başlatan - Turkish English Dictionary
History

başlatan



Meanings of "başlatan" in English Turkish Dictionary : 8 result(s)

Turkish English
General
başlatan initiator n.
başlatan starter n.
başlatan initiative adj.
başlatan initiatory adj.
başlatan incitive adj.
başlatan preparatory adj.
başlatan founding adj.
Law
başlatan initiator n.

Meanings of "başlatan" with other terms in English Turkish Dictionary : 60 result(s)

Turkish English
General
yanmayı başlatan her hangi bir araç incendiary device n.
başlatan kimse initiator n.
ihtilalde şiddeti başlatan politikacı jacobin n.
başlatan kimse starter n.
resmi olarak başlatan inaugurator n.
yangın başlatan firestarter n.
yangın başlatan fire starter n.
bir şeyi başlatan kıvılcım tinder n.
bir süreci veya eylem silsilesini başlatan kelime trigger word n.
bir devri başlatan önemli olay epoch n.
bir şeyi başlatan ve bitiren benzer iki şeyden biri bookend n.
yeniden başlatan şey reopener n.
yeniden başlatan kimse reviver n.
eylemi başlatan kimse mover n.
eylemi başlatan şey mover n.
toplumsal bir kargaşayı, komployu veya suç çetesini başlatan kimse ringleader n.
başlatan kimse inceptor n.
eylem planını başlatan kimse instigator n.
araba yarışını başlatan kız pit babe n.
isyan başlatan incitive adj.
hengameyi başlatan riotous adj.
yeni bir girişim başlatan groundbreaking adj.
törenle başlatan initiatory adj.
(topluluk, kulüp) başlatan initiatory adj.
Colloquial
hokeyde oyunun başında veya devre arasından sonra iki rakip oyuncu arasında yapılan ve oyunu başlatan top atışı face-off n.
Law
(sözleşmelerde) fesih sürecini başlatan taraf initiating party n.
kovuşturma başlatan prosecutorial adj.
Technical
çekirdeklenme başlatan nucleator n.
motorun ilk çalışmasında yakıt akışı ve ateşlemeyi başlatan kol start lever n.
fotokopi makinesinde kopyalama sürecini başlatan ve kopya sayısını kaydeden bir cihaz autometer n.
Computer
internet ortamında gönderdiği mesajlarla tartışma başlatan kişi troll n.
konu başlatan thread starter n.
(ana bilgisayarda) birden fazla işlev başlatan komut initiator n.
Informatics
çağrıyı başlatan uç originating terminal n.
sistemi başlatan program initial program load n.
Telecom
çağrıyı başlatan uç originating terminal n.
kendi kendini yeniden başlatan döngü self-resetting loop n.
Automotive
yarışı başlatan kız grid girl n.
Aeronautic
motorun ilk çalışmasında ateşlemeyi başlatan kol start lever n.
Medical
hücredeki reseptörle birleşip sinyal iletimi başlatan madde agonist n.
pıhtı oluşumunu başlatan madde procoagulant n.
özellikle pankreas özsuyundaki elastinin hidrolizini başlatan enzimler elastase n.
ektopik kalp atışları başlatan ectopic adj.
Physiology
karmaşık refleks davranışını başlatan uyaran releaser n.
Pharmaceutics
doğumu başlatan oxytocic adj.
Chemistry
alkollerin aldehidlere veya ketonlara oksidasyonunu başlatan enzim sınıfı alcohol dehydrogenase n.
kimyasal reaksiyonu başlatan bileşen starter n.
Biology
hücre döngüsünü kontrol ederek dna sentezini başlatan protein grubu cyclin n.
protein molekülü sentezini başlatan bir kodon start codon n.
doku çoğalmasını teşvik eden veya başlatan blastogenic adj.
Biochemistry
amin aktarımını başlatan transferaz sınıfı aminopherase n.
amin aktarımını başlatan transferaz sınıfı transaminase n.
amin aktarımını başlatan transferaz sınıfı aminotransferase n.
dna ve rna moleküllerinin içindeki nükleotit bağlarının hidrolizini başlatan enzimler endonuclease n.
Zoology
yumurta sarısı oluşumunu başlatan vitellogenic adj.
Religious
dini reform başlatan kimse reformationist n.
Sport
(kayakta) süreyi başlatan portatif engel starting gate n.
Baseball
oyunu başlatan atıcı starting pitcher n.
Archaic
akademik tartışmayı bir tez veya sava saldırarak başlatan kimse opponent n.
Slang
bir şirkette bazı tehlikeli değişiklikleri başlatan kişi lightning rod n.