boğulmuş - Turkish English Dictionary
History

boğulmuş



Meanings of "boğulmuş" in English Turkish Dictionary : 8 result(s)

Turkish English
General
boğulmuş drowned adj.
boğulmuş strangled adj.
boğulmuş whelmed adj.
boğulmuş asphyxiated adj.
boğulmuş choked adj.
boğulmuş inundated adj.
boğulmuş drent adj.
boğulmuş stifled adj.

Meanings of "boğulmuş" with other terms in English Turkish Dictionary : 27 result(s)

Turkish English
General
suda boğulmuş kimse drowner n.
dumana boğulmuş şehir smog-choked city n.
sesi boğulmuş muted adj.
toza boğulmuş dust-choked adj.
sise boğulmuş smog-choked adj.
gözyaşlarına boğulmuş suffused with tears adj.
neredeyse boğulmuş half-drowned adj.
iple boğulmuş bowstringed adj.
hıçkırıklara boğulmuş sobful adj.
boğulmuş bir şekilde smotheredly adv.
boğulmuş bir şekilde stifledly adv.
Colloquial
kedere/üzüntüye boğulmuş drown in self-pity adj.
gereksiz ayrıntıya boğulmuş gold-plated adj.
Idioms
zor/sıkıntılı (bir şeye) boğulmuş knee-high in (something) adj.
düşüncelere boğulmuş absorbed in thought adj.
gözyaşlarına boğulmuş moved to tears adj.
işe boğulmuş up to one's ears expr.
kahkahalara boğulmuş in stitches expr.
kahkahalara boğulmuş in fits expr.
(bir şeylerin) içinde boğulmuş up to (one's) elbows (in something) expr.
(bir şeylerin) içinde boğulmuş up to (one's) eyes (in something) expr.
(bir şeylerin) içinde boğulmuş up to (one's) oxters (in something) [ireland/scotland] expr.
Trade/Economic
mala boğulmuş piyasa glutted market n.
Automotive
boğulmuş akış choked flow n.
Medical
boğulmuş fıtığın yapısını rahatlatmak için yapılan kesme operasyonu celotomy n.
boğulmuş fıtık strangled hernia n.
boğulmuş fıtık strangulated hernia n.