durgun - Turkish English Dictionary
History

durgun



Meanings of "durgun" in English Turkish Dictionary : 92 result(s)

Turkish English
Common Usage
durgun stagnant adj.
durgun still adj.
durgun calm adj.
General
durgun serenata n.
durgun sultry adj.
durgun unruffled adj.
durgun settled adj.
durgun torpid adj.
durgun dreamless adj.
durgun standing adj.
durgun bovine adj.
durgun serene adj.
durgun slow adj.
durgun slack adj.
durgun placid adj.
durgun quiescent adj.
durgun windless adj.
durgun sluggish adj.
durgun untroubled adj.
durgun in the doldrums adj.
durgun sleepy adj.
durgun ditchwater adj.
durgun stationary adj.
durgun halcyon adj.
durgun dull adj.
durgun inactive adj.
durgun flat adj.
durgun calm adj.
durgun languid adj.
durgun quiet adj.
durgun depressed adj.
durgun ditch-water adj.
durgun stock-still adj.
durgun lifeless adj.
durgun static adj.
durgun still adj.
durgun tranquil adj.
durgun anemic adj.
durgun anaemic adj.
durgun subdued adj.
durgun alcyon adj.
durgun cauldrife adj.
durgun cessant [obsolete] adj.
durgun throbless adj.
durgun equable adj.
durgun untumultuous adj.
durgun vegetative adj.
durgun vegetive [obsolete] adj.
durgun halcyonian adj.
durgun whisht adj.
durgun moy adj.
durgun lompish adj.
durgun disimpassioned adj.
durgun dispassionate adj.
durgun dispassioned adj.
durgun inertial adj.
durgun dormant adj.
durgun druggy adj.
durgun peaceful adj.
durgun dead adj.
durgun fireless adj.
durgun sedent adj.
durgun sedentary [obsolete] adj.
durgun slight [dialect] adj.
durgun sluggy adj.
durgun slumbersome adj.
durgun slumbrous adj.
durgun soggy adj.
durgun still adj.
durgun suent [dialect] adj.
Colloquial
durgun even-keeled adj.
durgun down in the doldrums expr.
Idioms
durgun as calm as a millpond expr.
durgun at standstill expr.
durgun at a standstill expr.
Trade/Economic
durgun inactive adj.
durgun dead adj.
durgun off-peak adj.
durgun bear adj.
durgun dead adj.
Technical
durgun still adj.
durgun inactive adj.
durgun tranquil adj.
durgun stagnant adj.
Food Engineering
durgun stagnant adj.
durgun stationary adj.
Chemistry
durgun static adj.
Biochemistry
durgun latent adj.
Archaic
durgun chaste adj.
durgun unbreathing adj.
durgun quietsome adj.
durgun stagnate adj.

Meanings of "durgun" with other terms in English Turkish Dictionary : 197 result(s)

Turkish English
General
durgun mevsim dead season n.
durgun mıknatıslar bilgisi magnetostatics n.
durgun su backwater n.
durgun su slack n.
durgun hava still air n.
durgun ve akmayan su standing water n.
durgun su dead water n.
durgun su ditchwater n.
durgun su slack water n.
durgun yer backwater n.
durgun toplum stationary-stagnant society n.
durgun katman immobile layer n.
durgun su still water n.
durgun olma torpescence n.
su kaynağının durgun kısmı keld [dialect] n.
geniş alana yayılmış durgun su millpond n.
durgun olma moribundity n.
durgun olma reposedness n.
durgun zekalı kimse lurdan n.
durgun gölet dub n.
durgun zekalılık slow-wittedness n.
durgun deniz smooth n.
durgun su alanı smooth n.
durgun olmak be in the doldrums v.
durgun olmak stagnate v.
durgun olmak languish v.
(ticaret) durgun gitmek languish v.
huzurlu ve durgun görünmek drowse v.
durgun olmak drumble [dialect] v.
durgun olmak stand v.
durgun ve parıldayan (deniz, göl vb) glassy adj.
en durgun olanı dullest adj.
durgun (su) still adj.
daha durgun duller adj.
durgun (piyasa) depressed adj.
durgun ve pis (su) stagnant adj.
durgun olmayan unstill adj.
durgun olmayan unsubdued adj.
(hayvan) durgun out of blood [obsolete] adj.
(hava) durgun ve ağır breathless adj.
durgun zekalı lumbering adj.
durgun zekalı lumberly adj.
durgun zekalı lumpish adj.
durgun zekalı lurdan adj.
piyasanın durgun olduğu zaman kullanılan hizmetlere ait veya ilgili off-peak adj.
huzurlu ve durgun görünen drowsy adj.
(iş, piyasa) durgun featureless adj.
(hava) durgun smolt [dialect] [uk] adj.
durgun bir halde torpidly adv.
durgun bir halde latently adv.
durgun bir şekilde slackly adv.
durgun bir halde inactively adv.
durgun bir halde sleepily adv.
durgun bir biçimde serenely adv.
durgun bir şekilde lifelessly adv.
durgun bir halde sluggishly adv.
durgun bir şekilde bovinely adv.
durgun bir şekilde (piyasa) depressedly adv.
durgun bir şekilde untroubledly adv.
durgun bir şekilde slack adv.
durgun bir şekilde stagnantly adv.
Phrases
piyasa durgun the market is flat expr.
Proverb
durgun sular derinden akar still waters run deep
Colloquial
durgun dönem dry spell n.
durgun yer/şey dullsville n.
sıkıcı/durgun yer dullsville n.
durgun (ekonomi/iş) down in the doldrums expr.
Idioms
durgun sezon gooseberry season n.
durgun olmak be at a standstill v.
durgun olmak let the grass grow beneath (one's) feet v.
çarşaf gibi (durgun su) (as) smooth as glass adj.
cam gibi (durgun su) (as) smooth as glass adj.
aşırı durgun as busy as a hibernating bear expr.
aşırı durgun busy as a hibernating bear expr.
durgun sular derin olur still waters run deep expr.
(bir sorunun ardından) durgun on an even keel expr.
durgun bir dönemde in a holding pattern expr.
durgun suda in smooth waters expr.
durgun sularda in smooth waters expr.
durgun suda in smooth water expr.
durgun sularda in smooth water expr.
Trade/Economic
durgun market dull market n.
durgun piyasa dull market n.
durgun mevsim dull season n.
durgun ekonomi static economy n.
durgun şişkinlik stagflation n.
durgun piyasa quiet market n.
durgun satış dead sale n.
durgun piyasa inactive market n.
durgun piyasa depressed market n.
durgun durum stationary state n.
durgun durum steady state n.
durgun dönem off-peak period n.
durgun piyasa static market n.
durgun hisse senedi inactive stock n.
kriz içindeki durgun ekonomi depressed economy n.
durgun kapanmak leave off flat v.
durgun olmak be in doldrums v.
(işler) durgun olmak languish v.
ekonomik açıdan durgun sluggish adj.
Technical
durgun nokta stationary point n.
durgun çelik killed stell n.
durgun su standing water n.
durgun çelik dead steel n.
durgun nokta stagnant point n.
durgun faz immobile phase n.
durgun piyasa oigopsony n.
durgun teknede kaplama still tank plating n.
durgun olmayan durum nonsteady state n.
durgun akış stagnant flow n.
durgun dengesizlik static instability n.
durgun gaz inert gas n.
durgun hava still air n.
durgun hava still-air n.
durgun çelik killed steel n.
durgun durum steady state n.
durgun su dead water n.
okyanusların ekvator dolaylarındaki durgun veya az rüzgarlı kısımları doldrums n.
tam durgun çelik fully killed steel n.
yarı-statik/durgun limiti/sınır quasi-static limit n.
durgun yapmak stagnate v.
durgun olmayan astatic adj.
tam durgun fully killed adj.
Telecom
durgun elektrik kaybı dielectric loss n.
durgun dağıtılmış veri tabanı static distributed database n.
durgun elektrik dielectric n.
durgun rasgele erişim hafızası static random access memory n.
Electric
durgun elektrik static electricity n.
durgun aşırı gerilim static over voltage n.
durgun elektriği dağıtıcı katkı maddesi static dissipator additive n.
Automotive
durgun hava bölgesi still-air pocket n.
Aeronautic
durgun hava bölgesi dead air region n.
eşdeğer durgun hava menzili equivalent still air range n.
Marine
durgun su dead water n.
durgun su seviyesi still water level n.
gel-gitin durgun hali stand of tide n.
durgun deniz ve hava lull n.
durgun olmayan nonstationary adj.
durgun olma özelliği az olan weakly stationary adj.
Medical
durgun faz stationary phase n.
Psychology
durgun/uyuşuk/düşünme/düşünce (hali) sluggish thinking n.
Food Engineering
durgun akışkan basıncı hydrostatic pressure n.
durgun basınç static pressure n.
durgun faz stationary phase n.
durgun sıvı basıncı hydrostatic pressure n.
Gastronomy
durgun su still water n.
Physics
durgun kütle rest mass n.
durgun enerji rest energy n.
elektron durgun kütlesi electron rest mass n.
durgun manyetik alanları çalışan bilim dalı magnetostatics n.
durgun kütle invariant mass n.
Chemistry
tek bir parçada homojen bir sütun halinde bulunan kesintisiz durgun faz monolith n.
Biology
(çeşitli yeşil alglerde) çok kalın duvarlı aseksüel durgun spor hypnocyst n.
Biochemistry
durgun süre latent period n.
Marine Biology
durgun su standing water n.
durgun su stagnant water n.
kuzey amerika'nın durgun sularında bulunan uzun sırt yüzgeçli etçil bir tatlı su balığı grindle (amia calva) n.
kuzey amerika'nın durgun sularında bulunan uzun sırt yüzgeçli etçil bir tatlı su balığı dogfish n.
kuzey amerika'nın durgun sularında bulunan uzun sırt yüzgeçli etçil bir tatlı su balığı bowfin n.
ılık ve durgun sularda görülen büyük bir siyah levrek bigmouth n.
ılık ve durgun sularda görülen büyük bir siyah levrek largemouth bass n.
ılık ve durgun sularda görülen büyük bir siyah levrek largemouth black bass n.
ılık ve durgun sularda görülen büyük bir siyah levrek largemouthed bass n.
ılık ve durgun sularda görülen büyük bir siyah levrek largemouthed black bass n.
ılık ve durgun sularda görülen büyük bir siyah levrek largemouth n.
ılık ve durgun sularda görülen büyük bir siyah levrek micropterus salmoides n.
kuzey amerika'nın durgun sularında görülen uzun gövdeli, etçil, ilkel bir tatlı su balığı grindle n.
ılık ve durgun sularda görülen büyük bir siyah levrek grass bass n.
durgun ve akan sularda görülüp alabalıklarca yenen büyük bir şayak sineği murragh (phryganea grandis) n.
kuzey amerika'nın durgun sularında yaygın bulunan yeşilimsi bir balık horned pout (ameiurus melas) n.
new jersey ve minnesota'daki durgun akarsularda yaşayan küçük bir balık pirate perch n.
kuzey amerika'nın orta kesimlerindeki durgun akarsularda yaygın olarak bulunan notropis cinsi bir tatlı su balığı shiner n.
durgun sularda üreyen tychopotamic adj.
Botanic
ana bitkiden ayrılan vejetatif durgun tomurcuk turion n.
durgun tomurcuk dormant bud n.
Linguistics
durgun fiil stative verb n.
durgun olmayan fiil dynamic verb n.
Environment
durgun sulu deney sistemi static aqueous test system n.
durgun akarsu sluggish stream n.
durgun sularda yaşayan/yetişen lentic adj.
Geography
ilkbaharda karların erimesi ve diğer yüzey akışlarıyla oluşan mevsimsel durgun su kütlesi vernal pool n.
durgun havuz billabong [australia] n.
durgun su billabong [australia] n.
durgun enlem horse latitude n.
durgun akarsu kolu logan [canada] n.
durgun akarsu kolu bogan [canada] n.
durgun akarsu kolu pokelogan [canada] n.
durgun su snye [canada] n.
Meteorology
durgun alan stagnation area n.
ekvatoral durgun alan doldrums n.
fırtına ortasındaki durgun bölge bull's-eye squall n.
tümüyle durgun dead calm adj.
tam durgun dead calm adj.
Military
durgun saha inertial space n.
Sport
durgun suda yapılan kano sürat yarışlarına ait flat-water adj.
durgun suda yapılan kano sürat yarışları ile ilişkili flat-water adj.
Archaic
durgun şekilde reposedly adv.