| Turkish | English | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | hafif yapılı | mild adj. | ||
|
I use a mild moisturizer for my sensitive skin. Hassas cildim için hafif yapılı bir nemlendirici kullanıyorum. More Sentences |
||||
| General | hafif yapılı | light-bodied adj. | ||
| Turkish | English | |
|---|---|---|
| General | ||
| General | ince yapılı büyük tekerleklere sahip yüksek gövdeli hafif bir araba | spider n. |
| General | hafif yapılı çok yüksek bir fayton çeşidi | spider n. |
| General | hafif yapılı çok yüksek bir fayton çeşidi | spider phaeton n. |
| Construction | ||
| Construction | boşluklu yapılı prefabrik donatılı hafif beton bileşenler | prefabricated reinforced components of lightweight concrete with open structure n. |
| Automotive | ||
| Automotive | çok hafif çelik yapılı birleşik şasili araç | monocoque ultra light steel body n. |
| Zoology | ||
| Zoology | hafif yapılı ve bol tüylü açık kahverengi bir kanguru | toolach (macropus greyi) n. |
| Zoology | uzun, hafif dalgalı ve beyaz tüyleri olan güçlü yapılı büyük bir çoban köpeği ırkı | maremma sheepdog n. |
| Botanic | ||
| Botanic | hafif, kırılgan yapılı koyu renki bir ödağacı türü | calambour n. |
| Paleontology | ||
| Paleontology | uzun uzuvları ve boynu olan orta ebatlı hafif yapılı bir teropot | deinocheirus n. |
