Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Synonyms
Sentences
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Turkish - English
German - English
Hide
Details
Clear
History :
bir şey olacak
bir şey olacak
History
Sentences
Meanings of
"bir şey olacak"
in English Turkish Dictionary : 1 result(s)
Category
Turkish
English
Idioms
1
Idioms
bir şey olacak
there's something in the wind
expr.
Meanings of
"bir şey olacak"
with other terms in English Turkish Dictionary : 35 result(s)
Category
Turkish
English
Idioms
1
Idioms
(bir şey olacak) hissi
feeling (that something is the case)
n.
We in Europe do not have that
feeling.
Bizler Avrupa'da bu
hissi
yaşamıyoruz.
More Sentences
Phrasals
2
Phrasals
(birinin yararına olacak bir şey) teklif etmek
offer for (one) to (do something)
v.
Colloquial
3
Colloquial
(bir şey) şüphesiz ki olacak
there's no question of (something)
n.
4
Colloquial
(bir şey) kesin olacak
there's no question of (something)
n.
5
Colloquial
ayarlamaları/düzenlemeleri (bir şey) olacak şekilde yapmak
work things so (that) (something is the case)
v.
6
Colloquial
(bir şey) olacak gibi olmak
look like (something)
v.
7
Colloquial
bana göre/muhtemelen (bir şey olacak veya durum şöyle)
the betting (line) is (that)
expr.
8
Colloquial
bana göre/muhtemelen (bir şey olacak veya durum şöyle)
the betting is that
expr.
9
Colloquial
bana göre/muhtemelen (bir şey olacak veya durum şöyle)
the betting is (that)
expr.
10
Colloquial
o da bir şey mi; ne olacak yani
big deal
expr.
11
Colloquial
(bir şey) kendiliğinden mi/kendi kendine mi olacak?
(something) is not going to (do something) itself
expr.
12
Colloquial
birine referans olacak bir şey
it speaks well for
expr.
13
Colloquial
bu (birine bir şey yapması/yapmaması) için ders olsun/olacak
that'll teach (one) ((not) to do something)
expr.
14
Colloquial
(bir şey yapmanın) ne zararı olacak ki?
would it hurt to (do something)?
expr.
15
Colloquial
emin ol ki (bir şey olacak/bir şey öyle)
you can bet the farm that (something will happen or is the case)
expr.
16
Colloquial
kesinlikle (bir şey olacak/bir şey öyle)
you can bet the farm that (something will happen or is the case)
expr.
17
Colloquial
hiç şüphen olmasın ki (bir şey olacak/bir şey öyle)
you can bet the farm that (something will happen or is the case)
expr.
Idioms
18
Idioms
yanında destek olacak (biri/bir şey) olmak
have (someone or something) on (one's) side
v.
19
Idioms
(bir şey olacak) gibi görünmek
look (all) set (to do something)
v.
20
Idioms
erken/zamansız ölümüne neden olacak bir şey yapmak
dig (oneself) an early grave
v.
21
Idioms
erken/zamansız ölümüne neden olacak bir şey yapmak
drive (oneself) to an early grave
v.
22
Idioms
kesin (bir şey olacak/yapacak) olmak
be bound to (be or do something)
v.
23
Idioms
muhakkak (bir şey olacak/yapacak) olmak
be bound to (be or do something)
v.
24
Idioms
muhtemelen (bir şey olacak/yapacak) olmak
be bound to (be or do something)
v.
25
Idioms
çok yakında bir şey olacak
there's something in the wind
expr.
26
Idioms
(biri/bir şey birinin) ölümüne sebep olacak
(someone or something) is going to be the death of (one)
expr.
27
Idioms
(biri/bir şey birinin) ölümüne sebep olacak
(someone or something) will be the death of (one)
expr.
28
Idioms
(biri/bir şey birinin) sonu olacak
will be the death of someone or something (yet)
expr.
29
Idioms
(biri/bir şey birinin) ölümüne sebep olacak
will be the death of someone or something (yet)
expr.
30
Idioms
bir yönetici öldüğünde/düştüğünde bir şey olacak
a heartbeat away from being (something) [cliché]
expr.
31
Idioms
(birinin) çıkarına/yararına olacak bir şey
something in it for (one)
expr.
Speaking
32
Speaking
ona uyumasına yardımcı olacak bir şey verdim
I gave her something that will help her sleep
expr.
33
Speaking
korkmana neden olacak bir şey yok
you have no reason to be scared
expr.
Law
34
Law
davaya konu olacak bir şey olmaması
no case to answer
n.
Slang
35
Slang
(bir şey) için yanında olacak/yardım edecek tanrılar
the gods of (something)
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bir şey olacak
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy