| English | Turkish | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | extradition n. | suçluların iadesi | ||
|
This being the case, the EU-USA extradition agreement as part of the fight against terrorism is particularly worrying. Hal böyleyken, terörle mücadele kapsamında AB-ABD suçluların iadesi anlaşması özellikle endişe vericidir. More Sentences |
||||
| Law | ||||
| Law | extradition n. | suçluların iadesi | ||
|
I have some reservations, in that if you abolish extradition what you put in its place may not be effective. Bazı çekincelerim var çünkü suçluların iadesini kaldırırsanız yerine koyacağınız şey etkili olmayabilir. More Sentences |
||||
| Law | extradition n. | suçluların iadesi | ||
|
These agreements on extradition and legal co-operation are very ambitious. Suçluların iadesi ve hukuki işbirliğine ilişkin bu anlaşmalar çok iddialıdır. More Sentences |
||||
| Politics | ||||
| Politics | extradition n. | suçluların iadesi | ||
|
The handing-over of those who are accused is not extradition in the legal sense of the term. Suçlanan kişilerin teslim edilmesi hukuki anlamda suçluların iadesi değildir. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | extradition n. | suçlunun ülkesine iadesi | ||
| Politics | ||||
| Politics | extradition n. | suçluların geri verilmesi | ||
