Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Synonyms
Sentences
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Turkish - English
History
bir şeyle dolu
Meanings of
"bir şeyle dolu"
in English Turkish Dictionary : 2 result(s)
Category
Turkish
English
Idioms
1
Idioms
bir şeyle dolu
brimming with something
adj.
2
Idioms
bir şeyle dolu
stinking with something
adj.
Meanings of
"bir şeyle dolu"
with other terms in English Turkish Dictionary : 57 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
hoş olmayan bir şeyle dolu olmak
bristle with
v.
2
General
dolu olmak (bir şeyle)
swim
v.
3
General
kar yağmış gibi (bir şeyle) dolu
snowy with
adj.
4
General
(bir şeyle) dolu
freighted
adj.
Phrasals
5
Phrasals
(bir şeyle) dolu olmak
writhe with (something)
v.
6
Phrasals
(bir şeyle) tıklım tıklım dolu olmak
writhe with (something)
v.
7
Phrasals
tatsız/iğrenç bir şeyle dolu olmak
reek of
v.
8
Phrasals
pis/tiksinç bir şeyle dolu olmak
reek of
v.
9
Phrasals
çirkin/kötü bir şeyle dolu olmak
reek of
v.
10
Phrasals
bir şeyle dolu olmak
abound in something
v.
11
Phrasals
biriyle/bir şeyle dolu olmak
abound with someone or something
v.
12
Phrasals
bir şeyle dolu olmak
buzz with something
v.
13
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) dolu olmak
crawl with (someone or something)
v.
14
Phrasals
(bir şeyle) dolu olmak
seethe with (something)
v.
15
Phrasals
(bir şeyle) dolu
shot through with (something)
adj.
Colloquial
16
Colloquial
(bir şeyle) dolu olmak
be riddled with (something)
v.
17
Colloquial
kafası (bir şeyle) dolu/meşgul olmak
be riddled with (something)
v.
18
Colloquial
bir şeyle dolu olmak
be riddled with something
v.
19
Colloquial
her yanı (bir şeyle) dolu
infested with (something)
adj.
20
Colloquial
(bir şeyle) dolu
rich with (something)
adj.
Idioms
21
Idioms
(bir şeyle) tıka basa dolu olmak
pullulate with
v.
22
Idioms
(bir şeyle) dolu olmak
pullulate with
v.
23
Idioms
(bir şeyle) tıka basa dolu olmak
teem in
v.
24
Idioms
(bir şeyle) tıka basa dolu olmak
abound in
v.
25
Idioms
(bir yer) (bir şeyle/heyecan/üzüntü vb) dolu olmak
buzz with something
v.
26
Idioms
(bir şeyle) dolu olmak
teem in
v.
27
Idioms
(bir şeyle) dolu olmak
abound in
v.
28
Idioms
bir şeyle dolu olmak
be a mass of something
v.
29
Idioms
bir şeyle dolu olmak
be strong on something
v.
30
Idioms
(bir şeyle) hıncahınç dolu olmak
be bursting at the seams (with something)
v.
31
Idioms
(bir şeyle) ağzına kadar dolu olmak
be bursting at the seams (with something)
v.
32
Idioms
(bir şeyle) hıncahınç dolu olmak
be bulging at the seams (with something)
v.
33
Idioms
(bir şeyle) ağzına kadar dolu olmak
be bulging at the seams (with something)
v.
34
Idioms
(bir şeyle) hıncahınç dolu olmak
be full to bursting (with something)
v.
35
Idioms
(bir şeyle) ağzına kadar dolu olmak
be full to bursting (with something)
v.
36
Idioms
(bir şeyle) hıncahınç dolu olmak
be bursting at the seams (with something)
v.
37
Idioms
(bir şeyle) ağzına kadar dolu olmak
be bursting at the seams (with something)
v.
38
Idioms
(bir şeyle) hıncahınç dolu olmak
be bulging at the seams (with something)
v.
39
Idioms
(bir şeyle) ağzına kadar dolu olmak
be bulging at the seams (with something)
v.
40
Idioms
(bir şeyle) hıncahınç dolu olmak
be full to bursting (with something)
v.
41
Idioms
(bir şeyle) ağzına kadar dolu olmak
be full to bursting (with something)
v.
42
Idioms
(bir şeyle/duyguyla) dolu olmak
be devoured by (something)
v.
43
Idioms
bir şeyle/duyguyla dolu olmak
be devoured by something
v.
44
Idioms
(bir şeyle) dolu olmak
be infested with (something)
v.
45
Idioms
(bir şeyle) dolu olmak
be steeped in (something)
v.
46
Idioms
bir şeyle dolu olmak
be steeped in something
v.
47
Idioms
(bir şeyle) dolu olmak
be taken up with (something)
v.
48
Idioms
(bir şeyle) dolu olmak
brim with (something)
v.
49
Idioms
(bir şeyle) hıncahınç dolu olmak
be bursting/bulging at the seams (with something)
v.
50
Idioms
(bir şeyle) tıklım tıklım dolu olmak
be bursting/bulging at the seams (with something)
v.
51
Idioms
(bir şeyle) ağzına kadar dolu olmak
be bursting/bulging at the seams (with something)
v.
52
Idioms
(bir şeyle) hıncahınç dolu olmak
be full to bursting (with something)
v.
53
Idioms
(bir şeyle) tıklım tıklım dolu olmak
be full to bursting (with something)
v.
54
Idioms
(bir şeyle) ağzına kadar dolu olmak
be full to bursting (with something)
v.
55
Idioms
(bir şeyle) dolu
crawling with
adj.
56
Idioms
biriyle/bir şeyle dolu
crawling with someone/something
adj.
57
Idioms
(bir şeyle) dolu
pregnant with (something)
adj.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bir şeyle dolu
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy