doğrulayan - Turkish English Dictionary
History

doğrulayan



Meanings of "doğrulayan" in English Turkish Dictionary : 15 result(s)

Turkish English
General
doğrulayan avoucher n.
doğrulayan vindicator n.
doğrulayan substantiating adj.
doğrulayan favoring adj.
doğrulayan affirmative adj.
doğrulayan favouring adj.
doğrulayan affirmatory adj.
doğrulayan verificatory adj.
doğrulayan vindicative adj.
doğrulayan vindicatory adj.
doğrulayan verificative adj.
doğrulayan in support of prep.
doğrulayan in agreement prep.
Phrases
doğrulayan verified by expr.
Logic
doğrulayan ponent [obsolete] adj.

Meanings of "doğrulayan" with other terms in English Turkish Dictionary : 20 result(s)

Turkish English
General
kendi kendini doğrulayan self verification n.
doğrulayan şey vindication n.
kendini doğrulayan kehanet self-fulfilling prophecy n.
kendini doğrulayan mantık self-fulfilling logic n.
doğrulayan kimse avoucher n.
ilgili şahsa ait tüm hakları doğrulayan kraliyet fermanı pancarte [obsolete] n.
doğrulayan kimse declarator n.
mülkiyet geçmişini doğrulayan kayıt veya belgeler provenance n.
astrolojik tahmini doğrulayan durum benzerliği synastry n.
kendi kendine doğrulayan self-validating adj.
desteklemek için doğrulayan in support of prep.
Phrasals
(birinin) bir suç işlediğine dair/bir suç işlediği iddiasını doğrulayan bir ifade vermek swear out (something) against (one) v.
(birinin) bir suç işlediğine dair/bir suç işlediği iddiasını doğrulayan bir ifade vermek swear out against v.
Law
belgeyi doğrulayan yeminli beyan affidavit of service n.
Medical
(kan, etkilenen doku) belirtilen tıbbi durumu doğrulayan positive adj.
(kan, etkilenen doku) belirtilen madde varlığını doğrulayan positive adj.
(tanı testi) test edilen tıbbi durumu doğrulayan positive adj.
(tanı testi) test edilen madde varlığını doğrulayan positive adj.
Math
üçgen kenarlarını taban kabul eden kareler yoluyla pisagor kuralını doğrulayan bir teorem pythagorean proposition n.
Religious
tanrı'nın iyiliğini ve adaletini doğrulayan şey theodicy n.