farklı olarak - Turkish English Dictionary
History

farklı olarak



Meanings of "farklı olarak" in English Turkish Dictionary : 20 result(s)

Turkish English
General
farklı olarak distinctly adv.
farklı olarak variously adv.
farklı olarak with the difference of adv.
farklı olarak diversely adv.
farklı olarak discriminately adv.
farklı olarak dividedly adv.
farklı olarak distinctively adv.
farklı olarak differently adv.
farklı olarak as distinct from adv.
farklı olarak discrepantly adv.
farklı olarak discretely adv.
farklı olarak divergently adv.
farklı olarak dissimilarly adv.
farklı olarak manyways adv.
farklı olarak different adv.
farklı olarak diversly adv.
farklı olarak in contradistinction to prep.
farklı olarak unlike prep.
Phrases
farklı olarak in discordance with expr.
Archaic
farklı olarak fairly adv.

Meanings of "farklı olarak" with other terms in English Turkish Dictionary : 101 result(s)

Turkish English
General
kişinin kullandığı veya giydiği, yeni veya farklı olarak kabul edilen ve başkalarının o kişiyi fark etmesi için tasarlanmış her türlü şey fashion statement n.
bitkisel hayattan farklı olarak hayvansal bir yaşama sahip olma animateness n.
bitkisel hayattan farklı olarak hayvansal bir yaşama sahip olma animation n.
güney büyük ovalar'da yaşayıp kiowa kabilesinin önemli bir kısmını oluşturan ve bu kabileden farklı olarak bir atabask dili konuşan amerikan yerlilerine mensup kimse kiowa apache n.
başlıklardan, çizimlerden, notlardan veya ilanlardan farklı olarak kullanılan metin özelliği matter n.
gazete veya dergi basımından farklı olarak kitap basımı bookwork n.
salon dansı adımlarını çeşitli farklı dansların temeli olarak kullanan bir dans türü modern sequence dancing n.
(hayvanlardan farklı olarak) insanlar people n.
belirgin olarak farklı olmak secern v.
farklı olarak damgalamak secernate v.
farklı olarak mimlemek secernate v.
maymun soyundan farklı bir tür olarak gelen ape-descendant adj.
kültürel ve dilbilimsel olarak farklı culturally and linguistically diverse (cald) adj.
genetik olarak farklı olan allogenic adj.
gerçek modelden farklı bir şekilde kalıp veya döküm olarak yeniden yapılmış ectypal adj.
özden farklı olarak forma ait veya ilgili outward adj.
tamamen farklı olarak disparately adv.
bunlardan farklı olarak different from those adv.
bundan farklı olarak alternatively adv.
bundan farklı olarak differently from this adv.
normalden farklı olarak peculiarly adv.
-den farklı olarak differently from prep.
-den farklı olarak unlike prep.
Idioms
neyin yanlış/farklı olduğunu tam olarak söyleyememek not put your finger on something v.
(birinden) farklı olarak onun iyi yönlerini ortaya çıkartmak/görünür kılmak be a foil for (someone) v.
(birinden) farklı olarak onun iyi yönlerini ortaya çıkartmak/görünür kılmak be a foil to (someone) v.
Trade/Economic
tekelden farklı olarak birden fazla şirketin pastadan büyük pay sahibi olduğu ekonomi oligopoly n.
Law
yazılı olmayan veya örf ve adet hukukundan farklı olarak gücünü yasamadan alan kanunlar written laws n.
diğerlerinden farklı olarak bazı ceza gerektiren suçlarda mevcut olduğu kabul edilen ahlaki kusur moral turpitude n.
Politics
(orta çağ'da) bir mülk ile bu mülk arazisi üzerinde yaşayan farklı özgürlük derecelerine sahip serflere ve kiracılara hükmeden arazi sahibinden meydana gelen ve ekonomik olarak kendi kendine yetebilen sosyal, ekonomik ve idari bir teşkilat manor n.
aynı kişi tarafından kanuni olarak tek bir seçimde farklı yerlerde oy kullanılması multiple voting n.
Tourism
geleneksel kamp biçiminden farklı olarak çok çeşitli imkanlar sunan lüks diye tabir edilebilecek bir kamp yapma çeşidi glamping n.
Technical
matematiksel eğrilerden farklı olarak makineler veya hareket kombinasyonlarıyla üretilmiş eğriler kinematic curves n.
teorik standart mineral bileşiminden farklı olarak bir kayanın gerçek mineral bileşimi mode n.
klasik veya klasik olmayan mimari kompozisyonun farklı parçalarının oranlarının ölçüldüğü bir ölçü birimi olarak kullanılan parça boyutu module n.
her puntonun farklı büyüklükteki puntolara oransal olarak uyacak şekilde değiştirildiği bir sistem point system of type bodies n.
Computer
gizlenmiş yazı (şifrelemeden farklı olarak daha büyük bir metin içine bir mesajın yerleştirilmesi) steganography n.
hesaplama sistemindeki farklı modüllerin işlevsel olarak diğerlerine bağlı olma derecesi cohesion n.
(veri işleme ve kelime işlemenin bilgi işleme olarak birleştirilmesi) farklı teknoloji türlerinin birleştirilmesi convergence n.
farklı kullanıcı olarak çalıştır run as expr.
Architecture
merdiven kovasından farklı olarak döner merdivenlerin uç bölümlerinin içine inşa edildiği merdiven direği solid newel n.
Automotive
spor arabadan farklı olarak genellikle iki kapılı sedan araba touring car n.
Medical
nükleozidlerden yapısal olarak farklı olan antiviral maddeler grubu non-nucleoside analog n.
aynı türden olup genetik olarak farklı bireyler arasında cerrahi doku nakli homograft n.
alıcı ile aynı türden olup genetik olarak farklı bir donörden nakledilen greft homotransplant n.
aynı türün genetik olarak farklı bireyleri arasında yapılan cerrahi doku nakli homotransplant n.
genetik ve immünolojik olarak farklı bir doku nakli yapılmış kimse chimera n.
genetik ve immünolojik olarak farklı bir doku nakli yapılmış kimse chimaera n.
tek bir sesi farklı perdelere ait iki ses olarak duyma diplacusis n.
Psychology
kişinin kendini farklı birinin uzantısı olarak görmesi identification n.
Physiology
ses tellerinin eş zamanlı olarak iki farklı perdede ses üretmesi diplophonia n.
ses tellerinin eş zamanlı olarak iki farklı perdede ses üretmesi diphthongia n.
Gastronomy
(şarap) farklı üzüm çeşitlerinin karışımı olarak genel bir şarap sınıfı altında satılan generic adj.
Logic
sayısal olarak farklı olma diversity n.
bireysel olarak farklı olup genelden farklı olmayan discrete adj.
bireysel olarak farklı olup genel olarak farklı olmayan discretive adj.
Chemistry
elementlerin sıcaklığa bağlı olarak iki farklı moleküler biçimde bulunması enantiotropy n.
sistemdeki her fazın bileşimini tam olarak tanımlamak için gereken minimum sayıda farklı kimyasal bileşenden her biri component n.
(molekül) genetik olarak farklı iki bileşenden oluşan chimaeric adj.
Biology
farklı kaynaklardan çıkan ve kimyasal olarak birleşen dna molekülleri recombinant dna n.
yapı ve özellik olarak birbirinden farklı bir çift gamet anisogamete n.
yapı ve özellik olarak birbirinden farklı bir çift gamet heterogamete n.
genetik olarak farklı iki veya daha fazla çekirdeği olan hücre heterokaryon n.
bir türün kendi aralarında üreyen organizmalarından oluşup diğer popülasyonlardan morfolojik veya davranışsal olarak farklı olan melezlenebilir yerel popülasyon morph n.
fizyolojik bireyden farklı olarak biçiminin belirliliği ile karakterize morfolojik birey morphon n.
(insan) genetik olarak farklı olan iki hücre dizisi içeren iki farklı embriyodan gelişme chimerism n.
(bazı mantarlarda) genetik olarak farklı iki çekirdek içeren hücre dikaryon n.
(bazı mantarlarda) genetik olarak farklı iki çekirdek içeren hücre dicaryon n.
(farklı bir uygulamaya ön hazırlık olarak) dokuya uygulanan ilk fiksatif işlemi prefixation n.
genetik olarak farklı iki veya daha fazla hücre popülasyonuna sahip bir doku içeren chimeral adj.
genetik olarak farklı iki veya daha fazla hücre popülasyonuna sahip bir doku içeren chimeric adj.
genetik olarak farklı iki veya daha fazla hücre popülasyonuna sahip bir doku içeren chimerical adj.
Zoology
iki farklı renkteki halkanın dönüşümlü olarak sıralandığı bir kuyruğu bulunan ring-tailed adj.
cinsiyet ve yaştan bağımsız olarak iki farklı renk çeşidine sahip (hayvan türü) dichromatic adj.
Forestry
farklı yıllardaki değişen koşullardan bağımsız olarak yaş halkaları düzenli büyümüş olan (ağaç veya orman) complacent n.
Social Sciences
maskülenliğin farklı biçim ve boyutlarını teatral bir performans olarak sergileyen kişi drag king n.
feminenliğin farklı biçim ve boyutlarını teatral bir performans olarak sergileyen kişi drag queen n.
(özellikle sosyokültürel olarak) birbirinden farklı kişiler arasındaki evlilik heterogamy n.
amerika'nın niteliksel olarak diğer milletlerden farklı, benzersiz ve ulu olduğuna dair görüş american exceptionalism n.
Education
(özellikle cambridge ve oxford üniversitelerinde) üç farklı ana dalda derslerini birinci olarak bitirme triple first n.
(özellikle cambridge ve oxford üniversitelerinde) üç farklı ana dalda derslerini birinci olarak bitiren öğrenci triple first n.
türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerin öğrenilmesi hakkında yönetmelik regulation on foreign language education in higher education institutions and rudiments to conform within foreign language education n.
Linguistics
(orta fransızca'dan farklı olarak) 800'lerden 1300'lerin ortasına kadar konuşulan fransızca old french n.
farklı bir sesli harfin "i" olarak sesletilmesinden kaynaklı yazım hatası iotacism n.
(lehçede) ilgili lehçede benzer fakat fonetik olarak farklı bir sese karşılık gelen bir ses birimi diaphone adj.
dilde belirli bir ses biriminin fonetik olarak farklı diyalektik türlerini içeren ses grubu diaphone adj.
History
israillilerden farklı olarak antik filistinliler ame haarez n.
israillilerden farklı olarak antik filistin halkı am haarez n.
Religious
musa peygamberden farklı olarak un-mosaic adj.
Philosophy
(stoacılık) retorik ve dilbilgisinden farklı olarak biçimsel mantık dialectic n.
Environment
altındaki mineralli topraktan farklı olarak büyük ölçüde organik madde katmanından oluşan humuslu orman toprağı mor n.
Military
yer kontrolünden farklı olarak fotogrametrik metotlarla yapılan kontrol minor control n.
Card
(euchre oyununda) çevrilen karttan farklı bir rengin kozu olarak adlandırmak cross v.
Art
modernizm ve postmodernizmden farklı olarak sanat ve kültürde bir uç hareketle ilgili hypermodern adj.
Music
notaları veya oktavları ile belirtilen tuşlardan farklı olarak ses perdelerini çıkaran bir borulu org tuşu mutation n.
Printery
her puntonun farklı büyüklükteki puntolara oransal olarak uyacak şekilde değiştirildiği bir sistem point system of type n.
farklı dillerdeki aynı metni birbirini takip eden satırlar olarak içeren (kitap) interlineal adj.
Archaic
birkaç bileşenin belirli bir ağırlıkta ve yapısal düzende birleşmesiyle oluşan kimyasal olarak farklı madde mixt n.
Slang
feminenliğin farklı biçim ve boyutlarını teatral bir performans olarak sergileyen kişi queen n.
Modern Slang
çoğunluğun gerçek olarak kabul ettiğinden farklı bir gerçeklik alternative reality n.
Anthropology
cava adası'ndaki kemik kalıntılarıyla keşfedilmiş olup genellikle farklı bir tür olarak kabul edilmiş, geç pleistosen döneminde yaşamış neandertale benzeyen bir insan solo man n.