hareket halinde - Turkish English Dictionary
History

hareket halinde



Meanings of "hareket halinde" in English Turkish Dictionary : 17 result(s)

Turkish English
General
hareket halinde under weigh adj.
hareket halinde astir adj.
hareket halinde travelling adj.
hareket halinde on-the-go adj.
hareket halinde traveling adj.
hareket halinde abroach [obsolete] adj.
hareket halinde on the move adv.
hareket halinde under way adv.
hareket halinde in motion adv.
Colloquial
hareket halinde on the move expr.
hareket halinde on the march expr.
Idioms
hareket halinde on the wing expr.
hareket halinde in train expr.
hareket halinde wheels in motion expr.
Technical
hareket halinde in action expr.
Automotive
hareket halinde in motion expr.
Archaic
hareket halinde aworking adv.

Meanings of "hareket halinde" with other terms in English Turkish Dictionary : 40 result(s)

Turkish English
General
sürü halinde hareket etmek flock v.
hareket halinde olmak be on the move v.
(gruplar halinde) bir yere yavaş yavaş hareket etmek migrate v.
hareket halinde olmak bristle v.
hareket halinde olmak move v.
sert bir dalga halinde hareket etmek fly v.
devamlı hareket halinde seething adj.
Phrases
hedef hareket halinde target is moving expr.
hedef hareket halinde target is on the move expr.
Proverb
sürekli hareket halinde olan/göçüp konan/yeri yurdu olmayan kişinin kökü/yeri/yuvası/birikimi olamaz a rolling stone gathers no moss
Idioms
büyük sayılar halinde birlikte hareket etmenin gücü/etkisi weight of numbers n.
büyük sayılar halinde birlikte hareket etmenin avantajı weight of numbers n.
grup halinde hareket etmenin gücü weight of numbers n.
sürekli hareket halinde olan kimse a rolling stone n.
hareket halinde olmak be on foot v.
(ordu, topluluk) hareket halinde olmak be on the march v.
tek vücut halinde bir yere gelmek/hareket etmek come in a body v.
grup halinde gelmek/hareket etmek come in a body v.
faal/hareket halinde on the boil expr.
Technical
hareket halinde veya dengede olan hava veya diğer gazları inceleyen bilim aeromechanics n.
sabit veya hareket halinde donmuş deniz suyu sea ice n.
Automotive
hareket halinde değişim shift on the fly n.
hareket halinde tartma weigh-in-motion n.
Physics
parçacığın sabit uzunlukta ve rastgele doğrultuda, basamaklar halinde hareket ettiği difüzyon gibi fiziksel süreçleri açıklayan matematiksel model random walk n.
Marine Biology
sürüler halinde hareket eden küçük bir vatoz devil ray (mobula hypostoma) n.
çoğu türü hint ve pasifik okyanuslarında görülen sürü halinde hareket eden balıklara verilen ad sea chub n.
Linguistics
ismin hareket bildiren halinde çekimli sözcük allative n.
(fince ve diğer bazı dillerde) ismin hareket bildiren halinde illative adj.
Military
hareket halinde emniyet sahaları moving havens n.
hareket halinde kestirme running fix n.
hareket halinde hedef moving target n.
hareket halinde hedef belirtisi moving target indication n.
hareket halinde izleme in-transit visibility n.
hareket halinde izleme itv n.
sürekli hareket halinde bulunan, süvari ve piyadelerden oluşan bir tür bölük flying army n.
Sport
(kayak sporunda) hareket halinde değilken kayaklardan birinin önünü kaldırarak arkasını pivot haline getirip ters yönde manevra yapma kick turn n.
yarışlarda sporcuların başlangıç çizgisine gelmeden önce halihazırda hareket halinde olduğu başlama biçimi flying start n.
Music
(nefesli çalgıyı) ikili gruplar halinde hızlı veya tekrarlanan notalar çalmak için dili hızla hareket ettirerek çalmak double-tongue v.
Archaic
hareket halinde olmak walk v.
Entomology
abd'nin orta batı eyaletlerinde büyük gruplar halinde hareket ederek tahıllara ve yoncalara zarar veren larvalar army cutworm (chorizagrotis auxiliaris) n.