Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
anlatmak
Meanings of
"anlatmak"
in English Turkish Dictionary : 55 result(s)
Category
Turkish
English
Common Usage
1
Common Usage
anlatmak
tell
v.
2
Common Usage
anlatmak
explain
v.
General
3
General
anlatmak
account for
v.
4
General
anlatmak
represent
v.
5
General
anlatmak
get across
v.
6
General
anlatmak
narrate
v.
7
General
anlatmak
show forth
v.
8
General
anlatmak
unload
v.
9
General
anlatmak
describe
v.
10
General
anlatmak
depict
v.
11
General
anlatmak
share
v.
12
General
anlatmak
render
v.
13
General
anlatmak
rede
v.
14
General
anlatmak
relate
v.
15
General
anlatmak
put something across
v.
16
General
anlatmak
recite
v.
17
General
anlatmak
report
v.
18
General
anlatmak
tell
v.
19
General
anlatmak
explicate
v.
20
General
anlatmak
recount
v.
21
General
anlatmak
illustrate
v.
22
General
anlatmak
commentate
v.
23
General
anlatmak
be enunciative of
v.
24
General
anlatmak
show
v.
25
General
anlatmak
express
v.
26
General
anlatmak
tell of
v.
27
General
anlatmak
give voice to
v.
28
General
anlatmak
illuminate
v.
29
General
anlatmak
voice
v.
30
General
anlatmak
set
v.
31
General
anlatmak
communicate
v.
32
General
anlatmak
put across
v.
33
General
anlatmak
rehearse
v.
34
General
anlatmak
elucidate
v.
35
General
anlatmak
set up
v.
36
General
anlatmak
re-count
v.
37
General
anlatmak
present
v.
38
General
anlatmak
mean [obsolete]
v.
39
General
anlatmak
ming
v.
40
General
anlatmak
delineate
v.
41
General
anlatmak
denote [obsolete]
v.
42
General
anlatmak
inform [obsolete]
v.
43
General
anlatmak
dilucidate [obsolete]
v.
44
General
anlatmak
pitch
v.
45
General
anlatmak
outspeak [dialect]
v.
46
General
anlatmak
run
v.
Colloquial
47
Colloquial
anlatmak
lay on
v.
Idioms
48
Idioms
anlatmak
give one to understand
v.
Trade/Economic
49
Trade/Economic
anlatmak
report
v.
50
Trade/Economic
anlatmak
tell
v.
51
Trade/Economic
anlatmak
relate
v.
52
Trade/Economic
anlatmak
state
v.
Archaic
53
Archaic
anlatmak
number
v.
54
Archaic
anlatmak
depeinct
v.
55
Archaic
anlatmak
discourse
v.
Meanings of
"anlatmak"
with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)
Category
Turkish
English
Common Usage
1
Common Usage
ders anlatmak
lecture
v.
General
2
General
hikayenin anlatmak istediği şey
the point of the story
n.
3
General
anlatmak istenilen şey
point
n.
4
General
hikayeler anlatmak
tell tales
n.
5
General
laf anlatmak
persuade
v.
6
General
daha ayrıntılı bir şekilde anlatmak
enlarge upon
v.
7
General
bir şey anlatmak
get through to
v.
8
General
ders anlatmak
give a lesson
v.
9
General
durumu anlatmak
put someone in the picture
v.
10
General
tiyatrovari bir biçimde anlatmak
dramatise
v.
11
General
ana hatlarını çizerek anlatmak
outline of
v.
12
General
derdini anlatmak
make oneself understood
v.
13
General
durumu anlatmak
put in the picture
v.
14
General
başka sözcüklerle anlatmak
paraphrase
v.
15
General
anılarını anlatmak
reminisce
v.
16
General
açık bir şekilde anlatmak
clarify
v.
17
General
tekrar anlatmak
retail
v.
18
General
ders anlatmak (öğrenci)
recite
v.
19
General
aşk hikayesi anlatmak
romance
v.
20
General
sözcüklerle anlatmak
word
v.
21
General
hakkındaki anılarını anlatmak
reminisce about
v.
22
General
meramını anlatmak
explain oneself
v.
23
General
hikaye anlatmak
yarn
v.
24
General
ayrıntılarıyla anlatmak
retail
v.
25
General
söz anlatmak
persuade
v.
26
General
bir şeyi birine anlatmak
get something through someone's head
v.
27
General
kendisinin niye öyle davrandığını anlatmak
explain oneself
v.
28
General
ana hatlarıyla anlatmak
crayon
v.
29
General
hikaye anlatmak
tell a story
v.
30
General
üstü kapalı anlatmak
intimate
v.
31
General
ayrıntılarıyla anlatmak
flesh out
v.
32
General
hakkında uzun uzadıya anlatmak
descant on
v.
33
General
ayrıntılarıyla anlatmak
flesh
v.
34
General
meramını anlatmak
put oneself across
v.
35
General
sözle anlatmak
verbalize
v.
36
General
ders anlatmak
give a lecture
v.
37
General
kısaca anlatmak
hit off
v.
38
General
ayrıntılı anlatmak
retail
v.
39
General
meramını anlatmak
make oneself understood
v.
40
General
fıkra anlatmak
tell a joke
v.
41
General
açıkça anlatmak
tell out
v.
42
General
masal anlatmak
tell a tale
v.
43
General
hayranlığını abartılı bir şekilde anlatmak
gush about
v.
44
General
fıkra anlatmak
tell jokes
v.
45
General
ilkeleri anlatmak
keynote
v.
46
General
açıkça anlatmak
explain clearly
v.
47
General
yeniden anlatmak
retell
v.
48
General
ders anlatmak
teach
v.
49
General
yanlış bir şekilde anlatmak
garble
v.
50
General
başka biçimde anlatmak
retell
v.
51
General
yanlış anlatmak
misrepresent
v.
52
General
sözcük seçerek anlatmak
phrase
v.
53
General
kendisinin ne demek istediğini anlatmak
explain oneself
v.
54
General
maksadını anlatmak
express oneself
v.
55
General
ezbere anlatmak
recite
v.
56
General
ayrıntılı anlatmak
detail
v.
57
General
abartarak anlatmak
overdraw
v.
58
General
tekrar anlatmak
go over
v.
59
General
tekrar anlatmak
retell
v.
60
General
heyecanla anlatmak
rhapsodize
v.
61
General
başka sözlerle anlatmak
express in other terms
v.
62
General
açıkça anlatmak
speak clearly
v.
63
General
etkili bir şekilde anlatmak
put across
v.
64
General
güzel bir dille anlatmak
clothe
v.
65
General
zoraki anlatmak
cough up
v.
66
General
fikrini açıkça anlatmak
make one's point
v.
67
General
ne demek istediğini yeterince anlatmak
make one's point
v.
68
General
meramını anlatmak
express what one wants
v.
69
General
meramını anlatmak
express oneself
v.
70
General
duygularını anlatmak
relate someone (about) one's feelings
v.
71
General
duyguları anlatmak
express the feelings
v.
72
General
duygularını anlatmak
tell someone (about) one's feelings
v.
73
General
birşeyi sıradan bir insanın anlayacağı şekilde anlatmak
put something in layman’s terms
v.
74
General
(maç vb) anlatmak
commentate
v.
75
General
ayrıntılı olarak anlatmak
detail
v.
76
General
ikna edici bir şekilde anlatmak
drive the point home
v.
77
General
-e gidip anlatmak
confront with
v.
78
General
-i tekrar anlatmak
go over
v.
79
General
dönüp dolaşıp aynı şeyi anlatmak
harp on
v.
80
General
dolayısıyla anlatmak
imply
v.
81
General
bir şeyi anlatmak
commentate
v.
82
General
birkaç sözcükle anlatmak
compress
v.
83
General
güldürücü öykü anlatmak
crack a joke
v.
84
General
askerlik anılarını anlatmak
talk about one’s army days
v.
85
General
askerlik anılarını anlatmak
talk about military memoirs
v.
86
General
son gelişmeleri anlatmak
bring up to date
v.
87
General
yanlış anlatmak
mistell
v.
88
General
uzun uzadıya anlatmak
spin something out
v.
89
General
herşeyi anlatmak
tell everything
v.
90
General
sorunlarını anlatmak
tell one’s problems
v.
91
General
birbirlerine başlarından geçenleri anlatmak
swap stories
v.
92
General
olanları herkese anlatmak
tell everyone what happened
v.
93
General
tüm detayları anlatmak
tell every detail
v.
94
General
bütün detayları anlatmak
tell every detail
v.
95
General
birbirlerine hikayeler anlatmak
swap stories
v.
96
General
hayat hikayesini anlatmak
tell her life story
v.
97
General
hayat hikayesini anlatmak
tell his life story
v.
98
General
masal/hikaye anlatmak
fabulate
v.
99
General
her şeyi anlatmak
tell all
v.
100
General
her şeyi anlatmak
tell everything
v.
101
General
ders anlatmak
deliver/give a lecture
v.
102
General
tiyatrovari bir biçimde anlatmak
dramatize
v.
103
General
sözle anlatmak
verbalise
v.
104
General
heyecanla anlatmak
rhapsodise
v.
105
General
hikayesini anlatmak
tell the story of
v.
106
General
cümle veya kelimelerle anlatmak
phrase
v.
107
General
kelime seçerek anlatmak
phrase
v.
108
General
kendini anlatmak
express oneself
v.
109
General
kendini anlatmak
tell about oneself
v.
110
General
kısaca anlatmak
indicate
v.
111
General
(bir konuyu) anlatmak/işlemek
talk
v.
112
General
yeniden anlatmak
re-express
v.
113
General
ayrıntılarıyla anlatmak
rehearse
v.
114
General
masal anlatmak
tell
v.
115
General
meramını anlatmak
make one's self understood
v.
116
General
derdini anlatmak
make one's self understood
v.
117
General
eski üslupla anlatmak
archaise
v.
118
General
eski üslupla anlatmak
archaize
v.
119
General
kısaca anlatmak
encapsulate
v.
120
General
ayrıntılı bir şekilde anlatmak
enlarge
v.
121
General
detaylıca anlatmak
enlarge
v.
122
General
fabl anlatmak
fable
v.
123
General
masal anlatmak
blab
v.
124
General
ezberden anlatmak
word
v.
125
General
örtmeceli anlatmak
mince
v.
126
General
çekinerek anlatmak
hesitate
v.
127
General
harita ile anlatmak
depict
v.
128
General
(yayın sırasında) olayı veya hareketleri izleyip aynı anda anlatmak
describe
v.
129
General
tıslayarak anlatmak
hiss
v.
130
General
gereksiz ayrıntılarla anlatmak
overexplain
v.
131
General
aşırı anlatmak
overteach
v.
132
General
derdini anlatmak
complain
v.
133
General
ayrıntılı şekilde anlatmak
devise [obsolete]
v.
134
General
detaylıca anlatmak
circumstance [obsolete]
v.
135
General
masal anlatmak
clype
v.
136
General
kıssa ile anlatmak
parable
v.
137
General
öykü üzerinden anlatmak
parable
v.
138
General
resmeder gibi anlatmak
picture
v.
139
General
dolaylı anlatmak
innuendo
v.
140
General
dolaylı anlatmak
inuendo
v.
141
General
abartarak anlatmak
pitch
v.
142
General
(bir diğerinden) daha fazla gece öyküsü anlatmak
outnight
v.
143
General
her şeyi anlatmak
outtell
v.
144
General
tamamen anlatmak
outtell
v.
145
General
(bir şeyi) olumlu şekilde anlatmak
plump
v.
146
General
(mesaj) getirip anlatmak
bear
v.
147
General
abarta abarta coşkuyla anlatmak
spiel
v.
148
General
duraklayarak anlatmak
stammer (out)
v.
Phrasals
149
Phrasals
genel çerçeveyi anlatmak
chalk out
v.
150
Phrasals
akıcı şekilde anlatmak
reel off
v.
151
Phrasals
(birine bir şeyi) anlatmak/söylemek/açıklamak/göstermek
run by
v.
152
Phrasals
tutkuyla anlatmak/yapmak
carry away
v.
153
Phrasals
tutkuyla anlatmak/yapmak
carry away
v.
154
Phrasals
kısa ve öz olarak durumu anlatmak
brief (someone) about (someone or something)
v.
155
Phrasals
kısa ve öz olarak durumu anlatmak
brief someone about someone or something
v.
156
Phrasals
birine bir şey aktarmak/anlatmak
tell something to someone
v.
157
Phrasals
birine bir şey aktarmak/anlatmak
recount something to someone
v.
158
Phrasals
birine bir şey anlatmak
tell someone about something
v.
159
Phrasals
hıçkırarak söylemek/anlatmak
sob something out
v.
160
Phrasals
kısaca anlatmak/açıklamak
sketch out something
v.
161
Phrasals
kısaca anlatmak/açıklamak
sketch in something
v.
162
Phrasals
olanı biteni anlatmak
cue in
v.
163
Phrasals
birine tatsız şeyler anlatmak
drop (someone or something) on (someone or something)
v.
164
Phrasals
birine tatsız şeyler anlatmak
drop something on someone
v.
165
Phrasals
birini veya bir şeyi uzun uzun anlatmak
expatiate on someone or something
v.
166
Phrasals
birini veya bir şeyi uzun uzadıya anlatmak
expatiate on someone or something
v.
167
Phrasals
birine kaçırdığı şeyleri anlatmak
fill in
v.
168
Phrasals
uzun uzun anlatmak
jaw away
v.
169
Phrasals
bir şeyi söylemek/anlatmak
give with something
v.
170
Phrasals
(bir şeyi) derinlemesine anlatmak
go into (something)
v.
171
Phrasals
(bir şeyi) uzun uzadıya anlatmak
go into (something)
v.
172
Phrasals
uzun uzun konuşmak/anlatmak
go off
v.
173
Phrasals
uzun uzadıya anlatmak
go off
v.
174
Phrasals
uzun uzun konuşmak/anlatmak
go off
v.
175
Phrasals
uzun uzadıya anlatmak
go off
v.
176
Phrasals
uzun uzun konuşmak/anlatmak
go off on
v.
177
Phrasals
uzun uzadıya anlatmak
go off on
v.
178
Phrasals
bir şeyi bağırarak anlatmak
yell at (someone or something)
v.
179
Phrasals
bağırarak anlatmak
yell out
v.
180
Phrasals
(bir şeyin ayrıntılarını) adım adım anlatmak
talk through
v.
181
Phrasals
(bir şeyde birini/bir şeyi) anlatmak/ifade etmek
represent (someone or something) in (something)
v.
182
Phrasals
birine bir şeyi anlatmak/açıklamak
represent something to someone
v.
183
Phrasals
detaylıca anlatmak
lay out
v.
184
Phrasals
açık bir şekilde anlatmak
lay out
v.
185
Phrasals
(birine) ayrıntılarıyla anlatmak
retail to (someone) [dated]
v.
186
Phrasals
(birine) ayrıntılı olarak anlatmak
retail to (someone) [dated]
v.
187
Phrasals
(bir şey) hakkında kabak tadı veren bir konuşma yapmak/hikaye anlatmak
set off on (something)
v.
188
Phrasals
(bir şey) hakkında uzun ve sıkıcı bir konuşma yapmak/hikaye anlatmak
set off on (something)
v.
189
Phrasals
(bir şey) hakkında uzun ve sıkıcı bir konuşma yapmak/hikaye anlatmak
set off on (something)
v.
190
Phrasals
birine ağlaya ağlaya anlatmak
sob something to someone
v.
191
Phrasals
(birine) sıkıntılarını anlatmak
unload on (someone)
v.
192
Phrasals
(birine) dertlerini anlatmak
unload on (someone)
v.
193
Phrasals
(birine bir şeyi) anlatmak
run (something) by (one)
v.
194
Phrasals
(birine) anlatmak
account to (one)
v.
195
Phrasals
(birine bir şeyi) anlatmak
acquaint (one) with (something)
v.
196
Phrasals
sırlarını anlatmak
bare to
v.
197
Phrasals
birine derdini anlatmak
communicate with someone
v.
198
Phrasals
birine meramını anlatmak
communicate with someone
v.
199
Phrasals
(birine) derdini anlatmak
communicate with (one)
v.
200
Phrasals
(birine) meramını anlatmak
communicate with (one)
v.
201
Phrasals
birine olanı biteni anlatmak
cue someone in
v.
202
Phrasals
(birini/kendini bir şeyle) anlatmak
deliver (someone or oneself) of (something)
v.
203
Phrasals
-e tatsız şeyler anlatmak
drop on
v.
204
Phrasals
-i uzun uzun anlatmak
expatiate on
v.
205
Phrasals
-i uzun uzadıya anlatmak
expatiate on
v.
206
Phrasals
birine birini/bir şeyi anlatmak
explain someone or something to someone
v.
207
Phrasals
(birine birini/bir şeyi) anlatmak
explain (someone or something) to (one)
v.
208
Phrasals
-e anlatmak
explain to
v.
209
Phrasals
meramını anlatmak
get (oneself) across
v.
210
Phrasals
bir şeyi anlatmak
get something across
v.
211
Phrasals
bir şeyi anlatmak
put something across (to someone)
v.
212
Phrasals
(bir şeyi birine) anlatmak/açıklamak
get (something) across to (one)
v.
213
Phrasals
-i söylemek/anlatmak
give with
v.
214
Phrasals
(bir konuda) uzun uzun konuşmak/anlatmak
go off on (something)
v.
215
Phrasals
(bir şeyi) uzun uzadıya anlatmak
go off on (something)
v.
216
Phrasals
-e anlatmak
recount to
v.
217
Phrasals
-e ayrıntılarını anlatmak
recount to
v.
218
Phrasals
(birine bir şeyi) anlatmak
relate (something) to (one)
v.
219
Phrasals
(biri/bir şey) hakkındaki anılarını anlatmak
reminisce about (someone or something)
v.
220
Phrasals
-de anlatmak/ifade etmek
represent in
v.
221
Phrasals
-e ayrıntılarıyla anlatmak
retail to
v.
222
Phrasals
-e ayrıntılı olarak anlatmak
retail to
v.
223
Phrasals
(birini/bir şeyi) heyecanla anlatmak
rhapsodize over (someone or something)
v.
224
Phrasals
(bir şeyin) sürecini/detaylarını anlatmak
run through (something)
v.
225
Phrasals
(biri/bir şey) hakkında (bir şeyi) anlatmak/ortaya koymak
say (something) about (someone or something)
v.
226
Phrasals
hakkında bir hikaye anlatmak
sing of
v.
227
Phrasals
(biri/bir şey) hakkında bir hikaye anlatmak
sing of (someone or something)
v.
228
Phrasals
hıçkırarak söylemek/anlatmak
sob out
v.
229
Phrasals
ayrıntılarıyla anlatmak
spell off
v.
230
Phrasals
uzun uzadıya konuşmak/anlatmak
spout off
v.
231
Phrasals
bağıra çağıra (birini/bir şeyi) anlatmak
squawk about (someone or something)
v.
232
Phrasals
(birine birini/bir şeyi) anlatmak
tell (one) about (someone or something)
v.
233
Phrasals
(birine bir şey) anlatmak
tell (something) to (one)
v.
234
Phrasals
-i anlatmak
tell about
v.
235
Phrasals
(bir şeyi) anlatmak
tell of (something)
v.
Phrases
236
Phrases
daha iyi anlatmak gerekirse
to be more precise
expr.
237
Phrases
daha iyi anlatmak gerekirse
more precisely
expr.
Colloquial
238
Colloquial
birine anlatmak
hip
n.
239
Colloquial
gerçeği anlatmak
tell
v.
240
Colloquial
ilginç hikayeler/öyküler anlatmak
beat banaghan [obsolete]
v.
241
Colloquial
adım adım anlatmak
break it down
v.
242
Colloquial
sırasıyla anlatmak/açıklamak
break it down
v.
243
Colloquial
açık açık anlatmak
make clear
v.
244
Colloquial
derdini anlatmak
get one's point across
v.
245
Colloquial
meramını anlatmak
get one's point across
v.
246
Colloquial
savaş maceralarını anlatmak
count coup
v.
247
Colloquial
derdini anlatmak
get it out
v.
248
Colloquial
bir sorununu anlatmak
get it out
v.
249
Colloquial
bir şeyi birine anlatmak
lay something on someone
v.
250
Colloquial
kısaca anlatmak
sketch out
v.
251
Colloquial
kabaca anlatmak
sketch out
v.
252
Colloquial
uzun uzun anlatmak/konuşmak
talk (one's) pants off
v.
253
Colloquial
durmadan konuşmak/anlatmak
pour it on
v.
254
Colloquial
abartarak anlatmak
stick it on
v.
255
Colloquial
üstüne koyarak/ekleyerek anlatmak
stick it on
v.
256
Colloquial
uzun uzadıya anlatmak
yak up
v.
257
Colloquial
durmaksızın konuşmak/anlatmak
yak up
v.
258
Colloquial
-e anlatmak
run past
v.
259
Colloquial
doğrudan/dürüstçe anlatmak
be out
v.
260
Colloquial
olduğu gibi anlatmak
be out
v.
261
Colloquial
açıkça söylemek/anlatmak
be out
v.
262
Colloquial
bıktırana kadar konuşmak/anlatmak
be on about something
v.
263
Colloquial
bıktırana kadar konuşmak/anlatmak
go on about something
v.
264
Colloquial
bıktırana kadar konuşmak/anlatmak
keep on about something
v.
265
Colloquial
sürekli (aynı şeyi) anlatmak
obsess
v.
266
Colloquial
(birinin) anlatmak istediğini anlamak
get (one's) meaning
v.
267
Colloquial
birinin anlatmak istediğini anlamak
get somebody’s meaning
v.
268
Colloquial
bildiği her şeyi anlatmak
spew guts
v.
269
Colloquial
bildiği her şeyi anlatmak
spew one's guts
v.
270
Colloquial
(birine) neyin ne olduğunu anlatmak/söylemek
tell (someone) what's what
v.
271
Colloquial
(birine) durumu anlatmak
tell (someone) what's what
v.
272
Colloquial
(birine) gerçeği anlatmak
tell (someone) what's what
v.
273
Colloquial
(bir şeyi) olumlu anlatmak
plug
v.
274
Colloquial
içselleşmiş yeteneği anlatmak için kullanılan deyim
born, not made
adj.
275
Colloquial
(sana) her şeyi tane tane anlatmak mı gerekiyor?
do I have to draw (you) a picture?
expr.
276
Colloquial
her şeyi tane tane anlatmak mı gerekiyor?
do I have to draw a picture?
expr.
277
Colloquial
her şeyi tane tane anlatmak mı gerekiyor?
do I have to paint a picture?
expr.
278
Colloquial
bunu anlatmak için daha ne yapmalıyım (resim mi çizeyim/tek tek heceleyeyim mi)?
do I have to spell it out?
expr.
Idioms
279
Idioms
asıl derdini anlatmak için bir şeyi bahane olarak kullanmak
a peg on which to hang (something)
n.
280
Idioms
asıl derdini anlatmak için bir şeyi bahane olarak kullanmak
a peg on which to hang something
n.
281
Idioms
asıl derdini anlatmak için bir şeyi bahane olarak kullanmak
a peg to hang (something) on
n.
282
Idioms
yağmurun adeta bardaktan boşanırcasına yağdığını anlatmak için kullanılan ironik söz
lovely weather for ducks
n.
283
Idioms
yağmurun adeta bardaktan boşanırcasına yağdığını anlatmak için kullanılan ironik söz
fine weather for ducks
n.
284
Idioms
durumu ana hatlarıyla anlatmak
give someone (the) rundown
v.
285
Idioms
sitem ederek anlatmak
cast in the teeth
v.
286
Idioms
yüreğindekileri söylemek/anlatmak
bare (one's) breast
v.
287
Idioms
dertlerini/sıkıntılarını söylemek/anlatmak
bare (one's) breast
v.
288
Idioms
dertlerini/sorunlarını anlatmak
bare (one's) breast
v.
289
Idioms
(birinin) anlayacağı bir dille anlatmak
bring (something) down to (one's) level
v.
290
Idioms
(birinin) anlayacağı şekilde anlatmak
bring (something) down to (one's) level
v.
291
Idioms
(birinin) seviyesinde anlatmak
bring (something) down to (one's) level
v.
292
Idioms
(birinin) anlayacağı bir dille anlatmak
bring something down to something
v.
293
Idioms
(birinin) anlayacağı şekilde anlatmak
bring something down to something
v.
294
Idioms
(birinin) seviyesinde anlatmak
bring something down to something
v.
295
Idioms
genel hatlarıyla anlatmak
paint something with a broad brush
v.
296
Idioms
ana hatlarıyla anlatmak
paint something with a broad brush
v.
297
Idioms
temel özelliklerini anlatmak
paint something with a broad brush
v.
298
Idioms
ayrıntılara girmeden anlatmak
paint something with a broad brush
v.
299
Idioms
derine inmeden/yüzeysel olarak anlatmak
paint something with a broad brush
v.
300
Idioms
sıkıntısını/derdini (birine) anlatmak
burden (someone) with (something)
v.
301
Idioms
ne olup ne bittiğini anlatmak
cite (something) chapter and verse
v.
302
Idioms
(isterse) birkaç şey anlatmak
could teach (someone) a thing or two (about someone or something)
v.
303
Idioms
(isterse) birkaç şey anlatmak
could tell (someone) a thing or two (about someone or something)
v.
304
Idioms
birkaç şey anlatmak
tell (someone) a thing or two (about someone or something)
v.
305
Idioms
birkaç şey anlatmak
can/could teach/tell somebody a thing or two (about somebody/something)
v.
306
Idioms
(biri veya bir konu hakkında) çok şey anlatmak
say a great deal about (someone or something)
v.
307
Idioms
(biri veya bir konu hakkında) çok şey anlatmak
say a great deal about (someone or something)
v.
308
Idioms
(bir şey veya biri hakkında birine) bir iki şey anlatmak
tell (someone) a thing or two (about someone or something)
v.
309
Idioms
(birine) bir iki şey anlatmak
tell someone a thing or two
v.
310
Idioms
(birine) bir iki şey anlatmak
teach someone a thing or two
v.
311
Idioms
abartarak anlatmak
paint in glowing colours
v.
312
Idioms
ballandıra ballandıra anlatmak
paint in glowing colours
v.
313
Idioms
ballandıra ballandıra anlatmak
lay it on with a trowel
v.
314
Idioms
büyük bir iştahla anlatmak
wax lyrical
v.
315
Idioms
ballandıra ballandıra anlatmak
wax lyrical
v.
316
Idioms
ballandıra ballandıra anlatmak
go into raptures
v.
317
Idioms
bir bir anlatmak
spell out
v.
318
Idioms
dobra dobra anlatmak
make no bones about
v.
319
Idioms
dönüp dolaşıp aynı şeyi anlatmak
keep harping on something
v.
320
Idioms
herkese anlatmak
tell the whole world
v.
321
Idioms
hikaye uydurup anlatmak
spin a yarn
v.
322
Idioms
herkese anlatmak
tell the world
v.
323
Idioms
en gizli şeylerini anlatmak
bare one's heart
v.
324
Idioms
hikaye anlatmak
spin a yarn
v.
325
Idioms
en gizli şeylerini anlatmak
bare one's soul
v.
326
Idioms
hikaye (masal) anlatmak
draw the longbow
v.
327
Idioms
en son haberleri anlatmak
put in the picture
v.
328
Idioms
iyi anlatmak
put something across (to someone)
v.
329
Idioms
iyi anlatmak
get something across (to someone)
v.
330
Idioms
kurt masalı anlatmak
cry wolf
v.
331
Idioms
mesajın/konunun önemini etkili bir şekilde anlatmak
drive your message/point home
v.
332
Idioms
kısaca anlatmak
put in a nutshell
v.
333
Idioms
kısaca anlatmak
put something in a nutshell
v.
334
Idioms
olup biteni anlatmak
put in the picture
v.
335
Idioms
şüpheye yer bırakmayacak şekilde anlatmak
make no bones about
v.
336
Idioms
renklendirerek anlatmak
paint in glowing colours
v.
337
Idioms
şüpheye yer bırakmayacak şekilde anlatmak
make no bones of
v.
338
Idioms
tüm sırlarını anlatmak
bare one's soul
v.
339
Idioms
teferruatlı biçimde anlatmak
chalk something out
v.
340
Idioms
tüm sırlarını anlatmak
bare one's heart
v.
341
Idioms
(birine) anlatmak istediklerini anlatabilmek
get through to
v.
342
Idioms
(birine) anlatmak istediklerini anlatabilmek
get through to
v.
343
Idioms
(birisi veya bir şey hakkında birisine) bir şeyler anlatmak
could teach (someone) a thing or two (about someone or something)
v.
344
Idioms
(birisi veya bir şey hakkında birisine) bir şeyler anlatmak
could tell (someone) a thing or two (about someone or something)
v.
345
Idioms
(birisi veya bir şey hakkında birisine) bir şeyler anlatmak
tell (someone) a thing or two (about someone or something)
v.
346
Idioms
gerçeği anlatmak
give (one) the low-down
v.
347
Idioms
daha basit bir dille anlatmak
put (something) into plain english
v.
348
Idioms
daha basit bir dille/ingilizceyle anlatmak
say (something) in plain english
v.
349
Idioms
daha düz bir dille/ingilizceyle anlatmak
say (something) in plain english
v.
350
Idioms
başka/farklı bir hikaye anlatmak
tell a different story
v.
351
Idioms
başka türlü/farklı anlatmak
tell a different story
v.
352
Idioms
birinin söylediğiyle uyuşmayan bir şey anlatmak
tell a different story
v.
353
Idioms
başka/farklı bir hikaye anlatmak
tell another tale/story
v.
354
Idioms
başka türlü/farklı anlatmak
tell another tale/story
v.
355
Idioms
birinin söylediğiyle uyuşmayan bir şey anlatmak
tell another tale/story
v.
356
Idioms
başka/farklı bir hikaye anlatmak
tell a different tale
v.
357
Idioms
başka türlü/farklı anlatmak
tell a different tale
v.
358
Idioms
birinin söylediğiyle uyuşmayan bir şey anlatmak
tell a different tale
v.
359
Idioms
başka/farklı bir hikaye anlatmak
tell another story
v.
360
Idioms
başka türlü/farklı anlatmak
tell another story
v.
361
Idioms
birinin söylediğiyle uyuşmayan bir şey anlatmak
tell another story
v.
362
Idioms
başka/farklı bir hikaye anlatmak
tell another tale
v.
363
Idioms
başka türlü/farklı anlatmak
tell another tale
v.
364
Idioms
birinin söylediğiyle uyuşmayan bir şey anlatmak
tell another tale
v.
365
Idioms
(birine anlatmaması gereken bir şeyi) detaylıca anlatmak
give (one) the benefit of (something)
v.
366
Idioms
birinin yararlanması için her şeyi anlatmak
give someone the benefit of
v.
367
Idioms
birine uzun uzun anlatmak
give someone the benefit of
v.
368
Idioms
birine tüm hikayeyi anlatmak
give someone the benefit of
v.
369
Idioms
bir konuyu adım adım anlatmak
walk one through
v.
370
Idioms
(birine) yalan bir hikaye anlatmak
spin (one) a story
v.
371
Idioms
(birine) yalan bir hikaye anlatmak
spin (one) a tale
v.
372
Idioms
(birine) yalan bir hikaye anlatmak
spin (somebody) a yarn
v.
373
Idioms
(birine) yalan bir hikaye anlatmak
spin (somebody) a tale
v.
374
Idioms
bir şeyi coşkulu/hevesli bir şekilde anlatmak
wax lyrical about something
v.
375
Idioms
bir şeyi coşkulu/hevesli bir şekilde anlatmak
wax lyrical about
v.
376
Idioms
bir şeyi heyecanlı bir şekilde anlatmak
wax lyrical about
v.
377
Idioms
bir şeyi coşkulu/hevesli bir şekilde anlatmak
wax lyrical over
v.
378
Idioms
bir şeyi heyecanlı bir şekilde anlatmak
wax lyrical over
v.
379
Idioms
(birine bir şeyi) üstünkörü anlatmak
run (something) past (one)
v.
380
Idioms
aynı (bir şey) hikayesini anlatmak
tell the same tale (of something)
v.
381
Idioms
aynı hikayeyi anlatmak
tell the same tale (of something)
v.
382
Idioms
aynı şeyi anlatmak
tell the same tale (of something)
v.
383
Idioms
aynı şeyi anlatmak
tell the same story (of something)
v.
384
Idioms
sırlarını anlatmak
bare soul
v.
385
Idioms
sırlarını anlatmak
bare your soul
v.
386
Idioms
ballandıra ballandıra anlatmak
be in raptures
v.
387
Idioms
ballandıra ballandıra anlatmak
go into raptures
v.
388
Idioms
hayali hikayeler anlatmak
beat banagher [obsolete]
v.
389
Idioms
hayal ürünü hikayeler anlatmak
beat banagher [obsolete]
v.
390
Idioms
şaşırtıcı hikayeler anlatmak
beat banagher [obsolete]
v.
391
Idioms
insanı hayrete düşüren hikayeler anlatmak
beat banagher [obsolete]
v.
392
Idioms
ilginç hikayeler anlatmak
beat banagher [obsolete]
v.
393
Idioms
parmak ısırtan hikayeler anlatmak
beat banagher [obsolete]
v.
394
Idioms
işine geldiği gibi anlatmak
bend the truth
v.
395
Idioms
(birine/bir şeye) son gelişmeleri anlatmak/bildirmek/aktarmak
bring (someone or something) up to date
v.
396
Idioms
birine (biri/bir şey hakkında/konusunda) son gelişmeleri anlatmak/bildirmek/aktarmak
bring someone up-to-date (on someone or something)
v.
397
Idioms
birine (biriyle/bir şeyle ilgili) son gelişmeleri anlatmak/bildirmek/aktarmak
bring someone up-to-date (on someone or something)
v.
398
Idioms
son gelişmeleri anlatmak
bring up-to-date
v.
399
Idioms
birine birkaç şey anlatmak
can/could teach/tell somebody a thing or two
v.
400
Idioms
(birine) ağlayıp sızlayarak derdini anlatmak
cry on (one's) shoulder
v.
401
Idioms
ağlayıp sızlayarak derdini anlatmak
cry on shoulder
v.
402
Idioms
(birini/bir şeyi) tam olarak anlatmak
do justice to (someone or something)
v.
403
Idioms
birini/bir şeyi tam olarak anlatmak
do justice to
v.
404
Idioms
birini/bir şeyi tam olarak anlatmak
do justice to something/someone
v.
405
Idioms
birini/bir şeyi tam olarak anlatmak
do someone or something justice
v.
406
Idioms
birini/bir şeyi tam olarak anlatmak
do someone or something justice
v.
407
Idioms
birini/bir şeyi tam olarak anlatmak
do justice to someone or something
v.
408
Idioms
(bakışları) her şeyi anlatmak
speak volumes
v.
409
Idioms
birinin ne anlatmak istediğini anlamak
get somebody's meaning
v.
410
Idioms
içindekileri dökmek/anlatmak
get something off your chest
v.
411
Idioms
birine (biri/bir şey hakkındaki) gerçeği anlatmak
give somebody the low-down (on somebody/something)
v.
412
Idioms
(birine bir şeyin) iç yüzünü anlatmak
give (someone) the lowdown (on something)
v.
413
Idioms
dönüp dolaşıp aynı şeyi anlatmak
keep harping on
v.
414
Idioms
bir şeyi ballandıra ballandıra anlatmak
lay something on thick
v.
415
Idioms
fikrini açıkça anlatmak
make your point
v.
416
Idioms
ne demek istediğini yeterince anlatmak
make your point
v.
417
Idioms
meramını anlatmak
make yourself understood
v.
418
Idioms
derdini anlatmak
make yourself understood
v.
419
Idioms
(bir şeyi) basit bir dille ifade etmek/anlatmak
put (something) into plain language
v.
420
Idioms
(bir şeyi) yalın bir dille ifade etmek/anlatmak
put (something) into plain language
v.
421
Idioms
(bir şeyi) anlaşılır bir dille ifade etmek/anlatmak
put (something) into plain language
v.
422
Idioms
(bir şeyi) düz bir dille ifade etmek/anlatmak
put (something) into plain language
v.
423
Idioms
(bir şeyi) açıkça ifade etmek/anlatmak
put (something) into plain language
v.
424
Idioms
(bir şeyi) herkesin anlayabileceği bir dille ifade etmek/anlatmak
put (something) into plain language
v.
425
Idioms
(birine bir şeyi) tekrar anlatmak/açıklamak
run (something) by (one) again
v.
426
Idioms
(bir şeyi) basit/anlaşılır bir dille anlatmak
say (something) in plain language
v.
427
Idioms
(bir şeyi) düz bir dille anlatmak
say (something) in plain language
v.
428
Idioms
acısını/derdini (birine) açmak/anlatmak
share (one's) pain
v.
429
Idioms
başka/farklı bir hikaye anlatmak
tell a different, another tale/story
v.
430
Idioms
başka türlü/farklı anlatmak
tell a different, another tale/story
v.
431
Idioms
birinin söylediğiyle uyuşmayan bir şey anlatmak
tell a different, another tale/story
v.
432
Idioms
birkaç şey anlatmak
tell a thing or two
v.
433
Idioms
birine bir iki şey anlatmak
tell (or teach) someone a thing or two
v.
434
Idioms
-e anlatmak
tell to
v.
435
Idioms
her şeyini/özel hayatını herkesin içinde anlatmak
wash your dirty linen in public
v.
436
Idioms
(özellikle fantastik nitelikte) hikaye anlatmak
pitch a tale pitch a yarn
v.
437
Idioms
ballandıra ballandıra (anlatmak)
in glowing colors
adv.
438
Idioms
renklendirerek (anlatmak)
in glowing colors
adv.
439
Idioms
ballandıra ballandıra (anlatmak)
in glowing terms
adv.
440
Idioms
renklendirerek (anlatmak)
in glowing terms
adv.
441
Idioms
ballandıra ballandıra (anlatmak)
in glowing colours
adv.
442
Idioms
renklendirerek (anlatmak)
in glowing colours
adv.
443
Idioms
son anda kurtulunan olayları anlatmak için kullanılan kalıp
the jaws of (something)
expr.
444
Idioms
(birinin) anlatmak istediklerine kelimeler yetmiyor
words fail (one)
expr.
445
Idioms
ballandıra ballandıra (anlatmak)
in glowing terms
expr.
446
Idioms
renklendirerek (anlatmak)
in glowing terms
expr.
447
Idioms
ballandıra ballandıra (anlatmak)
in glowing colours [uk]
expr.
448
Idioms
renklendirerek (anlatmak)
in glowing colours [uk]
expr.
449
Idioms
ballandıra ballandıra (anlatmak)
in glowing colors [us]
expr.
450
Idioms
renklendirerek (anlatmak)
in glowing colors [us]
expr.
451
Idioms
anlaması mümkün olmayan birine bir şey anlatmak
like showing a dog a card trick
expr.
Speaking
452
Speaking
açık saçık fıkralar anlatmak
tell dirty jokes
v.
453
Speaking
anlatmak istediğim
what I try to tell
expr.
454
Speaking
anlatmak istediğim
what I try to explain
expr.
455
Speaking
anlatmak zor
it's hard to tell
expr.
456
Speaking
bana anlatmak istediğin bir şeyler var mı?
is there something that you want to tell me?
expr.
457
Speaking
bunu anlatmak zor
it's hard to tell
expr.
458
Speaking
dün gece olanları bize anlatmak zorundasın
you have to tell us what happened last night
expr.
459
Speaking
diğerlerine de anlatmak zorundayız
we have to tell the others
expr.
460
Speaking
ne olduğunu anlatmak ister misin?
you wanna tell me what happened?
expr.
461
Speaking
neler olduğunu anlatmak ister misin?
do you want to tell me what happened?
expr.
462
Speaking
ne yaptığımı anlatmak istiyorum
I want to tell you what I did
expr.
463
Speaking
ne olduğunu anlatmak ister misin?
do you want to tell me what happened?
expr.
464
Speaking
sana anlatmak zorunda değilim
I don't have to tell you
expr.
465
Speaking
sana anlatmak zorunda değilim
I don't need to tell you
expr.
466
Speaking
sana anlatmak zorunda mıyım?
do I have to tell you?
expr.
Politics
467
Politics
olayı şöyle anlatmak
relate the incident as follows
v.
Computer
468
Computer
parametreler ile anlatmak
parameterize
v.
469
Computer
parametreler ile anlatmak
parameterise
v.
Medical
470
Medical
kafanın belli bir durumunu anlatmak üzere kullanılan son ek
-cephaly
suf.
Education
471
Education
ders anlatmak
lecture on a topic/subject
v.
472
Education
ders anlatmak
cover a topic/subject
v.
473
Education
ders anlatmak
give a lesson
v.
474
Education
ders anlatmak
give a lecture
v.
475
Education
ders anlatmak
lecture
v.
476
Education
konu anlatmak
give a lecture
v.
477
Education
konu anlatmak
lecture
v.
478
Education
konu anlatmak
give a lesson
v.
479
Education
konu anlatmak
cover a topic/subject
v.
480
Education
konu anlatmak
lecture on a topic/subject
v.
481
Education
(öğrencilere) basitleştirerek ders anlatmak
spoonfeed
v.
Literature
482
Literature
örtmeceli olarak anlatmak
euphemize
v.
483
Literature
örtülü anlatmak
euphemize
v.
484
Literature
örtmeceli olarak anlatmak
euphemise
v.
485
Literature
örtülü anlatmak
euphemise
v.
486
Literature
söz sanatı ile anlatmak
rhetorize
v.
487
Literature
kişileştirme ile anlatmak
rhetorize
v.
488
Literature
söz sanatı ile anlatmak
rhetorise
v.
489
Literature
kişileştirme ile anlatmak
rhetorise
v.
490
Literature
(bir şeyin) tarihini anlatmak
historify
v.
Linguistics
491
Linguistics
geçmişteki olayları anlatmak için kullanılan geniş zaman
historical present
n.
492
Linguistics
yanlış cümle veya sözcüklerle anlatmak
misword
v.
Religious
493
Religious
yaşadığı dini deneyimleri başkalarına (sözleriyle veya hareketleriyle) anlatmak
witness
v.
Card
494
Card
briçte rakibe eli anlatmak amacıyla yapılan (hamle)
negative
adj.
Cinema
495
Cinema
çekilmiş bir filmin öncesindeki olayları anlatmak için çekilen yeni film
prequel
n.
Archaic
496
Archaic
kısmen anlatmak
mince
v.
497
Archaic
azar azar anlatmak
mince
v.
498
Archaic
kelimeler ile anlatmak
depaint
v.
499
Archaic
ağlayarak anlatmak
outweep
v.
Slang
500
Slang
bildiği her şeyi anlatmak
spew one's guts out
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of anlatmak
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy