carry-on - Turkish English Dictionary
History

carry-on

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "carry-on" in Turkish English Dictionary : 10 result(s)

English Turkish
Colloquial
carry-on n. el bagajı olabilecek
carry-on n. uçağın içine alınabilen
carry-on n. elde taşınabilen
Transportation
carry-on n. otobüs, tren veya uçakta yolcunun elde taşıyabileceği büyüklükte çanta, valiz vb.
carry-on n. kabin bagajı
carry-on n. el bagajı
carry-on n. kabin bagajı
carry-on n. el bagajı
carry-on adj. otobüs, tren veya uçakta yolcunun elde taşıyabileceği büyüklükte
carry-on adj. kabin boy

Meanings of "carry-on" with other terms in English Turkish Dictionary : 114 result(s)

English Turkish
General
carry-on baggage n. el bagajı
carry-on [brit] n. uygunsuz davranış
carry-on [brit] n. aptalca davranış
carry-on [brit] n. sıradışı davranış
carry-on [brit] n. ahlaksız davranış
carry on v. peşini bırakmamak
carry on with v. ile ilişkisi olmak
carry on v. devam ettirmek
carry on v. sürdürmek
carry on v. sızlanıp durmak
carry on v. düşüp kalkmak
carry on v. kırıştırmak
carry on v. aşırı bir şekilde davranmak
carry on v. korte etmek
carry on with v. korte etmek
carry on v. ilişkisi olmak
carry on v. devam etmek
carry on v. şamata etmek
carry on v. işi sürdürmek
carry on with v. aşna fişne olmak
carry on v. kızgınlıktan bağırıp çağırmak
carry on with v. kırıştırmak
carry on v. oynaşmak
carry on with v. gayrimeşru bir ilişki içinde olmak
carry on with v. düşüp kalkmak
carry on with v. devam etmek
carry on with v. oynaşmak
carry on with success v. başarı ile sürdürmek
carry on with v. ilişkisi olmak
carry on the path of v. yola devam etmek
carry on a work or a study v. çalışmada bulunmak
carry on a study v. çalışma sürdürmek
carry on a work v. çalışma sürdürmek
carry on works or studies v. çalışmalar yapmak
carry on a work or a study v. çalışma yürütmek
carry on successfully v. başarı ile sürdürmek
carry on the tradition v. geleneği sürdürmek
carry on a task v. görev yürütmek
carry on the spirit v. ruhunu yaşatmak
carry on v. yürütmek
carry on v. yapmak
carry on v. varlığını sürdürmek
carry on v. sürmek
carry on a business v. faaliyet göstermek
carry on one's studies v. çalışmalarını sürdürmek
carry on one's works v. çalışmalarını sürdürmek
carry on the activity v. faaliyet sürdürmek
carry on the activities v. faaliyetleri sürdürmek
carry on the activities v. faaliyetlerini sürdürmek
carry on/continue one's operations v. operasyonlarını sürdürmek
carry on a tradition v. bir geleneği sürdürmek
carry on business v. iş yapmak
Phrasals
carry on v. meşgul olmak
carry on v. telaş veya kargaşaya neden olmak
carry on v. coşkusunu göstermek
carry on v. uygunsuz davranmak
carry on v. işletmek
carry on v. saçma sapan davranmak
carry on v. engellere rağmen devam etmek
carry on v. yelkeni mümkün olan en fazla derecede açmak
cannot carry on without someone or something v. (birisi veya bir şey) olmadan yapamamak
carry on v. kudurmak
carry on v. bağırıp çağırmak
carry on v. taşkınlık yapmak
carry on v. gürültü patırtı etmek
carry on v. flört etmek
carry on v. kırıştırmak
carry on v. kur yapmak
carry on with (someone) v. (biriyle) kudurmak
carry on with (someone) v. (biriyle) gürültü patırtı etmek
carry on with (someone) v. (biriyle) taşkınlık yapmak
carry on with (someone) v. (biriyle) ilişkisi olmak
carry on with (someone) v. (biriyle) kırıştırmak
carry on with (someone) v. (biriyle) flört etmek
carry on with (someone) v. (birine) kur yapmak
carry on with (something) v. (bir şeye) devam etmek
carry on with (something) v. (bir şeyi) sürdürmek
carry on with (something) v. (bir şeyi) devam ettirmek
carry on without v. -siz devam etmek
carry on without v. olmadan yapmak
carry on without v. -siz yapmak
carry on without (someone or something) v. (biri/bir şey) olmadan devam etmek
carry on without (someone or something) v. (biri olmadan/bir şeysiz) devam etmek
Phrases
keep calm and carry on expr. sakin olun ve ortalığı velveleye vermeyin
Colloquial
a carry-on bag n. küçük el çantası
carry-on [uk] n. telaş
carry-on [uk] n. kargaşa
carry on somehow v. bir şekilde idare etmek
carry on somehow v. bir şekilde geçinip gitmek
carry on somehow v. bir şekilde dayanmak
carry on somehow v. bir şekilde devam etmek
carry on somehow v. bir şekilde ayakta kalmak
Idioms
carry on v. homurdanmak
carry on v. hoşnutsuzluğunu belirtmek
carry on v. mızmızlanmak
carry on with someone v. mercimeği fırına vermek
carry on v. kıyameti koparmak
Speaking
we can't carry on without you expr. sensiz yapamayız
we can't carry on without you expr. sensiz yapamıyoruz
Trade/Economic
carry on the business(es) v. işleri yürütmek
carry on a business v. iş yürütmek
carry on a business v. iş yapmak
carry on the business(es) v. iş yürütmek
carry on business v. iş yapmak
Law
carry on a lawsuit v. davacı olmak
carry on a law-suit v. davacı olmak
Transportation
carry on adj. yolcu tarafından kabine alınmış (bagaj)
Aeronautic
carry on luggage n. bagaj
carry-on luggage n. el bagajı
carry-on baggage n. el bagajı
carry-on luggage n. kabin bagajı
carry-on luggage n. kabin çantası
carry-on baggage n. kabin bagajı
carry-on baggage n. kabin çantası