başından - Turkish English Dictionary
History

başından



Meanings of "başından" in English Turkish Dictionary : 2 result(s)

Turkish English
General
başından from scratch n.
Idioms
başından from the top expr.

Meanings of "başından" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
başından sonuna kadar through prep.
General
aklını başından alma enamoring n.
aklını başından alma enamouring n.
mevcut yılın başından günümüze kadar olan süre ytd (year-to-date) n.
başından beri the whole time n.
aklı başından gitme besottedness n.
başından atma riddance n.
başından atan kimse ridder n.
başından atma riding n.
başından savma go-by n.
kurbağa başından çıktığı düşünülen değerli taş crapaud [obsolete] n.
temmuz başından eylül başına kadar yazın en sıcak günlerinin yaşandığı zaman aralığı dog days n.
başından paranormal olay geçmiş kimse percipient n.
başından savmak jettison v.
aklı başından gitmek be beside oneself v.
aklını başından almak ensorcel v.
aklını başından almak infatuate v.
aklı başından gitmek be overwhelmed v.
başından savmak doff v.
başından geçmek live through v.
aklını başından almak sweep somebody off his feet v.
başından geçmek happen to v.
başından savmak get rid of v.
başından atmak dispose of v.
aklını başından almak distract v.
başından geçmek experience v.
başından atmak toss out v.
aklını başından almak enchant v.
başından atmak throw off v.
başından atmak get rid of v.
başından atmak put someone off v.
aklını başından almak enamor v.
aklı başından gitmek lose one's reason v.
başından geçmek happen v.
başından savmak send away v.
başından savmak evade v.
aklını başından almak allure v.
başından atmak throw overboard v.
başından savmak put someone off v.
başından atmak brush off v.
başından atmak rid v.
aklını başından almak enamour v.
başından geçmek fare v.
aklını başından almak petrify v.
aklını başından almak enrapture v.
başından savmak shake off v.
başından geçmek pass through v.
işi başından aşkın olmak have one's hands full v.
aklı başından gitmek lose one's head v.
başından geçmek know v.
başından engellemek nip in the bud v.
başından engellemek nip something in the bud v.
başından başlamak start from the beginning v.
aklını başından almak imparadise v.
başından savmak liquidate v.
başından vurmak shoot in the head v.
başından atmak dispose v.
başından savmak ditch v.
en başından engellemek nip in the bud v.
aklını başından almak sweep someone off his/her feet v.
başından savmak fob v.
başından savmak give somebody the run-around v.
yapıp da başından atmak get over with v.
başından atmak push out v.
başından atmak chuck off v.
başından atmak cast off v.
aklını başından almak drive mad v.
başından atmak give a shake v.
aklını başından almak affatuate [obsolete] v.
aklını başından almak rap [obsolete] v.
aklını başından almak rapture v.
tekrar başından geçmek reexperience v.
tekrar başından geçmek re-experience v.
başından atmak toss v.
aklını başından almak trance v.
aklını başından almak allect [obsolete] v.
başından geçmek encounter v.
başından atmak unget v.
aklını başından almak enravish v.
aklını başından almak ensorcell v.
başından atmak unload v.
başından savmak excuss v.
başından atmak winnow (out) v.
aklını başından almak blind v.
başından savmak hence [obsolete] v.
(birini) başından tutmak horse collar v.
(birini) başından tutmak horse-collar v.
başından kötü şey geçmek misfare [scotland] v.
başından geçmek light [dialect] [uk] v.
başından atmak overthrow v.
başından savmak dice [australia] v.
başından atmak dice [australia] v.
başından geçmek come v.
başından savmak disband [obsolete] v.
başından savmak shrug off v.
aklını başından almak siren v.
aklını başından almak sirenize v.
aklını başından almak sirenise v.
(soruyu, röportajcıyı) başından savmak squirm v.
başından aşkın overwhelming adj.
başından sonuna kadar aynı güçle sürdürülen sustained adj.
aklı başından alınmış distracted adj.
aklı başından gitmiş out of her senses adj.
aklı başından alınmış ensorcelled adj.
aklını başından alan ravishing adj.
aklı başından alınmış ensorceled adj.
aklı başından gitmiş enraptured adj.
aklı başından alınan distracted adj.
aklı başından gitmiş out of his senses adj.
başından sonuna kadar aynı seviyede sürdürülen sustained adj.
aklı başından gitmiş distraught adj.
aklı başından alınmamış uninchanted [obsolete] adj.
yirmili yaşların başından otuzlu yaşların başına kadarki dönemi ifade eden quarterlife adj.
1980'lerin başından 1990'ların sonuna kadar doğan kuşağa ait millennial adj.
1980'lerin başından 1990'ların sonuna kadar doğan kuşakla ilgili millennial adj.
aklı başından alınmış overblown adj.
işi başından aşkın overburdened adj.
başından dert eksik olmayan overtroubled adj.
işi başından aşkın rushed adj.
aklı başından gitmiş distract [obsolete] adj.
başından sonuna kadar olan down-the-line adj.
başından beri var olan founding adj.
başından sonuna kadar from first to last adv.
başından başlayarak all along the line adv.
başından aşkın bir şekilde overwhelmedly adv.
başından sonuna kadar throughout adv.
başından sonuna kadar all the way adv.
başından sonuna kadar from a to z adv.
başından beri all the way adv.
başından sonuna kadar from beginning to end adv.
başından sonuna kadar from cover to cover adv.
belirli bir müddetin başından sonuna kadar all the while adv.
başından sonuna throughout adv.
ta başından all along adv.
başından sonuna over adv.
başından sonuna dek through adv.
başından beri all along adv.
başından beri from the beginning adv.
en başından beri since the very beginning adv.
başından beri ab ovo adv.
başından bu yana ab ovo adv.
aklını başından alacak şekilde enravishingly adv.
başından sonuna kadar through adv.
başından sonuna through prep.
başından itibaren out of the blocks expr.
Phrasals
başından atmak throw over v.
başından atmak dispose of v.
başından atmak put off v.
başından geçmek become of (someone) v.
başından savmak shuffle off v.
başından atmak cast someone aside v.
başından atmak toss away v.
başından savmak toss away v.
başından savmak put away v.
başından savmak throw away v.
başından savmak cast out v.
başından savmak cast someone aside v.
başından atmak cast someone off v.
başından savmak cast away v.
başından savmak toss out v.
başından atmak throw out v.
başından atmak toss out v.
başından atmak cast out v.
başından atmak put away v.
başından atmak cast someone away v.
başından savmak throw out v.
başından atmak throw away v.
başından atmak cast aside v.
başından savmak chuck out v.
başından savmak cast someone away v.
başından atmak chuck out v.
başından atmak sling out v.
başından savmak cast someone off v.
başından savmak cast aside v.
başından atmak brush off v.
başından atmak cast away v.
başından savmak do away with something v.
işi başından aşkın olmak drown in (something) v.
başından (bir şey) geçmek fall on (someone or something) v.
(birini) başından savmak fence with (someone) v.
başından savmak fence with v.
başından (bir şey) geçmek fall upon (something) v.
başından atmak shrug away v.
başından savmak shrug away v.
aklını başından almak ball over v.
başından atmak escape from v.
(birinin bir şeyle) aklını başından almak smite (someone) with (something) v.
başından savmak wave aside v.
başından savmak wave off v.
(birinin/bir şeyin) başından aşağı dökmek splash all over (someone or something) v.
eliyle başından atmak bat away v.
aklını başından almak blow away v.
birini başından savmak brush someone off v.
işinin başından kaldırıp başka bir şey yaptırmak call away v.
aklını başından almak bowl over v.
birini/bir şeyi başından savmak shake someone or something off v.
birini/bir şeyi başından atmak shake someone or something off v.
bir şeyi başından savmak shake something off v.
bir şeyi başından atmak shake something off v.
birini/bir şeyi başından atmak dispense with someone or something v.
(bir şeyi) başından savmak duck out (of something) v.
(bir şeyle) aklını başından almak enchant with (something) v.
birini/bir şeyi (birinin) üstüne atıp başından savmak fob someone or something off (on or onto someone) v.
(birini/bir şeyi birinin) üstüne atıp başından savmak fob (someone or something) off on (someone) v.
(birini/bir şeyi birinin) üstüne atıp başından savmak foist (someone something) (up)on (one) v.
'-in üstüne atıp başından savmak foist off on v.
(bir şeyi) başından savmak get out of (something) v.
başından sonuna kadar onaylamak nod through v.
(birini/bir şeyi bir yere) gönderip başından atmak pack (someone or something) off to (some place) v.
(biriyle/bir şeyle) alay edip başından savmak/göz ardı etmek scoff at (someone or something) v.
ile aklını başından almak smite with v.
başından savmak wave away v.
bir yol/patika (bir şeyin/bir yerin) başından sonuna/bir ucundan diğer ucuna dolanarak gitmek wind through (something or some place) v.
(bir şeyin/bir yerin) başından sonuna/bir ucundan diğer ucuna dolanarak gitmek/ilerlemek wind through (something or some place) v.
gülerek başından atmak smile away v.
Phrases
en başından beri from its earliest days n.
başından atma kiss-off n.
ekran başından ayrılmayın film at 11 expr.
(birine veya bir şeye) başından neler geçecek what will become of (someone or something) expr.
(birinin veya bir şeyin) başından neler geçti what has become of (someone or something)? expr.
(birinin veya bir şeyin) başından neler geçti what became of (someone or something)? expr.
dönemin başından beri since the beginning of the term expr.
ta başından beri from the very first expr.
başından geçtiği üzere to (one's) cost expr.
aptallar başından geçmeden öğrenemez experience is the teacher of fools expr.
zaman kavramının başından beri since the dawn of time expr.
başında/başından at/from the outset expr.
en başında/en başından at/from the outset expr.
Colloquial
başından kaynar sular dökülme a rude awakening n.
başından beri from the get-go n.
başından beri right along n.
başından beri from the very beginning n.
(birini) başından savma short with (one) n.
aklı başından gitmek lose one's head v.
aklını başından almak knock somebody dead v.
birisine karşı başından beri dürüst olmak be honest with someone from the beginning v.
işi başından aşmak up to the eyebrows v.
aklını başından almak knock someone bandy [australia] v.
başından savmak be shut of v.
başından savmak get shut of v.
başından vurmak blow brains out v.
aklını başından almak blow mind v.
(bir şeyi) başından savmak get free v.
(bir şeyi) başından savmak get outta (something) v.
başından savmak shet v.
başından atmak shet v.
insanın aklını başından alan mind-blowing adj.
bir kadın aklını başından almış dizzy with a dame [old-fashioned] adj.
aklı başından gitmiş completely dotty adj.
(biri/bir şey) aklını başından almış enamored of (someone or something) adj.
işi başından aşkın hard at adj.
(birini/bir şeyi) başından savmış rid of (someone or something) adj.
başından beri day one adv.
ülkenin bir başından diğer başına coast to coast adv.
başından sonuna kadar from a to z expr.
daha en başından from git-go expr.
daha en başından from the git-go expr.
daha en başından from the ground up expr.
en başından from scratch expr.
en başından from the git-go expr.
en başından from the ground up expr.
en başından from git-go expr.
derdi başından aşmış in deep expr.
haydi birinin/bir şeyin başından dağılın bakalım out with someone or something expr.
haydi (birinin/bir şeyin) başından dağılın bakalım out with (someone or something) expr.
Idioms
başarısız olacağı başından belli olan şey a losing game n.
aklı başından gitme pearl-clutching n.
başından beri from the word go n.
en başından beri from the very beginning n.
en başından beri from the get-go n.
insanların sempatisini kazanmak ya da yardımı almak için kişinin başından geçen bir hikayeyi anlatması hard-luck story n.
ekran başından/oturduğu yerden futbol takımını yöneten taraftar armchair quarterback [uk] n.
başından savma brush-off n.
başından atma brush-off n.
işi başından aşkın olmak have one's handful v.
önünden/başından ayrılmamak be glued to (someone or something) v.
(bir şeye) temelden/başından/en baştan katılmak/girmek be in on the ground floor v.
(birinin) aklını başından almak ring (one's) bell v.
(birinin) aklını başından almak ring someone's bell [us] v.
başından atmak drop something like a hot brick v.
(bir işi) yapabilecekken başından savmak bring it weak v.
ay başından ay başına yaşamak live paycheck to paycheck [us] v.
aklını başından almak ring (one's) chimes v.
başından atmak chuck overboard v.
aklı başından gitmek clutch one's pearls v.
aklı başından gitmek clutch the pearls v.
aklı başından gitmek pearl-clutch v.
aklı başından gitmek nearly jump out of one's skin v.
aklı başından gitmek climb the wall v.
aklı başından gitmek almost jump out of one's skin v.
aklı başından gitmek go overboard v.
aklı başından gitmek jump out of one's skin v.
aklı başından gitmek leap out of one's skin v.
aklını başından almak knock somebody for six v.
aklını başından almak blow one's mind v.
aklını başından almak knock someone cold v.
aklını başından almak knock someone for a loop v.
aklını başından almak throw someone for a loop v.
başından atmak give the elbow v.
başından savmak bundle somebody off v.
başından savmak throw on the scrap heap v.
birinin aklını başından almak sweep someone off of one’s feet v.
başından büyük işlere soyunmak fly by the seat of your pants v.
birini başından savmak get shut of someone v.
bir işe en başından başlamak come in on the ground floor v.
başından engellemek nip in the bud v.
birini başından atmak/defetmek get someone out of one's hair v.
başından büyük işlere kalkışmak bite off more than one can chew v.
birini başından defetmek send somebody on their way v.
birini başından savmak get shed of someone v.
başından kovmak send somebody away with a flea in their ear v.
başından savmak give someone the runaround v.
birini başından savmak be short with someone v.
başından savmak pack off v.
başından defetmek give someone the boot v.
başından atmak give someone the runaround v.
başından beri/itibaren bir şeyi yapıyor olmak get in on the ground floor v.
başından büyük işe girişmek bite off more than one can chew v.
birini başından atmak get shet of someone v.
birini başından atmak get shot of somebody v.
başından büyük işlere kalkışmak be in over one's head v.
bir işe en başından katılmak come in on the ground floor v.
başından atmak pack off v.
bir şeyin başından kalkamamak wild horses couldn't drag someone away v.
birini başından defetmek get rid of someone v.
başından geçmek run the gamut v.
başından vurmak blow one's brains out v.
birini başından savmak get shot of somebody v.
başından savmak drop like a hot potato v.
başından büyük işlere kalkışmak get in over one's head v.
başından savmak give somebody the runaround v.
birini başından savmak get shet of someone v.
başından aşağı kaynar sular dökülmek a chill ran down one's back v.
başından gitmek lay off v.
başından savmak get rid of v.
başından atmak give the brush off v.
başından büyük işlere girişmek bite off more than one can chew v.
birini başından savmak give someone a brush off v.
başından atmak drop like a hot potato v.
birini başından savmak give someone the runaround v.
birini başından savmak get rid of someone v.
birini başından atmak get shut of someone v.
birini başından atmak get shed of someone v.
başından atmak bundle somebody off v.
en başından başlamak go back to the drawing board v.
işleri başından aşmış olmak be run off your feet v.
işi başından aşkın olmak have a lot on one's plate v.
işe en başından başlamak start from scratch v.
işi başından aşkın olmak be hard at it v.
işi başından aşkın olmak have one's hands full v.
işi başından aşkın olmak be on the trot v.
işleri başından aşmış olmak be rushed off your feet v.
işi başından aşkın olmak be up to the elbows v.
başından geçen bir şeyi atlatamamak never live (something) down v.
başından geçen utanç verici bir şeyi unutamamak never live (something) down v.
başından atmak toss (one) out on (one's) ear v.
aşk aklını başından almak have stars in (one's) eyes v.
ustalıkla başından savmak duck and dive v.
bir işe başından itibaren dahil olmak be in on the ground floor v.
bir işe en başından katılmak be in on the ground floor v.
(bir şey) başından aşkın/aşmış olmak have (something) up the yin-yang v.
birinin aklını başından almak turn someone's head v.
birini/bir şeyi başından atmak give something/someone the old heave-ho v.
birini/bir şeyi başından savmak give something/someone the old heave-ho v.
(birini) başından atmak give (one) the air v.
birini başından atmak give someone the air v.
(birinin) aklını başından almak knock (one) on the ground v.
(birini/bir şeyi) başından savmak be shut of (someone or something) v.
birinin bir şeyin sorumluluğunu başından atmak istemek want rid of somebody/something v.
birini/bir şeyi başından savmak istemek want rid of somebody/something v.
birini/bir şeyi başından savmak get free of someone or something v.
birini/bir şeyi başından savmak get free from someone or something v.
en başından dahil olmak be in on the ground floor v.
başından beri içinde olmak be in on the ground floor v.
en başından dahil olmak come in on the ground floor v.
başından beri içinde olmak come in on the ground floor v.
en başından dahil olmak get in on the ground floor v.
başından beri içinde olmak get in on the ground floor v.
(bir şeyin) önünden/başından ayrılmamak be glued to (something) v.
bir şeyin önünden/başından ayrılmamak be glued to something v.
başından kaynar sular dökülmek be in for a rude awakening v.
işi başından aşkın olmak be rushed off (one's) feet v.
(birini) başından savmak be short with (one) v.
(bir şey, iş) başından aşkın olmak be snowed under (with something) v.
bir işe en başından katılmak, dahil olmak be, come, get, in on the ground floor v.
bir işin başından beri içinde olmak be, come, get, in on the ground floor v.
işi başından aşkın olmak be rushed off your feet v.
işi başından aşkın olmak get rushed off your feet v.
işi başından aşkın olmak run off your feet v.
başından savmak get shot of v.
başından savmak be shot of v.
başından savmak get rid of [uk] v.
başından savmak be rid of [uk] v.
aklı başından gitmek be beside oneself v.
başından büyük işe girmek bite off more than can chew v.
başından büyük işe girmek bite off more than one can chew v.
başından büyük işe girmek bite off more than you can chew v.
(birinin) aklını başından almak blow (one's) socks off v.
birinin aklını başından almak blow somebody's socks off v.
birinin aklını başından almak knock somebody's socks off v.
(birinin) aklını başından almak blow (someone) out of the water v.
birinin aklını başından almak blow one's mind v.
birinin aklını başından almak blow someone away v.
aklını başından almak blow your mind v.
aklını başından almak blow somebody's mind v.
aklını başından almak blow/knock somebody's socks off v.
aklını başından almak boggle the mind v.
birinin aklını başından almak boggle one's mind v.
(birini/bir şeyi) başından atmak chuck (someone or something) overboard v.
(birini/bir şeyi) başından atmak drop (someone or something) like a hot brick v.
(birini/bir şeyi) başından atmak drop (someone or something) like a hot potato v.
başından atmak give it the deep six v.
birini başından atmak/savmak get somebody off your back v.
birinin başından gitmek get out of someone's hair v.
başından gitmek get out of hair v.
birini/bir şeyi başından atmak get rid of somebody/something v.
birini/bir şeyi başından savmak get rid of somebody/something v.
(birini/bir şeyi) başından atmak get shed of (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) başından savmak get shed of (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) başından atmak get shet of (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) başından savmak get shet of (someone or something) v.
birini/bir şeyi başından savmak get shot of someone/something [uk] v.
(birini/bir şeyi) başından savmak get shut of (someone or something) v.
(birini) başından savmak give (one) the runaround v.
(birini) başından atmak give (one) the runaround v.
(birini) başından savmak give (someone) the shake v.
birini başından savmak give someone the brushoff v.
birini/bir şeyi başından atmak give something/someone the heave-ho v.
birini/bir şeyi başından savmak give something/someone the heave-ho v.
birini/bir şeyi başından atmak give something/someone the old heave-ho v.
birini/bir şeyi başından savmak give something/someone the old heave-ho v.
başından atmak give the heave-ho v.
başından savmak give the heave-ho v.
başından atmak give the shake v.
başından savmak give the slip v.
(bir şeyin) önünden/başından ayrılmamak be glued to (something) v.
aklını başından almak go to your head v.
işi/derdi başından aşkın olmak have enough on (one's) plate v.
işi/derdi başından aşkın olmak have enough on your plate v.
işi/derdi başından aşkın olmak have a lot on your plate v.
işi başından aşkın olmak have hands full v.
birinin işi başından aşkın olmak have one's work cut out for one v.
işi başından aşkın olmak have work cut out for v.
işi başından aşkın olmak have your hands full v.
işi başından aşkın olmak have your work cut out v.
işi başından aşkın olmak have your work cut out for you v.
işi başından aşkın olmak have your work cut out (to do something/doing something) v.
aklı başından gitmek jump out of skin v.
aklı başından gitmek jump out of your skin v.
aklı başından gitmek nearly jump out of your skin v.
(birinin) aklını başından almak knock (one) cold v.
(birinin) aklını başından almak knock (one) dead v.
(birinin) aklını başından almak knock (one) for a loop v.
(birinin) aklını başından almak knock (one) for six [uk/australia] v.
(birinin) aklını başından almak knock (one) sideways v.
aklını başından almak knock down with a feather v.
aklını başından almak knock for a loop v.
aklını başından almak knock over with a feather v.
aklını başından almak knock sideways v.
birinin aklını başından almak knock someone dead v.
birinin aklını başından almak knock someone sideways [uk] v.
(bir şey) yüzünden aklı başından gitmek lose (one's) head over (something) v.
aklı başından gitmek lose head v.
aklı başından gitmek lose reason v.
aklı başından gitmek lose your head v.
birinin aklını başından almak sweep off someone's feet v.
birinin aklını başından almak carry off someone's feet v.
birinin aklını başından almak knock off someone's feet v.
(birini) başından kovmak send (one) away with a flea in (one's) ear [uk/australia] v.
aklını başından almak sweep off feet v.
aklını başından almak sweep somebody off their feet v.
(bir şeyi) başından atmak throw (something) overboard v.
başından kalkamamak wild horses couldn't drag away v.
başından savmak make short shrift of v.
işi başından aşkın olmak spread oneself thin v.
aklı başından giden pearl-clutching adj.
aklı başından gitmiş stoked out of (one's) mind adj.
aklı başından gitmiş away with the fairies adj.
(bir şeyle/şeyden) aklı başından gitmiş beside oneself (with something) adj.
aklı başından gitmiş beside (oneself) adj.
aklı başından gitmiş beside yourself adj.
işi başından aşmış rushed off your feet [uk] adj.
işi başından aşkın swamped adj.
en başından beri out of the chute adv.
başından itibaren out of the chute adv.
aklını başından alacak it'll knock you on your butt expr.
aklını başından alacak it'll knock you on your ass expr.
aklı başından gitmiş at one's wit's end expr.
başından sonuna kadar from giddy-up to whoa expr.
başından sonuna kadar from cover to cover expr.
başından sonuna kadar from a to z expr.
en başından beri from the word go expr.
en başından en sonuna kadar from giddy-up to whoa expr.
en başından beri from the year dot (brit) expr.
en başından beri since the year dot (us) expr.
en başından beri from day one expr.
en başından beri from the outset expr.
en başından beri since the year dot (brit) expr.
en başından beri from the year one (us) expr.
işi başından aşkın up to the eyes in work expr.