|
Category |
Turkish |
English |
|
General |
|
1 |
General |
her ikisi de |
both adj.
|
|
The two communities are increasingly segregated - and both are armed.
Bu iki toplum giderek birbirinden ayrılıyor ve her ikisi de silahlanmış durumda.
More Sentences
|
2 |
General |
her ikisi de |
both of adj.
|
|
We are lucky to have two committed men, both of whom realise the importance of science.
Her ikisi de bilimin öneminin farkında olan iki kararlı adama sahip olduğumuz için şanslıyız.
More Sentences
|
3 |
General |
her ikisi (de) |
both adj.
|
|
This applies to both paragraphs 27 and 28.
Bu, 27. ve 28. paragrafların her ikisi için de geçerlidir.
More Sentences
|
4 |
General |
her iki kategoriye de girebilecek bir durum |
borderline case n.
|
|
5 |
General |
ingiltere'de milli eğitim programının dört basamağından her biri |
key stage n.
|
|
6 |
General |
her iki elini de kullanamayan |
ambisinister n.
|
|
7 |
General |
her iki elini de kullanma |
cross-dominance n.
|
|
8 |
General |
her iki elini de kullanma |
mixed-handedness n.
|
|
9 |
General |
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması |
car-sharing n.
|
|
10 |
General |
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması |
rideshare n.
|
|
11 |
General |
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması |
covoiturage n.
|
|
12 |
General |
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması |
ride-sharing n.
|
|
13 |
General |
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması |
carpooling n.
|
|
14 |
General |
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması |
carpool n.
|
|
15 |
General |
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması |
lift-sharing n.
|
|
16 |
General |
antik roma takviminde, her ayın ortasından önceki (kendisi de dahil olmak üzere) dokuzuncu gün (mart, mayıs, temmuz veya ekim ayının yedinci, diğer ayların ise beşinci gününe tekabül eder) |
nones n.
|
|
17 |
General |
abd'de her sene 19 haziran'da kutlanan kölelikten kurtuluş günü |
juneteenth n.
|
|
18 |
General |
abd'de her sene 19 haziran'da kutlanan kölelikten kurtuluş günü |
freedom day n.
|
|
19 |
General |
abd'de her sene 19 haziran'da kutlanan kölelikten kurtuluş günü |
jubilee day n.
|
|
|
20 |
General |
abd'de her sene 19 haziran'da kutlanan kölelikten kurtuluş günü |
liberation day n.
|
|
21 |
General |
abd'de her sene 19 haziran'da kutlanan kölelikten kurtuluş günü |
emancipation day n.
|
|
22 |
General |
her bir parçasının hem bir araç hem de amaç olduğu bir varlık |
organism n.
|
|
23 |
General |
her iki taraf için de öldürücü olan |
internecine adj.
|
|
24 |
General |
her iki elini de kullanabilen |
two-handed adj.
|
|
25 |
General |
her iki cinse de uyan |
ambisexual adj.
|
|
26 |
General |
her iki cinse de uyan |
ambosexual adj.
|
|
27 |
General |
farklı iki kültürün alışkanlıklarının ve değerlerinin kaynaşması ve her ikisinin de tamamen asimile olmaması ile karakterize edilen |
marginal adj.
|
|
28 |
General |
ve de her şeyi |
and all adv.
|
|
29 |
General |
her ne zaman de |
anytime adv.
|
|
30 |
General |
her iki taraf için de |
all adv.
|
|
31 |
General |
her ikisi de değil |
neither pron.
|
|
32 |
General |
her ikisi de değil |
neither of them pron.
|
|
33 |
General |
her ikisi de |
both and conj.
|
|
34 |
General |
her ne kadar ... ise de |
much as conj.
|
|
35 |
General |
her üç …de bir |
tri- pref.
|
|
36 |
General |
her ikisi de anlamı veren ön ek |
amphi- pref.
|
|
Phrases |
|
37 |
Phrases |
her ikisinin de en iyi özellikleri/tarafları |
best of both possible worlds n.
|
|
38 |
Phrases |
hem de her açıdan |
only in every way expr.
|
|
39 |
Phrases |
her ne kadar ise de |
although nevertheless expr.
|
|
|
Proverb |
|
40 |
Proverb |
her şey bitti desen de bir umut vardır |
it's always darkest just before the dawn
|
|
41 |
Proverb |
her şey bitti desen de bir umut vardır |
darkest hour is just before the dawn
|
|
42 |
Proverb |
her öykünün bir de diğer yüzü vardır |
there are two sides to every question
|
|
43 |
Proverb |
her öykünün bir de diğer yüzü vardır |
there are two sides to every story
|
|
Colloquial |
|
44 |
Colloquial |
beysbolda her üç kalede de oyuncu varken erişilen sayı turu |
grand slam n.
|
|
45 |
Colloquial |
her ikisinden de biraz |
a bit of both expr.
|
|
Idioms |
|
46 |
Idioms |
her ikisinin de sonu aynı derecede hoş olmayan iki seçeneğin olduğu bir durum |
morton's fork n.
|
|
47 |
Idioms |
her ikisinden de yararlanmak |
have the best of both worlds v.
|
|
48 |
Idioms |
her ikisinden de yararlanmak |
live in the best of both worlds v.
|
|
49 |
Idioms |
her ikisinden de yararlanmak |
enjoy the best of both worlds v.
|
|
50 |
Idioms |
her ikisinden de yararlanmak |
the best of both worlds v.
|
|
51 |
Idioms |
her ikisinden de yararlanmak |
butter both sides of one's bread v.
|
|
52 |
Idioms |
küçük de olsa sahip olduğu/elindeki her şey için şükretmek |
thank god for small mercies v.
|
|
53 |
Idioms |
her ne kadar kabul etmek istemesem de |
to (one's) cost expr.
|
|
54 |
Idioms |
her ikisinin de en iyi tarafları |
best of both worlds expr.
|
|
55 |
Idioms |
her ikisinin de en iyi tarafları |
the best of both worlds expr.
|
|
Speaking |
|
56 |
Speaking |
ben de her zaman öyle düşünmüşümdür |
I've always thought so expr.
|
|
57 |
Speaking |
her şey iyi güzel de |
it's all very well but expr.
|
|
58 |
Speaking |
her ne kadar istesem de |
as much as i would like to expr.
|
|
59 |
Speaking |
her ikisi de olabilir |
it could go either way expr.
|
|
60 |
Speaking |
her ikinizin de hayatı tartışılıyor |
both your lives are in the scales expr.
|
|
Trade/Economic |
|
61 |
Trade/Economic |
çocuksuz yaşayan ve her ikisi de çalışan çiftler |
double income no kids (dinks/dinkies) n.
|
|
62 |
Trade/Economic |
özellikle ingiltere'de yeni mezunlara şirketlerinin reklamını yapmak amacıyla her yıl şirket mensuplarının üniversitelere yapmış olduğu ziyaret |
milk round n.
|
|
63 |
Trade/Economic |
taraflardan birine veya her ikisine de müspet bir taahhüt yükleyen akit |
positive covenant n.
|
|
64 |
Trade/Economic |
taraflardan birine veya her ikisine de müspet bir taahhüt yükleyen akit |
affirmative covenant n.
|
|
Law |
|
65 |
Law |
bir eylemin her iki ülkede de suç sayılması |
dual criminality n.
|
|
66 |
Law |
her ikisi de evli olan kadınla yapılan zina |
double adultery n.
|
|
67 |
Law |
tarafların her ikisine de bir şey alma ve bir şey verme sorumluluğu yükleyen sözleşme |
commutative contract n.
|
|
Politics |
|
68 |
Politics |
abd'de bir eyaletinin sahip olduğu ve her birinden eyalet meclisine birer üye seçilen bölgeleri |
senatorial district n.
|
|
Insurance |
|
69 |
Insurance |
her ikisi de kusurlu çatma klozu |
both to blame collision clause n.
|
|
Technical |
|
70 |
Technical |
her ikisi de anlamı veren ön ek |
ampho- pref.
|
|
Electric |
|
71 |
Electric |
başlangıç noktasına dönerek her iki yönde de besleme yapan besleme devresi |
loop n.
|
|
72 |
Electric |
her iki girdi uçbirimi de yalnız belirli bir aralıkta uyarıldığında çıktı üreten (devre) |
coincidence adj.
|
|
Traffic |
|
73 |
Traffic |
her iki yöne de kullanılabilen trafik şeridi |
contraflow lane n.
|
|
74 |
Traffic |
her iki yöne de kullanılabilen trafik şeridi |
counterflow lane n.
|
|
75 |
Traffic |
her iki yöne de kullanılabilen trafik şeridi |
reversible lane n.
|
|
Railway |
|
76 |
Railway |
ingiltere'de demiryolu seferi düzenleyen şirketlerin her biri |
train operating company n.
|
|
Marine |
|
77 |
Marine |
genelde havayolculukları için kullanılsa da her türlü ulaşım için de geçerli bir terim |
higher rate intermediate points n.
|
|
Pathology |
|
78 |
Pathology |
her iki gözün de normal işlevde olup anormal derecede küçük olması durumu |
nanophthalmos n.
|
|
Optics |
|
79 |
Optics |
her iki yüzeyi de yakınsak olan optik cam |
omphalopter n.
|
|
|
Logic |
|
80 |
Logic |
yalnızca her iki terimin de doğru olması durumunda doğru değeri veren mantık işleci |
and n.
|
|
81 |
Logic |
veya kapısı ile değil kapısı içeren, sadece her iki işlenen de yanlışsa pozitif değer döndüren mantıksal işleç |
nor n.
|
|
82 |
Logic |
bileşenlerinin her ikisinin de doğru olması halinde doğruluğu kabul edilen beyan |
conjunct n.
|
|
83 |
Logic |
bileşenlerinin her ikisinin de doğru olması halinde doğruluğu kabul edilen beyan |
conjunction n.
|
|
84 |
Logic |
bileşenlerinin her ikisinin de doğru olması halinde doğruluğu kabul edilen beyan |
joint assertion n.
|
|
85 |
Logic |
bileşenlerinin her ikisinin de doğru olması halinde doğruluğu kabul edilen beyan |
conjunctive n.
|
|
86 |
Logic |
aynı anda her ikisi de doğru olamayan iki önermeden her biri |
contrary n.
|
|
87 |
Logic |
aynı anda her ikisi de doğru olamayan ifadeler |
contraries n.
|
|
Chemistry |
|
88 |
Chemistry |
halkada hem kükürt hem de azot içeren üç temel heterosiklik bileşikten her biri |
thiazoline n.
|
|
Biology |
|
89 |
Biology |
her iki cinsiyetin de üreme organına sahip olma |
ambisexuality n.
|
|
90 |
Biology |
her iki ebeveynden de tamamen farklı olan bir yavru oluşumu |
xenogeny n.
|
|
91 |
Biology |
her iki cinsiyete de özgü özelliklerin gelişimine olanak veren |
amphisexual adj.
|
|
Marine Biology |
|
92 |
Marine Biology |
bothidae familyasına ait, her iki gözü de başının sol tarafında yer alan yassı balıklara verilen ad |
lefteye flounder n.
|
|
93 |
Marine Biology |
bothidae familyasına ait, her iki gözü de başının sol tarafında yer alan yassı balıklara verilen ad |
lefteyed flounder n.
|
|
Zoology |
|
94 |
Zoology |
her iki cinsiyetin de üreme organlarına sahip hayvan |
ambisexual n.
|
|
Botanic |
|
95 |
Botanic |
her iki cinsiyetin de üreme organlarına sahip bitki |
ambisexual n.
|
|
96 |
Botanic |
her iki yüzeyi de gözenekli (yaprak) |
amphistomatal adj.
|
|
97 |
Botanic |
her iki yüzeyi de gözenekli (yaprak) |
amphistomatic adj.
|
|
Social Sciences |
|
98 |
Social Sciences |
her iki cinsiyetin de ruhunu taşıdığına inanılan, üçüncü cinsiyete mensup amerikan yerlisi |
two-spirit n.
|
|
99 |
Social Sciences |
1954'ten beri her yıl melbourne'de düzenlenen bir festival |
moomba n.
|
|
Education |
|
100 |
Education |
ingiltere'de milli eğitim programının dört basamağından her biri |
key stage n.
|
|
Literature |
|
101 |
Literature |
eski fransız şiirinde her biri on bir dizelik beş bent ve bir de kıta içeren şiir |
ambrosian chant n.
|
|
102 |
Literature |
dublin'de her yıl james joyce'un anıldığı bir kutlama |
bloomsday n.
|
|
History |
|
103 |
History |
(geçmişte ingiltere'de) halkın milis kuvvetlerine koşum takımı, davul, boya ve benzeri ürünleri her yıl vergi olarak vermesi |
trophy money n.
|
|
104 |
History |
geçmişte her yıl ingiltere'de halkın milis kuvvetlerine koşum takımı, davul, boya ve benzeri ürünleri vergi olarak vermesi |
trophy tax n.
|
|
Religious |
|
105 |
Religious |
(budizm'de) her şeyin sürekli değiştiği ve hiçbir şeyin kalıcı olamayacağı inancı |
anata n.
|
|
106 |
Religious |
(budizm'de) her şeyin sürekli değiştiği ve hiçbir şeyin kalıcı olamayacağı inancı |
anatman n.
|
|
107 |
Religious |
(budizmde) benlik de dahil olmak üzere her şeyin sürekli değiştiği inancı |
anicca n.
|
|
108 |
Religious |
(hinduizm'de) her on iki yılda bir, dört kutsal yerden birinde düzenlenen, banyo yaparak günahtan arınmanın önemsendiği bir bayram |
kumbh mela n.
|
|
109 |
Religious |
isa'nın çarmıhının yüceltilmesi amacıyla her sene 3 mayıs ve 14 eylül'de kutlanan bayramların her biri |
rudmasday n.
|
|
Geography |
|
110 |
Geography |
abd'de arazi etüdü yapılırken belirli bir boylam çizgisinden itibaren doğu ve batı olmak üzere numaralandırılan, her biri altı mil kareden oluşan arazi parçası |
range n.
|
|
111 |
Geography |
fransa'nın güneydoğusunda her yıl düzenlenen film festivaline de ev sahipliği yapan şehir |
cannes n.
|
|
Military |
|
112 |
Military |
tanker ve yakıt alan uçağın her ikisinin de normal sinyal sistemini kullandıkları usul |
air refuelling system normal operation n.
|
|
Hunting |
|
113 |
Hunting |
britanya ve abd'de bir avcı derneği tarafından her yıl düzenlenen bir organizasyon |
hunt ball n.
|
|
Sport |
|
114 |
Sport |
bir dizi atak ve karşı atak yapan her iki eskrimcinin de puan alamaması durumu |
tac-au-tac n.
|
|
115 |
Sport |
her yıl kentucky'de düzenlenen bir at yarışı |
kentucky derby n.
|
|
116 |
Sport |
1861'den beri her yıl melbourne'de düzenlenen at yarışı koşusu |
melbourne cup n.
|
|
117 |
Sport |
(at yarışı) ingiltere'de her yıl düzenlenen bir engelli koşu |
grand national n.
|
|
Wagering |
|
118 |
Wagering |
her ikisine de altı nokta gelen iki zar atışı |
boxcars n.
|
|
Latin |
|
119 |
Latin |
davanın her iki tarafının hem davacı hem de davalı olduğu dava |
actiones duplices n.
|
|