|
Category |
Turkish |
English |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
akşam yemeği |
dinner n.
|
|
2 |
Common Usage |
akşam |
evening adj.
|
|
General |
|
3 |
General |
akşam gazetesi |
evening paper n.
|
|
4 |
General |
akşam |
evenfall n.
|
|
5 |
General |
akşam vakti |
nightfall n.
|
|
6 |
General |
dün akşam |
last night n.
|
|
7 |
General |
akşam güneşi |
evening sun n.
|
|
8 |
General |
akşam |
sundown n.
|
|
9 |
General |
akşam |
dark n.
|
|
10 |
General |
akşam karanlığı |
dusk n.
|
|
11 |
General |
akşam karanlığı |
gloaming n.
|
|
12 |
General |
akşam |
eventide n.
|
|
13 |
General |
akşam okulu |
evening school n.
|
|
14 |
General |
dün akşam |
last evening n.
|
|
15 |
General |
akşam |
eve n.
|
|
16 |
General |
akşam yemeği |
supper n.
|
|
17 |
General |
akşam üzeri |
eventide n.
|
|
18 |
General |
akşam saatleri |
evening hours n.
|
|
19 |
General |
akşam serçesi |
vesper sparrow n.
|
|
|
20 |
General |
akşam |
evening n.
|
|
21 |
General |
akşam tavus kelebeği |
eyed hawk moth n.
|
|
22 |
General |
akşam üstü |
decline of day n.
|
|
23 |
General |
akşam karanlığı |
nightfall n.
|
|
24 |
General |
akşam treni |
evening train n.
|
|
25 |
General |
akşam namazı |
evening worship n.
|
|
26 |
General |
akşam okulu |
night school n.
|
|
27 |
General |
yarın akşam |
tomorrow night n.
|
|
28 |
General |
akşam güneşi |
setting sun n.
|
|
29 |
General |
akşam duası |
evensong n.
|
|
30 |
General |
akşam yıldızı |
evening star n.
|
|
31 |
General |
smokin ve beyaz papyondan oluşan son derece resmi erkek akşam kıyafeti |
white tie n.
|
|
32 |
General |
akşam yıldızı |
vesper n.
|
|
33 |
General |
akşam |
sunset n.
|
|
34 |
General |
akşam duası |
vespers n.
|
|
35 |
General |
akşam |
e'en n.
|
|
36 |
General |
bu akşam |
this evening n.
|
|
37 |
General |
akşam haberleri |
evening news n.
|
|
38 |
General |
akşam sınıfı |
evening class n.
|
|
39 |
General |
akşam |
dew-fall n.
|
|
|
40 |
General |
akşam yıldızı |
evening-star n.
|
|
41 |
General |
akşam kızıllığı |
sunset glow n.
|
|
42 |
General |
akşam saatlerinde bastıran kar yağışı |
snowfall coming down during the evening hours n.
|
|
43 |
General |
akşam pazarı |
night market n.
|
|
44 |
General |
sabah 9'da başlayıp akşam 5'te biten mesai |
nine-to-five n.
|
|
45 |
General |
akşam alaca karanlık başlangıcı |
beginning of evening nautical twilight n.
|
|
46 |
General |
akşam namazı |
sunset prayer n.
|
|
47 |
General |
akşam sefası |
evening pleasure n.
|
|
48 |
General |
akşam sefası |
evening delight n.
|
|
49 |
General |
akşam 8 |
8 pm n.
|
|
50 |
General |
çayla yenen akşam yemeği |
high tea n.
|
|
51 |
General |
akşam yemeği zamanı |
suppertime n.
|
|
52 |
General |
akşam yemeği vakti |
suppertime n.
|
|
53 |
General |
akşam trafiği |
evening traffic n.
|
|
54 |
General |
büyük bir akşam yemeği |
a big dinner again n.
|
|
55 |
General |
akşam yemeği servisi |
dinner service n.
|
|
56 |
General |
mum ışığında akşam yemeği |
candlelit dinner n.
|
|
57 |
General |
akşam namazı |
evening prayer n.
|
|
58 |
General |
belli günlerde ve saatler arasında (müşterilere yönelik) ucuz/indirimli akşam yemeği |
early bird dinner n.
|
|
59 |
General |
akşam ezanı |
evening adhan n.
|
|
60 |
General |
sabah dokuzdan akşam beşe kadar süren iş |
nine-to-five job n.
|
|
61 |
General |
bir akşam kampı ateşinde ya da toplantı sonunda söylenen kapanış şarkısı |
taps n.
|
|
62 |
General |
mum ışığında akşam yemeği |
candlelight dinner n.
|
|
63 |
General |
(avustralya/yeni zelanda) ana akşam yemeği |
tea n.
|
|
64 |
General |
öğleden sonra veya akşam yenen yemek |
tea n.
|
|
65 |
General |
elektriğin olmadığı dönemde sokaktaki gaz lambalarını akşam yakıp sabah söndüren kişi |
leerie [scottish] n.
|
|
66 |
General |
elektriğin olmadığı dönemde sokaktaki gaz lambalarını akşam yakıp sabah söndüren kişi |
lamplighter n.
|
|
67 |
General |
akşam |
night n.
|
|
68 |
General |
geçen akşam |
the other evening n.
|
|
69 |
General |
akşam vakti |
to-fall [scottish] n.
|
|
70 |
General |
akşam üzeri |
to-fall [scottish] n.
|
|
71 |
General |
akşam |
eeven [obsolete] n.
|
|
72 |
General |
akşam duası |
evening prayer n.
|
|
73 |
General |
akşam buluşması |
evening n.
|
|
74 |
General |
akşam eğlencesi |
evening n.
|
|
75 |
General |
akşam söylenen şarkı |
evensong n.
|
|
76 |
General |
öğleden sonra veya akşam üstü rahatlayıp içki içmek için yapılan küçük buluşma |
happy hour n.
|
|
77 |
General |
akşam yemeği |
meat n.
|
|
78 |
General |
yaz gün dönümünden önceki akşam |
midsummer night n.
|
|
79 |
General |
akşam |
hesper n.
|
|
|
80 |
General |
akşam yemeği vakti |
high tea n.
|
|
81 |
General |
yarın akşam |
the morn's nicht [scotland] n.
|
|
82 |
General |
dün akşam |
yestreen [scotland] n.
|
|
83 |
General |
son akşam |
yestreen [scotland] n.
|
|
84 |
General |
akşam vakti |
dark n.
|
|
85 |
General |
akşam karanlığı |
darkening n.
|
|
86 |
General |
akşam karanlığı |
dimpsy [dialect] [uk] n.
|
|
87 |
General |
akşam yemeği |
dine n.
|
|
88 |
General |
akşam yemeğini dışarıda yiyen kimse |
diner-out n.
|
|
89 |
General |
akşam yemeği yenen yer |
dining area n.
|
|
90 |
General |
kulüp veya kolej üyelerinin arkadaşlarını misafir olarak getirdikleri akşam etkinliği |
guest night n.
|
|
91 |
General |
akşam olması |
onfall n.
|
|
92 |
General |
bir önceki akşam |
overnight n.
|
|
93 |
General |
dün akşam |
overnight n.
|
|
94 |
General |
akşam yemeği davetinde masanın sonunda oturan yardımcı |
croupier n.
|
|
95 |
General |
akşam karanlığı |
cockshut time n.
|
|
96 |
General |
son akşam yemeği'nin gerçekleştiği oda |
coenacle n.
|
|
97 |
General |
serin veya rutubetli akşam havası |
serene [obsolete] n.
|
|
98 |
General |
dün akşam |
streen [scotland] n.
|
|
99 |
General |
geçen akşam |
streen [scotland] n.
|
|
100 |
General |
akşam yemeği daveti |
supper n.
|
|
101 |
General |
akşam yemeği yemek |
have dinner v.
|
|
102 |
General |
akşam olmak |
become evening v.
|
|
103 |
General |
akşam yemeği yemek |
have supper v.
|
|
104 |
General |
akşam yemeği yemek |
eat dinner v.
|
|
105 |
General |
akşam yemeği vermek |
dine v.
|
|
106 |
General |
akşam yemeğini yemek |
dine v.
|
|
107 |
General |
akşam yemeği yemek |
dine v.
|
|
108 |
General |
hazırlamak (kahvaltı/öğle yemeği/akşam yemeği) |
fix v.
|
|
109 |
General |
akşam olmak |
get dark v.
|
|
110 |
General |
akşam yemeğini dışarıda yemek |
dine out v.
|
|
111 |
General |
beraber akşam yemeği yemek |
have dinner together v.
|
|
112 |
General |
akşam yemeği yapmak |
make dinner v.
|
|
113 |
General |
birini akşam yemeğine götürmek/çıkarmak |
take someone out to dinner v.
|
|
114 |
General |
akşam yemeği vermek |
give a dinner v.
|
|
115 |
General |
sabah dokuz akşam beş bir iş istemek |
want a nine-to-five job v.
|
|
116 |
General |
akşam yemeği için bir şeyler yapmak |
make something for dinner v.
|
|
117 |
General |
akşam yemeği daveti vermek |
have people round for dinner v.
|
|
118 |
General |
akşam yemeğine davet etmek |
invite to dinner v.
|
|
119 |
General |
akşam yemeğine davet etmek |
invite to have dinner v.
|
|
120 |
General |
akşam yemeğine kalmak |
stay for dinner v.
|
|
121 |
General |
akşam yemeğine kalmak |
stay to dinner v.
|
|
122 |
General |
sıradan bir akşam yemeğinden fazlasını beklemek |
hope for something more than dinner v.
|
|
123 |
General |
akşam yemeğini pişirmek |
cook dinner v.
|
|
124 |
General |
akşam yemeği yemek |
sup v.
|
|
125 |
General |
akşam yemeği olarak hazırlamak |
sup v.
|
|
126 |
General |
akşam yemeği servis etmek |
sup v.
|
|
127 |
General |
akşam yemeği ikram etmek |
sup v.
|
|
128 |
General |
akşam yemeği düzenlemek |
supper v.
|
|
129 |
General |
akşam yemeği vermek |
supper v.
|
|
130 |
General |
akşam yemeği yemek |
supper v.
|
|
131 |
General |
akşam yapılan |
vespertine adj.
|
|
132 |
General |
akşam |
vespertine adj.
|
|
133 |
General |
akşam açan |
vespertine adj.
|
|
134 |
General |
akşam yemeği ile yatma vakti arasında gerçekleşen |
aftersupper adj.
|
|
135 |
General |
akşam yemeğinden önce |
anteprandial adj.
|
|
136 |
General |
akşam erken saatlerde olan |
early-evening adj.
|
|
137 |
General |
akşam ile ilgili |
vesper adj.
|
|
138 |
General |
akşam yapılan |
vesper adj.
|
|
139 |
General |
akşam ile ilgili |
vespertinal adj.
|
|
140 |
General |
akşam gerçekleşen |
vespertinal adj.
|
|
141 |
General |
akşam yemeğine ait |
dinnerly adj.
|
|
142 |
General |
akşam yemeği ile ilişkili |
dinnerly adj.
|
|
143 |
General |
bir önceki akşam ile ilgili |
overnight adj.
|
|
144 |
General |
dün akşam ile ilgili |
overnight adj.
|
|
145 |
General |
akşam yemeğinden daha küçük porsiyonlu (yemek) |
sandwich [us] adj.
|
|
146 |
General |
akşam yemeği öncesine ait veya ilgili |
predinner adj.
|
|
147 |
General |
tadı akşam yemeği öncesinde çıkan |
predinner adj.
|
|
148 |
General |
akşam yemeği öncesi keyif alınan |
predinner adj.
|
|
149 |
General |
akşam yemeği öncesi |
preprandial adj.
|
|
150 |
General |
akşam yemeği öncesine ait |
preprandial adj.
|
|
151 |
General |
akşam yemeği öncesi ile ilgili |
preprandial adj.
|
|
152 |
General |
akşam yemeği öncesine uygun |
preprandial adj.
|
|
153 |
General |
dün akşam |
yesterday evening adv.
|
|
154 |
General |
akşam sabah |
all the time adv.
|
|
155 |
General |
her akşam |
every evening adv.
|
|
156 |
General |
sabah akşam |
all the time adv.
|
|
157 |
General |
akşam üstü |
at dusk adv.
|
|
158 |
General |
akşam |
in the evening adv.
|
|
159 |
General |
dün akşam |
yestreen adv.
|
|
160 |
General |
akşam sabah |
day and night adv.
|
|
161 |
General |
akşam olunca |
at dark adv.
|
|
162 |
General |
bu akşam |
tonight adv.
|
|
163 |
General |
akşam saatlerinde |
at the evening hours adv.
|
|
164 |
General |
sabah 1 akşam 1 olmak üzere günde 2 kere |
twice daily once in the morning and once in the evening adv.
|
|
165 |
General |
sabah bir akşam bir olmak üzere günde iki kere |
twice daily once in the morning and once in the evening adv.
|
|
166 |
General |
çoğu akşam |
most evenings adv.
|
|
167 |
General |
o akşam |
that evening adv.
|
|
168 |
General |
akşam yemeği sırasında |
over dinner adv.
|
|
169 |
General |
akşam yemeği sırasında |
during dinner adv.
|
|
170 |
General |
akşam yemeği nefisti |
the dinner was delicious expr.
|
|
171 |
General |
masa bu akşam saat dokuz için rezerve edildi |
the table is booked for nine o'clock this evening expr.
|
|
172 |
General |
akşam |
evg (evening) abrev.
|
|
Phrases |
|
173 |
Phrases |
akşam üstü |
late afternoon n.
|
|
174 |
Phrases |
akşam oluyor |
the day is drawing in expr.
|
|
175 |
Phrases |
akşam yemeğinden sonra |
after the dinner expr.
|
|
176 |
Phrases |
sabah akşam |
in season and out of season expr.
|
|
177 |
Phrases |
sabah saatlerinde/akşam üzeri saatlerde/akşam saatlerinde |
of a morning/afternoon/evening expr.
|
|
178 |
Phrases |
sabah bir ara/öğleden sonra bir ara/akşam bir ara |
of a morning/afternoon/evening expr.
|
|
Proverb |
|
179 |
Proverb |
ümit iyi bir kahvaltıdır ama iyi bir akşam yemeği değildir |
hope is a good breakfast but a bad supper
|
|
180 |
Proverb |
kahvaltıdan önce şarkı söyleyen akşam olmadan ağlar |
(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night
|
|
181 |
Proverb |
sabah gülen akşam olmadan ağlar |
(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night
|
|
182 |
Proverb |
sabah gülersen akşam olmadan ağlarsın |
(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night
|
|
183 |
Proverb |
kahvaltıdan önce şarkı söyleyen akşam olmadan ağlar |
sing before breakfast, you'll cry before night
|
|
184 |
Proverb |
sabah gülen akşam olmadan ağlar |
sing before breakfast, you'll cry before night
|
|
185 |
Proverb |
sabah gülersen akşam olmadan ağlarsın |
sing before breakfast, you'll cry before night
|
|
186 |
Proverb |
kahvaltıdan önce şarkı söyleyen akşam olmadan ağlar |
(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper
|
|
187 |
Proverb |
sabah gülen (gülüp eğlenen) akşam olmadan ağlar |
(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper
|
|
188 |
Proverb |
sabah gülersen akşam olmadan ağlarsın |
(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper
|
|
Colloquial |
|
189 |
Colloquial |
yemek/akşam yemeği zamanı |
bean time n.
|
|
190 |
Colloquial |
akşam yemeği neredeyse hazır |
dinner's almost ready n.
|
|
191 |
Colloquial |
sabah/öğle ve akşam/gece |
morning, noon, and night n.
|
|
192 |
Colloquial |
akşam |
dim n.
|
|
193 |
Colloquial |
akşam |
undern [dialect] n.
|
|
194 |
Colloquial |
her davetlinin bir yemek getirerek tüm davetlilerle paylaştığı toplu akşam yemeği |
kensington [dialect] n.
|
|
195 |
Colloquial |
akşam |
evo [australia] n.
|
|
196 |
Colloquial |
akşam saatleri |
the shank of the evening [dated] n.
|
|
197 |
Colloquial |
akşam etkinliği |
overnighter n.
|
|
198 |
Colloquial |
(otel barlarının akşam altıda kapatıldığı yıllarda) ağır içicilik dönemi |
six o'clock swill [australia/new zealand] n.
|
|
199 |
Colloquial |
öğlen ile akşam arasında yenilen yemek |
lunner v.
|
|
200 |
Colloquial |
akşam yemeği hazır sayılır |
dinner's almost ready expr.
|
|
201 |
Colloquial |
bu akşam erken saatlerde |
earlier this evening expr.
|
|
202 |
Colloquial |
bu akşam için |
for this evening expr.
|
|
203 |
Colloquial |
bu güzel akşam için teşekkür ederim |
thank you for a lovely evening expr.
|
|
204 |
Colloquial |
yarın akşam 6'da burada ol |
be here tomorrow at six p.m expr.
|
|
205 |
Colloquial |
(böyle bir) akşam için teşekkür ederim |
thank you for a (some kind of) evening expr.
|
|
206 |
Colloquial |
(güzel, harika) akşam için teşekkür ederim |
thank you for a (some kind of) evening expr.
|
|
207 |
Colloquial |
geçirdiğimiz (güzel, harika) akşam için teşekkür ederim |
thank you for a (some kind of) evening expr.
|
|
208 |
Colloquial |
(böyle bir) akşam için teşekkürler |
thanks for a (some kind of) evening expr.
|
|
209 |
Colloquial |
(güzel, harika akşam için teşekkürler |
thanks for a (some kind of) evening expr.
|
|
210 |
Colloquial |
geçirdiğimiz (güzel, harika akşam için teşekkürler |
thanks for a (some kind of) evening expr.
|
|
Idioms |
|
211 |
Idioms |
akşam karanlığı |
shank of the evening n.
|
|
212 |
Idioms |
akşam yemeği yemeden gitmek |
dine with duke humphrey v.
|
|
213 |
Idioms |
biriyle akşam yemeği yemek |
put one's legs under some one's mahogany v.
|
|
214 |
Idioms |
sabah akşam içmek |
hit the sauce v.
|
|
215 |
Idioms |
kahvaltı/öğle yemeği/akşam yemeği için bir şeyler hazırlamak |
fix (something) for breakfast/lunch/dinner v.
|
|
216 |
Idioms |
akşam olduğu için bir işe son vermek |
call it a night v.
|
|
217 |
Idioms |
(akşam olup) işi bitmek |
knock off work v.
|
|
218 |
Idioms |
(akşam) işten çıkmak |
knock off work v.
|
|
219 |
Idioms |
kahvaltı, öğlen yemeği, akşam yemeği için (bir şeyler) yapmak/ayarlamak |
fix (something) for breakfast, lunch, dinner v.
|
|
220 |
Idioms |
kahvaltı, öğlen yemeği, akşam yemeği için (bir şeyler) hazırlamak |
fix (something) for breakfast, lunch, dinner v.
|
|
221 |
Idioms |
kahvaltı, öğlen yemeği, akşam yemeği için (bir şeyler) yapıvermek |
fix (something) for breakfast, lunch, dinner v.
|
|
222 |
Idioms |
akşam yemeği için bir hayvan vurmak |
shoot one’s supper v.
|
|
223 |
Idioms |
akşam yemeği için bir hayvan avlamak |
shoot one’s supper v.
|
|
224 |
Idioms |
akşam yemeğine götürmek/çıkarmak |
take out to dinner v.
|
|
225 |
Idioms |
akşam yemeği yemek |
sit at table v.
|
|
226 |
Idioms |
sabahın ilk ışıklarından akşam hava kararıncaya dek |
from can see to can't see [us/south africa] adv.
|
|
227 |
Idioms |
akşam vakitleri |
of a evening adv.
|
|
228 |
Idioms |
akşam bir ara |
of a evening adv.
|
|
229 |
Idioms |
hangi gün vardır ki akşam olmamış |
the longest day must have an end expr.
|
|
Speaking |
|
230 |
Speaking |
bu akşam için iki bilet lütfen |
two tickets for tonight, please interj.
|
|
231 |
Speaking |
akşam yemeğini saat kaçta yer? |
what time does she have dinner? expr.
|
|
232 |
Speaking |
akşam yemeğini saat kaçta yer? |
what time does he have dinner? expr.
|
|
233 |
Speaking |
akşam yemeğinde evde olmayacağım |
I won't be home for dinner expr.
|
|
234 |
Speaking |
akşam yemeğe geleceksin sanmıştım |
I thought you were coming home for dinner expr.
|
|
235 |
Speaking |
akşam dışarıda yemek yemeye ne dersin? |
how about eating out tonight? expr.
|
|
236 |
Speaking |
akşam dışarıda yemek yiyelim mi? |
how about eating out tonight? expr.
|
|
237 |
Speaking |
akşam görüşürüz |
see you in the evening expr.
|
|
238 |
Speaking |
akşam ödev yaparım |
I do my homework in the evening expr.
|
|
239 |
Speaking |
akşam ödevimi yaparım |
I do my homework in the evening expr.
|
|
240 |
Speaking |
akşam takılıyor muyuz? |
are we hanging out tonight? expr.
|
|
241 |
Speaking |
akşam yemeği için bir şeyler yap |
make something for dinner expr.
|
|
242 |
Speaking |
akşam yemeği için ne hazırlıyorsun? |
what are you fixing for dinner? expr.
|
|
243 |
Speaking |
akşam yemeği için ne hazırlıyorsun? |
what are you making for dinner? expr.
|
|
244 |
Speaking |
akşam yemeği için ne yapıyorsun? |
what are you making for dinner? expr.
|
|
245 |
Speaking |
akşam yemeği için ne yapıyorsun? |
what are you fixing for dinner? expr.
|
|
246 |
Speaking |
akşam yemeği için planınız var mı? |
do you have any plans for dinner? expr.
|
|
247 |
Speaking |
akşam yemeği ister misin? |
do you want dinner? expr.
|
|
248 |
Speaking |
akşam yemeği yiyiyoruz |
we are having dinner expr.
|
|
249 |
Speaking |
akşam yemeğimizi yiyoruz |
we are having dinner expr.
|
|
250 |
Speaking |
akşam yemeğinde ne var |
what's for dinner expr.
|
|
251 |
Speaking |
akşam yemeğinden sonra ne yaparsın? |
what do you do after dinner? expr.
|
|
252 |
Speaking |
akşam yemeğine misafirimiz var |
we have a guest for dinner expr.
|
|
253 |
Speaking |
akşam yemeğine ne dersin? |
how about going to dinner? expr.
|
|
254 |
Speaking |
bu akşam msn'de olacak mısın? |
will you be on msn in the evening? expr.
|
|
255 |
Speaking |
bu akşam görüşürüz |
see you this evening expr.
|
|
256 |
Speaking |
bu akşam benimle çıkar mısın? |
would you like to go out with? me this evening expr.
|
|
257 |
Speaking |
bu akşam nasılsınız? |
how are you this evening? expr.
|
|
258 |
Speaking |
bütün akşam şarap içip kafayı buldular |
they boozed on wine all evening expr.
|
|
259 |
Speaking |
bugün akşam yemeğinde ne var? |
what is for dinner today? expr.
|
|
260 |
Speaking |
bütün akşam burada oturacağıma oraya gitmeyi tercih ederim |
I'd rather go there than sit here all evening expr.
|
|
261 |
Speaking |
bu akşam yemekte ne var? |
what is for dinner tonight? expr.
|
|
262 |
Speaking |
bu akşam nasılsın? |
how are you this evening? expr.
|
|
263 |
Speaking |
çok hoş bir akşam geçirdim |
I've had a very lovely evening expr.
|
|
264 |
Speaking |
dün akşam ne yaptın? |
what did you do yesterday evening? expr.
|
|
265 |
Speaking |
dün akşam naptın? |
what did you do yesterday evening? expr.
|
|
266 |
Speaking |
dün akşam alışverişe gittim |
I went shopping last night expr.
|
|
267 |
Speaking |
her akşam çay içerim |
I drink tea every evening expr.
|
|
268 |
Speaking |
ne çabuk akşam oldu |
how fast it got dark! expr.
|
|
269 |
Speaking |
ne çabuk akşam oldu |
how quick it got dark! expr.
|
|
270 |
Speaking |
orada akşam mı |
is it evening there expr.
|
|
271 |
Speaking |
saat kçata akşam yemeğini yiyor? |
what time does he have dinner? expr.
|
|
272 |
Speaking |
saat kçata akşam yemeğini yiyor? |
what time does she have dinner? expr.
|
|
273 |
Speaking |
yarın akşam meşgul müsünüz? |
are you busy tomorrow evening? expr.
|
|
274 |
Speaking |
yarın akşam meşgul müsün? |
are you busy tomorrow evening? expr.
|
|
275 |
Speaking |
(akşam) yemeğe kalacak mısın? |
are you staying for dinner? expr.
|
|
276 |
Speaking |
sana bir akşam yemeği ısmarlarım |
I´ll stand you a dinner expr.
|
|
277 |
Speaking |
bu akşam müsait misin? |
are you free this evening? expr.
|
|
278 |
Speaking |
akşam yemeğinde genellikle tavuk ve patates yerim |
I usually eat chicken and potatoes for dinner expr.
|
|
279 |
Speaking |
akşam yemeğinde genellikle tavuk ve patates yerim |
I usually have chicken and potatoes for dinner expr.
|
|
Trade/Economic |
|
280 |
Trade/Economic |
akşam vardiyası |
back shift n.
|
|
281 |
Trade/Economic |
akşam vardiyası işçileri |
back shift n.
|
|
282 |
Trade/Economic |
akşam vardiyası |
swing shift n.
|
|
283 |
Trade/Economic |
akşam vardiyası işçileri |
swing shift n.
|
|
284 |
Trade/Economic |
akşam vardiyası |
evening shift n.
|
|
285 |
Trade/Economic |
akşam vardiyası |
evening shift n.
|
|
Tourism |
|
286 |
Tourism |
akşam yeniden kentsel alana dönülen yolculuk |
reverse commute n.
|
|
287 |
Tourism |
açık büfe akşam yemeği |
buffet dinner n.
|
|
288 |
Tourism |
akşam yeniden kentsel alana dönmek |
reverse-commute v.
|
|
Media |
|
289 |
Media |
akşam haberleri |
news program n.
|
|
290 |
Media |
akşam haberleri |
news show n.
|
|
291 |
Media |
bir sabah gazetesinin bir akşam önce basılan ilk baskısı |
bulldog edition n.
|
|
292 |
Media |
akşam erken saatlerde yayınlanan |
early-evening adj.
|
|
Technical |
|
293 |
Technical |
akşam alaca karanlığı |
cockhul n.
|
|
294 |
Technical |
akşam nüansı |
evening shade n.
|
|
295 |
Technical |
akşam nüansı |
artificial light shade n.
|
|
Computer |
|
296 |
Computer |
akşam yemeği partisi |
dinner party n.
|
|
297 |
Computer |
dışarda akşam yemekleri |
dining out n.
|
|
Textile |
|
298 |
Textile |
akşam nüansı |
evening shade n.
|
|
Lighting |
|
299 |
Lighting |
akşam görmesi |
mesopic vision n.
|
|
Marine |
|
300 |
Marine |
gemide akşam nöbeti |
dogwatch n.
|
|
301 |
Marine |
gemide akşam vardiyası |
dog n.
|
|
Psychology |
|
302 |
Psychology |
akşam yemeğine çıkma korkusu |
deipnophobia n.
|
|
Gastronomy |
|
303 |
Gastronomy |
genelde akşam yemeğinden sonra servis edilen naneli bir tür şekerleme |
mint n.
|
|
304 |
Gastronomy |
hafif akşam yemeği |
cream tea n.
|
|
305 |
Gastronomy |
öğle ile akşam yemeği arasında yenen atıştırma |
dunch n.
|
|
306 |
Gastronomy |
akşam yemeği sonrası kahve ile alınan bir çeşit likör |
pousse-café n.
|
|
307 |
Gastronomy |
balıklı akşam yemeği |
fish fry n.
|
|
308 |
Gastronomy |
deniz ürünlerinden oluşan akşam yemeği |
shore dinner n.
|
|
309 |
Gastronomy |
akşam dört civarı yenen atıştırmalık |
fourses n.
|
|
Astronomy |
|
310 |
Astronomy |
akşam yıldızı |
the evening star n.
|
|
311 |
Astronomy |
akşam yıldızı |
hesperus n.
|
|
312 |
Astronomy |
astronomik akşam alaca karanlığı |
astronomical evening twilight n.
|
|
313 |
Astronomy |
akşam yıldızı olarak gözlemlendiğinde merkür gezegenine verilen ad |
hermes n.
|
|
314 |
Astronomy |
akşam yıldızı |
hesper n.
|
|
Zoology |
|
315 |
Zoology |
akşam aktif olan |
vespertinal adj.
|
|
316 |
Zoology |
akşam aktif olan |
vespertine adj.
|
|
Botanic |
|
317 |
Botanic |
akşam çiçeği |
tree primrose n.
|
|
318 |
Botanic |
akşam çiçeği |
common evening primrose n.
|
|
319 |
Botanic |
akşam sefası |
mirabilis jalapa n.
|
|
320 |
Botanic |
akşam sefası |
marvel-of-peru n.
|
|
321 |
Botanic |
akşam çiçeği |
oenothera biennis n.
|
|
322 |
Botanic |
akşam sefası |
common four-o'clock n.
|
|
323 |
Botanic |
akşam çiçeği |
evening star n.
|
|
324 |
Botanic |
akşam sefası |
mirabilis uniflora n.
|
|
325 |
Botanic |
akşam çiçeği |
evening primrose n.
|
|
326 |
Botanic |
mor-kırmızı renkli kaliforniya akşam sefası |
california four o'clock (mirabilis californica) n.
|
|
327 |
Botanic |
akşam sefası |
umbrellawort n.
|
|
328 |
Botanic |
akşam çiçeği familyasına ait, kuzey amerika ve arktik bölgelerde yetişen bir ot ve odunsu bitki cinsi |
epilobium n.
|
|
329 |
Botanic |
sarı çiçekleri sabah ve akşam vakitlerinde açılıp parlak güneş ışığı görünce kapanan reçineli bir ot cinsi |
madia n.
|
|
330 |
Botanic |
sarı çiçekleri sabah ve akşam vakitlerinde açılıp parlak güneş ışığı görünce kapanan reçineli bir ot cinsi |
genus madia n.
|
|
331 |
Botanic |
kuzey amerika'da yetişen, gösterişli kırmızı, mor, sarı veya beyaz çiçekleri olan ve akşam üstü açan bir bahçe bitkisi |
marvel of peru n.
|
|
332 |
Botanic |
kuzey amerika'da yetişen, gösterişli kırmızı, mor, sarı veya beyaz çiçekleri olan ve akşam üstü açan bir bahçe bitkisi |
mirabilis jalapa n.
|
|
333 |
Botanic |
kuzey amerika'da yetişen, gösterişli kırmızı, mor, sarı veya beyaz çiçekleri olan ve akşam üstü açan bir bahçe bitkisi |
marvel-of-peru n.
|
|
334 |
Botanic |
kuzey amerika'da yetişen, gösterişli kırmızı, mor, sarı veya beyaz çiçekleri olan ve akşam üstü açan bir bahçe bitkisi |
common four-o'clock n.
|
|
335 |
Botanic |
kuzey amerika'da yetişen, gösterişli kırmızı, mor, sarı veya beyaz çiçekleri olan ve akşam üstü açan bir bahçe bitkisi |
four-o'clock n.
|
|
336 |
Botanic |
kuzey amerika'da yetişen, gösterişli kırmızı, mor, sarı veya beyaz çiçekleri olan ve akşam üstü açan bir bahçe bitkisi |
mirabilis uniflora n.
|
|
337 |
Botanic |
yapışkan gövdeli, akşam açan beyaz çiçekleri olan mavimsi-yeşil renkli bir bitki |
white campion n.
|
|
338 |
Botanic |
yapışkan gövdeli, akşam açan beyaz çiçekleri olan mavimsi-yeşil renkli bir bitki |
evening lychnis n.
|
|
339 |
Botanic |
yapışkan gövdeli, akşam açan beyaz çiçekleri olan mavimsi-yeşil renkli bir bitki |
lychnis alba n.
|
|
340 |
Botanic |
yapışkan gövdeli, akşam açan beyaz çiçekleri olan mavimsi-yeşil renkli bir bitki |
white cockle n.
|
|
341 |
Botanic |
yapışkan gövdeli, akşam açan beyaz çiçekleri olan mavimsi-yeşil renkli bir bitki |
bladder campion n.
|
|
342 |
Botanic |
kaliforniya'ya özgü mor-kırmızı renkli bir akşam sefası |
mirabilis laevis n.
|
|
343 |
Botanic |
güney-orta abd'de yetişen, çiçeklerini akşam vakti açan bir çuha çiçeği |
missouri primrose n.
|
|
344 |
Botanic |
güney-orta abd'de yetişen, çiçeklerini akşam vakti açan bir çuha çiçeği |
ozark sundrops n.
|
|
345 |
Botanic |
güney-orta abd'de yetişen, çiçeklerini akşam vakti açan bir çuha çiçeği |
oenothera macrocarpa n.
|
|
346 |
Botanic |
akşam çiçeği |
onagra n.
|
|
347 |
Botanic |
akşam sefası |
four-oclock n.
|
|
348 |
Botanic |
akşam açan |
vespertinal adj.
|
|
349 |
Botanic |
akşam çiçeklenen |
vespertinal adj.
|
|
Education |
|
350 |
Education |
akşam dersi |
nightclass n.
|
|
351 |
Education |
akşam lisesi |
evening high school n.
|
|
352 |
Education |
akşam sanat okulu |
evening art school n.
|
|
353 |
Education |
(ingiltere'deki avukat derneklerinde) bardan içecek almaya yetecek miktarda akşam yemeğine katılmış olmak |
keep term v.
|
|
History |
|
354 |
History |
(antik yunan'da) kurban kesildikten sonra rahip ile akşam yemeği yiyen yardımcı grubu |
parasite n.
|
|
Religious |
|
355 |
Religious |
isa mesih'in yakalanmasından bir gün önce 'son akşam yemeği'ni yediği oda |
cenacle n.
|
|
356 |
Religious |
hz. isa'nın havarileriyle yediği son akşam yemeğinin masası |
chancel table n.
|
|
357 |
Religious |
son akşam yemeği masası |
chancel table n.
|
|
358 |
Religious |
isa mesih'in son akşam yemeği ile ölümü arasında çektiği ıstıraplar |
the passion n.
|
|
359 |
Religious |
son akşam yemeği |
the last supper (il cenacolo/l'ultima cena) n.
|
|
360 |
Religious |
son akşam yemeği'ni ekmek ve şarapla anma |
sacrament of the eucharist n.
|
|
361 |
Religious |
anglikan kilisesi'nde akşam ibadeti |
evening prayer n.
|
|
362 |
Religious |
akşam duası |
evening prayer n.
|
|
363 |
Religious |
akşam duası |
evensong n.
|
|
364 |
Religious |
(musevilikte) akşam ayini |
ma'ariv n.
|
|
365 |
Religious |
(musevilikte) akşam duası |
ma'ariv n.
|
|
366 |
Religious |
ibadet edenleri akşam duasına çağıran zil |
vesper n.
|
|
367 |
Religious |
öğleden sonra veya akşam yapılan müzikli dini ayin |
vesper n.
|
|
368 |
Religious |
öğleden sonra veya akşam yapılan müzikli dini ayin |
vesper service n.
|
|
369 |
Religious |
akşam dualarında kullanılacak kelam ve ilahileri içeren bir kitap |
vesperal n.
|
|
370 |
Religious |
ilahi kitabının akşam dualarını içeren kısmı |
vesperal n.
|
|
371 |
Religious |
batı avrupa kiliseleri'nde öğleden sonra veya akşam düzenlenen bir ibadet töreni |
vespers n.
|
|
372 |
Religious |
son akşam yemeği |
lords supper n.
|
|
373 |
Religious |
hazreti isa'nın çarmıha gerilmeden önceki akşam havarileriyle yediği son yemek |
lords supper n.
|
|
374 |
Religious |
(anglikanizm'de) sabah ve akşam duaları |
common prayer n.
|
|
375 |
Religious |
şabattan önceki gün veya akşam |
parasceve n.
|
|
376 |
Religious |
(anglikan kiliselerinde) sabah ve akşam duaları ile cenaze törenlerinin başında okunan kutsal metin pasajlarına verilen ad |
sentence n.
|
|
377 |
Religious |
akşam namazı |
maghrib prayer n.
|
|
378 |
Religious |
hazreti isa'nın çarmıha gerilmeden önceki akşam havarileriyle yediği son yemek |
the last supper (il cenacolo/l'ultima cena) v.
|
|
379 |
Religious |
akşam duaları ile ilgili |
vesper adj.
|
|
380 |
Religious |
akşam duaları ile birlikte kullanılan |
vesper adj.
|
|
381 |
Religious |
akşam duasına ait |
vesperal adj.
|
|
382 |
Religious |
akşam duaları ile ilgili |
vesperal adj.
|
|
Military |
|
383 |
Military |
akşam deniz tanı |
nautical twilight n.
|
|
384 |
Military |
akşam alaca karanlığı |
evening twilight n.
|
|
385 |
Military |
akşam alaca karanlık sonu |
end of evening nautical twilight n.
|
|
386 |
Military |
şafak ve akşam karanlığı muharebe hava devriyesi |
dawn and dusk combat air patrol n.
|
|
Baseball |
|
387 |
Baseball |
akşam (maçı) |
twinight adj.
|
|
388 |
Baseball |
akşam (maçı) |
twi-night adj.
|
|
Music |
|
389 |
Music |
müzikli akşam partisi |
soiree musicale n.
|
|
390 |
Music |
müzik dinletisi için düzenlenen akşam buluşması |
soiree musicale n.
|
|
Mythology |
|
391 |
Mythology |
isa'nın son akşam yemeği'nde şarap içtiğine inanılan kadeh |
grayle n.
|
|
Archaic |
|
392 |
Archaic |
akşam |
even n.
|
|
393 |
Archaic |
akşam yıldızı |
evenstar n.
|
|
394 |
Archaic |
akşam |
evensong n.
|
|
395 |
Archaic |
özel konuttaki akşam toplantısında bulunan şık insan topluluğu |
drum n.
|
|
396 |
Archaic |
akşam yemeği vakti |
pudding time n.
|
|
Ornithology |
|
397 |
Ornithology |
akşam kocabaşı |
evening grosbeak (hesperiphona vespertina) n.
|
|
398 |
Ornithology |
akşam kocabaşı cinsi |
hesperiphona n.
|
|
399 |
Ornithology |
akşam kocabaşı cinsi |
genus hesperiphona n.
|
|
400 |
Ornithology |
kış akşam kırlangıcı |
poorwill n.
|
|
401 |
Ornithology |
kış akşam kırlangıcı |
phalaenoptilus nuttallii n.
|
|
402 |
Ornithology |
kış akşam kırlangıcı |
poor-will n.
|
|
403 |
Ornithology |
akşam kocabaşı |
sugarbird n.
|
|
Slang |
|
404 |
Slang |
akşam kahvaltısı |
brinner n.
|
|
405 |
Slang |
akşam yapılan kahvaltı |
brinner n.
|
|
406 |
Slang |
akşam karanlığı |
darkmans [uk] n.
|
|
British Slang |
|
407 |
British Slang |
akşam yemeği (küçük çocuklar söyler) |
din-dins n.
|
|
408 |
British Slang |
akşam içkisi |
sundowner n.
|
|
409 |
British Slang |
işten sonra içilen akşam içkisi |
sundowner n.
|
|