Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
fall on
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Meanings of
"fall on"
in Turkish English Dictionary : 42 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
fall on
v.
tarihin belirli bir güne rastlaması
2
General
fall on
v.
düşmek
3
General
fall on
v.
rastlamak
4
General
fall on
v.
hücum etmek
5
General
fall on
v.
vurmak (piyango)
6
General
fall on
v.
gelmek
7
General
fall on
v.
saldırmak
8
General
fall on
v.
-e hücum etmek
Phrasals
9
Phrasals
fall on
v.
saldırmak
10
Phrasals
fall on
v.
üstüne çullanmak
11
Phrasals
fall on
v.
vurmak
12
Phrasals
fall on
v.
üstüne hücum etmek
13
Phrasals
fall on
v.
aniden ve acımasızca saldırmak
14
Phrasals
fall on
v.
dövmek
15
Phrasals
fall on
v.
karşılaşmak
16
Phrasals
fall on
v.
karşı karşıya kalmak
17
Phrasals
fall on
v.
ile karşılaşmak
18
Phrasals
fall on
v.
tesadüf eseri bulmak
19
Phrasals
fall on
v.
tesadüfen keşfetmek
20
Phrasals
fall on
v.
bir anda aklına gelmek
21
Phrasals
fall on
v.
birinin üstüne düşen bir görev olmak
22
Phrasals
fall on
v.
birinin üstüne kalan bir sorumluluk olmak
23
Phrasals
fall on
v.
aşağı düşmek
24
Phrasals
fall on
v.
bir şeyin üstüne düşmek
25
Phrasals
fall on
v.
bir yerden düşmek
26
Phrasals
fall on
v.
belirli bir zamana/tarihe gelmek
27
Phrasals
fall on
v.
belirli bir zamanda/tarihte olmak
28
Phrasals
fall on
v.
belirli bir zamana/tarihe denk gelmek
29
Phrasals
fall on
v.
bir iş üstüne kalmak
30
Phrasals
fall on
v.
bir görev/sorumluluk üstüne düşmek
31
Phrasals
fall on
v.
saldırmak
32
Phrasals
fall on
v.
üstüne çullanmak
33
Phrasals
fall on
v.
vurmak
34
Phrasals
fall on
v.
üstüne hücum etmek
35
Phrasals
fall on
v.
aniden ve acımasızca saldırmak
36
Phrasals
fall on
v.
dövmek
37
Phrasals
fall on
v.
(kötü bir durum) yaşamak
38
Phrasals
fall on
v.
(kötü bir durum) görmek
39
Phrasals
fall on
v.
(kötü bir durum) geçirmek
40
Phrasals
fall on
v.
(kötü bir durumla) karşılaşmak
41
Phrasals
fall on
v.
(kötü bir durum) başına gelmek
42
Phrasals
fall on
v.
(kötü bir döneme) girmek
Meanings of
"fall on"
with other terms in English Turkish Dictionary : 210 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
fall flat on one's face
v.
kapaklanmak
2
General
fall back on
v.
başvurmak
3
General
fall back on
v.
müracaat etmek
4
General
fall on all fours
v.
dört ayak üzerine düşmek
5
General
fall on one's feet
v.
dört ayağının üstüne düşmek
6
General
fall on one's feet
v.
atlatmak
7
General
fall on one's knees
v.
dize gelmek
8
General
fall on one's feet
v.
sıyrılmak
9
General
fall on one's feet
v.
başarmak
10
General
fall back on
v.
son çare olarak başvurmak
11
General
fall back on
v.
el atmak
12
General
(burden) fall on somebody
v.
üzerine yük binmek
13
General
fall on deaf ear
v.
duymamazlıktan gelinmek
14
General
fall on deaf ear
v.
yok sayılmak
15
General
fall on evil days
v.
dara düşmek
16
General
fall asleep on the bed
v.
yatakta uyuyakalmak
17
General
need a career to fall back on
v.
sırtını dayayacağı bir kariyere ihtiyaç duymak
18
General
fall on monday
v.
pazartesi gününe rastlamak
19
General
fall on monday
v.
pazartesi gününe denk gelmek
20
General
fall on monday
v.
pazartesiye denk gelmek
21
General
fall on monday
v.
pazartesiye rastlamak
22
General
fall on deaf ear
v.
görmezlikten gelinmek
Phrasals
23
Phrasals
fall down on
v.
hayal kırıklığına uğratmak
24
Phrasals
fall down on
v.
beklentileri karşılayamamak
25
Phrasals
fall behind on (something)
v.
bir düzenli ödemeyi/görevi vaktinde/zamanında yapamamak
26
Phrasals
fall behind on (something)
v.
bir taksiti/kirayı vaktinde/zamanında ödeyememek
27
Phrasals
fall behind on (something)
v.
bir düzenli ödemeyi/görevi geç yapabilmek
28
Phrasals
fall behind on (something)
v.
bir borcu geç ödeyebilmek
29
Phrasals
fall behind on (something)
v.
bir düzenli ödemede/görevde geç kalmış olmak
30
Phrasals
fall behind on (something)
v.
bir düzenli ödemenin/görevin vaktini/zamanını geçirmek
31
Phrasals
fall (squarely) on (someone's) shoulders
v.
(birinin) omuzlarına/sırtına yüklenmek
32
Phrasals
fall (squarely) on (someone's) shoulders
v.
(birinin) omuzlarına/sırtına yük binmek
33
Phrasals
fall (squarely) on (someone's) shoulders
v.
(birinin) üstüne yüklenmek/kalmak
34
Phrasals
fall (squarely) on (someone's) shoulders
v.
(birine) yük olmak
35
Phrasals
fall (squarely) on (someone's) shoulders
v.
(birinin) omuzlarında/sırtında yük olmak
36
Phrasals
fall behind on (something)
v.
(bir şeyin) gerisinde kalmak
37
Phrasals
fall behind on (something)
v.
(bir şeyde) hedeflenen aşamada olmamak
38
Phrasals
fall behind on (something)
v.
(bir şeyde) planlananın gerisinde kalmak
39
Phrasals
fall behind on (something)
v.
(bir şeyde) olması gerekenin altında/gerisinde kalmak
40
Phrasals
fall behind on (something)
v.
(bir şeyi) çıkaramamak/yetiştirememek
41
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üstüne göçmek
42
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üstüne çökmek
43
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üstüne yıkılmak
44
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) saldırmak
45
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üstüne çullanmak
46
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) vurmak
47
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üstüne hücum etmek
48
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(bir şey/dönem) geçirmek
49
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(bir şeyden/dönemden) geçmek
50
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(bir şey/dönem) yaşamak
51
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(bir şey/dönem) görmek
52
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(bir şeye/döneme) girmek
53
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(bir şeye/döneme) düşmek
54
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
başından (bir şey) geçmek
55
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(bir şey) tecrübe etmek
56
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(bir şey) deneyimlemek
57
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(bir şeyle) karşılaşmak
58
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
başına (bir şey) gelmek
59
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(birinin) üstüne kalmak
60
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(birinin) sorumluluğuna kalmak
61
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(birinin) üstüne düşmek (iş)
62
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(birinin) sorumluluğu/görevi olmak
63
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
ummadığı bir anda (bir şeyin) farkına varmak
64
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
ummadığı bir anda (bir şeyi) bulmak
65
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
birden aklına gelmek
66
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üstüne düşmek
67
Phrasals
fall on someone
v.
birinin üstüne düşmek (bir görev)
68
Phrasals
fall on someone
v.
birinin işi olmak
69
Phrasals
fall on someone
v.
birinin üstüne kalmak
70
Phrasals
fall down on someone or something
v.
birinin/bir şeyin üstüne düşmek
71
Phrasals
fall back on
v.
yedek olarak yönelmek
72
Phrasals
fall on (something)
v.
(belirli bir zamanda/tarihte) olmak
73
Phrasals
fall on (something)
v.
(belirli bir zamana/tarihe) denk gelmek
74
Phrasals
fall on (something)
v.
(tarihi/zamanı belirli bir güne) rastlamak
75
Phrasals
fall on (something)
v.
(bir şeyle) karşılanmak
76
Phrasals
fall on (something)
v.
(ilgisizlikle, ters) karşılanmak
77
Phrasals
fall on (something)
v.
dikkate alınmamak
78
Phrasals
fall on (something)
v.
kulak ardı edilmek
79
Phrasals
fall back on someone or something
v.
(geriye doğru) birinin/bir şeyin üstüne düşmek
80
Phrasals
fall back on someone or something
v.
yedek olarak ayrılan birini/bir şeyi kullanmaya başlamak
81
Phrasals
fall back on someone or something
v.
rezervleri kullanmaya başlamak
82
Phrasals
fall back on someone or something
v.
yedekte tutulan birini/bir şeyi kullanmaya başlamak
83
Phrasals
fall back on someone or something
v.
ihtiyat olarak saklanan birini/bir şeyi kullanmaya başlamak
84
Phrasals
fall back on someone or something
v.
birikimden harcamak/yemeye başlamak
85
Phrasals
fall back on (someone or something)
v.
(yedekte tutulan birine/bir şeye) güvenmek
86
Phrasals
fall back on (someone or something)
v.
(ihtiyat olarak saklanan birine/bir şeye) güvenmek
87
Phrasals
fall back on (someone or something)
v.
(yedekte tutulan birine/bir şeye) bel bağlamak
88
Phrasals
fall in on
v.
üzerine çökmek
89
Phrasals
fall in on
v.
üzerine göçmek
90
Phrasals
fall in on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üzerine çökmek
91
Phrasals
fall in on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üzerine göçmek
92
Phrasals
fall on someone
v.
birine düşmek
93
Phrasals
fall on someone
v.
birinin üstüne düşmek/kalmak
94
Phrasals
fall on someone
v.
birine kalmak
95
Phrasals
fall on someone
v.
birinin görevi/sorumluluğu olmak
96
Phrasals
fall on someone
v.
birinin sorumluluğuna kalmak
97
Phrasals
fall on someone
v.
birinin vazifesi olmak
98
Phrasals
fall on someone
v.
birinin üstüne vazife olmak
99
Phrasals
fall on someone
v.
birinin üstüne kalan bir sorumluluk olmak
100
Phrasals
fall on someone
v.
birinin üstüne düşen bir görev olmak
101
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üstüne düşmek
102
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) düşmek
103
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) saldırmak
104
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) hücum etmek
105
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) vurmak
106
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üstüne çullanmak
107
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üstüne hücum etmek
108
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(bir şey) yaşamak
109
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(bir şey) geçirmek
110
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(bir duruma/döneme) girmek/düşmek
111
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
aniden (bir şeyin) farkına varmak
112
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
umulmadık şekilde (bir şey) bulmak
113
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
bir anda aklına (bir şey) gelmek
114
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(belirli bir zamanda/tarihte) olmak
115
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(belirli bir zamana/tarihe) denk gelmek
116
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(tarihi/zamanı belirli bir güne) rastlamak
117
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(bir şeyle) karşılanmak
118
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
(ilgisizlikle, ters) karşılanmak
119
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
dikkate alınmamak
120
Phrasals
fall on (someone or something)
v.
kulak ardı edilmek
121
Phrasals
fall on (someone)
v.
(birinin) üstüne düşmek
122
Phrasals
fall on (someone)
v.
(birinin) üstüne kalmak
123
Phrasals
fall on (someone)
v.
(birinin) görevi/sorumluluğu olmak
124
Phrasals
fall on (someone)
v.
(birinin) sorumluluğuna kalmak
125
Phrasals
fall on (someone)
v.
birinin üstüne kalan bir sorumluluk olmak
126
Phrasals
fall on (someone)
v.
birinin üstüne düşen bir görev olmak
127
Phrasals
fall on (someone)
v.
birinin vazifesi olmak
128
Phrasals
fall on (someone)
v.
birinin üstüne vazife olmak
Proverb
129
Proverb
reed before the wind lives on while mighty oaks do fall
rüzgara karşı kadim meşeler devrilirken incecik sazlar ayakta kalır
130
Proverb
a reed before the wind lives on(, while mighty oaks do fall)
rüzgara karşı kadim meşeler devrilirken incecik sazlar ayakta kalır
131
Proverb
a reed before the wind lives on(, while mighty oaks do fall)
değişime ayak uydurabilen ayakta kalır
Colloquial
132
Colloquial
fall asleep on the couch
v.
kanepede uyuyakalmak
Idioms
133
Idioms
fall on stony ground
v.
boşa gitmek
134
Idioms
fall flat on one's/its face
v.
bozum olmak
135
Idioms
fall flat on its face
v.
başarısız olmak
136
Idioms
fall flat on one's/its face
v.
bir işte (fena şekilde) başarısız olmak/başarısızlığa uğramak
137
Idioms
fall on one's face
v.
başarısız olmak
138
Idioms
fall flat on one's face
v.
başarısız olmak
139
Idioms
fall back on something
v.
başarısız olduktan sonra farklı bir koz kullanmak
140
Idioms
fall on stony ground
v.
bir kulağından girip öbüründen çıkmak
141
Idioms
fall on deaf ears
v.
dikkate alınmamak
142
Idioms
fall on one's feet
v.
dört ayak üstüne düşmek
143
Idioms
fall flat on its face
v.
çuvallamak
144
Idioms
fall on deaf ears
v.
duyulmamak
145
Idioms
fall on hard times
v.
darda olmak
146
Idioms
fall on deaf ears
v.
duymazdan gelinmek
147
Idioms
fall on deaf ears
v.
dinlenmemek
148
Idioms
fall on one's feet
v.
dört ayak üzerine düşmek
149
Idioms
fall on stony ground
v.
dikkate alınmamak
150
Idioms
fall flat on one's face
v.
çuvallamak
151
Idioms
fall on one's knees
v.
dizleri üzerine çökmek
152
Idioms
fall flat on one's/its face
v.
çuvallamak
153
Idioms
fall down on the job
v.
işleri kötü gitmek
154
Idioms
fall down on the job
v.
işin üzerine düşmemek
155
Idioms
fall down on the job
v.
işinde başarısızlığa uğramak
156
Idioms
fall on deaf ears
v.
kulak ardı edilmek
157
Idioms
fall on deaf ears
v.
kulaklarını tıkamak
158
Idioms
fall on deaf ears
v.
kulak asılmamak
159
Idioms
fall on one's sword
v.
kazdığı kuyuya düşmek
160
Idioms
fall on deaf ears
v.
söyledikleri havaya gitmek
161
Idioms
fall on one's feet
v.
paçayı kurtarmak
162
Idioms
fall flat on one's face
v.
sırtı yere gelmek
163
Idioms
fall on one's knees
v.
(saygıdan vb) diz çökmek
164
Idioms
fall on stony ground
v.
(öğüt vb) dinlenmemek
165
Idioms
fall on one's sword
v.
yenilgiyi kabul etmek
166
Idioms
fall on hard times
v.
zor günler yaşamak
167
Idioms
fall in on someone
v.
(bir şeyin veya birinin) üzerine çökmek
168
Idioms
fall on hard times
v.
zor günler geçirmek
169
Idioms
fall on stony ground
v.
üzerinde durulmamak
170
Idioms
fall down on someone
v.
üzerine düşmek
171
Idioms
fall flat on the ground
v.
yere kapaklanmak
172
Idioms
fall (flat) on (one's) face
v.
yüz üstü düşmek
173
Idioms
fall (flat) on (one's) face
v.
yüzünün üstüne düşmek
174
Idioms
fall (flat) on (one's) face
v.
yüz üstü yere yapışmak
175
Idioms
fall (flat) on (one's) face
v.
yüz üstü kapaklanmak
176
Idioms
fall (flat) on its face
v.
yüz üstü düşmek
177
Idioms
fall (flat) on its face
v.
yüzünün üstüne düşmek
178
Idioms
fall (flat) on its face
v.
yüz üstü yere yapışmak
179
Idioms
fall (flat) on its face
v.
yüz üstü kapaklanmak
180
Idioms
fall flat on your face
v.
başarısız olmak
181
Idioms
fall flat on your face
v.
çuvallamak
182
Idioms
fall flat on your face
v.
bir işte (fena şekilde) başarısız olmak/başarısızlığa uğramak
183
Idioms
fall flat on your face
v.
yüz üstü düşmek
184
Idioms
fall flat on your face
v.
yüzünün üstüne düşmek
185
Idioms
fall flat on your face
v.
yüz üstü yere yapışmak
186
Idioms
fall flat on your face
v.
yüz üstü kapaklanmak
187
Idioms
fall on face
v.
yüz üstü düşmek
188
Idioms
fall on face
v.
yüzünün üstüne düşmek
189
Idioms
fall on face
v.
yüz üstü yere yapışmak
190
Idioms
fall on face
v.
yüz üstü kapaklanmak
191
Idioms
fall on face
v.
çuvallamak
192
Idioms
fall on face
v.
başarısızlığa uğramak
193
Idioms
fall on face
v.
başarısız olmak
194
Idioms
fall on face
v.
bozum olmak
195
Idioms
fall on knees
v.
dize gelmek
196
Idioms
fall on knees
v.
dizleri üzerine çökmek
197
Idioms
fall on knees
v.
(saygıdan vb) diz çökmek
198
Idioms
fall on sword
v.
kazdığı kuyuya düşmek
199
Idioms
fall on sword
v.
yenilgiyi kabul etmek
200
Idioms
fall on your feet
v.
atlatmak
201
Idioms
fall on your feet
v.
sıyrılmak
202
Idioms
fall on your feet
v.
başarmak
203
Idioms
fall on your feet
v.
dört ayağının üstüne düşmek
204
Idioms
fall on your feet
v.
paçayı kurtarmak
205
Idioms
fall on your feet
v.
başarmak
206
Idioms
fall on your feet
v.
dört ayağının üstüne düşmek
207
Idioms
fall on your feet
v.
paçayı kurtarmak
208
Idioms
fall on your feet
v.
şansı yaver gitmek
Technical
209
Technical
guided type fall arrester on a flexible anchorage line
n.
esnek bir ankraj hattı üzerindeki kılavuz tip düşmeyi önleme tertibatı
210
Technical
guided type fall arrester on a rigid anchorage line
n.
sert bir ankraj hattı üzerindeki kılavuz tip düşmeyi önleme tertibatı
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of fall on
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy