|
Category |
Turkish |
English |
|
General |
|
1 |
General |
daha çok filipinler'de görülen küçük otobüs |
jeepney n.
|
|
2 |
General |
kıtadan daha küçük, geniş kara parçası |
subcontinent n.
|
|
3 |
General |
dört yaşından daha küçük boğalarla güreşen boğa güreşçisi |
novillero n.
|
|
4 |
General |
genellikle 12 kişi veya daha az yolcu alan küçük otobüsler |
minibus n.
|
|
5 |
General |
ağın ana gövdesini daha küçük alt ağlarla birleştiren parça |
backhaul n.
|
|
6 |
General |
daha küçük olan parçası büyük olanın içine girebilen seyahat çantası |
telescope n.
|
|
7 |
General |
daha küçük olan parçası büyük olanın içine girebilen seyahat çantası |
telescope bag n.
|
|
8 |
General |
(bir şeyi) küçük dokunuşlarla daha şık hale getirme |
zhoosh n.
|
|
9 |
General |
(bir şeyi) küçük dokunuşlarla daha şık hale getirme |
zhuzh n.
|
|
10 |
General |
bir başkasının daha küçük veya daha genç haline benzeyen kimse |
mini-me n.
|
|
11 |
General |
zamanın saatlik ve daha küçük birimlerde ölçüm yöntemi |
horometry n.
|
|
12 |
General |
kadınların saçlarını daha gür ve hacimli göstermek için kullandıkları küçük yastık |
mouse n.
|
|
|
13 |
General |
(özellikle daha büyük bir tekneye hizmet için kullanılan) küçük tekne |
cock [obsolete] n.
|
|
14 |
General |
(özellikle daha büyük bir tekneye hizmet için kullanılan) küçük tekne |
cock-boat [obsolete] n.
|
|
15 |
General |
özellikle ayrımsal damıtma sırasında kullanılan, daha küçük şişelerin bağlanabileceği çok borulu şişe |
pig n.
|
|
16 |
General |
köyden daha küçük yerleşim yeri |
crossroads n.
|
|
17 |
General |
belirli bir hayvan grubunun daha küçük veya önemsiz üyeleri |
people n.
|
|
18 |
General |
bütünün geri kalanından daha küçük ve dar olan kısım |
sma [scotland] n.
|
|
19 |
General |
daha büyük bir yapıyı destekleyen küçük parça |
bearer n.
|
|
20 |
General |
küçük bir çizimin karelere ayrılarak daha geniş alana aktarılması işlemi |
squaring n.
|
|
21 |
General |
daha büyük bir projenin parçası olan küçük proje |
subproject n.
|
|
22 |
General |
çevresindeki bitkilere kıyasla daha küçük ve bodur olan bitkiler ekmek |
underplant v.
|
|
23 |
General |
daha küçük (önemsiz) bir rol oynamak |
play a smaller role v.
|
|
24 |
General |
ana ağdan daha küçük alt ağlara iletmek |
backhaul v.
|
|
25 |
General |
(bir şeyi) küçük dokunuşlarla daha şık hale getirmek |
zhoosh v.
|
|
26 |
General |
(bir şeyi) küçük dokunuşlarla daha şık hale getirmek |
zhuzh v.
|
|
27 |
General |
çim topu oyununda küçük topu iki yüzü olan daha büyük toplarla çevrelemek |
wood v.
|
|
28 |
General |
daha küçük bir eve taşınmak |
downsize v.
|
|
29 |
General |
daha küçük bileşenlerine ayırmak |
disassociate v.
|
|
30 |
General |
ikiye katlanarak daha düz veya küçük hale gelmek |
fold v.
|
|
31 |
General |
normalden daha küçük |
undersize adj.
|
|
32 |
General |
-den daha küçük |
smaller than adj.
|
|
|
33 |
General |
normalden daha küçük |
undersized adj.
|
|
34 |
General |
normal boydan daha küçük |
undersized adj.
|
|
35 |
General |
çok daha küçük |
far smaller adj.
|
|
36 |
General |
nispeten küçük olup daha çok sosyal ve şahsi yazışmalarda kullanılan (zarf)mal zarflardan daha küçük ve kare şeklinde bir zarf |
baronial adj.
|
|
37 |
General |
(bir şeyden) daha küçük boyutta olan |
downsize adj.
|
|
38 |
General |
(bir şeyin) daha küçük versiyonu olan |
downsize adj.
|
|
39 |
General |
akşam yemeğinden daha küçük porsiyonlu (yemek) |
sandwich [us] adj.
|
|
40 |
General |
bir karakterin yanına eklenen (daha küçük karakter) |
superscript adj.
|
|
41 |
General |
ikilik notalardan daha küçük entervallere ait olacak şekilde |
enharmonically adv.
|
|
42 |
General |
daha küçük ölçüde ise |
although to a lesser extent adv.
|
|
43 |
General |
daha az veya daha küçük anlamlarını veren bir ön ek |
mio- pref.
|
|
44 |
General |
daha az veya daha küçük anlamlarını veren bir ön ek |
mi- pref.
|
|
45 |
General |
daha az veya daha küçük anlamlarını veren bir ön ek |
meio- pref.
|
|
46 |
General |
daha küçük olan anlamına gelen son ek |
-idion suf.
|
|
47 |
General |
daha küçük olan anlamına gelen son ek |
-idium suf.
|
|
Phrasals |
|
48 |
Phrasals |
bir şeyi daha küçük/kısa bir şey haline getirmek |
condense (something) to (something) v.
|
|
49 |
Phrasals |
çocukları daha küçük gruplara ayırmak |
divide the kids into smaller groups v.
|
|
50 |
Phrasals |
çocukları daha küçük gruplara ayırmak |
separate the kids into smaller groups v.
|
|
51 |
Phrasals |
bilgisayar dosyasını daha küçük bir pakete dönüştürmek |
zip up v.
|
|
52 |
Phrasals |
(bir şeyi) daha küçük bölmelere ayırmak |
partition (something into something) v.
|
|
53 |
Phrasals |
daha küçük parçalara bölmek/ayırmak |
chop up v.
|
|
54 |
Phrasals |
bir şeyi kendinden küçük/daha genç birine vermek/bırakmak/devretmek |
hand something down v.
|
|
55 |
Phrasals |
kovanın çapını (daha küçük kalibreli bir mermiye göre) ayarlamak |
neck down v.
|
|
56 |
Phrasals |
daha küçük (gruplara/parçalara) ayrılmak/bölünmek |
separate into (something) v.
|
|
57 |
Phrasals |
daha küçük (gruplara/parçalara) ayırmak/bölmek |
separate into (something) v.
|
|
58 |
Phrasals |
(daha küçük parçalara) ayrılmak |
subdivide into (something) v.
|
|
59 |
Phrasals |
(daha küçük parçalara) ayırmak |
subdivide into (something) v.
|
|
60 |
Phrasals |
sıkıştırıp daha kısa/küçük bir hale getirmek |
telescope into v.
|
|
Colloquial |
|
61 |
Colloquial |
1 dolardan daha küçük değerdeki kağıt para |
shinplaster n.
|
|
62 |
Colloquial |
ortalamadan daha küçük |
half-pint adj.
|
|
63 |
Colloquial |
boyutu büyük olan bir şey küçük olandan daha iyidir |
size matters expr.
|
|
Idioms |
|
64 |
Idioms |
daha büyük, istenmeyen bir duruma yol açabilecek küçük, zararsız eylem |
a camel's nose (under the tent) n.
|
|
65 |
Idioms |
küçük bahislerle oynayan ve olduğundan daha başarılı görünmeye çalışan kumarbaz |
tinhorn gambler n.
|
|
66 |
Idioms |
(belli bir yaştan) daha küçük olmak |
be (on) the right side of (an age) v.
|
|
67 |
Idioms |
küçük bir miktar parayı vermekten kaçınırken uzun vadede daha büyük bir para harcamak zorunda kalmak |
be penny-wise and dollar-foolish v.
|
|
68 |
Idioms |
küçük tasarruflar etmeye çalışırken daha büyük bir girişimi riske atmak |
spoil the ship for a ha'p'orth of tar v.
|
|
Trade/Economic |
|
69 |
Trade/Economic |
bir şirketin daha küçük bir bölümünün ayrılmasıyla ile kurulan yeni şirketler |
spin-off n.
|
|
Law |
|
70 |
Law |
daha küçük sivil ve cezai meselelerle ilgilenen mahkeme |
magistrates court n.
|
|
71 |
Law |
daha küçük sivil ve cezai meselelerle ilgilenen mahkeme |
magistrate's court n.
|
|
72 |
Law |
bir veya daha küçük yaştaki çocuğun sahip olduğu yasal statü |
infancy n.
|
|
|
Politics |
|
73 |
Politics |
daha büyük bir oluşumun içinde yer alıp bütünden kopan ve bütünü temsil ettiğini iddia eden küçük grup |
rump n.
|
|
74 |
Politics |
(hükümeti, sanayiyi) daha küçük ve otonom birimlere ayırmak |
decentralize [us] v.
|
|
75 |
Politics |
(hükümeti, sanayiyi) daha küçük ve otonom birimlere ayırmak |
decentralise [uk] v.
|
|
76 |
Politics |
(çift meclisli parlamentoda) daha küçük ve daha az temsilcisi olan meclise ilişkin |
upper adj.
|
|
Industry |
|
77 |
Industry |
hassas ölçümlerle bir milimetreden daha küçük bir ölçekte üretim yapmak |
micromachine v.
|
|
78 |
Industry |
hassas ölçümlerle bir milimetreden daha küçük bir ölçekte makine ile işlemek |
micromachine v.
|
|
Technical |
|
79 |
Technical |
daha büyük bir motoru veya türbini çevirmekte kullanılan küçük motor |
turning engine n.
|
|
80 |
Technical |
daha az donanımlı küçük elektrik fabrikası |
central station n.
|
|
81 |
Technical |
daha az donanımlı küçük elektrik fabrikası |
electric plant n.
|
|
82 |
Technical |
daha az donanımlı küçük elektrik fabrikası |
generating station n.
|
|
83 |
Technical |
daha az donanımlı küçük elektrik fabrikası |
power plant n.
|
|
84 |
Technical |
daha az donanımlı küçük elektrik fabrikası |
powerhouse n.
|
|
85 |
Technical |
daha az donanımlı küçük elektrik fabrikası |
power station n.
|
|
86 |
Technical |
daha az donanımlı küçük elektrik fabrikası |
power unit n.
|
|
87 |
Technical |
iki veya daha fazla küçük dairenin birbirine geçmesiyle oluşmuş çember |
gimmal n.
|
|
88 |
Technical |
küçük uçağın dikey olarak tırmanışa geçip daha sonra durarak aşağı doğru yaptığı manevra |
whipstall n.
|
|
89 |
Technical |
daha büyük bir tünelin başında yapılan nispeten küçük kazı |
pilot n.
|
|
90 |
Technical |
(lojistikte) daha küçük parçaya bölünemeyecek öğe |
part n.
|
|
91 |
Technical |
küçük bir mekanik hareketi daha çok güç gerektiren harekete dönüştüren bir kontrol sistemi |
servosystem n.
|
|
92 |
Technical |
daha küçük yapmak |
diminish v.
|
|
93 |
Technical |
ortalamadan daha küçük |
diminutive adj.
|
|
94 |
Technical |
küçük ametal atom veya iyonlarının daha büyükler arasına yerleşik bulunduğu (katı yapısı) |
interstitial adj.
|
|
95 |
Technical |
küçük ametal atom veya iyonlarının daha büyükler arasına yerleşik bulunduğu (katı yapısı) |
intersticial adj.
|
|
Computer |
|
96 |
Computer |
dünya çapındaki daha küçük bilgisayar ağlarını bağlayan geniş bilgisayar ağı |
the internet n.
|
|
Mechanic |
|
97 |
Mechanic |
yükün asıldığı küçük bir tamburu olup aynı aks üzerinde halat etrafında döndürülerek yükün çıkarıldığı daha büyük bir tamburu olan bir basit vinç |
whip crane n.
|
|
Textile |
|
98 |
Textile |
kumaşı incelemek ve kusurları gidermek için büyük rulolardan çözüp daha küçük rulolara geri saran tekstil işçisi |
tuber n.
|
|
99 |
Textile |
kumaşı inceleyerek kusurları gidermek için büyük rulolardan çözüp daha küçük rulolara geri saran tekstil işçisi |
winder n.
|
|
Architecture |
|
100 |
Architecture |
astragaldan daha küçük bir silme |
baguet n.
|
|
101 |
Architecture |
astragaldan daha küçük bir silme |
baguette n.
|
|
102 |
Architecture |
iyon ve korint düzeninde sütunların altında yer alan ve yatay olarak kaideden daha küçük olan ikinci bir kaide |
scamillus n.
|
|
Petrol |
|
103 |
Petrol |
petrolü daha küçük moleküllere ayıran alet |
hydrocracker n.
|
|
104 |
Petrol |
petrolün daha küçük moleküllere ayrıştırılması |
hydrocracking n.
|
|
105 |
Petrol |
petrolü daha küçük moleküllere ayırarak dönüştürmek |
hydrocrack v.
|
|
Mining |
|
106 |
Mining |
maden çalışmasında normalden küçük ve daha ileride yapılan kazı |
sump n.
|
|
Medical |
|
107 |
Medical |
dört haftalıktan daha küçük bebeklerdeki ölüm oranı |
neonatal mortality rate n.
|
|
108 |
Medical |
çapı 5 mikron veya daha küçük eritrosit |
microcyte n.
|
|
109 |
Medical |
daha iyi görüntü elde etmek için damarlara veya fallop tüplerine verilen, küçük gaz kabarcıklarından oluşan ve ultrason ile kullanılan bir kontrast madde |
microbubbles n.
|
|
Anatomy |
|
110 |
Anatomy |
daha büyük bir damarı besleyen küçük toplardamar |
tributary n.
|
|
Psychology |
|
111 |
Psychology |
küçük bir objenin aynı ağırlıktaki büyük bir objeden daha ağır geldiği yanılsaması |
size-weight illusion n.
|
|
Dentistry |
|
112 |
Dentistry |
normalden daha küçük diş |
microdont n.
|
|
Pathology |
|
113 |
Pathology |
cisimlerin gerçekte olduklarından daha küçük göründükleri patolojik bir durum |
micropsia n.
|
|
114 |
Pathology |
cisimlerin gerçekte olduklarından daha küçük göründükleri patolojik bir durum |
micropsy n.
|
|
115 |
Pathology |
kırmızı kan hücrelerinin normalden daha küçük ve küresel formda olduğu ve genellikle konjenital hemolitik sarılığa eşlik eden ırsi bir anemi |
spherocytosis n.
|
|
Math |
|
116 |
Math |
küçük sayıları daha büyük birimlere çevirme |
reduction ascending n.
|
|
117 |
Math |
büyük sayıları daha küçük birimlere çevirme |
reduction descending n.
|
|
118 |
Math |
belirli bir sayı ile aralarında asal olup o sayıdan daha küçük olan sayılar |
totient n.
|
|
119 |
Math |
belirli bir sayı ile aralarında asal olup o sayıdan daha küçük olan sayı |
totitive n.
|
|
120 |
Math |
her bir terimin bir öncekinden sayıca daha küçük olduğu seri |
descending series n.
|
|
121 |
Math |
daha küçük birimler içeren |
nonatomic adj.
|
|
Geometry |
|
122 |
Geometry |
paralelkenarın köşesinden daha küçük bir paralelkenar çıkarılması ile ortaya çıkan geometrik şekil |
complement of a parallelogram n.
|
|
Physics |
|
123 |
Physics |
kimyasal bir bileşiğin ısıyla daha küçük bileşenlere ayrılması |
thermal decomposition n.
|
|
124 |
Physics |
kimyasal bir bileşiğin ısıyla daha küçük bileşenlere ayrılması |
thermal dissociation n.
|
|
Chemistry |
|
125 |
Chemistry |
bir molekülün daha küçük moleküllere ayrılması |
fission n.
|
|
126 |
Chemistry |
aynı bileşenlerin ötektik bileşimindekinden daha az miktarda küçük bileşene sahip olan |
hypoeutectic adj.
|
|
127 |
Chemistry |
ötektoide göre daha az miktarda küçük bileşen içeren |
hypoeutectoid adj.
|
|
Biology |
|
128 |
Biology |
en küçük bakterilerin çapından daha küçük olan kalsifiye kristal bir patojenik partikül |
nanobacterium n.
|
|
129 |
Biology |
boyutu 50-100 nm arasında değişen, bilinen en küçük bakteriden daha küçük bir mikrop |
nanobe n.
|
|
130 |
Biology |
küçük lenfositlerin mitoz geçirebilen daha büyük hücrelere dönüşümü |
blastogenesis n.
|
|
131 |
Biology |
ait olduğu gruptaki sıradan veya geleneksel tipten çok daha küçük boyuttaki hayvan veya bitki türü |
miniature n.
|
|
132 |
Biology |
hidrolizle daha küçük şekerlere ayrışamayan şeker |
monosaccharose n.
|
|
133 |
Biology |
daha büyük bölümün birleştiği küçük bazal yapı |
pedicel n.
|
|
134 |
Biology |
(anizogam canlılarda) eşey hücrelerinden daha küçük ve daha hareketli olanına dair |
male adj.
|
|
135 |
Biology |
(anizogam canlılarda) eşey hücrelerinden daha küçük ve daha hareketli olanı belirten |
male adj.
|
|
Marine Biology |
|
136 |
Marine Biology |
birçok balığın iç kulağında bulunan iki denge taşından daha küçük olanı |
asteriscus n.
|
|
137 |
Marine Biology |
kirpi balığına benzeyen daha küçük bir balık |
balloonfish (diodon holocanthus) n.
|
|
138 |
Marine Biology |
somona benzeyip daha küçük ve ince olan bir avrupa balığı |
brown trout (salmo trutta) n.
|
|
139 |
Marine Biology |
kolyozdan daha küçük yavru veya gelişmemiş uskumru |
blink n.
|
|
140 |
Marine Biology |
kolyozdan daha küçük yavru veya gelişmemiş uskumru |
blinker n.
|
|
Astronomy |
|
141 |
Astronomy |
küçük bir gök cisminin veya gölgesinin daha büyük bir gök cisminin diski üzerinden geçişi |
transit n.
|
|
142 |
Astronomy |
başka bir gezegenin hareketine tabi ve ondan daha küçük olan gök cismi |
undersphere n.
|
|
143 |
Astronomy |
güneşin yörüngesindeki kuiper kuşağı'nda yer alan plüton'dan daha küçük boyuttaki donmuş cisim |
kuiper belt object n.
|
|
144 |
Astronomy |
daha büyük bir galaksinin etrafında dönen küçük galaksi |
satellite galaxy n.
|
|
Zoology |
|
145 |
Zoology |
saimiri cinsine benzeyen, ancak başı daha ön tarafta ve kuyruğu kalın olan küçük bir güney amerika maymunu |
teetee (callicebus) n.
|
|
146 |
Zoology |
saimiri cinsine benzeyen, ancak başı daha ön tarafta ve kuyruğu kalın olan küçük bir güney amerika maymunu |
titi n.
|
|
147 |
Zoology |
güney ve güneydoğu asya'ya özgü, afrika fillerinden daha küçük kulakları olan bir fil |
asian elephant (elaphas maximus) n.
|
|
148 |
Zoology |
güney ve güneydoğu asya'ya özgü, afrika fillerinden daha küçük kulakları olan bir fil |
asiatic elephant n.
|
|
149 |
Zoology |
çin ve güneydoğu asya'ya özgü, siyah benekli kırçıl kürkü olan ve afrika misk kedisinden daha küçük bir misk kedisi |
malacca weasel (viverricula malaccensis) n.
|
|
150 |
Zoology |
çin ve güneydoğu asya'ya özgü, siyah benekli kırçıl kürkü olan ve afrika misk kedisinden daha küçük bir misk kedisi |
malacca weasel (viverricula indica) n.
|
|
151 |
Zoology |
çin ve güneydoğu asya'ya özgü, siyah benekli kırçıl kürkü olan ve afrika misk kedisinden daha küçük bir misk kedisi |
rasse (viverricula malaccensis) n.
|
|
152 |
Zoology |
çin ve güneydoğu asya'ya özgü, siyah benekli kırçıl kürkü olan ve afrika misk kedisinden daha küçük bir misk kedisi |
lesser civet (viverricula malaccensis) n.
|
|
153 |
Zoology |
çin ve güneydoğu asya'ya özgü, siyah benekli kırçıl kürkü olan ve afrika misk kedisinden daha küçük bir misk kedisi |
lesser civet (viverricula indica) n.
|
|
154 |
Zoology |
kahverengi ayıdan daha küçük ve daha az vahşi olan siyah kürklü bir kuzey amerika ayısı |
black bear n.
|
|
155 |
Zoology |
kahverengi ayıdan daha küçük ve daha az vahşi olan siyah kürklü bir kuzey amerika ayısı |
american black bear n.
|
|
156 |
Zoology |
kahverengi ayıdan daha küçük ve daha az vahşi olan siyah kürklü bir kuzey amerika ayısı |
euarctos thibetanus n.
|
|
157 |
Zoology |
kafası kuzey amerika bizonundan daha küçük olan, avrupa'ya özgü bir bizon |
wisent n.
|
|
158 |
Zoology |
mandrilden daha küçük olan ve renkleri onun kadar parlak olmayan bir babun |
drill (mandrillus leucophaeus) n.
|
|
159 |
Zoology |
brachiosauridae familyasından, uzun boyunlu, küçük kafalı ve ön bacakları arka bacaklarından daha uzun olan çeşitli otçul büyük dinozorlara verilen ad |
brachiosaurid n.
|
|
160 |
Zoology |
daha büyük bir çöküntü veya yükseltinin ortasında küçük papillası olan |
papillulate adj.
|
|
Botanic |
|
161 |
Botanic |
kuzey amerika ve grönland'ın daha soğuk kısımlarında yetişen küçük bir çalı |
newfoundland dwarf birch n.
|
|
162 |
Botanic |
kuzey amerika ve grönland'ın daha soğuk kısımlarında yetişen küçük bir çalı |
american dwarf birch n.
|
|
163 |
Botanic |
gün güzelinden daha küçük koyu sarı renkli çiçekleri olan tek yıllık bir bitki |
bush nasturtium (tropaeolum minus) n.
|
|
164 |
Botanic |
gün güzelinden daha küçük koyu sarı renkli çiçekleri olan tek yıllık bir bitki |
dwarf nasturtium n.
|
|
165 |
Botanic |
kuzey amerika ve grönland'ın daha soğuk kısımlarında yetişen küçük bir çalı |
resin birch (betula glandulosa) n.
|
|
166 |
Botanic |
kuzey amerika ve grönland'ın daha soğuk kısımlarında yetişen küçük bir çalı |
shrub birch n.
|
|
167 |
Botanic |
bazı bulaşıcı bitki virüslerinin daha büyük rna'ları ile ilişkili küçük bir rna parçacığı |
virusoid n.
|
|
168 |
Botanic |
daha küçük ve ikincil dalları budayıp ana dallara farklı türden filiz aşılama |
refurnish v.
|
|
169 |
Botanic |
büyük uç lobu ve daha küçük yanal lobları bulunan (yaprak) |
lyrated adj.
|
|
Social Sciences |
|
170 |
Social Sciences |
kabileden daha büyük devletten daha küçük bir topluluk |
chiefdom n.
|
|
Education |
|
171 |
Education |
bir okula ek olarak hizmet veren veya onun bir uzantısı olan daha küçük okul |
minischool n.
|
|
172 |
Education |
daha geniş bir dersin parçası olup ayrı eğitim alan küçük öğrenci sınıfı |
discussion section n.
|
|
Literature |
|
173 |
Literature |
tolkien'in insan benzeri ama daha küçük hayal kahramanları |
hobbit n.
|
|
History |
|
174 |
History |
makedonya savaş birliğinin daha küçük, alt birimlerinden birinin komutanı |
tetrarch n.
|
|
175 |
History |
daha büyük bir kulenin tepesinde bulunan küçük kule biçimindeki arma sembolü |
turret n.
|
|
176 |
History |
roma idari sisteminde ana eyalet bağlı daha küçük eyalet |
eparchies n.
|
|
Religious |
|
177 |
Religious |
başka bir ülkedeki büyük bir manastıra bağlı olan daha küçük ibadethane |
alien priory n.
|
|
Geography |
|
178 |
Geography |
küçük bir vadiden daha büyük bir vadiye akmak |
debouch v.
|
|
Military |
|
179 |
Military |
savaşa karışmaları halinde daha büyük bir kuvvetin kullanımını tetikleyecek küçük bir kuvvet |
tripwire n.
|
|
180 |
Military |
filoya eşlik etmek için tasarlanmış, muhripten daha küçük olan hafif zırhlı savaş gemisi |
destroyer escort n.
|
|
Hunting |
|
181 |
Hunting |
genelde iki yahut daha fazla namlulu küçük cep tabancası |
derringer n.
|
|
182 |
Hunting |
herhangi bir silahta daha küçük bir mermi atılmasını sağlayan parça |
adapter n.
|
|
Sport |
|
183 |
Sport |
ince çizgilere sahip ve daha fazla yelkeni olan küçük yelkenli |
raceabout n.
|
|
184 |
Sport |
vuruş açısı, 5 numaralı demir golf sopasınınkinden daha büyük ve 6 numaralı demir golf sopasından daha küçük olan demir uçlu bir golf sopası |
mashy n.
|
|
Music |
|
185 |
Music |
yarım sesten daha küçük bir ses aralığı |
microtone n.
|
|
186 |
Music |
alman flütünden daha yüksek oktav aralığına sahip ses çıkaran küçük flüt |
octave flute n.
|
|
187 |
Music |
normal flütten daha yüksek oktav aralığına sahip ses çıkaran küçük flüt |
octave flute n.
|
|
Theatre |
|
188 |
Theatre |
(vodvil sahnelenen tiyatroda) ortak yönetilen ve günde iki veya daha fazla gösteri sergileyen küçük tiyatrolar |
small time n.
|
|
Photography |
|
189 |
Photography |
(negatif, diyapozitif, vb.) daha küçük boyutta bastırma |
reduction n.
|
|
Printery |
|
190 |
Printery |
büyük bir yaprağın kenarına iliştirilmiş daha küçük kağıt parçası |
flyer n.
|
|
Ornithology |
|
191 |
Ornithology |
kuzey amerika'da bulunan, küçük deniz ördeğine benzemekle beraber az daha büyük olan bir ördek |
troop duck (aythya marila nearctica) n.
|
|
192 |
Ornithology |
kuzey amerika'da bulunan, küçük deniz ördeğine benzemekle beraber az daha büyük olan bir ördek |
greater scaup duck n.
|
|
193 |
Ornithology |
kuzey amerika'da bulunan, küçük deniz ördeğine benzemekle beraber az daha büyük olan bir ördek |
greater scaup n.
|
|
194 |
Ornithology |
kuzey amerika'da bulunan, küçük deniz ördeğine benzemekle beraber az daha büyük olan bir ördek |
scaup duck n.
|
|
195 |
Ornithology |
güney avrupa, kuzey afrika ve güney asya'da dişisinden daha küçük olan şahin |
lanneret n.
|
|
196 |
Ornithology |
avrasya'ya özgü bayağı serçeden daha küçük olan bir serçe |
white cap (passer montanus) n.
|
|
Reptiles |
|
197 |
Reptiles |
güney avrupa'da bulunan, engereğe benzeyen ancak engerekten daha küçük bir yılan |
asp (vipera aspis) n.
|
|
198 |
Reptiles |
güney avrupa'da bulunan, engereğe benzeyen ancak engerekten daha küçük bir yılan |
asp viper n.
|
|
199 |
Reptiles |
güney avrupa'da bulunan, engereğe benzeyen ancak engerekten daha küçük bir yılan |
european asp n.
|
|
200 |
Reptiles |
güney avrupa'da bulunan, engereğe benzeyen ancak engerekten daha küçük bir yılan |
aspic viper n.
|
|
Modern Slang |
|
201 |
Modern Slang |
nesneleri gerçekte olduğundan daha büyük ya da küçük veya daha uzak ya da yakın algılama veya görsel dışındaki diğer duyuların bozulmasıyla gelişen bir algı bozukluğu |
alice in wonderland syndrome n.
|
|