down on someone or something - Turkish English Dictionary
History

down on someone or something



Meanings of "down on someone or something" in Turkish English Dictionary : 5 result(s)

English Turkish
Colloquial
down on someone or something adj. birine/bir şeye karşı
down on someone or something adj. birine/bir şeye karşı negatif
down on someone or something adj. birine/bir şeye karşı düşman/muhalif
down on someone or something adj. birine/bir şeye sıcak bakmayan
down on someone or something adj. birine/bir şeye karşı soğuk/mesafeli

Meanings of "down on someone or something" with other terms in English Turkish Dictionary : 129 result(s)

English Turkish
Phrasals
beat down on (someone or something) v. dövmek
beat down on (someone or something) v. hırpalamak
beat down on (someone or something) v. yumruklamak
beat down on (someone or something) v. hızla vurmak
beat down on (someone or something) v. yumruğu/tokadı indirmek
beat down on (someone or something) v. yağmur/kar üzerine yağmak/boşalmak
charge down on (someone or something) v. (birine veya bir şeye) saldırmak
charge down on (someone or something) v. (birine veya bir şeye) doğru hamle/atak yapmak
charge down on (someone or something) v. (birine veya bir şeye) hücum etmek
charge down on (someone or something) v. (birine veya bir şeye) doğru yıldırım gibi yaklaşmak
charge down on (someone or something) v. (birine veya bir şeye) doğru hızla yaklaşmak
charge down on (someone or something) v. (birine veya bir şeye) doğru atağa geçmek
pelt down (on someone or something) v. (yağmur vb) üzerilerine (şakır şakır) yağmak
blaze down on (someone or something) v. yoğun güneş veya ışığın altında kalmak
blaze down on (someone or something) v. yoğun güneş veya ışığa maruz kalmak
blaze down (on someone or something) v. (birinin veya bir şeyin) üzerine vurup yakmak (güneş veya ışık)
charge down on someone or something v. birine veya bir şeye saldırmak
charge down on someone or something v. birine veya bir şeye doğru hamle/atak yapmak
charge down on someone or something v. birine veya bir şeye hücum etmek
charge down on someone or something v. birine veya bir şeye doğru hızla yaklaşmak
charge down on someone or something v. birinin veya bir şeyin üstüne dört nala koşmak
charge down on someone or something v. birinin veya bir şeyin üstüne hızla sürmek
charge down on someone or something v. birinin veya bir şeyin üstüne çullanmak
charge down on someone or something v. birine veya bir şeye zincirden boşanmış gibi yaklaşmak/koşmak/saldırmak
get down on (someone or something) v. (birinin veya bir şeyin) üstüne gitmek
get down on (someone or something) v. (birine veya bir şeye) negatif yaklaşmak
get down on (someone or something) v. (birine veya bir şeye karşı) negatif düşüncelere sahip olmak
scream down (on someone or something) v. (birinin veya bir şeyin üzerine) hızla çakılmak/düşmek/inmek
fall down on someone or something v. birinin/bir şeyin üstüne düşmek
sweep down on someone or something v. birinin/bir şeyin üstüne akmak
sweep down on someone or something v. birinin/bir şeyin üzerinden akıp geçmek
sweep down on someone or something v. şiddetle birinin/bir şeyin üzerine gelmek
sweep down on someone or something v. şiddetle birinin/bir şeyin üzerine esmek
sweep down on someone or something v. birini/bir şeyi süpürmek
sweep down on someone or something v. birini/bir şeyi önüne katmak
sweep down on someone or something v. birinin/bir şeyin üstüne inmek
swoop down on (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğru dalış yapmak
swoop down on (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğru hızla dalmak
swoop down on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) kapmak için ani bir dalış yapmak
swoop down on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) havada kapmak için atılmak
swoop down on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstüne inmek için aşağı süzülmek
swoop down on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstüne hücum etmek
swoop down on someone or something v. birine/bir şeye doğru dalış yapmak
swoop down on someone or something v. birine/bir şeye doğru hızla dalmak
swoop down on someone or something v. birini/bir şeyi kapmak için ani bir dalış yapmak
swoop down on someone or something v. birini/bir şeyi havada kapmak için atılmak
swoop down on someone or something v. birinin/bir şeyin üstüne inmek için aşağı süzülmek
bear down on (someone or something) v. (birine/bir şeye) abanmak
bear down on (someone or something) v. (birine/bir şeye) iyice bastırmak
bear down on (someone or something) v. (birine/bir şeye) sıkıca bastırmak
bear down on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstüne üstüne gelmek
bear down on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) sıkıştırmak
bear down on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstüne yürümek
bear down on (someone or something) v. (birine/bir şeye) yaklaşmak
champ down on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) ısırmak
champ down on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) dişlemek
chomp down on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) hart diye ısırmak
clamp down on (someone or something) v. (birine/bir şeye) baskı uygulamak
clamp down on (someone or something) v. (birine/bir şeye) bastırmak
clamp down on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) sıkıca kıstırmak
clamp down on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) sıkıştırmak
clamp down on (someone or something) v. (birine/bir şeye) sınırlama getirmek
clamp down on (someone or something) v. (birine/bir şeye) katı düzenleme getirmek
clamp down on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) sıkı kontrol altına almak
clamp down on (someone or something) v. (biri/bir şey) üzerinde baskı uygulamak
clamp down (on someone or something) v. (biri/bir şey üzerinde) baskıcı olmak
clamp down (on someone or something) v. (birine/bir şeye) müsamahasız davranmak
clamp down (on someone or something) v. (biriyle/bir şeyle ilgili) çok katı/sert olmak
come down on (someone or something) v. (birine/bir şeye) tamamen karşı olmak/çıkmak
come down on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) tamamen karşısında olmak
come down on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) engellemek/önlemek için üstüne gitmek
come down on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) engellemek/önlemek için elinden geleni yapmak
come down on (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) yana olmak
come down on (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) taraf olmak
come down on (someone or something) v. (birine/bir şeye) destek vermek
crack down (on someone or something) v. (birine/bir şeye) müsamaha etmekten vazgeçip sert davranmaya başlamak
crack down (on someone or something) v. (birine/bir şeye) kesin sınır koymak
crack down (on someone or something) v. (biri/bir şey üzerinde) sert önlemler almak
crack down (on someone or something) v. (birine/bir şeye) aman vermemek
crack down (on someone or something) v. (birine/bir şeye) göz açtırmamak
crack down (on someone or something) v. (biri/bir şey üzerinde) kesin kurallar uygulamak
glare down on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üzerinde güçlü bir şekilde parlamak
glare down on (someone or something) v. (birine/bir şeye) sert sert bakmak
glare down on (someone or something) v. (birine/bir şeye) ters ters bakmak
glare down on (someone or something) v. (birine/bir şeye) dik dik bakmak
glare down on (someone or something) v. (birine/bir şeye) düşmanca bakmak
glare down on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) kinle süzmek
glare down on (someone or something) v. (birine/bir şeye) kızgınlıkla bakmak
lash down on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üzerine şiddetli yağmur yağmak
lash down on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üzerine yağmur indirmek
lash down on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üzerine yağmur boşalmak/yağmak
lash down on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üzerine bardaktan boşanırcasına yağmur yağmak
press down on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) ittirmek
press down on (someone or something) v. (birine/bir şeye) dayanmak
press down on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) sıkıştırmak
press down on (someone or something) v. (birine/bir şeye) basmak
press down on (someone or something) v. (birine/bir şeye) bastırmak
push down on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) aşağı doğru bastırmak
push down on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstüne/üstünden bastırmak
rain down on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üzerine yağmak
rain down on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üzerine yağdırmak/dökmek
rain down on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üzerine bir şeyler atmak/fırlatmak
sit down on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üzerine oturmak
sit down on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üzerine oturtmak/koymak
Colloquial
be down on (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı olmak
be down on (someone or something) v. (birine/bir şeye) garezi olmak
be down on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) onaylamamak
be down on (someone or something) v. (birine/bir şeye) eleştirel yaklaşmak
be down on (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı olumsuz hisleri olmak
Idioms
blaze down on (someone or something) v. (güneş veya ışık için) yukarından yoğun bir şekilde üstüne vurmak
blaze down on (someone or something) v. (üstünde) ışıl ışıl parlamak
blaze down on (someone or something) v. … yakmak
blaze down on (someone or something) v. alev alev yanmak
come down (hard) (on someone or something) v. (birinin/bir şeyin) çok üstüne gitmek
come down (hard) (on someone or something) v. (birini/bir şeyi) fena azarlamak
come down (hard) (on someone or something) v. (birini/bir şeyi) fena fırçalamak/paylamak
come down (hard) (on someone or something) v. (birini/bir şeyi) ağır biçimde cezalandırmak/eleştirmek
come down (hard) (on someone or something) v. (birini/bir şeyi) yerden yere vurmak
come down (hard) (on someone or something) v. (birini/bir şeyi) acımasızca cezalandırmak/eleştirmek
have a down on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) onaylamamak
have a down on (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı olmak
have a down on (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı çekimser olmak
have a down on (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) hoşlanmamak
look down on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) küçük görmek
look down on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) hor görmek
look down on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) küçümsemek
look down on (someone or something) v. (birine/bir şeye) tepeden bakmak
look down on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) hakir görmek
look down on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) aşağı görmek