cataract - Turkish English Dictionary
History

cataract

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "cataract" in Turkish English Dictionary : 20 result(s)

English Turkish
General
cataract n. çağlayan
cataract n. sel
cataract n. yüksekliği az olan, büyük çağlayan
cataract n. büyük çağlayan
cataract n. çavlan
cataract n. şelale
cataract n. taşkın
cataract n. cavlan
cataract n. perde
cataract n. aksu
cataract n. katarakt
cataract n. nehrin en akıntılı yeri
cataract n. çok şiddetli sağanak yağmur
Technical
cataract n. aksu
Medical
cataract n. akbasma
cataract n. aksu
cataract n. katarakt
cataract n. perde
Optics
cataract n. göz perdesi
Geography
cataract n. büyük çağlayan

Meanings of "cataract" with other terms in English Turkish Dictionary : 21 result(s)

English Turkish
Medical
glass blower's cataract n. cam üfleyici kataraktı
cataract extraction n. katarakt ekstrasyonu
cataract and liver enzymes n. katarakt ve karaciğer enzimleri
cataract surgery n. katarakt cerrahisi
cataract surgery n. katarak ameliyatı
cataract operation n. katarakt operasyonu
cataract extraction n. katarakt ekstraksiyonu
posterior subcapsular cataract n. posterior subkapsüler katarakt
have a cataract v. göze perde inmek
Pathology
nuclear cataract n. nükleer katarakt
nuclear cataract n. göz merceğinin çekirdeğini etkileyen bir katarakt
congenital cataract n. konjenital katarakt
congenital cataract n. doğumsal katarakt
congenital cataract n. doğumdan sonra lensin opaklaştığı bir rahatsızlık
Optics
after-cataract n. ikincil katarakt
cortical cataract n. lens korteksini etkileyen katarakt
Marine Biology
grey cataract n. gri katarakt
worm cataract n. solucan kataraktı
worm cataract n. solucan inmesi
Geography
cataract canyon n. abd'deki büyük kanyon'un bir kolu
Ornithology
cataract bird n. kayalık dağ geçitlerinde ve su yollarında sıkça dolaşan küçük bir avustralyalı ötücü kuş