flagrant - Turkish English Dictionary
History

flagrant

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "flagrant" in Turkish English Dictionary : 11 result(s)

English Turkish
General
flagrant adj. alçakça
flagrant adj. göze batan
flagrant adj. göze batan (ahlaksızlık)
flagrant adj. pervasız (suç işleyen kimse)
flagrant adj. çirkin
flagrant adj. aşikar
flagrant adj. rezil
flagrant adj. pek çirkin
flagrant adj. alenen yapılan
flagrant adj. alenen yapan
flagrant adj. fasık-ı mütecahir

Meanings of "flagrant" with other terms in English Turkish Dictionary : 29 result(s)

English Turkish
General
flagrant waste of resources n. kaynakların fütursuzca/göz göre göre/alenen harcanması/heba edilmesi
flagrant [dialect] adj. kokulu
flagrant [dialect] adj. ıtırlı
flagrant [dialect] adj. hoş kokulu
flagrant [obsolete] adj. yalazlı
flagrant [obsolete] adj. kızgın
flagrant [obsolete] adj. parlak
flagrant [obsolete] adj. hararetli
flagrant [obsolete] adj. yakan
flagrant [obsolete] adj. yanıcı
flagrant [obsolete] adj. (savaş, yarış) şiddetle devam eden
Law
flagrant violation n. açık ihlal
flagrant violation n. aleni ihlal
flagrant offense n. aleni suç
flagrant offence n. aleni suç
flagrant offence n. cürmümeşhut
flagrant offense n. cürmümeşhut
flagrant offense n. kişinin memurluk gibi görevlerde çalışmasını yasaklayan suç
flagrant offence n. kişinin memurluk gibi görevlerde çalışmasını yasaklayan suç
flagrant offense n. meşhut suç
flagrant offence n. meşhut suç
flagrant offence n. şahit olunmuş suç
flagrant offense n. şahit olunmuş suç
flagrant offence n. takibe alınmış suç
flagrant offense n. takibe alınmış suç
Politics
flagrant necessity n. acil ihtiyaç
flagrant necessity n. belirgin gereksinim
Basketball
flagrant foul n. sportmenlik dışı faul
flagrant foul n. oyuncunun rakibiyle gereksiz veya aşırı temas kurması sebebiyle verilen faul