Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | boncuklu | beaded adj. | ||
The wedding dress was beautifully adorned with beaded patterns. Gelinlik boncuklu desenlerle çok güzel süslenmişti. More Sentences |
||||
General | boncuklu | beady adj. | ||
General | boncuklu | bugle adj. | ||
General | boncuklu | bugled adj. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | boncuklu kısım | beading n. |
General | boncuklu kenar süsü | beading n. |
General | doksan dokuz boncuklu tespih | comboloio n. |
General | tek boncuklu kenar | pearl edge n. |
Telecom | ||
Telecom | boncuklu koruma | braided shield n. |
Furniture | ||
Furniture | mobilya kenarları ve süslemesi için kullanılan boncuklu kalıp | beadwork n. |