break with - Turkish English Dictionary
History

break with

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "break with" in Turkish English Dictionary : 12 result(s)

English Turkish
General
break with v. ayrılmak
break with v. ilgisini kesmek
break with v. selamı sabahı kesmek
break with v. ile bağını koparmak
break with v. ilişkisini kesmek
break with v. -den ayrılmak
Idioms
break with v. köprüleri atmak
break with v. tüm ilişkiyi kopartmak
break with v. tümüyle kopmak
Archaic
break with v. (birine) açılmak
break with v. (biriyle) sırlarını paylaşmak
break with v. (biriyle) düşüncelerini paylaşmak

Meanings of "break with" with other terms in English Turkish Dictionary : 85 result(s)

English Turkish
General
break off relations with v. alakayı kesmek
break up with v. parçalanmak
break with somebody v. ayrılmak
break up the link with somebody v. ipleri koparmak
break up with v. parçalamak
break off with somebody v. merhabayı kesmek
break away with someone v. ipleri koparmak
break up the relationship with somebody v. ipleri koparmak
break up with v. ilişkiyi bitirmek
break up with v. bitirmek
break off relations with v. yüz çevirmek
break up with the lover v. sevgilisinden ayrılmak
break up with the lover v. sevgiliden ayrılmak
break up with somebody v. (sevgiliden vb) ayrılmak
break up with somebody v. ilişkiyi noktalamak
break up with someone v. birinden ayrılmak
Phrasals
break out with (something) v. bir şarkı patlatmak
break out with (something) v. gözyaşına/yaşlara/kahkahaya boğulmak
break out with (something) v. birden (bir şey) yapıvermek
break out with (something) v. kendini tutamayıp (bir şey) yapmak
break out with (something) v. birdenbire (bir şey) yapmaya başlamak
break out with (something) v. aniden (bir kahkaha
break out with (something) v. çığlık) atmak/patlatmak
break out with something v. bir şarkı patlatmak
break out with something v. gözyaşına/yaşlara/kahkahaya boğulmak
break out with something v. birden (bir şey) yapıvermek
break out with something v. kendini tutamayıp (bir şey) yapmak
break out with something v. birdenbire (bir şey) yapmaya başlamak
break out with something v. aniden (bir kahkaha
break out with something v. çığlık) atmak/patlatmak
break off (with someone) v. (biriyle) ayrılmak
break off (with someone) v. (birinden) ayrılmak
break off (with someone) v. (biriyle) yollarını ayırmak
break off (with someone) v. (birinden/biriyle) kopmak
break off (with someone) v. (biriyle) ilişkisini kesmek/sonlandırmak
break off (with someone) v. (biriyle) ilişkisini sona erdirmek
break with someone v. (biriyle) ayrılmak
break with someone v. (birinden) ayrılmak
break with someone v. (biriyle) yollarını ayırmak
break with someone v. (birinden/biriyle) kopmak
break with someone v. (biriyle) ilişkisini kesmek/sonlandırmak
break with someone v. (biriyle) ilişkisini sona erdirmek
break out with v. bir şarkı patlatmak
break out with v. gözyaşlarına/yaşlara/kahkahaya boğulmak
break out with v. birden yapıvermek
break out with v. kendini tutamayıp yapmak
break out with v. birdenbire yapmaya başlamak
break out with v. aniden (bir kahkaha/çığlık) atmak/patlatmak
break up with (one) v. (birinden) ayrılmak
break up with (one) v. (biriyle) ilişkisini bitirmek
break with (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) uzaklaşmak
break with (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) ayrılmak
break with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) bağını koparmak
break with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) ilişkisini kesmek
Colloquial
break bread with v. birisiyle yemek yemek
break bread with v. ekmeğini paylaşmak
Idioms
break with tradition v. alışılagelmişin dışına çıkmak
break a lance with v. boy ölçüşmek
break faith with someone v. desteğini çekmek
break with tradition v. gelenekten ayrılmak
break with the past v. geçmişe sünger çekmek
break with the past v. geçmişi bir kenara bırakmak
break with the past v. geçmişi maziye gömmek
break with the past v. geçmişle bağı kesmek
break with tradition v. geleneği bozmak
break bread with (someone) v. (biriyle) yemek yemek
break bread with (someone) v. (biriyle) ekmeğini paylaşmak
break faith with (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) güvenini kırmak
break faith with (someone or something) v. (birini/bir şeyi) yarı yolda bırakmak
break faith with (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı sözünü tutmamak
break faith with (someone or something) v. (birine/bir şeye) verdiği sözü yerine getirememek
break faith with somebody v. sözüne sadık kalmamak
break faith with somebody v. güvenini boşa çıkarmak
break ties with someone v. biriyle ipleri koparmak
break ties with someone v. ilişkisini kesmek
make a clean break (from/with someone or something) v. (biri/bir şey) defterini kapamak
make a clean break (from/with someone or something) v. (birini/bir şeyi) geride bırakmak
make a clean break (from/with someone or something) v. (birini/bir şeyi) geçmişte bırakmak
Speaking
not break the line of sight with someone v. gözünü birisinden ayırmamak
people don't just break up with each other out of nowhere expr. insanlar durup dururken birbirlerinden ayrılmazlar
I want you to break up with my sister expr. kız kardeşimden ayrılmanı istiyorum
I don't want to break up with you expr. senden ayrılmak istemiyorum
Technical
blind rivet with break pull mandrel n. çekerek kopan mandrelli kör perçin
rivet with break pull mandrel n. çekerek kopartma mandrelli perçin
Computer
lines with arrows signify a column break expr. oklu satırlar sütun kesmelerini gösterir