Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | etkileşime girmek | interact with v. | ||
These theories might interact with one another in a complicated way. Bu teoriler birbirleriyle karmaşık bir şekilde etkileşime girebilir. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | etkileşime girmek | interact v. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | uyumlu bir şekilde etkileşime girmek | groove v. |
Phrasals | ||
Phrasals | (biriyle) romanti kveya cinsel bir etkileşime girmek | flirt with (someone) v. |
Phrasals | (biriyle) etkileşime girmek | interact with (someone) v. |
Phrasals | (bir şeyle) etkileşime/reaksiyona girmek | interact with (something) v. |
Idioms | ||
Idioms | bir etkinlikte birçok kişiyle etkileşime girmek/etkileşimde bulunmak | work the room v. |