History

farklı şekilde

Meanings of "farklı şekilde" in English Turkish Dictionary : 2 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	farklı şekilde	differently adv.
2	General	farklı şekilde	removedly adv.

Meanings of "farklı şekilde" with other terms in English Turkish Dictionary : 104 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	olunan zaman veya mekandan farklı bir zamanı ve mekanı işleyen bir eser karşısında anlatılan yerde veya zamanda olunmadığının bilinmesine rağmen okurun istemli bir şekilde kendisini orada ve o anda imiş gibi hissederek eseri anlamaya çalışması	the willing suspension of disbelief n.
2	General	yanlış duyulması sonucunda farklı şekilde anlaşılan bir şarkı sözü veya şiir mısrasındaki kelime veya kelime öbeği	mondegreen n.
3	General	farklı şekilde derleme	recompilement n.
4	General	farklı şekilde tanımlama	redefinition n.
5	General	farklı şekilde betimleme	redescription n.
6	General	farklı şekilde tanımlama	redescription n.
7	General	farklı şekilde nitelendirme	redescription n.
8	General	farklı şekilde izah etme	redescription n.
9	General	farklı bir şekilde çizen kimse	redrawer n.
10	General	farklı bir şekilde karalayan kimse	redrawer n.
11	General	a harfinin farklı bir şekilde söylenişi	aw [scottish] n.
12	General	birçok farklı şekilde yorumlanabilecek bir mesaj, işaret	mixed message n.
13	General	bir konuda farklı şekilde aydınlandıklarını iddia eden insanlar	illuminati n.
14	General	farklı içerikleri güzel şekilde bir araya getiren eser	dish n.
15	General	biçimini farklı şekilde oluşturmak	recontour [rare] v.
16	General	hatlarını farklı şekilde belirlemek	recontour [rare] v.
17	General	farklı bir şekilde tanımlamak	redefine v.
18	General	farklı şekilde betimlemek	redescribe v.
19	General	farklı şekilde tanımlamak	redescribe v.
20	General	farklı şekilde nitelendirmek	redescribe v.
21	General	farklı şekilde izah etmek	redescribe v.
22	General	farklı şekilde belirlemek	redetermine v.
23	General	farklı şekilde saptamak	redetermine v.
24	General	farklı şekilde tahsis etmek	redistribute v.
25	General	farklı şekilde bölüştürmek	redistribute v.
26	General	farklı bir şekilde çizmek	redraw v.
27	General	farklı bir şekilde karalamak	redraw v.
28	General	farklı bir şekilde değerlendirmek	re-evaluate v.
29	General	farklı bir şekilde ifade etmek	re-express v.
30	General	farklı bir şekilde belirtmek	re-express v.
31	General	farklı şekilde söylemek	reframe v.
32	General	farklı şekilde ifade etmek	reframe v.
33	General	farklı şekilde asmak	rehang v.
34	General	(farklı ögeleri) anlamlı bütün oluşturacak şekilde bir araya getirmek	braid v.
35	General	farklı şekilde yazmak	rewrite v.
36	General	(çan) peş peşe farklı tonlarda çalacak şekilde hareket etmek	course v.
37	General	(farklı duyuları) birlikte reaksiyon verecek şekilde eğitmek	coeducate v.
38	General	(klasörü) sekmeler farklı yerlere gelecek şekilde düzenlemek	stagger v.
39	General	orijinal halinden belirgin şekilde farklı	changeling adj.
40	General	gerçek modelden farklı bir şekilde kalıp veya döküm olarak yeniden yapılmış	ectypal adj.
41	General	farklı bir şekilde	disparately adv.
42	General	farklı bir şekilde	divergently adv.
43	General	farklı bir şekilde	as distinct from adv.
44	General	farklı bir şekilde	otherwise adv.
45	General	birçok farklı şekilde	in many different ways adv.
46	General	farklı bir şekilde	uncustomarily adv.
47	General	dört farklı şekilde	quadruply adv.
48	General	farklı bir şekilde	different adv.
49	General	farklı şekilde kullanılabilir	in season expr.
Phrasals
50	Phrasals	farklı/belli bir şekilde göstermek	recast in (something) v.
51	Phrasals	farklı/bell, bir şekilde resmetmek	recast in (something) v.
52	Phrasals	farklı bir şekilde hayal/tasavvur etmek	recast in (something) v.
53	Phrasals	farklı/belli bir şekilde tasvir etmek	recast in (something) v.
54	Phrasals	farklı/belli bir şekilde tanımlamak	recast in (something) v.
55	Phrasals	farklı/belli bir şekilde göstermek	recast in v.
56	Phrasals	farklı/belli bir şekilde resmetmek	recast in v.
57	Phrasals	farklı bir şekilde hayal/tasavvur etmek	recast in v.
58	Phrasals	farklı/belli bir şekilde tanımlamak	recast in v.
59	Phrasals	(bir şeyi farklı bir şekilde) ifade etmek	translate (something) to (something) v.
Phrases
60	Phrases	bir tecrübeye her insan farklı şekilde tepki gösterir	the same fire that melts the butter hardens the egg expr.
Colloquial
61	Colloquial	birçok farklı şekilde yorumlanabilecek işaret/mesaj	mixed signal n.
Idioms
62	Idioms	bir şeyi o ana kadar kabul edildiğinden çok farklı bir şekilde sunmak	stand something on its head v.
63	Idioms	bir şeyi o ana kadar kabul edildiğinden çok farklı bir şekilde sunmak	turn something on its head v.
64	Idioms	farklı şekilde yaşayanları kabullenmek	live and let live v.
65	Idioms	birçok farklı şekilde yorumlanabilecek bir mesaj vermek	send a mixed message v.
66	Idioms	birçok farklı şekilde yorumlanabilecek mesajlar vermek	send mixed messages v.
67	Idioms	birçok farklı şekilde yorumlanabilecek işaretler vermek	send mixed signals v.
68	Idioms	birçok farklı şekilde yorumlanabilecek bir işaret vermek	send a mixed signal v.
69	Idioms	farklı parçaları birkaç farklı şekilde eşleştirmek/bir araya getirmek	mix and match v.
Trade/Economic
70	Trade/Economic	farklı gruplara eşit şekilde davranıldığı görüntüsü veren tarafsız uygulamaların, gerçekte bir grubu diğerine karşı kayıran veya diğer gruba nazaran mağdur eden etkiler doğurması ve bu olumsuz etkilerin işletme gerekleri ile açıklanamaması	disparate impact n.
Technical
71	Technical	odak mesafesi farklı üç dalga boyu için aynı olacak şekilde yapılmış bir bileşik mercek	apochromat lens n.
72	Technical	farklı yöne bakacak şekilde dönen kimse	wheeler n.
73	Technical	her biri farklı bir yöne bakacak şekilde yerleştirilmiş birden fazla megafon tarafından aynı anda üretilen sesi yükseltilmiş sis işareti	megafog n.
74	Technical	(çan farklı sesler çıkaracak şekilde çalınırken) tek bir çanın sabit tutulduğu çalma sırası değişikliği	single n.
75	Technical	(dört çan ile) farklı sesler çıkaracak şekilde çan çalma	singles n.
76	Technical	her puntonun farklı büyüklükteki puntolara oransal olarak uyacak şekilde değiştirildiği bir sistem	point system of type bodies n.
Computer
77	Computer	(elektronik cihazı) farklı şekilde programlamak	reprogram v.
78	Computer	(elektronik cihazı) farklı şekilde programlamak	reprogramme v.
Textile
79	Textile	iki tarafı farklı renk olup tersyüz şekilde de kullanılabilen kumaş	janus cloth n.
Optics
80	Optics	iki farklı ancak ilişkili uyarıcının uzay ve/veya zamanda birbirine yakın bir şekilde gösterildiğinde gerçekte olduklarından daha farklı algılanmaları	contrast n.
Biology
81	Biology	komşu hücrelerden belirgin şekilde farklı olan bitki hücresi	trichoblast n.
82	Biology	komşu hücrelerden belirgin şekilde farklı olan bitki hücresi	idioblast n.
83	Biology	farklı gelişim evrelerinde farklı şekilde olan	heteromorphic adj.
84	Biology	farklı şekilde büyüyen	heteronomous adj.
Botanic
85	Botanic	farklı uzunlukta ve şekilde çiçeklere sahip olma	heterogony n.
86	Botanic	orta damarının bir tarafındaki parçası diğer taraftakinden farklı boyut veya şekilde olan (yaprak)	oblique adj.
87	Botanic	yedi farklı şekilde katlanmış olan	septifarious adj.
Social Sciences
88	Social Sciences	keskin şekilde farklı ve bağımsız bireylerden oluşan (toplum)	atomistic adj.
89	Social Sciences	keskin şekilde farklı ve bağımsız bireylerden oluşan (toplum)	atomistical adj.
Linguistics
90	Linguistics	dillerin farklı zaman dilimlerinde farklı yerlerde birbirlerinden bağımsız şekilde geliştiklerine ilişkin teori	polygenesis n.
History
91	History	bir dizi farklı parçadan oluşup çeşitli manzaralar oluşturacak şekilde yeniden düzenlenebilen resim	myriorama n.
Religious
92	Religious	baba, oğul ve kutsal ruh'un üç ayrı varlık olmak yerine üç farklı şekilde sergilendiğini belirten bir hristiyan doktrini	modalism n.
93	Religious	baba, oğul ve kutsal ruh'un üç ayrı varlık olmak yerine üç farklı şekilde sergilendiğini belirten hristiyan doktrinini destekleyen kimse	modalist n.
94	Religious	baba, oğul ve kutsal ruh'un üç ayrı varlık olmak yerine üç farklı şekilde sergilendiğini belirten hristiyan doktriniyle ilgili	modalist adj.
95	Religious	baba, oğul ve kutsal ruh'un üç ayrı varlık olmak yerine üç farklı şekilde sergilendiğini belirten hristiyan doktriniyle ilgili	modalistic adj.
Philosophy
96	Philosophy	(perdurantizmde) farklı zamansal parçalara sahip olacak şekilde var olmak	perdure v.
Music
97	Music	(kilisede vb.) farklı tonlardaki çanların peş peşe ahenkli bir şekilde çalınması	change ringing n.
98	Music	(kilisede vb.) farklı tonlardaki çanların peş peşe ahenkli bir şekilde çalınması	change-ringing n.
99	Music	(kilisede) farklı tondaki çanların peş peşe ve ahenkli bir şekilde çalınması	treble bob n.
100	Music	belirli bestelerin çalınmasını kolaylaştırmak için telli çalgının olağandan farklı bir şekilde akort edilmesi	scordatura n.
Printery
101	Printery	güncel olmayan posta pulunun orijinalinden farklı şekilde ve kendi işlevi dışında kullanımı için yeniden basılması	reprint n.
102	Printery	her puntonun farklı büyüklükteki puntolara oransal olarak uyacak şekilde değiştirildiği bir sistem	point system of type n.
Slang
103	Slang	birbirinden belirgin şekilde farklı iki arkadaş	mutt and jeff [dated] n.
104	Slang	müziği yasalara aykırı şekilde ele geçirip farklı eserlerde kullanma	plagiarhythm n.