Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | göstergesi olan | prenuncious adj. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | yas göstergesi olan siyah örtü | mort cloth n. |
General | yas göstergesi olan siyah örtü | mort-cloth [obsolete] [uk] n. |
General | sağlık veya tazeliğin göstergesi olan vücut sıvısı | sap n. |
Idioms | ||
Idioms | kelimenin başındaki "h" harfini telaffuz edememek (İngiltere'de eğitim düzeyinin düşük olması veya alt sosyal sınıfa dahil olmanın göstergesi olan bir aksan) | drop your aitches v. |
Medical | ||
Medical | karaciğer üzerine elle basınç uygulanmasıyla ortaya çıkıp sağ kalp yetmezliğinin göstergesi olan jügüler damar şişmesi | hepatojugular reflex n. |
Biology | ||
Biology | artı şeklindeki göstergesi olan mikroskop | traveling microscope n. |
Botanic | ||
Botanic | bitkilerde sıcak veya hastalık göstergesi olan yanık görüntüsü | scorching n. |
Social Sciences | ||
Social Sciences | elitizm göstergesi olan davranış | elitism n. |