrudan eylemli alet
116
Computer
indirect acting element
n.
dolaylı eylemli alet
Mechanic
117
Mechanic
double acting
n.
çift etkili
118
Mechanic
direct-acting steam engine
n.
hareketin kola gerek duyulmadan doğrudan kranka aktarıldığı buhar makinesi
119
Mechanic
direct-acting steam pump
n.
buhar pistonu kolunun doğrudan pompa koluna bağlı olduğu buhar pompası
120
Mechanic
direct-acting
adj.
diğer parçaların müdahalesi olmadan harekete geçen
121
Mechanic
direct-acting
adj.
doğrudan eylem içeren
Construction
122
Construction
double-acting hinge
n.
çarpma menteşe
123
Construction
double-acting door
n.
çarpma kapı
124
Construction
double-acting door
n.
iki yöne de açılan kapı
125
Construction
double-acting hinge
n.
mil menteşe
126
Construction
double-acting hinge
n.
milli menteşe
Automotive
127
Automotive
hydraulic double-acting
n.
çift etkili hidrolik
128
Automotive
double-acting shock absorber
n.
çift etkili amortisör
129
Automotive
direct-acting shock absorber
n.
çift etkili amortisör
130
Automotive
double acting shock absorber
n.
çift etkili amortisör
131
Automotive
double-acting brake
n.
çift etkili fren
132
Automotive
direct-acting over head camshaft
n.
doğrudan hareket veren üstten eksantrik
133
Automotive
single acting shock absorber
n.
tek etkili amortisör
Aeronautic
134
Aeronautic
control surface acting as flaps and aileron
n.
hem flap hem de kanatçık olarak görev yapan kumanda yüzeyi
Medical
135
Medical
direct acting cholinergic agonist
n.
direkt etkili kolinerjik agonist
136
Medical
rapid-acting insulin analogue
n.
hızlı etkili insülin analoğu
137
Medical
indirect acting cholinergic agonist
n.
indirekt etkili kolinerjik agonist
138
Medical
short-acting anaesthetic agents
n.
kısa etkili anestezik ilaçlar
139
Medical
short-acting insulin
n.
kısa etkili insülin
140
Medical
short-acting beta-2 agonist use
n.
kısa etkili beta-2 agonist kullanımı
141
Medical
acting out of dreams
n.
rem uykusu davranış bozukluğu
142
Medical
acting out of dreams
n.
rüyaların canlandırılması
143
Medical
central acting antihypertensive
n.
santral etkili antihipertansif
144
Medical
acting out of dreams
n.
rüyaların hareketle canlandırılması
145
Medical
long-acting beta-adrenergic agonists
n.
uzun etkili beta adrenerjik agonistler
146
Medical
lats (long acting thyroid stimulator)
n.
uzun etkili tiroid uyarıcısı
147
Medical
lats-p (long acting thyroid stimulator protector)
n.
uzun etkili tiroid uyarıcısının koruyucusu
148
Medical
long-acting
adj.
üzun süreli
Psychology
149
Psychology
acting out
n.
eylemleme
150
Psychology
acting in
n.
eyleme aktarma
151
Psychology
acting-out
n.
eyleme vuruk davranış
152
Psychology
acting-out
n.
sonunu düşünmeden yapılan eylem
Physiology
153
Physiology
direct acting adrenergic agonist
n.
direkt etkili adrenerjik agonist
154
Physiology
indirect acting adrenergic agonist
n.
indirekt etkili adrenerjik agonist
Pharmaceutics
155
Pharmaceutics
long-acting
adj.
(ilaç) yavaş etki eden
156
Pharmaceutics
long-acting
adj.
etkisi uzun süre devam eden
157
Pharmaceutics
fast-acting
adj.
hızlı tepkiyen
158
Pharmaceutics
intermediate-acting
adj.
(ilaç) orta etkili
159
Pharmaceutics
short-acting
adj.
(ilaç) kısa etkili
Education
160
Education
acting secretary general
n.
üniversite genel sekreteri
161
Education
acting head of construction & technical affairs
n.
yapı işleri ve teknik daire başkanı
162
Education
acting head of construction and technical affairs
n.
yapı işleri ve teknik daire başkanı
Geology
163
Geology
double acting hammer
n.
çift etkili çekiç
164
Geology
double acting hammer
v.
çift etkili tokmak
Military
165
Military
acting commander
n.
kumandan vekili
166
Military
acting commander
n.
kumandana vekalet eden subay
167
Military
acting commander
n.
komutan vekili
168
Military
acting commander
n.
komutana vekalet eden subay
Volleyball
169
Volleyball
net acting
n.
file hareketi
Theatre
170
Theatre
acting manager
n.
tiyatro sorumlusu
Cinema
171
Cinema
acting career
n.
oyunculuk kariyeri
172
Cinema
method acting
n.
metot oyunculuğu
Slang
173
Slang
stop acting like a jackass
expr.
mal gibi davranma
Modern Slang
174
Modern Slang
acting brand new
n.
eskisinden farklı davranma
175
Modern Slang
acting da mickey
n.
aptal gibi davranma
176
Modern Slang
acting demickey [ireland]
n.
aptal gibi davranma
177
Modern Slang
acting fresh
n.
yaramazlık yapma
178
Modern Slang
acting funny
n.
uzak davranma
179
Modern Slang
acting ghetto
n.
varoş davranma
180
Modern Slang
acting hollywood
n.
burnu havada davranma
181
Modern Slang
acting like an adult
n.
bir yetişkin gibi davranma
182
Modern Slang
acting the ass
n.
sorun çıkarma
183
Modern Slang
acting white
n.
beyaz gibi davranma
184
Modern Slang
acting hollywood
n.
burnu kaf dağı'nda olma
185
Modern Slang
acting da mickey
n.
deli gibi davranma
186
Modern Slang
acting demickey [ireland]
n.
deli gibi davranma
187
Modern Slang
acting the ass
n.
göt gibi davranma
188
Modern Slang
acting like an adult
n.
olgun davranma
189
Modern Slang
acting funny
n.
soğuk davranma
190
Modern Slang
acting fresh
n.
sorun çıkarma
191
Modern Slang
acting brand new
n.
tanımıyormuş gibi davranma
192
Modern Slang
acting ghetto
n.
varoş gibi davranma
193
Modern Slang
acting the ass
n.
aptal aptal davranma
194
Modern Slang
acting fresh
n.
aşırı derecede sinirli davranma
195
Modern Slang
acting brand new
n.
burnu havada davranıp arkadaşlarını tanımazlıktan gelme
196
Modern Slang
acting hollywood
n.
kendini bir şey sanma
197
Modern Slang
acting da mickey
n.
saçma sapan davranma
198
Modern Slang
acting demickey [ireland]
n.
saçma sapan davranma
199
Modern Slang
acting funny
n.
tuhaf davranma
200
Modern Slang
acting funny
n.
eskisinden farklı davranma
201
Modern Slang
acting demickey [ireland]
n.
ne yaptığını bilmeme
202
Modern Slang
acting the ass
n.
salak salak hareketler yapma
203
Modern Slang
acting the ass
n.
sağa sola zarar verme
204
Modern Slang
be acting brand new
v.
eskisinden farklı davranmak
205
Modern Slang
be acting da mickey
v.
aptal gibi davranmak
206
Modern Slang
be acting demickey [ireland]
v.
aptal gibi davranmak
207
Modern Slang
be acting fresh
v.
yaramazlık yapmak
208
Modern Slang
be acting funny
v.
uzak davranmak
209
Modern Slang
be acting ghetto
v.
varoş davranmak
210
Modern Slang
be acting hollywood
v.
burnu havada davranmak
211
Modern Slang
be acting like an adult
v.
bir yetişkin gibi davranmak
212
Modern Slang
be acting the ass
v.
sorun çıkarmak
213
Modern Slang
be acting white
v.
beyaz gibi davranmak
214
Modern Slang
be acting hollywood
v.
burnu kaf dağı'nda olmak
215
Modern Slang
be acting da mickey
v.
deli gibi davranmak
216
Modern Slang
be acting demickey [ireland]
v.
deli gibi davranmak
217
Modern Slang
be acting the ass
v.
göt gibi davranmak
218
Modern Slang
be acting like an adult
v.
olgun davranmak
219
Modern Slang
be acting funny
v.
soğuk davranmak
220
Modern Slang
be acting fresh
v.
sorun çıkarmak
221
Modern Slang
be acting brand new
v.
tanımıyormuş gibi davranmak
222
Modern Slang
be acting ghetto
v.
varoş gibi davranmak
223
Modern Slang
be acting the ass
v.
aptal aptal davranmak
224
Modern Slang
be acting fresh
v.
aşırı derecede sinirli davranmak
225
Modern Slang
be acting brand new
v.
burnu havada davranıp arkadaşlarını tanımazlıktan gelmek
226
Modern Slang
be acting hollywood
v.
kendini bir şey sanmak
227
Modern Slang
be acting da mickey
v.
saçma sapan davranmak
228
Modern Slang
be acting demickey [ireland]
v.
saçma sapan davranmak
229
Modern Slang
be acting funny
v.
tuhaf davranmak
230
Modern Slang
be acting funny
v.
eskisinden farklı davranmak
231
Modern Slang
be acting demickey [ireland]
v.
ne yaptığını bilmemek
232
Modern Slang
be acting the ass
v.
salak salak hareketler yapmak
233
Modern Slang
be acting the ass
v.
sağa sola zarar vermek
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of acting
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy