en ağır - Turkish English Dictionary
History

en ağır



Meanings of "en ağır" in English Turkish Dictionary : 4 result(s)

Turkish English
General
en ağır top heavy adj.
en ağır weightiest adj.
en ağır heaviest adj.
en ağır gravest adj.

Meanings of "en ağır" with other terms in English Turkish Dictionary : 29 result(s)

Turkish English
General
suçlamanın en ağır kısmı gravamen n.
en ağır kısım (saldırı/azarlama/baskı vb'nin) brunt n.
eskrimde kullanılan en ağır kılıç türü épée n.
saldırının en ağır kısmını çekmek bear the brunt of v.
en ağır hasarı görmek take the hardest strike v.
en ağır cezaya çarptırmak impose the maximum penalty v.
en ağır cezaya çarptırmak impose the heaviest penalty v.
(ateş) hastalığın en ağır dönemini atlatmak break v.
Colloquial
(bir şeyin) en ağır/olumsuz yönleri worst of something adj.
Idioms
(bir şeyin) en ağır kısmı the worst of (something) n.
birini en ağır cezaya çarptırmak throw the book at someone v.
en ağır/zor/şiddetli kısmına katlanmak bear the brunt of something v.
saldırının en ağır kısmını çekmek take the brunt of something v.
saldırının en ağır kısmını çekmek bear the brunt of something v.
(bir şeyi) en ağır/olumsuz şekilde yaşamak get the worst of (something) v.
(bir şeyin) en ağır/olumsuz yönlerini yaşamak/deneyimlemek get the worst of (something) v.
(bir şeyin) en ağır/olumsuz yönlerine maruz kalmak get the worst of (something) v.
en ağır/olumsuz yönlerini yaşamak/deneyimlemek get the worst of it v.
en ağır/olumsuz yönlerine maruz kalmak get the worst of it v.
Law
en ağır ceza severest punishment n.
suçlamanın en ağır kısmı gravamen n.
en ağır suçtan yargılanma için gerekli olan kasıtlı eylemi ortadan kaldıran akıl hastalığı, sarhoş olma sebebiyle kısıtlı ehliyet diminished capacity n.
(iskoçya'da) en ağır suçlar dışındaki suçların davalarını gören yargıç sheriff n.
(iskoçya'da) en ağır suçlar dışındaki suçların davalarını gören yargıç sheriff court n.
Automotive
traktörlerin en ağır yükü çekmek için yarışması tractor pull n.
Chemistry
halojen grubunun en ağır elementi olan kararsız radyoaktif bir element astatine n.
Military
en ağır tank superheavy tank n.
Music
üsttekinin en ağır sesi diğerinin en ince sesinden bir nota yukarıda olacak şekilde dizilmiş dörtlüler disjunct tetrachords n.
üsttekinin en ağır sesi diğerinin en ince sesinden bir nota yukarıda olacak şekilde dizilmiş (dörtlüler) disjunctive adj.