bargaining - Turkish English Dictionary

bargaining

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "bargaining" in Turkish English Dictionary : 9 result(s)

English Turkish
General
bargaining n. pazarlık etme
She's good at bargaining the price down.
Fiyat düşürmek için pazarlık etmede iyidir.

More Sentences
bargaining n. pazarlık
I fear that once again pressure and bargaining will carry the day and that a bad decision will be taken.
Bir kez daha baskı ve pazarlığın ağır basacağından ve kötü bir karar alınacağından korkuyorum.

More Sentences
Trade/Economic
bargaining n. pazarlık
Then comes the hard bargaining during conciliation as to where the money will come from.
Daha sonra paranın nereden geleceği konusunda uzlaşma sırasında zorlu pazarlıklar yapılacaktır.

More Sentences
General
bargaining n. görüşme
Trade/Economic
bargaining n. görüşme
bargaining n. pazarlık yapma
bargaining n. pazarlık etme
Law
bargaining n. pazarlıklı alışveriş yapma
bargaining n. pazarlık etme

Meanings of "bargaining" with other terms in English Turkish Dictionary : 92 result(s)

English Turkish
Idioms
a bargaining counter n. pazarlık kozu
Thirdly, Belarus is seeking a bargaining counter, or something to play off against the European Union.
Üçüncü olarak, Belarus bir pazarlık kozu ya da Avrupa Birliği'ne karşı kullanabileceği bir şey arıyor.

More Sentences
General
labor bargaining subjects n. toplu pazarlık konuları
concession bargaining n. imtiyaz anlaşması
plea bargaining n. suç ikrarı
collective bargaining n. karşılıklı anlaşma
collective bargaining n. işverenle işçi temsilcileri arasında toplu görüşme
phases of labor bargaining n. toplu pazarlık aşamaları
collective bargaining n. toplu sözleşme
collective bargaining n. toplu pazarlık
collective-labor bargaining n. toplu pazarlık
collective bargaining n. toplu görüşme
without bargaining adv. pazarlıksız
Phrases
with a lot of bargaining n. al aşağı vur yukarı
close bargaining n. beş aşağı beş yukarı
during the bargaining process expr. pazarlık sürecinde
close bargaining expr. üç aşağı beş yukarı
Idioms
a bargaining chip n. pazarlık kozu
bring somebody to the bargaining table v. pazarlık masasına getirmek
bring (someone or something) to the bargaining table v. (birini/bir grubu) pazarlık masasına getirmek
bring (someone or something) to the bargaining table v. (birini/bir grubu) pazarlığa oturmaya ikna etmek
Trade/Economic
time bargaining n. alivre satış
time bargaining sale n. alivre satış
appropriate bargaining unit n. ayrı bir pazarlık birimi
bargaining power n. bir sözleşme yapılmasında taraflardan birinin kendi koşullarını diğer tarafa kabul ettirebilme gücü
concession bargaining n. işçilerden halen sahip oldukları ücret ve sosyal haklardan fedakarlık etmeleri istenen toplu pazarlık
persuasive bargaining tactics n. inandırıcı görüşme taktikleri
collective bargaining n. kolektif sözleşme
intra-organizational bargaining n. kurum içi pazarlık
collective bargaining n. kolektif iş pazarlığı
pattern bargaining n. model sözleşme
(collective) bargaining right n. müzakere hakkı
concession bargaining n. ödün pazarlığı
bargaining techniques n. pazarlık teknikleri
bargaining power n. pazarlık gücü
bargaining chip n. pazarlık kozu
bargaining power n. pazarlık gücü
bargaining power of vendors n. satıcının pazarlık gücü
industrywide bargaining n. sektör kapsamında toplu pazarlık
law of trade unions and collective bargaining agreements n. sendikalar ve toplu iş sözleşmesi kanunu
law on trade unions and collective bargaining agreements n. sendikalar ve toplu iş sözleşmesi kanunu
collective bargaining n. toplu iş sözleşmesi
industry wide bargaining n. toplu iş görüşmesi
appropriate bargaining unit n. toplu pazarlık görüşmeleri için bir işçi örgütünün temsil ettiği ve anlaşma ile bir araya gelmiş işçiler grubu
collective bargaining n. toplu iş akdi
colletive bargaining n. toplu sözleşme
area wide bargaining n. tüm bölgeyi kapsayan toplu görüşmeler
collective bargaining agreement n. toplu sözleşme
collective bargaining n. toplu görüşme
collective bargaining contract n. toplu sözleşme mukavelesi
bargaining agreement n. toplu pazarlık anlaşması
sole bargaining agent n. toplu sözleşme yapmaya yetkili tek sendika
collective bargaining agreement n. toplu pazarlık anlaşması/sözleşmesi
(collective) bargaining right n. toplu sözleşme hakkı
collective bargaining n. toplu sözleşme görüşmeleri
collective bargaining n. toplu sözleşme
collective bargaining n. toplu sözleşme
collective bargaining agreement n. toplu sözleşme anlaşması
collective bargaining n. toplu iş sözleşmeleri
bargaining zone n. toplu pazarlık aşaması
collective bargaining agency n. toplu sözleşme yapmaya yetkili sendika
collective bargaining agency n. toplu müzakere yapmaya yetkili sendika
productivity bargaining n. verimlilik sözleşmesi
bargaining theory of wages n. ücretlerin toplu pazarlık teorisi
bargaining theory of wages n. ücretlerin pazarlık teorisi
bargaining theory of wages n. ücretin işçi ve işveren arasındaki pazarlık sonucu belirlendiğini savunan teori
illegal bargaining subjects n. yasa dışı ticari faaliyet konulan
coercive bargaining tactics n. zorlayıcı toplu pazarlık taktikleri
exclusive bargaining agent n. yetkili toplu pazarlık kuruluşu
collective bargaining authority n. toplu sözleşme yapma yetkisi
Law
plea bargaining n. ceza uzlaşması pazarlığı
plea bargaining n. cezada pazarlık
sole bargaining agent n. işçiler ve işverenler adına toplu sözleşme yapmaya yetkili tek sendika
plea bargaining n. itiraf pazarlığı
bargaining rights n. müzakere hakları
law of collective bargaining n. toplu sözleşme yasası
collective bargaining agreement n. toplu iş sözleşmesi
bargaining agent n. toplu sözleşme yapma yetkisine sahip işçi sendikası
collective bargaining n. toplu sözleşme
law of collective bargaining n. toplu sözleşme kanunu
bargaining rights n. toplu pazarlık hakları
bargaining theory of wages n. ücretlerin işçilerle işverenler arasında gerçekleştirilen pazarlık neticesinde kararlaştırıldığını savunan kuram
bargaining for members only n. yalnızca sendika üyeleri adına toplu görüşme
Politics
diplomatic bargaining n. diplomatik pazarlık
bargaining theory n. pazarlık kuramı
collective bargaining n. toplu pazarlık
Industry
bargaining scope n. toplu pazarlık kapsamı
bargaining unit n. toplu pazarlık birimi
bargaining unit n. aynı toplu sözleşmeye tabi olan çalışan grubu
bargaining unit n. toplu sözleşme hususunda aynı sendika tarafından temsil edilen çalışan grubu
bargaining scope n. toplu sözleşme ile sonlandırılacak müzakerelerin içerdiği konular
bargaining level n. toplu sözleşmenin yapıldığı örgütsel hiyerarşi seviyesi
distributive bargaining n. kaynak tahsisi üzerinde uzlaşmaya varılması amaçlanan bir tür müzakere süreci